Çocuklarımız Türkiye'nin İstikbali, İstikbalin Güvencesi
Çocuklarımız Türkiye'nin İstikbali, İstikbalin Güvencesi
Küçük hanımların ve küçük beylerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Küçük hanımların ve küçük beylerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 105. yıl dönümünü büyük bir coşku ve gururla kutluyoruz. 23 Nisan, sadece bir bayram değil, aynı zamanda milletimizin egemenliğinin tescillendiği ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza armağan edilen eşsiz bir anlam taşıyor.
Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinde, milletimizin bağımsızlık iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplandı. Bu tarihi adım, sadece siyasi bir dönüm noktası olmakla kalmadı, aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlayan bir başlangıç oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan bu meclis, milletin kendi kaderini tayin etme hakkını tüm dünyaya ilan etti.
Atatürk'ün çocuklara olan sevgisi ve onlara duyduğu güven, 23 Nisan'ın bir çocuk bayramı olarak ilan edilmesiyle taçlandı. O, çocukları "Türkiye'nin istikbali, istikbalin güvencesi" olarak görüyordu. Bu nedenle, bu anlamlı günü onlara armağan ederek, onların neşesiyle milletin egemenliğini birleştirdi.
23 Nisan, her yıl Türkiye'nin dört bir yanında büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Okullarda düzenlenen törenler, gösteriler, şiirler ve şarkılarla çocuklarımızın sevinci tüm ülkeye yayılıyor. Bu bayram, sadece eğlence ve coşku günü değil, aynı zamanda çocuklarımızın haklarını, sorumluluklarını ve geleceğe dair umutlarını yeşerttiğimiz bir gün.
23 Nisan, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda bir farkındalık ve sorumluluk günüdür. Her çocuğun eşit eğitim, sağlık, barınma ve güvenli bir yaşam hakkına sahip olması gerektiği gerçeği, bu bayramın en temel değerlerinden biridir. Ne yazık ki günümüzde çocuklar arasında bu haklara erişim konusunda ciddi farklar bulunmaktadır. Kırsalda yaşayan bir çocuk ile büyük şehirdeki yaşıtı arasında eğitim kalitesi açısından büyük uçurumlar oluşmuştur. Ekonomik zorluklar, yetersiz altyapı, sosyal dışlanma gibi etkenler, fırsat eşitliğini gölgelemiş durumda.
23 Nisan’ı kutlarken, çocuklara gerçekten bu bayramın anlamını yaşatmak istiyorsak, onların haklarını koruyacak ve eşitliği sağlayacak adımları atmak hepimizin sorumluluğudur. Eğitim sisteminde fırsat eşitliği yaratmak, her çocuğun ihtiyaçlarına göre desteklenmesini sağlamak, sosyal hizmetleri yaygınlaştırmak ve çocukların karar alma süreçlerinde seslerini duyurabilecekleri mekanizmalar kurmak bu yolda atılabilecek önemli adımlardır. Kırsalda da, kentte de aynı hayaller kurulmalı. Çocuklar sadece dinlenmemeli, duyulmalı.
Atatürk'ün "küçük hanımlar, küçük beyler…" diye seslendiği çocuklar, aslında geleceğin mimarlarıdır. Onlara sadece bir gün değil, her gün eşitlik, adalet ve sevgiyle yaklaşmak zorundayız. 23 Nisan, sadece neşeli kutlamalarla değil, çocukların karşılaştığı adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için toplumsal bir bilinçle yaşanmalıdır. Bu bayram, umutla büyüyen her çocuğun gözlerinde ışıldamalı; çünkü o gözlerde, yarının aydınlık Türkiye’si parıldıyor.