Zehra Ünal
Köşe Yazarı
Zehra Ünal
 

Ruhunu Onurlandır...

Derdini anlatacak kadar lisan bilen değil, derdi azaltacak kadar insan lazım bize.. Kalabalığa lüzum yok. Az olsun, öz olsun...  "Her sene geleneksel hale getirdiğimiz, Ramazan kolileri hazırlayıp en iyi ve adilane dağıtmaya çalışıyoruz ; öyle bir ukde ki içimde ki size de paylaşmak istedim... O sene babam köyün kadınlarından başladı ben uzaktan seyrettim o kırmadan dökmeden dağıttığı hediyelerini paylaşmasının heyecanını, son ev kaldı, köyün varlıklı ailelerinden birinin gelini ; eşi henüz şehit olmuş iki çocuklu kadın, duyduk ki aile istemiyor biri kız biri oğlan ve yaşları okul çağında olmayan torunları ve gelinini.Başlamış hayatla mücadelesi lakin evinden de ayrılmamış..Ev üç katlı ve en üstte olunca koliyi ben kucakladım babama kıyamayıp, ikinci katta bir kız çocuğunun yalvarma sesi geldi annesine ;  -Biz bu gün oruç tuttuk ve seni üzmedik abimle, bu akşam sucuk pişir ne olur. -Paramız yok kızım alamadım,biri fitre getirirse söz ilk sucuk alacağım..! Annenin sesi cılız gelse de duyduk tüğlerimizi dikiltip, dünyayı ayağımın altından çeken konuşmayı, neyse ki ben çocukları düşünerek sosis,salam ve sucuk eklemiştim kolilere..! Babam kapıyı çaldı ( ben ilk defa el uzattığım kişi ile yüz yüze gelmek istedim, kızı ellerinden tutup sucuk fabrikası na götürmek isteyen içimd vki kız çocuğuyla ) Teslim ettik emaneti, kapı kapandı lakin biz gidemedik ikinci katın merdiven boşluğunda geldi o deli gibi ağlatan sevinç çığlığı.. Mutlu olmak da ne o çığlıkla, toprak kabul etmez oracıkta can versem..! ( Koliler sucuk dolu o andan itibaren ) " "Birine her yardım ettiğinizde, her iyi bir şey yaptığınızda, insanlar değişse bile asla değişmeyeceğinize söz verin, asla pişman olmayın, asla kendine acımayın, asla çok yardım ettiğiniz için, çok iyi olduğunuz için aptal olduğunuzu söylemeyin, çok nazik, çok insan, çünkü tüm bunlar size beklenmedik şekilde geri dönecek. Şunu bilin ki,  Allah her zaman adaletlidir. “ Bazen kendine güzel bir kale oluşturmalısın, sana neşe veren, hayatın darbelerini yumuşatan, kalbini ve ruhunu rahatlatan her şeyiyle kendine bir inziva. Bu yenilenme alanı içinde oturun, hayalî ya da fiziksel olsun, ve şarj etmek, iyileştirmek, affetmek, serbest bırakmak ve perspektif bulmak için "zaman" ayırın. Gülümse, gül, ağla ve hisset. Olduğun gibi kendin ol.Burası senin ilahi merkezin, güvenli sığınağın olsun. Hayatın kaosun ortasında, seni ayakta tutan ve iyileştiren şeyleri kullanarak kişisel huzurunla bir özgürlük kalesi inşa etme gücüne sahipsin. Gözlerini kapa ya da bir yastık, bir kitap kap, müziği aç ve hayallerini hatırla. Kendini olacaklara adamaya hazır olana kadar onları etrafına sar. İçindeki yaratıcılığı ve gerçeği kutsa.Ruhunu onurlandır.... Her yıl gelen Ramazan benim kalem, yenilenme alanım.. Bulaşsın size de..! Hoş geldin Ramazan...
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2024 - Pazartesi
Zehra Ünal

Ruhunu Onurlandır...

Derdini anlatacak kadar lisan bilen değil,
derdi azaltacak kadar insan lazım bize..
Kalabalığa lüzum yok. Az olsun, öz olsun...
 "Her sene geleneksel hale getirdiğimiz, Ramazan kolileri hazırlayıp en iyi ve adilane dağıtmaya çalışıyoruz ; öyle bir ukde ki içimde ki size de paylaşmak istedim...
O sene babam köyün kadınlarından başladı ben uzaktan seyrettim o kırmadan dökmeden dağıttığı hediyelerini paylaşmasının heyecanını, son ev kaldı, köyün varlıklı ailelerinden birinin gelini ; eşi henüz şehit olmuş iki çocuklu kadın, duyduk ki aile istemiyor biri kız biri oğlan ve yaşları okul çağında olmayan torunları ve gelinini.Başlamış hayatla mücadelesi lakin evinden de ayrılmamış..Ev üç katlı ve en üstte olunca koliyi ben kucakladım babama kıyamayıp, ikinci katta bir kız çocuğunun yalvarma sesi geldi annesine ; 
-Biz bu gün oruç tuttuk ve seni üzmedik abimle, bu akşam sucuk pişir ne olur.
-Paramız yok kızım alamadım,biri fitre getirirse söz ilk sucuk alacağım..!
Annenin sesi cılız gelse de duyduk tüğlerimizi dikiltip, dünyayı ayağımın altından çeken konuşmayı, neyse ki ben çocukları düşünerek sosis,salam ve sucuk eklemiştim kolilere..!
Babam kapıyı çaldı ( ben ilk defa el uzattığım kişi ile yüz yüze gelmek istedim, kızı ellerinden tutup sucuk fabrikası na götürmek isteyen içimd vki kız çocuğuyla )
Teslim ettik emaneti, kapı kapandı lakin biz gidemedik ikinci katın merdiven boşluğunda geldi o deli gibi ağlatan sevinç çığlığı..
Mutlu olmak da ne o çığlıkla, toprak kabul etmez oracıkta can versem..! ( Koliler sucuk dolu o andan itibaren ) "
"Birine her yardım ettiğinizde, her iyi bir şey yaptığınızda, insanlar değişse bile asla değişmeyeceğinize söz verin, asla pişman olmayın, asla kendine acımayın, asla çok yardım ettiğiniz için, çok iyi olduğunuz için aptal olduğunuzu söylemeyin, çok nazik, çok insan, çünkü tüm bunlar size beklenmedik şekilde geri dönecek.
Şunu bilin ki, 

Allah her zaman adaletlidir. “

Bazen kendine güzel bir kale oluşturmalısın, sana neşe veren, hayatın darbelerini yumuşatan, kalbini ve ruhunu rahatlatan her şeyiyle kendine bir inziva.
Bu yenilenme alanı içinde oturun, hayalî ya da fiziksel olsun, ve şarj etmek, iyileştirmek, affetmek, serbest bırakmak ve perspektif bulmak için "zaman" ayırın.
Gülümse, gül, ağla ve hisset. Olduğun gibi kendin ol.Burası senin ilahi merkezin, güvenli sığınağın olsun.
Hayatın kaosun ortasında, seni ayakta tutan ve iyileştiren şeyleri kullanarak kişisel huzurunla bir özgürlük kalesi inşa etme gücüne sahipsin.
Gözlerini kapa ya da bir yastık, bir kitap kap, müziği aç ve hayallerini hatırla. Kendini olacaklara adamaya hazır olana kadar onları etrafına sar.
İçindeki yaratıcılığı ve gerçeği kutsa.Ruhunu onurlandır....
Her yıl gelen Ramazan benim kalem, yenilenme alanım..
Bulaşsın size de..!
Hoş geldin Ramazan...

Yazıya ifade bırak !