Doğanyurt Köyü Taşocağına Kurban Edilemez!

ÖZEL HABER 14.06.2023 - 14:38, Güncelleme: 14.06.2023 - 15:59 17919+ kez okundu.
 

Doğanyurt Köyü Taşocağına Kurban Edilemez!

Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası Geçici listesine alınan beş varlıktan birisi Ankara’nın Beypazarı ilçesi oldu. Kültür mirası Beypazarı’na 18 kilometre uzaklıktaki Doğanyurt köyü ise kalker ocağı tehdidi altında.

Doğanyurt Köyü Ankara il merkezine 118 km, Beypazarı ilçesine 18 km uzaklıktadır.  Halen bakir kalmayı başaran bir doğa harikası. Ancak Doğanyurt köyünde yaşayan vatandaşlar birkaç yıldır Yusuf Ağa Madencilik şirketi tarafından kurulmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisine engel olabilmek için büyük bir mücadele veriyor. Yusuf Ağa Madencilik şirketi tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne “Beypazarı, Doğanyurt Mahallesi’ne Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi” projesi için geçen yıllarda başvuru yapıldı. Proje tanıtım dosyasında söz konusu alanın Doğanyurt köyüne 650 metre uzaklıkta olduğu görülüyor. Ayrıca dosyada üretim sırasında dinamit ve patlayıcı kullanılacağı da belirtiliyor. Müdürlük 4 Mayıs 2020 tarihinde projeye “Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli oeğildir” kararı verdi. Doğanyurtlular Derneği kararı yargıya taşıdı ve “ÇED gerekli değildir” kararının iptal edilmesini istedi. Yargı sürecine birçok koruma ve meslek örgütleri müdahil oldu. Milyonlarca yıllık ağaç  fosilleriyle kaplı alanda 21 endemik bitki türünün ve yaban hayvanlarının yaşadığı Doğanyurt Köyü bu bölgeye açılmak istenen taş ocağına karşı verdikleri hukuk mücadelesi ile gündeme gelmiş;  taş ocağı firmasının Ankara Üniversitesine hazırlattığı ve 3 profesör, bir uzmanın imzası olan ÇED gerekli değildir raporu yöre halkı ve sivil toplu kuruluşlarının mücadelesi sonucu iptal edilmişti.  Bu arada Doğanyurt sakinlerinin  Bölgenin Sit Alanı ilan edilmesi için yaptıkları başvuru kabul edilmiş ve araştırma safhasındadır.  Ekoloji Kolektifi, “Beypazarı-Doğanyurt Mera Alanı Üstüne Kurulması Planlanan Kalker Ocağı İçin Ekolojik ve Mekânsal Bir Değerlendirme Raporu” adlı bir çalışma yaptı. Çalışma kapsamında, planlanan kalker ocağının çevreye, yaban hayatına, bölge halkına, tarihi, kültürel ve doğal mirasa, tarımsal üretime ve hayvancılığa ve yörenin ekonomisine etkileri bilimsel yöntemlerle mekânsal, coğrafi ve istatistiki olarak araştırıldı. Çalışmada, Doğanyurt yerleşimi yakın çevresinin Batı Karadeniz ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçiş niteliği taşıdığı belirtilerek “Oldukça çeşitli bitki ve hayvan varlığına sahip, değişken peyzajlı ve değişken iklimli kırsal ve doğal nitelikli bir alandır’’ denildi.   Mahkemenin ÇED gerekli değildir raporunu iptal etmesinin ardından şirket boş durmamış; üstelik kapasite artışı yaparak bakanlığa yeniden baş vurmuş ve ne yazık ki ÇED sürecini yeniden başlattı. SİT başvurusu yapılmış ve değerlendirme aşamasında olan bir alana  yeniden ÇED sürecinin başlatılması akıl alır gibi değil. Daha da garibi ÇED dosyasına Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ'nin olumsuz görüş belirten raporu konmamış.  Yapılması planlanan taş ocağı genişletilen proje sahası nedeniyle köye neredeyse 500 m. Uzaklıkta. Milliyet gazetesine konuşan Doğanyurtlular Derneği Başkanı Adil Taşkıran; Köyümüze neredeyse 500 metre mesafedeki projede patlayıcı ve dinamit kullanılacak. Türkiye’nin en ünlü Beypazarı sularının olduğu bölgede. Bölgemiz doğal yapısıyla çok güzel bir yer.  Ceviz yetişir, arıcılık yapılır. En kalteli Ankara Tiftik keçisinin yetiştiği otlaklar bulunur. Kızılgeyik, ayı, kurt, vaşak gibi 26 yabani memeli hayvan yaşıyor. Kalker ocağı açılırsa tarım ve hayvancılık tamamen bitecekcennet yok olacak. Ocağın açılmaması için sonuna kadar direneceğiz’’ dedi   Evrensel gazetesinin 1 Nisan 2022 tarihli haberinde gazeteci Yusuf Yavuz bu cennet parçasının neden korunması gerektiğini şu cümlelerle ifade etmiş: TAŞ OCAĞINA KURBAN EDİLMEK İSTENEN ALANDA ANIT AĞAÇLAR VAR Taş ocağı ruhsat sahasının kapsadığı vadi yamaçlarında, Karaçam (Pinus nigra), Tüylü Meşe (Quercus pubescens), Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus), Boylu Ardıç (Juniperus excelsa), Kokulu Ardıç (Juniperus foetidissima), Yabani Kiraz (Prunus avium), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia), Kuşburnu (Rosa canina), Kadın Tuzluğu (Berberis crataegina), Yaban Bademi (Amygdalus sp.) ve Üvez (Sorbus umbellata) gibi türlerin bulunduğu bilgisine yer verilen Mahkemenin iptal kararında, ayrıca alanda yer örtücü bitkilerin de bulunduğuna değinildi.  Vadinin kuzeyinde ve doğu yamacının yükseklerinde saf Karaçam ormanı bulunduğuna işaret edilen kararda, söz konusu alanda ayrıca 1 metre çapında ve 100150 yaşlarında anıtsal nitelikte karaçam ağaçlarının bulunduğu belirtilerek şöyle denildi: ‘BİTKİ ÖRTÜSÜ YABAN HAYATI İÇİN MÜKEMMEL BİR ORTAM’ “Eğim % 40-60 olup Erozyon tehlikesinin bulunduğu, bol miktarda ağaç fosillerinin olduğu, ocak olarak tahsis edilen yerin hemen yakınlarında, tarım alanları olduğu, bu alanlarda uzun zamandır tarımsal faaliyet yapılmadığı, çevresi ile beraber doğal bitki örtüsü ile kaplı olduğu, hayvancılık ve doğal yaşam hayatı için mükemmel bir ortam oluştuğu, tüm çevrenin bir bütün olarak aynı yapıya sahip olduğu, çevrede çok sayıda doğal su kaynaklarının olduğu, keşif esnasında gökyüzünde Kartal, Akbaba ve diğer yabani kuşların görüldüğü hususları gözlemlendi.” ORMAN ARAZİSİNİ İDARENİN İZNİ OLMADAN MERAYA ÇEVİRDİLER Projeyle ilgili ÇED Gerekli Değildir kararında; sahanın orman olmasına rağmen Orman İdaresinden izin alınmadan ‘Mera’ olarak kabul edilmesinin Anayasasının 169. Maddesine aykırılık teşkil ettiğine değinilen kararda, ilgili yasanın  “Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez, orman sınırlarında daraltma yapılamaz” hükümlerine atıfta bulunuldu. PROJE TANITIM DOSYASIDA KORUMA STATÜLERİ EKSİK Alanın ekolojisine ve kuş popülasyonuna yönelik uzman bilirkişilerin görüşlerine de yer verilen Mahkemenin kararında, şu ifadelere yer verildi: “Proje Tanıtım Dosyasında hazırlanmış olan Ekolojik Değerlendirme Raporunda detaylı tür listeleri verilmiş olmakla birlikte biyolojik olarak aktif dönemler olan bahar aylarını temsil eden dönemde bir örnekleme yapılması gerekliliği, verilen tür listelerindeki eksiklikler ve bunlara ait endemizm ile koruma statülerinin eksiklikler içermesi, faaliyetin etkilerinin doğal ortamlara olan etkilerinin ve alınması gereken önlemlerin yeterince tanımlanmamış olması gibi hususlar tarafımızca ekolojik yapı açısından gözlenen eksikliklerdir. Keşif yapılan alanda yapmış olduğumuz gözlemler, incelemeler ve tespitler sonucunda dava konusu alanın endemik bitki ve yaban hayvanlarının habitatı konumunda olduğu tespit edilmiştir. KUŞLAR VE YABAN HAYATI İÇİN BESLENME VE BARINMA ALANI Keşif esnasında havada uçan yırtıcı kuş türleri görülmüştür. Bu türlerin buradaki varlığı canlının beslenmesinde esas olan küçük memelilerin de burada yaşadığının bir kanıtıdır. Bu türlerin ormanlık alan içerindeki Pinus nigra (Karaçam) üzerinde yuva yaptığı bilinmektedir. Bu kuş türlerinin varlığı ekolojik dengenin bu alanda bozulmadığının da bir kanıtıdır. Bu yırtıcı kuş türleri küçük memelilerle (tavşan, sincap gibi) beslendiğinden beslenme zincirinde bu ve diğer memelilerinde dava konusu alan içerinde bu habitatta bulunmaları kuvvetle muhtemeldir. Dava konusu alan, bu anlamda diğer memeli türleri için de hem beslenme hem de barınma alanı konumundadır. Bu canlıların dava konusu alandaki su kaynaklarından yararlandığı bundan dolayı su kaynaklarının korunması gerekmektedir. Ayrıca dava konusu alanın endemik bitki türleri açısından önemli olduğu ve burada yaşayan Beypazarı Gevenine (Astragalus beypazaricus) ev sahipliği yaptığı tespit edilmiştir.”  
Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası Geçici listesine alınan beş varlıktan birisi Ankara’nın Beypazarı ilçesi oldu. Kültür mirası Beypazarı’na 18 kilometre uzaklıktaki Doğanyurt köyü ise kalker ocağı tehdidi altında.

Doğanyurt Köyü Ankara il merkezine 118 km, Beypazarı ilçesine 18 km uzaklıktadır.  Halen bakir kalmayı başaran bir doğa harikası. Ancak Doğanyurt köyünde yaşayan vatandaşlar birkaç yıldır Yusuf Ağa Madencilik şirketi tarafından kurulmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisine engel olabilmek için büyük bir mücadele veriyor.

Yusuf Ağa Madencilik şirketi tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne “Beypazarı, Doğanyurt Mahallesi’ne Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi” projesi için geçen yıllarda başvuru yapıldı. Proje tanıtım dosyasında söz konusu alanın Doğanyurt köyüne 650 metre uzaklıkta olduğu görülüyor. Ayrıca dosyada üretim sırasında dinamit ve patlayıcı kullanılacağı da belirtiliyor. Müdürlük 4 Mayıs 2020 tarihinde projeye “Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli oeğildir” kararı verdi. Doğanyurtlular Derneği kararı yargıya taşıdı ve “ÇED gerekli değildir” kararının iptal edilmesini istedi. Yargı sürecine birçok koruma ve meslek örgütleri müdahil oldu.

Milyonlarca yıllık ağaç  fosilleriyle kaplı alanda 21 endemik bitki türünün ve yaban hayvanlarının yaşadığı Doğanyurt Köyü bu bölgeye açılmak istenen taş ocağına karşı verdikleri hukuk mücadelesi ile gündeme gelmiş;  taş ocağı firmasının Ankara Üniversitesine hazırlattığı ve 3 profesör, bir uzmanın imzası olan ÇED gerekli değildir raporu yöre halkı ve sivil toplu kuruluşlarının mücadelesi sonucu iptal edilmişti. 

Bu arada Doğanyurt sakinlerinin  Bölgenin Sit Alanı ilan edilmesi için yaptıkları başvuru kabul edilmiş ve araştırma safhasındadır.  Ekoloji Kolektifi, “Beypazarı-Doğanyurt Mera Alanı Üstüne Kurulması Planlanan Kalker Ocağı İçin Ekolojik ve Mekânsal Bir Değerlendirme Raporu” adlı bir çalışma yaptı. Çalışma kapsamında, planlanan kalker ocağının çevreye, yaban hayatına, bölge halkına, tarihi, kültürel ve doğal mirasa, tarımsal üretime ve hayvancılığa ve yörenin ekonomisine etkileri bilimsel yöntemlerle mekânsal, coğrafi ve istatistiki olarak araştırıldı. Çalışmada, Doğanyurt yerleşimi yakın çevresinin Batı Karadeniz ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçiş niteliği taşıdığı belirtilerek “Oldukça çeşitli bitki ve hayvan varlığına sahip, değişken peyzajlı ve değişken iklimli kırsal ve doğal nitelikli bir alandır’’ denildi.
 

Mahkemenin ÇED gerekli değildir raporunu iptal etmesinin ardından şirket boş durmamış; üstelik kapasite artışı yaparak bakanlığa yeniden baş vurmuş ve ne yazık ki ÇED sürecini yeniden başlattı.

SİT başvurusu yapılmış ve değerlendirme aşamasında olan bir alana  yeniden ÇED sürecinin başlatılması akıl alır gibi değil. Daha da garibi ÇED dosyasına Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ'nin olumsuz görüş belirten raporu konmamış. 

Yapılması planlanan taş ocağı genişletilen proje sahası nedeniyle köye neredeyse 500 m. Uzaklıkta.
Milliyet gazetesine konuşan Doğanyurtlular Derneği Başkanı Adil Taşkıran;
Köyümüze neredeyse 500 metre mesafedeki projede patlayıcı ve dinamit kullanılacak. Türkiye’nin en ünlü Beypazarı sularının olduğu bölgede. Bölgemiz doğal yapısıyla çok güzel bir yer.  Ceviz yetişir, arıcılık yapılır. En kalteli Ankara Tiftik keçisinin yetiştiği otlaklar bulunur. Kızılgeyik, ayı, kurt, vaşak gibi 26 yabani memeli hayvan yaşıyor. Kalker ocağı açılırsa tarım ve hayvancılık tamamen bitecekcennet yok olacak. Ocağın açılmaması için sonuna kadar direneceğiz’’ dedi

 

Evrensel gazetesinin 1 Nisan 2022 tarihli haberinde gazeteci Yusuf Yavuz bu cennet parçasının neden korunması gerektiğini şu cümlelerle ifade etmiş:

TAŞ OCAĞINA KURBAN EDİLMEK İSTENEN ALANDA ANIT AĞAÇLAR VAR

Taş ocağı ruhsat sahasının kapsadığı vadi yamaçlarında, Karaçam (Pinus nigra), Tüylü Meşe (Quercus pubescens), Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus), Boylu Ardıç (Juniperus excelsa), Kokulu Ardıç (Juniperus foetidissima), Yabani Kiraz (Prunus avium), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia), Kuşburnu (Rosa canina), Kadın Tuzluğu (Berberis crataegina), Yaban Bademi (Amygdalus sp.) ve Üvez (Sorbus umbellata) gibi türlerin bulunduğu bilgisine yer verilen Mahkemenin iptal kararında, ayrıca alanda yer örtücü bitkilerin de bulunduğuna değinildi.  Vadinin kuzeyinde ve doğu yamacının yükseklerinde saf Karaçam ormanı bulunduğuna işaret edilen kararda, söz konusu alanda ayrıca 1 metre çapında ve 100150 yaşlarında anıtsal nitelikte karaçam ağaçlarının bulunduğu belirtilerek şöyle denildi:

‘BİTKİ ÖRTÜSÜ YABAN HAYATI İÇİN MÜKEMMEL BİR ORTAM’

“Eğim % 40-60 olup Erozyon tehlikesinin bulunduğu, bol miktarda ağaç fosillerinin olduğu, ocak olarak tahsis edilen yerin hemen yakınlarında, tarım alanları olduğu, bu alanlarda uzun zamandır tarımsal faaliyet yapılmadığı, çevresi ile beraber doğal bitki örtüsü ile kaplı olduğu, hayvancılık ve doğal yaşam hayatı için mükemmel bir ortam oluştuğu, tüm çevrenin bir bütün olarak aynı yapıya sahip olduğu, çevrede çok sayıda doğal su kaynaklarının olduğu, keşif esnasında gökyüzünde Kartal, Akbaba ve diğer yabani kuşların görüldüğü hususları gözlemlendi.”

ORMAN ARAZİSİNİ İDARENİN İZNİ OLMADAN MERAYA ÇEVİRDİLER

Projeyle ilgili ÇED Gerekli Değildir kararında; sahanın orman olmasına rağmen Orman İdaresinden izin alınmadan ‘Mera’ olarak kabul edilmesinin Anayasasının 169. Maddesine aykırılık teşkil ettiğine değinilen kararda, ilgili yasanın  “Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez, orman sınırlarında daraltma yapılamaz” hükümlerine atıfta bulunuldu.

PROJE TANITIM DOSYASIDA KORUMA STATÜLERİ EKSİK

Alanın ekolojisine ve kuş popülasyonuna yönelik uzman bilirkişilerin görüşlerine de yer verilen Mahkemenin kararında, şu ifadelere yer verildi: “Proje Tanıtım Dosyasında hazırlanmış olan Ekolojik Değerlendirme Raporunda detaylı tür listeleri verilmiş olmakla birlikte biyolojik olarak aktif dönemler olan bahar aylarını temsil eden dönemde bir örnekleme yapılması gerekliliği, verilen tür listelerindeki eksiklikler ve bunlara ait endemizm ile koruma statülerinin eksiklikler içermesi, faaliyetin etkilerinin doğal ortamlara olan etkilerinin ve alınması gereken önlemlerin yeterince tanımlanmamış olması gibi hususlar tarafımızca ekolojik yapı açısından gözlenen eksikliklerdir. Keşif yapılan alanda yapmış olduğumuz gözlemler, incelemeler ve tespitler sonucunda dava konusu alanın endemik bitki ve yaban hayvanlarının habitatı konumunda olduğu tespit edilmiştir.

KUŞLAR VE YABAN HAYATI İÇİN BESLENME VE BARINMA ALANI

Keşif esnasında havada uçan yırtıcı kuş türleri görülmüştür. Bu türlerin buradaki varlığı canlının beslenmesinde esas olan küçük memelilerin de burada yaşadığının bir kanıtıdır. Bu türlerin ormanlık alan içerindeki Pinus nigra (Karaçam) üzerinde yuva yaptığı bilinmektedir. Bu kuş türlerinin varlığı ekolojik dengenin bu alanda bozulmadığının da bir kanıtıdır. Bu yırtıcı kuş türleri küçük memelilerle (tavşan, sincap gibi) beslendiğinden beslenme zincirinde bu ve diğer memelilerinde dava konusu alan içerinde bu habitatta bulunmaları kuvvetle muhtemeldir. Dava konusu alan, bu anlamda diğer memeli türleri için de hem beslenme hem de barınma alanı konumundadır. Bu canlıların dava konusu alandaki su kaynaklarından yararlandığı bundan dolayı su kaynaklarının korunması gerekmektedir. Ayrıca dava konusu alanın endemik bitki türleri açısından önemli olduğu ve burada yaşayan Beypazarı Gevenine (Astragalus beypazaricus) ev sahipliği yaptığı tespit edilmiştir.”


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.