BAHRİYE ÜÇOK’U SAYGIYLA ANIYORUZ

ÖZEL HABER 05.10.2024 - 10:37, Güncelleme: 05.10.2024 - 10:37 484 kez okundu.
 

BAHRİYE ÜÇOK’U SAYGIYLA ANIYORUZ

29 Ekim Kadınları Derneği Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçısı Bahriye Üçok'u anarak bir basın açıklaması yaptı.

İslam Tarihçisi Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK, ülkemizde tırmandırılmaya çalışılan gericiliğe karşı mücadele eden bir aydınlanma savaşçısı idi. Kör karanlığa karşı bilimin ışığını kararlılıkla yükselten Üçok, bu mücadelesinin bedelini canı ile ödedi. Türkiye’nin ilk kadın ilahiyatçısı idi. İslam tarihi ve İslam’da kadınların yeri üzerine araştırmalar yaptı. Araştırmaları, O’nu laikliğin kararlı bir savunucusu kıldı. Bir kadın olarak siyasette de kendini var eden Üçok, yaşamı boyunca halkın yararı için mücadele etti.  Üçok, 6 Ekim 1990 tarihinde evine gönderilen bir bombalı paketle katledildi. Kızı Kumru Üçok’un gözleri önünde işlenen bu cinayetin üzerinden otuz dört yıl geçti. Diğer aydın katliamlarında olduğu gibi eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen kimileri yargı önüne getirildiler Ancak arkalarındaki örgütler ya da güçler saptanmadı. Bu nedenle ülkemizde aydın cinayetlerini, toplu katliamlar izledi. Ne yazık ki bu katliamların sorumluları da bulunmadı. Cezasızlık olgusu, karanlık güçleri daha da cesaretlendirdi. Gericilik giderek güç kazandı.. Bilim, yerini hurafeye bıraktı. Sorgulamayan, hak aramayan, boyun eğen bir nesil yaratılmaya çalışıldı.  Şimdi ne yapmalıyız? Bu sorunun yanıtını Bahriye Üçok’un bize bıraktığı anılarında buluyoruz: Üçok, “Benim yaşamım mücadele” diyordu. Biz de özellikle kadınlar olarak mücadele kararlılığı içinde olacağız. O, eserlerinde ve konuşmalarında, irticanın ortaçağ kalıntısı olduğunu belirtiyor ve kadınların hak mücadelesinin aynı zamanda laiklik mücadelesi olması gerektiğini ifade ediyordu. Biz laiklik mücadelesinin önemine bütün kalbimizle inanıyoruz. “Siyasal, toplumsal, hukuksal, ekonomik, düşünsel ve bilimsel kurumların, ilişkilerin ve etkinliklerin dinsel ideolojiden arındırılması” demek olan laikliği savunmanın ve gerçekleştirmenin kendi yaşamımızı korumak olduğunu biliyoruz. Ve yine Üçok’un dediği gibi bunları başarmanın tek yolunun “birlik” olduğuna da inanıyoruz. 29 Ekim Kadınları olarak, her yıl olduğu gibi bugün de Anıtının başında, laiklik başta olmak üzere Cumhuriyetin tüm kazanımlarına sahip çıkmaya ve onları çağın gereklerine uygun olarak ileri taşımaya devam edeceğimize söz veriyoruz. Saygılarımızla. Nuran Heper 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkan Yrd.
29 Ekim Kadınları Derneği Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçısı Bahriye Üçok'u anarak bir basın açıklaması yaptı.


İslam Tarihçisi Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK, ülkemizde tırmandırılmaya çalışılan gericiliğe karşı mücadele eden bir aydınlanma savaşçısı idi. Kör karanlığa karşı bilimin ışığını kararlılıkla yükselten Üçok, bu mücadelesinin bedelini canı ile ödedi.

Türkiye’nin ilk kadın ilahiyatçısı idi. İslam tarihi ve İslam’da kadınların yeri üzerine araştırmalar yaptı. Araştırmaları, O’nu laikliğin kararlı bir savunucusu kıldı.

Bir kadın olarak siyasette de kendini var eden Üçok, yaşamı boyunca halkın yararı için mücadele etti. 

Üçok, 6 Ekim 1990 tarihinde evine gönderilen bir bombalı paketle katledildi. Kızı Kumru Üçok’un gözleri önünde işlenen bu cinayetin üzerinden otuz dört yıl geçti. Diğer aydın katliamlarında olduğu gibi eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen kimileri yargı önüne getirildiler Ancak arkalarındaki örgütler ya da güçler saptanmadı. Bu nedenle ülkemizde aydın cinayetlerini, toplu katliamlar izledi. Ne yazık ki bu katliamların sorumluları da bulunmadı. Cezasızlık olgusu, karanlık güçleri daha da cesaretlendirdi. Gericilik giderek güç kazandı.. Bilim, yerini hurafeye bıraktı. Sorgulamayan, hak aramayan, boyun eğen bir nesil yaratılmaya çalışıldı. 

Şimdi ne yapmalıyız?

Bu sorunun yanıtını Bahriye Üçok’un bize bıraktığı anılarında buluyoruz:
Üçok, “Benim yaşamım mücadele” diyordu. Biz de özellikle kadınlar olarak mücadele kararlılığı içinde olacağız. O, eserlerinde ve konuşmalarında, irticanın ortaçağ kalıntısı olduğunu belirtiyor ve kadınların hak mücadelesinin aynı zamanda laiklik mücadelesi olması gerektiğini ifade ediyordu. Biz laiklik mücadelesinin önemine bütün kalbimizle inanıyoruz. “Siyasal, toplumsal, hukuksal, ekonomik, düşünsel ve bilimsel kurumların, ilişkilerin ve etkinliklerin dinsel ideolojiden arındırılması” demek olan laikliği savunmanın ve gerçekleştirmenin kendi yaşamımızı korumak olduğunu biliyoruz. Ve yine Üçok’un dediği gibi bunları başarmanın tek yolunun “birlik” olduğuna da inanıyoruz. 29 Ekim Kadınları olarak, her yıl olduğu gibi bugün de Anıtının başında, laiklik başta olmak üzere Cumhuriyetin tüm kazanımlarına sahip çıkmaya ve onları çağın gereklerine uygun olarak ileri taşımaya devam edeceğimize söz veriyoruz.
Saygılarımızla.

Nuran Heper
29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkan Yrd.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.