Tapu ve Kadastro Müdürlüğünde Parselasyon Polemiği!

ÖZEL HABER 02.10.2022 - 00:00, Güncelleme: 02.10.2022 - 00:00 3771+ kez okundu.
 

Tapu ve Kadastro Müdürlüğünde Parselasyon Polemiği!

Süleyman Yıldız Tapu kadastrolarda çok fazla yaşanan sorunların bazılarını gündeme taşımak adına ..

Süleyman Yıldız Tapu kadastrolarda çok fazla yaşanan sorunların bazılarını gündeme taşımak adına bize ulaşarak hak kaybına uğradığını iddia eden sn. Süleyman Yıldız ile bir röportaj yaptık. Ayrıca konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’dan bilgi istedik. Bizlere zaman ayırarak bilgilendiren Avukat Mehmet Tav’a çok teşekkür ediyoruz. Umarız okurlarımızı bu konularda yaşadıkları sorunlarla ilgili, az da olsa bilgilendirebiliriz. Süleyman İnci İstanbul’da ikamet ediyor, asıl memleketi Sivas Yıldızeli Yeşilalan Köyü. İstanbul’da ikamet ettiği için ağabeyi ile bir sorun yaşayana kadar köyde kendilerine ait arazilerle  ilgili bir sorgulama yapmıyor.Ağabeyi ile yaşadığı sorun nedeni ile mahkemelik olduğunda Tapu Kadastroya gidiyor ve hayatının şokunu yaşıyor. Tapu Kadastro Müdürlüğü uzun yıllar önce tapu çıkartmak amacı ile ölçüm yapıyor, ölçümler hatalı yapılıyor, aynı zamanda kendisine ait tarla (Orman vasfı olmayan sulak tarla) hazineye devrediliyor. Araştırdığında kendi köyleri gibi civar köylerinde bu sorunun yaşandığını öğreniyor.Kendisi ile bir röportaj yaptık. Şimdi olayı Süleyman İnci’nin cümleleri ile size aktaralım:- Süleyman Bey yaşadıklarınızı bize anlatabilir misiniz?- Süleyman İnci: Ben İstanbul’da ikamet ediyorum. Köyde yani Sivas- Yıldızeli Yeşilalan   Köyü’nde kendimize ait arazilerimiz var. Ağabeyim ile arazilerimiz ile ilgili bir sorun yaşadım ve mahkemelik olunca Yıldızeli Tapu Kadastro Müdürlüğüne gittim. Burada Tapu Kadastro memurlarının arazi sahiplerine bilgi vermeden tapulama amaçlı ölçüm yapıldığını ve sulak arazimin hazineye devredildiğini öğrendim. Liste muhtarlığa asılmamış, kimseye haber verilmemiş, üstelik bu sorun civar köylerde de yaşanmış.Üstelik tarla sınır komşum beni aradı ve ‘’Tapu Kadastro hatalı ölçüm yapmış sizin tarlanın bir bölümünü bizim tapuya geçirmişler. Ölüm var kalım var bu yanlışlığı düzeltelim’’ dedi. Ve birçok sınır komşusu arasında bu sorun var. Ölçümler yanlış yapılmış. Bu hatayı düzeltebilmek için çok sayıda imza toplamamız gerekiyor, dava açmak zorunda kalıyoruz.Arazilere tapu verilirken listeler ilgili köyün muhtarlığına asılır. Muhtar veya Tapu Kadastro tarafından bu bilgiler telefon ya da başka bir yolla bizlere tebliğ edilmemiş. Ve yasa gereği 10 yılı aştıktan sonra zaman aşımına uğruyor ve hakkınızı aramak için dava açamıyorsunuz. Köy muhtarlarının görevi nedir? Muhtarlar vatandaşları bu tip durumlarda bilgilendirmeli. Öyle oturup maaş almakla olmaz. Vatandaşları mağdur konuma düşürüyorsunuz sonrasında vatandaşlar haberdar olduğunda zaman geçmiş oluyor ve haklarını alamıyorlar.Yıldızeli Tapu Kadastro Müdürü Fatih Bey ile görüştüm ve bana şu cevabı verdi: Eğer sınırlarda bir hata yapıldıysa düzeltilir. Hazineye devredilen araziniz için dava açabilirsiniz. Ölçümler 2005 yılında yapıldı. Ben, fakat 10 yılı aştığında zaman aşımına uğrar mahkeme davayı kabul eder mi dediğimde evet zaman aşımına uğrar dedi. O zaman benim mallarım gasp edilmiş oluyor. Hazineye devredilen arazim sulak bölgedir içinde kavaklar, söğütler vardır burayı nasıl hazineye devrediyorsunuz. Sulak bölge olmaz, dağ bölgesi olur o zaman hazineye devredilebilir. Orman bölgesi diye değerlendirilebilir.   Vatandaşlara haber verilmiyor, bu işlemler yapılıyor, hem vatandaş dava açtığı için adliyelerde dosyalar yığılıyor; hem vatandaşlar mağdur oluyor. Halbuki teknolojik gelişmeleri kullanıp telefon mesajıyla bilgilendirilebilir. Böylece adliyelerin de yükü hafifler. Vatandaşa tebligat yollansa bile posta memurları bulamıyor, muhtara teslim ediliyor. Vatandaşa ulaşmıyor ve bu mağduriyetler yaşanıyor.-Doğru mu anladım? 10 yıl önce bir memur hata yapıyor ya da ard niyetle usulsüz bir işlem yapıyor, suç işliyor.  Vatandaş yaşadığı mağduriyeti 10 yıl sonra öğreniyor. Hakkını aramak istediğinde ise zaman aşımına uğradı cevabını alıyor. - Süleyman İnci: Maalesef durum bu. Tapu Kadastro Müdürü Fatih Bey ile konuştuğumu az önce söyledim. Kendisi yaşadığımız hak kaybı ile ilgili geriye dönük bir işlem yapılamayacağını, bunun nedenini de zaman aşımı olduğunu net olarak söyledi.Hazineye devredilen bu arazi aynı durumdaydı. Tapu yoktu ama dedelerimden bizlere intikal etti. Dağ başındaki diğer yerlere tapu verilirken asıl değerli sulak arazi hazineye devredilmiş. Söz ettiğimiz bu arazi Yıldızeli Yeşilalan Köyü ile Karaleylek Köyü arasında Aksu bölgesinde bulunan bir yerdir. Tapu müdürünün ısrarla  hiç bir sorgulama yapmaması da garip geldi. Parselasyon bilgileri olmadan bakamam diyor. Bu konularda fazla bilgi sahibi değilim ama müdür beyin en azından isim ve TC kimlik numarası ile basit bir sorgulama yapabileceğini düşünüyorum. Tabii ki bu konuda yasal haklarımızı aramaya devam edeceğiz. Bu konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’a danıştık. Mehmet TavAvukat Avukat Mehmet Tav: Konu ile ilgili net bir görüş belirtmek için daha detaylı bilgiye sahip olmam gerek.  Burada sizlere verebileceğim bu konu üzerinden genel bilgiler olacak. Şöyle ki:Kadastro işlemi tam bir silindir işlemidir. Önceki şeylerin hepsini ezer gider.  Yani önceki Cumhuriyet tapusu var olmuş olsa dahi kadastro esnasında tespit edilen ne ise odur.  Cumhuriyet tapusuna dayanarak dahi dava açamıyorsunuz cumhuriyet tapusunu dahi geçersiz kılar kadastro tespiti.Ancak kadastro tespitinin bittikten sonra bir askı süresi vardır.  O süre içinde itiraz edilmesi lazım. O süre geçilmiş ve itiraz edilmemiş ise işte o dönemde o bu kez de on yıllık ve 20 yıllık  zaman aşımları vardır. On yıl içinde eski tapuya dayanılarak dava açılabilir.  20 yıl geçmişse o takdirde de hiçbir gerekçeyle dava açma hakkı kalmıyor.  Esas zamanaşımı süresi on yıl,  bir de askı süresi bir aylık bir askı süresi içinde itiraz etmek lazım.  Bir aylık askı süresi içinde itiraz ettiğinizde eğer kadastro Komisyonu itirazınızı reddederse kadastro Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.  O zaman da harçlardan masraflardan kurtulursunuz.Ama on yıl içinde eski tapuya dayanarak dava açarsanız,  bu kez Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır o tür davalar da harca tabiidir. Kamulaştırma bedeli diye bir şey bu olayımızda söz konusu edilemez. Zira kadastro tespitinde hazine olarak tespit edilmişse  ya da orman yeri diye tespit edilmiş ise de o kamulaştırma sayılmaz. Onun içinde ondan hiç bir bedel alınmaz ona da aynı şekilde diğer davalar gibi itiraz etmek lazım. Kadastro Mahkemesi’nde dava açılır ya da on yıllık süre içinde eski tapıya dayanarak Asya hukuk Mahkemesinde harcı ödeyerek dava açılabilir.Kadastro tespitinde hazine ya da orman Bakanlığı’na tahsis edilen, ayrılan, tespit edilen yerler için kamulaştırma bedeli istenemez. Çünkü yapılan işlem bir kamulaştırma işlemi değil bunlardan bedel alınamaz ancak bunlara da diğerleri gibi itiraz edilebilir mahkeme de dava açılabilir.Olayda zamanaşımı meselesi en kritik noktadır.  Şayet zamanına  kadar söz tespiti esnasında ve askı süresi içinde bu şahıslara yasal şekilde tebligat yapılmamış ise, bunlarında haklı ve geçerli mazeretleri var ise öğrendikleri tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar ki sizin söylediğinize göre bu tarihte kardeşi ile itilaf çıktı tapuya gittiği tarihtir.  İkinci husus kada, bu tespiti yapan komisyon çalışması esnasında görevini suistimal etmiş, gereği gibi yasal bir şekilde tutanakları tanzim etmemiş ve eski tapu kayıtlarına bakmamış zilyetliğinin kim olduğunu araştırmadan orada husumet nedeniyle birilerinin yönlendirmesi ile tespit yapmışsa bu tespitlerde geçersizdir dolayısıyla burada da zamanaşımı hükmünü yürütemez.Bu şahıslar 20 yıl süre ile malik olma sıfatı ile zilyet iseler o takdirde medeni kanunun ilgili maddesine göre tapu iptali ve tescili davası açarak hazineden o yerlerini satın alabilirler bedelini ödemek şartıyla ya da hiç bedel ödemeden direk doğrudan alabilirler o şartlara bağlı olmaktadır. Şahısların  taşınmazları tapuya kayıtlı ise ve Kadastro Komisyonu bu tapu kayıtlarını incelemeden kadastro tespiti yapmış ise bu tespitler de iptal edilebilir. Çünkü kadastro tespiti esnasında önceki tapu kayıtları incelenir bakılır ona göre kadastro tespiti yapıyor. Cumhuriyet tapuları ya da Osmanlı tapuları var ise ve bunlar nazara alınmamış ise bu da bir iptal nedeni olur.Kanunlar hiyerarşisine göre öncelikle özel kanun uygulanır. Kadastro komisyonları tespitleri de kadastro kanununa tabiidir.  Öncelikle kadastro kanunundaki hükümler uygulanır sonra medeni kanun uygulanır.  kadar su tespiti maalesef Türkiye’nin işte şu an daha iyi bunu konuşuyoruz yapılmamıştır kadastrosu bugüne kadar oysaki devlet kurulduğu günden kalan solosunun tamamlanıp bitmiş olması gerekir idi Çetin Altan’ın sık sık vurguladığı gibi bu ülkeden daha kadastrosu bile çıkartılmamış diyordu doğru haklı istedi kaç 58 lerde falan atmışlar da falan başladı ama bitiremediler çünkü küçük bir komisyon gidiyor bütün bir şehrin kadastrosunu üç tane kadastro mühendisi Çalışarak yapıyorlar ve yetiştiremiyorlar kadastro kanununa göre de kadastro tespiti esnasında hazineye ait olduğu tespit edilen yerler Velevki köylü burası benimdir ben kullanıyordum atamdan dedemden kaldı dese daha iyi onu önceki tapularıyla ya da itiraz Komisyonu‘ndaki itirazları ya da mahkemeden sunduğu delilleri ile ispat edemezse o yer hazine adına tescil edilir ve kayıt yapılır burada bir kamulaştırma söz konusu değildir yer zaten hazinenin olduğu için onun adına tespiti yapılıyor eğer köylünün o yerle ya zilyet olarak ya da tapu kaydıyla bir ilişkisi var ise normalde o köylü adına tespit yapılır köylü adına tespit Bu tür parselasyon işlemlerinden önce, parselasyon yapılacak bölgelerin listesi çıkarılır ve geriye dönük Osmanlı tapuları da dahil olmak üzere araştırılır. (Osmanlı tapusu olan hak sahipleri dava açarak bu toprakların kullanım hakkını üzerine alır. )Sorgulama sonrası listeler ilgili köy muhtarlıklarına gönderilir ve parselasyon yapılacak tarihler konusunda hak sahiplerinin bilgilendirilmesi için muhtarlıklara bu listeler asılır. Parselasyon sırasında doğan hatalar için ise Asliye hukuk mahkemesine gerekli harçlar ödenerek dava açarak tapu iptali ve yeniden ölçülmesi talep edilir.Bu konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’a danıştık.Avukat Mehmet Tav: Konu ile ilgili net bir görüş belirtmek için daha detaylı bilgiye sahip olmam gerek.  Burada sizlere verebileceğim bu konu üzerinden genel bilgiler olacak. Şöyle ki:Kadastro işlemi tam bir silindir işlemidir. Önceki şeylerin hepsini ezer gider.  Yani önceki Cumhuriyet tapusu var olmuş olsa dahi kadastro esnasında tespit edilen ne ise odur.  Cumhuriyet tapusuna dayanarak dahi dava açamıyorsunuz cumhuriyet tapusunu dahi geçersiz kılar kadastro tespiti.Ancak kadastro tespitinin bittikten sonra bir askı süresi vardır.  O süre içinde itiraz edilmesi lazım. O süre geçilmiş ve itiraz edilmemiş ise işte o dönemde o bu kez de on yıllık ve 20 yıllık  zaman aşımları vardır. On yıl içinde eski tapuya dayanılarak dava açılabilir.  20 yıl geçmişse o takdirde de hiçbir gerekçeyle dava açma hakkı kalmıyor.  Esas zamanaşımı süresi on yıl,  bir de askı süresi bir aylık bir askı süresi içinde itiraz etmek lazım.  Bir aylık askı süresi içinde itiraz ettiğinizde eğer kadastro Komisyonu itirazınızı reddederse kadastro Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.  O zaman da harçlardan masraflardan kurtulursunuz. Ama on yıl içinde eski tapuya dayanarak dava açarsanız,  bu kez Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır o tür davalar da harca tabiidir. Kamulaştırma bedeli diye bir şey bu olayımızda söz konusu edilemez. Zira kadastro tespitinde hazine olarak tespit edilmişse  ya da orman yeri diye tespit edilmiş ise de o kamulaştırma sayılmaz. Onun içinde ondan hiç bir bedel alınmaz ona da aynı şekilde diğer davalar gibi itiraz etmek lazım. Kadastro Mahkemesi’nde dava açılır ya da on yıllık süre içinde eski tapıya dayanarak Asya hukuk Mahkemesinde harcı ödeyerek dava açılabilir.Kadastro tespitinde hazine ya da orman Bakanlığı’na tahsis edilen, ayrılan, tespit edilen yerler için kamulaştırma bedeli istenemez. Çünkü yapılan işlem bir kamulaştırma işlemi değil bunlardan bedel alınamaz ancak bunlara da diğerleri gibi itiraz edilebilir mahkeme de dava açılabilir.Olayda zamanaşımı meselesi en kritik noktadır.  Şayet zamanına  kadar söz tespiti esnasında ve askı süresi içinde bu şahıslara yasal şekilde tebligat yapılmamış ise, bunlarında haklı ve geçerli mazeretleri var ise öğrendikleri tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar ki sizin söylediğinize göre bu tarihte kardeşi ile itilaf çıktı tapuya gittiği tarihtir.  İkinci husus kada, bu tespiti yapan komisyon çalışması esnasında görevini suistimal etmiş, gereği gibi yasal bir şekilde tutanakları tanzim etmemiş ve eski tapu kayıtlarına bakmamış zilyetliğinin kim olduğunu araştırmadan orada husumet nedeniyle birilerinin yönlendirmesi ile tespit yapmışsa bu tespitlerde geçersizdir dolayısıyla burada da zamanaşımı hükmünü yürütemez.Bu şahıslar 20 yıl süre ile malik olma sıfatı ile zilyet iseler o takdirde medeni kanunun ilgili maddesine göre tapu iptali ve tescili davası açarak hazineden o yerlerini satın alabilirler bedelini ödemek şartıyla ya da hiç bedel ödemeden direk doğrudan alabilirler o şartlara bağlı olmaktadır. Şahısların  taşınmazları tapuya kayıtlı ise ve Kadastro Komisyonu bu tapu kayıtlarını incelemeden kadastro tespiti yapmış ise bu tespitler de iptal edilebilir. Çünkü kadastro tespiti esnasında önceki tapu kayıtları incelenir bakılır ona göre kadastro tespiti yapıyor. Cumhuriyet tapuları ya da Osmanlı tapuları var ise ve bunlar nazara alınmamış ise bu da bir iptal nedeni olur.Kanunlar hiyerarşisine göre öncelikle özel kanun uygulanır. Kadastro komisyonları tespitleri de kadastro kanununa tabiidir.  Öncelikle kadastro kanunundaki hükümler uygulanır sonra medeni kanun uygulanır.  kadar su tespiti maalesef Türkiye’nin işte şu an daha iyi bunu konuşuyoruz yapılmamıştır kadastrosu bugüne kadar oysaki devlet kurulduğu günden kalan solosunun tamamlanıp bitmiş olması gerekir idi Çetin Altan’ın sık sık vurguladığı gibi bu ülkeden daha kadastrosu bile çıkartılmamış diyordu doğru haklı istedi kaç 58 lerde falan atmışlar da falan başladı ama bitiremediler çünkü küçük bir komisyon gidiyor bütün bir şehrin kadastrosunu üç tane kadastro mühendisi Çalışarak yapıyorlar ve yetiştiremiyorlar kadastro kanununa göre de kadastro tespiti esnasında hazineye ait olduğu tespit edilen yerler Velevki köylü burası benimdir ben kullanıyordum atamdan dedemden kaldı dese daha iyi onu önceki tapularıyla ya da itiraz Komisyonu‘ndaki itirazları ya da mahkemeden sunduğu delilleri ile ispat edemezse o yer hazine adına tescil edilir ve kayıt yapılır burada bir kamulaştırma söz konusu değildir yer zaten hazinenin olduğu için onun adına tespiti yapılıyor eğer köylünün o yerle ya zilyet olarak ya da tapu kaydıyla bir ilişkisi var ise normalde o köylü adına tespit yapılır köylü adına tespit Bu tür parselasyon işlemlerinden önce, parselasyon yapılacak bölgelerin listesi çıkarılır ve geriye dönük Osmanlı tapuları da dahil olmak üzere araştırılır. (Osmanlı tapusu olan hak sahipleri dava açarak bu toprakların kullanım hakkını üzerine alır. )Sorgulama sonrası listeler ilgili köy muhtarlıklarına gönderilir ve parselasyon yapılacak tarihler konusunda hak sahiplerinin bilgilendirilmesi için muhtarlıklara bu listeler asılır. Parselasyon sırasında doğan hatalar için ise Asliye hukuk mahkemesine gerekli harçlar ödenerek dava açarak tapu iptali ve yeniden ölçülmesi talep edilir. ]]>
Süleyman Yıldız Tapu kadastrolarda çok fazla yaşanan sorunların bazılarını gündeme taşımak adına ..
Süleyman Yıldız

Tapu kadastrolarda çok fazla yaşanan sorunların bazılarını gündeme taşımak adına bize ulaşarak hak kaybına uğradığını iddia eden sn. Süleyman Yıldız ile bir röportaj yaptık. Ayrıca konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’dan bilgi istedik. Bizlere zaman ayırarak bilgilendiren Avukat Mehmet Tav’a çok teşekkür ediyoruz. Umarız okurlarımızı bu konularda yaşadıkları sorunlarla ilgili, az da olsa bilgilendirebiliriz.

Süleyman İnci İstanbul’da ikamet ediyor, asıl memleketi Sivas Yıldızeli Yeşilalan Köyü. İstanbul’da ikamet ettiği için ağabeyi ile bir sorun yaşayana kadar köyde kendilerine ait arazilerle  ilgili bir sorgulama yapmıyor.Ağabeyi ile yaşadığı sorun nedeni ile mahkemelik olduğunda Tapu Kadastroya gidiyor ve hayatının şokunu yaşıyor. Tapu Kadastro Müdürlüğü uzun yıllar önce tapu çıkartmak amacı ile ölçüm yapıyor, ölçümler hatalı yapılıyor, aynı zamanda kendisine ait tarla (Orman vasfı olmayan sulak tarla) hazineye devrediliyor. Araştırdığında kendi köyleri gibi civar köylerinde bu sorunun yaşandığını öğreniyor.Kendisi ile bir röportaj yaptık. Şimdi olayı Süleyman İnci’nin cümleleri ile size aktaralım:- Süleyman Bey yaşadıklarınızı bize anlatabilir misiniz?- Süleyman İnci: Ben İstanbul’da ikamet ediyorum. Köyde yani Sivas- Yıldızeli Yeşilalan   Köyü’nde kendimize ait arazilerimiz var. Ağabeyim ile arazilerimiz ile ilgili bir sorun yaşadım ve mahkemelik olunca Yıldızeli Tapu Kadastro Müdürlüğüne gittim. Burada Tapu Kadastro memurlarının arazi sahiplerine bilgi vermeden tapulama amaçlı ölçüm yapıldığını ve sulak arazimin hazineye devredildiğini öğrendim. Liste muhtarlığa asılmamış, kimseye haber verilmemiş, üstelik bu sorun civar köylerde de yaşanmış.Üstelik tarla sınır komşum beni aradı ve ‘’Tapu Kadastro hatalı ölçüm yapmış sizin tarlanın bir bölümünü bizim tapuya geçirmişler. Ölüm var kalım var bu yanlışlığı düzeltelim’’ dedi. Ve birçok sınır komşusu arasında bu sorun var. Ölçümler yanlış yapılmış. Bu hatayı düzeltebilmek için çok sayıda imza toplamamız gerekiyor, dava açmak zorunda kalıyoruz.Arazilere tapu verilirken listeler ilgili köyün muhtarlığına asılır. Muhtar veya Tapu Kadastro tarafından bu bilgiler telefon ya da başka bir yolla bizlere tebliğ edilmemiş. Ve yasa gereği 10 yılı aştıktan sonra zaman aşımına uğruyor ve hakkınızı aramak için dava açamıyorsunuz. Köy muhtarlarının görevi nedir? Muhtarlar vatandaşları bu tip durumlarda bilgilendirmeli. Öyle oturup maaş almakla olmaz. Vatandaşları mağdur konuma düşürüyorsunuz sonrasında vatandaşlar haberdar olduğunda zaman geçmiş oluyor ve haklarını alamıyorlar.Yıldızeli Tapu Kadastro Müdürü Fatih Bey ile görüştüm ve bana şu cevabı verdi: Eğer sınırlarda bir hata yapıldıysa düzeltilir. Hazineye devredilen araziniz için dava açabilirsiniz. Ölçümler 2005 yılında yapıldı. Ben, fakat 10 yılı aştığında zaman aşımına uğrar mahkeme davayı kabul eder mi dediğimde evet zaman aşımına uğrar dedi. O zaman benim mallarım gasp edilmiş oluyor. Hazineye devredilen arazim sulak bölgedir içinde kavaklar, söğütler vardır burayı nasıl hazineye devrediyorsunuz. Sulak bölge olmaz, dağ bölgesi olur o zaman hazineye devredilebilir. Orman bölgesi diye değerlendirilebilir.   Vatandaşlara haber verilmiyor, bu işlemler yapılıyor, hem vatandaş dava açtığı için adliyelerde dosyalar yığılıyor; hem vatandaşlar mağdur oluyor. Halbuki teknolojik gelişmeleri kullanıp telefon mesajıyla bilgilendirilebilir. Böylece adliyelerin de yükü hafifler. Vatandaşa tebligat yollansa bile posta memurları bulamıyor, muhtara teslim ediliyor. Vatandaşa ulaşmıyor ve bu mağduriyetler yaşanıyor.-Doğru mu anladım? 10 yıl önce bir memur hata yapıyor ya da ard niyetle usulsüz bir işlem yapıyor, suç işliyor.  Vatandaş yaşadığı mağduriyeti 10 yıl sonra öğreniyor. Hakkını aramak istediğinde ise zaman aşımına uğradı cevabını alıyor. - Süleyman İnci: Maalesef durum bu. Tapu Kadastro Müdürü Fatih Bey ile konuştuğumu az önce söyledim. Kendisi yaşadığımız hak kaybı ile ilgili geriye dönük bir işlem yapılamayacağını, bunun nedenini de zaman aşımı olduğunu net olarak söyledi.Hazineye devredilen bu arazi aynı durumdaydı. Tapu yoktu ama dedelerimden bizlere intikal etti. Dağ başındaki diğer yerlere tapu verilirken asıl değerli sulak arazi hazineye devredilmiş. Söz ettiğimiz bu arazi Yıldızeli Yeşilalan Köyü ile Karaleylek Köyü arasında Aksu bölgesinde bulunan bir yerdir. Tapu müdürünün ısrarla  hiç bir sorgulama yapmaması da garip geldi. Parselasyon bilgileri olmadan bakamam diyor. Bu konularda fazla bilgi sahibi değilim ama müdür beyin en azından isim ve TC kimlik numarası ile basit bir sorgulama yapabileceğini düşünüyorum. Tabii ki bu konuda yasal haklarımızı aramaya devam edeceğiz.

Bu konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’a danıştık.

Mehmet TavAvukat

Avukat Mehmet Tav: Konu ile ilgili net bir görüş belirtmek için daha detaylı bilgiye sahip olmam gerek.  Burada sizlere verebileceğim bu konu üzerinden genel bilgiler olacak. Şöyle ki:Kadastro işlemi tam bir silindir işlemidir. Önceki şeylerin hepsini ezer gider.  Yani önceki Cumhuriyet tapusu var olmuş olsa dahi kadastro esnasında tespit edilen ne ise odur.  Cumhuriyet tapusuna dayanarak dahi dava açamıyorsunuz cumhuriyet tapusunu dahi geçersiz kılar kadastro tespiti.Ancak kadastro tespitinin bittikten sonra bir askı süresi vardır.  O süre içinde itiraz edilmesi lazım. O süre geçilmiş ve itiraz edilmemiş ise işte o dönemde o bu kez de on yıllık ve 20 yıllık  zaman aşımları vardır. On yıl içinde eski tapuya dayanılarak dava açılabilir.  20 yıl geçmişse o takdirde de hiçbir gerekçeyle dava açma hakkı kalmıyor.  Esas zamanaşımı süresi on yıl,  bir de askı süresi bir aylık bir askı süresi içinde itiraz etmek lazım.  Bir aylık askı süresi içinde itiraz ettiğinizde eğer kadastro Komisyonu itirazınızı reddederse kadastro Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.  O zaman da harçlardan masraflardan kurtulursunuz.Ama on yıl içinde eski tapuya dayanarak dava açarsanız,  bu kez Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır o tür davalar da harca tabiidir. Kamulaştırma bedeli diye bir şey bu olayımızda söz konusu edilemez. Zira kadastro tespitinde hazine olarak tespit edilmişse  ya da orman yeri diye tespit edilmiş ise de o kamulaştırma sayılmaz. Onun içinde ondan hiç bir bedel alınmaz ona da aynı şekilde diğer davalar gibi itiraz etmek lazım. Kadastro Mahkemesi’nde dava açılır ya da on yıllık süre içinde eski tapıya dayanarak Asya hukuk Mahkemesinde harcı ödeyerek dava açılabilir.Kadastro tespitinde hazine ya da orman Bakanlığı’na tahsis edilen, ayrılan, tespit edilen yerler için kamulaştırma bedeli istenemez. Çünkü yapılan işlem bir kamulaştırma işlemi değil bunlardan bedel alınamaz ancak bunlara da diğerleri gibi itiraz edilebilir mahkeme de dava açılabilir.Olayda zamanaşımı meselesi en kritik noktadır.  Şayet zamanına  kadar söz tespiti esnasında ve askı süresi içinde bu şahıslara yasal şekilde tebligat yapılmamış ise, bunlarında haklı ve geçerli mazeretleri var ise öğrendikleri tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar ki sizin söylediğinize göre bu tarihte kardeşi ile itilaf çıktı tapuya gittiği tarihtir.  İkinci husus kada, bu tespiti yapan komisyon çalışması esnasında görevini suistimal etmiş, gereği gibi yasal bir şekilde tutanakları tanzim etmemiş ve eski tapu kayıtlarına bakmamış zilyetliğinin kim olduğunu araştırmadan orada husumet nedeniyle birilerinin yönlendirmesi ile tespit yapmışsa bu tespitlerde geçersizdir dolayısıyla burada da zamanaşımı hükmünü yürütemez.Bu şahıslar 20 yıl süre ile malik olma sıfatı ile zilyet iseler o takdirde medeni kanunun ilgili maddesine göre tapu iptali ve tescili davası açarak hazineden o yerlerini satın alabilirler bedelini ödemek şartıyla ya da hiç bedel ödemeden direk doğrudan alabilirler o şartlara bağlı olmaktadır.

Şahısların  taşınmazları tapuya kayıtlı ise ve Kadastro Komisyonu bu tapu kayıtlarını incelemeden kadastro tespiti yapmış ise bu tespitler de iptal edilebilir. Çünkü kadastro tespiti esnasında önceki tapu kayıtları incelenir bakılır ona göre kadastro tespiti yapıyor. Cumhuriyet tapuları ya da Osmanlı tapuları var ise ve bunlar nazara alınmamış ise bu da bir iptal nedeni olur.Kanunlar hiyerarşisine göre öncelikle özel kanun uygulanır. Kadastro komisyonları tespitleri de kadastro kanununa tabiidir.  Öncelikle kadastro kanunundaki hükümler uygulanır sonra medeni kanun uygulanır.  kadar su tespiti maalesef Türkiye’nin işte şu an daha iyi bunu konuşuyoruz yapılmamıştır kadastrosu bugüne kadar oysaki devlet kurulduğu günden kalan solosunun tamamlanıp bitmiş olması gerekir idi Çetin Altan’ın sık sık vurguladığı gibi bu ülkeden daha kadastrosu bile çıkartılmamış diyordu doğru haklı istedi kaç 58 lerde falan atmışlar da falan başladı ama bitiremediler çünkü küçük bir komisyon gidiyor bütün bir şehrin kadastrosunu üç tane kadastro mühendisi Çalışarak yapıyorlar ve yetiştiremiyorlar kadastro kanununa göre de kadastro tespiti esnasında hazineye ait olduğu tespit edilen yerler Velevki köylü burası benimdir ben kullanıyordum atamdan dedemden kaldı dese daha iyi onu önceki tapularıyla ya da itiraz Komisyonu‘ndaki itirazları ya da mahkemeden sunduğu delilleri ile ispat edemezse o yer hazine adına tescil edilir ve kayıt yapılır burada bir kamulaştırma söz konusu değildir yer zaten hazinenin olduğu için onun adına tespiti yapılıyor eğer köylünün o yerle ya zilyet olarak ya da tapu kaydıyla bir ilişkisi var ise normalde o köylü adına tespit yapılır köylü adına tespit

Bu tür parselasyon işlemlerinden önce, parselasyon yapılacak bölgelerin listesi çıkarılır ve geriye dönük Osmanlı tapuları da dahil olmak üzere araştırılır. (Osmanlı tapusu olan hak sahipleri dava açarak bu toprakların kullanım hakkını üzerine alır. )Sorgulama sonrası listeler ilgili köy muhtarlıklarına gönderilir ve parselasyon yapılacak tarihler konusunda hak sahiplerinin bilgilendirilmesi için muhtarlıklara bu listeler asılır.

Parselasyon sırasında doğan hatalar için ise Asliye hukuk mahkemesine gerekli harçlar ödenerek dava açarak tapu iptali ve yeniden ölçülmesi talep edilir.Bu konu ile ilgili Avukat Mehmet Tav’a danıştık.Avukat Mehmet Tav: Konu ile ilgili net bir görüş belirtmek için daha detaylı bilgiye sahip olmam gerek.  Burada sizlere verebileceğim bu konu üzerinden genel bilgiler olacak. Şöyle ki:Kadastro işlemi tam bir silindir işlemidir. Önceki şeylerin hepsini ezer gider.  Yani önceki Cumhuriyet tapusu var olmuş olsa dahi kadastro esnasında tespit edilen ne ise odur.  Cumhuriyet tapusuna dayanarak dahi dava açamıyorsunuz cumhuriyet tapusunu dahi geçersiz kılar kadastro tespiti.Ancak kadastro tespitinin bittikten sonra bir askı süresi vardır.  O süre içinde itiraz edilmesi lazım. O süre geçilmiş ve itiraz edilmemiş ise işte o dönemde o bu kez de on yıllık ve 20 yıllık  zaman aşımları vardır. On yıl içinde eski tapuya dayanılarak dava açılabilir.  20 yıl geçmişse o takdirde de hiçbir gerekçeyle dava açma hakkı kalmıyor.  Esas zamanaşımı süresi on yıl,  bir de askı süresi bir aylık bir askı süresi içinde itiraz etmek lazım.  Bir aylık askı süresi içinde itiraz ettiğinizde eğer kadastro Komisyonu itirazınızı reddederse kadastro Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.  O zaman da harçlardan masraflardan kurtulursunuz. Ama on yıl içinde eski tapuya dayanarak dava açarsanız,  bu kez Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır o tür davalar da harca tabiidir. Kamulaştırma bedeli diye bir şey bu olayımızda söz konusu edilemez. Zira kadastro tespitinde hazine olarak tespit edilmişse  ya da orman yeri diye tespit edilmiş ise de o kamulaştırma sayılmaz. Onun içinde ondan hiç bir bedel alınmaz ona da aynı şekilde diğer davalar gibi itiraz etmek lazım. Kadastro Mahkemesi’nde dava açılır ya da on yıllık süre içinde eski tapıya dayanarak Asya hukuk Mahkemesinde harcı ödeyerek dava açılabilir.Kadastro tespitinde hazine ya da orman Bakanlığı’na tahsis edilen, ayrılan, tespit edilen yerler için kamulaştırma bedeli istenemez. Çünkü yapılan işlem bir kamulaştırma işlemi değil bunlardan bedel alınamaz ancak bunlara da diğerleri gibi itiraz edilebilir mahkeme de dava açılabilir.Olayda zamanaşımı meselesi en kritik noktadır.  Şayet zamanına  kadar söz tespiti esnasında ve askı süresi içinde bu şahıslara yasal şekilde tebligat yapılmamış ise, bunlarında haklı ve geçerli mazeretleri var ise öğrendikleri tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar ki sizin söylediğinize göre bu tarihte kardeşi ile itilaf çıktı tapuya gittiği tarihtir.  İkinci husus kada, bu tespiti yapan komisyon çalışması esnasında görevini suistimal etmiş, gereği gibi yasal bir şekilde tutanakları tanzim etmemiş ve eski tapu kayıtlarına bakmamış zilyetliğinin kim olduğunu araştırmadan orada husumet nedeniyle birilerinin yönlendirmesi ile tespit yapmışsa bu tespitlerde geçersizdir dolayısıyla burada da zamanaşımı hükmünü yürütemez.Bu şahıslar 20 yıl süre ile malik olma sıfatı ile zilyet iseler o takdirde medeni kanunun ilgili maddesine göre tapu iptali ve tescili davası açarak hazineden o yerlerini satın alabilirler bedelini ödemek şartıyla ya da hiç bedel ödemeden direk doğrudan alabilirler o şartlara bağlı olmaktadır.

Şahısların  taşınmazları tapuya kayıtlı ise ve Kadastro Komisyonu bu tapu kayıtlarını incelemeden kadastro tespiti yapmış ise bu tespitler de iptal edilebilir. Çünkü kadastro tespiti esnasında önceki tapu kayıtları incelenir bakılır ona göre kadastro tespiti yapıyor. Cumhuriyet tapuları ya da Osmanlı tapuları var ise ve bunlar nazara alınmamış ise bu da bir iptal nedeni olur.Kanunlar hiyerarşisine göre öncelikle özel kanun uygulanır. Kadastro komisyonları tespitleri de kadastro kanununa tabiidir.  Öncelikle kadastro kanunundaki hükümler uygulanır sonra medeni kanun uygulanır.  kadar su tespiti maalesef Türkiye’nin işte şu an daha iyi bunu konuşuyoruz yapılmamıştır kadastrosu bugüne kadar oysaki devlet kurulduğu günden kalan solosunun tamamlanıp bitmiş olması gerekir idi Çetin Altan’ın sık sık vurguladığı gibi bu ülkeden daha kadastrosu bile çıkartılmamış diyordu doğru haklı istedi kaç 58 lerde falan atmışlar da falan başladı ama bitiremediler çünkü küçük bir komisyon gidiyor bütün bir şehrin kadastrosunu üç tane kadastro mühendisi Çalışarak yapıyorlar ve yetiştiremiyorlar kadastro kanununa göre de kadastro tespiti esnasında hazineye ait olduğu tespit edilen yerler Velevki köylü burası benimdir ben kullanıyordum atamdan dedemden kaldı dese daha iyi onu önceki tapularıyla ya da itiraz Komisyonu‘ndaki itirazları ya da mahkemeden sunduğu delilleri ile ispat edemezse o yer hazine adına tescil edilir ve kayıt yapılır burada bir kamulaştırma söz konusu değildir yer zaten hazinenin olduğu için onun adına tespiti yapılıyor eğer köylünün o yerle ya zilyet olarak ya da tapu kaydıyla bir ilişkisi var ise normalde o köylü adına tespit yapılır köylü adına tespit

Bu tür parselasyon işlemlerinden önce, parselasyon yapılacak bölgelerin listesi çıkarılır ve geriye dönük Osmanlı tapuları da dahil olmak üzere araştırılır. (Osmanlı tapusu olan hak sahipleri dava açarak bu toprakların kullanım hakkını üzerine alır. )Sorgulama sonrası listeler ilgili köy muhtarlıklarına gönderilir ve parselasyon yapılacak tarihler konusunda hak sahiplerinin bilgilendirilmesi için muhtarlıklara bu listeler asılır.

Parselasyon sırasında doğan hatalar için ise Asliye hukuk mahkemesine gerekli harçlar ödenerek dava açarak tapu iptali ve yeniden ölçülmesi talep edilir.

]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.