A.Baybars Göğez: HAYALİM EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA MODELİNİ BELEDİYELERDE UYGULAMAK!

ÖZEL HABER 01.04.2024 - 23:55, Güncelleme: 02.04.2024 - 00:19 10561+ kez okundu.
 

A.Baybars Göğez: HAYALİM EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA MODELİNİ BELEDİYELERDE UYGULAMAK!

Yerel Yönetimler ve Yerelden kalkınma alanlarında kitapları olan Araştırmacı yazar A.Baybars Göğez, yerel seçimlerin ardından tüm belediyelere çağrıda bulunarak ‘’Ülke Kalkınmasının Yerelden Başlayacağını’’ ispat etmeye hazır olduğunu, bu projeyi gerçekleştirirken devletten hiçbir beklenti içinde olmayacaklarını söyledi.

Baybars Göğez Ekolojik Bölgesel Kalkınma Modelinin belediyelerde uygulanmasıyla işsizlik, gıda enflasyonu, halkın refah seviyesinin iyileştirilmesi gibi bir çok kanayan yara haline gelmiş sorunun da kolaylıkla çözüleceğini belirtirken bu konuda gazetemizde de yayımlanan yazısına dikkat çekti. Belediyeciliğin siyaset değil liyakat işi olduğunun altını çizen A. Baybars Göğez konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: A.Baybars Göğez Devletten hiçbir beklenti içinde olmadan, başta jeotermal kaynağı olan belediyelerden başlayarak (güney Anadolu ilçe- belde belediyeler için gerek yok.),üstelik Kent çeperlerindeki KARBON EMİSYONU DÜŞÜK ilçe ve belediyelerden başlayarak, EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA modelimiz için tanıdığınız, yaşadığınız ilçe ve belde başkanlarıyla görüşmeye hazırım (z). Bu ilçelerin her birini; *İhracat rekortmeni yapıp, *Işsizliği sıfırlayıp, *Gıda Enflasyonunu bitirip, *Gelir dağılımı- refahı artırıp, *Çevreyi koruyup, beton yerine yeşili öne çıkarmaya and içtim.. Desteklerinizle bu hayalimi gerçekleştirip, ÜLKE KALKINMASININ YERELDEN BAŞLAYACAĞINI ispat etmeye hazırım. Bu model asla devletin yükünü üstlenmek, işine karışmak değildir. Ülke kalkınması için YERELDE; Yerel yönetimler ve Yerel İdarelerle ortak, Kadın İhtisas kooperatifleri ve Birlikleri işbirliği ile İhracat Hedefli Katma değerli üretimler yapmaktır.   A. Baybars Göğez'in konu ile ilgili makalesi 5 Martta Carefour mağazasını ziyaret edip sebze ve meyve fiyatlarının videosunu çektim. Çalışanlarla sohbet ettim. Çektiğim videoları ve düşüncelerimi sosyal medyada paylaştım. https://x.com/abgrisk1/status/1764775995330986118?s=20 Uzun yazıları okumayı sevmesek de daha kısa anlatmayı beceremediğim için lütfen sabırla sonuna kadar okuyunuz. Yazmak da zor ve emek istiyor… Sebze- meyve fiyatını artıran nakliye, lojistik ve işçilik maliyetine, aracıların karı eklenip, yeterli denetim de yoksa fiyatlar katlanıyor. Üretici kazancı 5-10 TL’yi geçmiyor. Bununla geçinsin mi, gelecek sene tekrar üretim mi yapsın şaşırmış durumda. Hatta bu sene limonda yaşadığımız gibi yeterki gelin toplayın, dalında kalınca ağaca zarar veriyor, gelecek sene hiç ürün vermez diye yalvaranlar var. Farkında mısınız bilemem ama iktidar dahil kimsenin artan bu temel gıda fiyatlarını düşürmekle ilgili bir önerisi veya fikri yok. İktidar artırdı, o düşürsün diyenler var. Halbuki merkezi yönetimden çok Yerel yönetimlere görev düşüyor.  Tahıl ürünleri, incir, fındık, çay, fıstık vb. stratejik ürünler konumuz dışı. Taban fiyatı dahil kotalar koyan zaten devlet ve ilgili kurumlar tarafından yönetilip denetleniyor. Sorunun kaynağı olanlardan çözüm beklemek akıl tutulmasıdır. Yani iş başa düştü dostlar! Unuttuğumuz bir şey var. Ne iktidar, ne de muhalefetin parti programı veya gündeminde bölgesel/ kentsel/ yerelde kalkınma gibi bir kaygı düşünce yok. 1970’li yıllarda vardı. (Bazı yeni kurulan partiler bizde var diye gönül koysa da, henüz kazandıkları belediye yok. Bu seçimlerde kazanacakları belediyelerde uygulamada ne kadar başarılı olacaklarını hep birlikte izleyeceğiz.) Sanki bölgesel/ kentsel/ kırsal kalkınmayı hallettik, AB ve Dünya Bankası desteklerini çok iyi uyguladık, çiftçi- köylü- hayvan yetiştiricisi refah içinde yüzüyor da, ülke kalkınmasına yönelik stratejik kalkınma hamlesini başlattık.! İktidar ve yandaşlarında uçuyoruz- kaçıyoruz havası var. Evet güzel gelişmeler var ama gerçeğin hiç de öyle olmadığını hepimiz biliyoruz.. Keşke yanılıyor olsak. Uçak, tank ve araç motorunu kendimiz yapabilsek, kimseye patent hakları için hesap vermesek..! Temel gıda ürünlerini, Bölgesel kalkınma hedefli ve Yerel yönetim desteğiyle, Ölçek ekonomisine uygun, İhracat hedefli olarak, sağlıklı, ekolojik kalitede, Yerinde üretip tüketebilirsek, fiyat ve kalite denetimlerini de etkin bir şekilde yapabildiğimiz takdirde başarıdan söz edebiliriz. Tarla/ Seradan tezgaha ve/veya doğrudan tüketici ile ihtiyaç sahibini, sağlıklı ve düşük fiyatlı gıdalarla kavuşturmak hayal değil. Gıda enflasyonu ile mücadelede en azından bölgesel bazda başarılı olabiliriz. Biz bunu başardığımızda, diğer ürünleri üretenler için de örnek oluruz. Önümüzdeki seçimlerde, çevresindeki köyler ve tarıma uygun alanlarda, Yerinde üretip tüketmeye yönelik projesi olmayan adaylar, geleceğin Yerel yönetim anlayışını kavrayamamış demektir. Kadınlar ve gençlerin işsizlik sorununu da ancak böyle çözeriz. Çünkü bizim yaklaşımımızda kadınlar ağırlıklı “İHTİSAS BİRLİK VE KOOPERATİFLERİ” var. Hepsi Halk eğitimden sertifikalı olarak; Seracılık, Konservecilik, Turşu- reçel- salça- kurutma vb. eğitimleri alacaklar. Bizim modelimize itirazı olanlar var. “Benim 3 dönüm zeytinim, portakalım, limonum var satamadım dalında kaldı.” İhracat hedefli ve ölçek ekonomisine uygun üretim derken minimum 40- 50 dönüm serada, her gün 1 TIR ihracat yapacağız. Yılda 300 TIR ihracat yaparak tüm masraflarımızı karşılayıp, kar etmiş olacağız. Geriye kalan ihraç fazlası ürünler, İÇ PAZAR ile İHTİSAS KOOPERATİFLERİ- BİRLİKLERİ tarafından katma değerli (konserve- turşu- salça- reçel- kurutulmuş sebze- meyve vb.) olarak ihracat ve/ veya iç pazarda satılacak. Tüm üretim süreci ve ihracat işlemleri DANIŞMAN firma tarafından yürütülecek. Efendim yasal olarak belediyelerin böyle girişimler için yetkisi var mı? 5393 sayılı Belediye Kanunu “Belediye Yetki ve İmtiyazları” Md. 15; “… İl sınırında BB, mücavir alanında il – ilçe belediyeleri, nüfusu 10.000 geçen belediyeler meclis kararıyla; Turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarıyla eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğal gaz, aydınlatma ve yol gibi alt yapı çalışmalarını faizsiz, on yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz yapar, yaptırır. Karşılığında tesise ortak olabilir. Sağlık, eğitim, sosyal hizmet, turizm projelerine Bakan onayıyla ücretsiz veya düşük bedelle amaç dışı kullanılmamak kaydıyla taşınmaz tahsis eder…” Md. 18.e; “Taşınmaz mal alım, satım, takas, tahsis, tahsisin değiştirilmesi, ihtiyaç sonu kaldırma, üç yıldan fazla kiralama, 30 yılı geçmeyen sınırlı aynî hak tesise belediye yetkilidir.” 5018- KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” Md. 75; “… b) Yerel ve merkezî idare aslî görev ve hizmetleri yerine getirmede gerekli aynî ihtiyaçları karşılayabilir. Geçici araç ve personel temin eder.” c) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar, 5362- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Odaları kapsamında meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projelerinde en büyük mülki idare amirinin izni alınır. d) Kendi taşınmazlarını, aslî görev ve hizmetler için bedelli -bedelsiz, mahallî idarelerle kamu kurumlarına devreder, 25 yılı geçmemek üzere tahsis/ kiralar. Amacı dışında kullanılırsa tahsis iptal edilir. Tahsis sonunda aynı esaslarla yeniden tahsis mümkün.…” Sayın Naci GÖRÜR “yeni seçilecek belediye başkan adaylarından Afetlere karşı gerekli önlemleri öncelikle alacaklarına dair taahhüt alın” diye bir canlı yayında seçmenlere çağrı yaptı. (ÇÖZÜM ÖNERİMİZ: https://abaybarsgogez.net/gelecegin-yerel-yonetim-anlayisinda-afet-yonetimi-ve-acil-mudahale-koyu-konsepti/ ) El artırıyorum; “BÖLGESEL/ YEREL KALKINMA İÇİN BELDE ÇEPERLERİNDE TEMEL GIDALARIMIZ SEBZE VE MEYVELER İLE HAYVANSAL GIDALARIN, ÖLÇEK EKONOMİSİNE UYGUN, SAĞLIKLI VE İHRACAK HEDEFLİ ÜRETİMİ İLE DENETİMİ İÇİN SEÇİLECEK BELEDİYE BAŞKANINDAN TAAHHÜT ALIN.” Ben belediye başkanlığına aday olsam, seçim manifestoma eklerim. HEDEFİMİZ; Kişi başı gelir seviyemizi tabana yayarak bölgemizin kalkınma ve refahını artırmak, buna bağlı olarak da Bhutan krallığı gibi KİŞİ BAŞI MUTLULUK ENDEKSİNİ yükseltip, SAĞLIKLI GIDA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİR SEVİYESİNE ULAŞMAK olmalıdır. Hele bir de bölgesinde Jeotermal kaynaklar olup, üretim sürecinde enerji maliyetlerini düşürerek, karbon nötr hedefli ve düşük karbon salımı sertifikası sunulabilirse, ihracatta tüm engelleri kolay aşar, görece satış fiyatımızı ve karlılığımızı artırmış oluruz. Hükümetin tarım politikalarından bağımsız olarak YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMAYI başarabiliriz. Seçilen tüm başkanlarımıza BÖLGESEL PLANLAMA- EĞİTİM- ÜRETİM- FİNANS İHTİYACI- PROJELENDİRME vb. için her türlü desteği vermeye hazırım. KENTKÖY kitabımı bu düşüncelerle yazdım. Sanırım daha iyi anlaşılması için birkaç kitap daha yazarak her fırsatta vatandaşlara bu bakış açısını anlatmaya ihtiyaç var. Bilgi paylaşınca güzel Kapak görseli: depozitoiademakinesi.com  
Yerel Yönetimler ve Yerelden kalkınma alanlarında kitapları olan Araştırmacı yazar A.Baybars Göğez, yerel seçimlerin ardından tüm belediyelere çağrıda bulunarak ‘’Ülke Kalkınmasının Yerelden Başlayacağını’’ ispat etmeye hazır olduğunu, bu projeyi gerçekleştirirken devletten hiçbir beklenti içinde olmayacaklarını söyledi.

Baybars Göğez Ekolojik Bölgesel Kalkınma Modelinin belediyelerde uygulanmasıyla işsizlik, gıda enflasyonu, halkın refah seviyesinin iyileştirilmesi gibi bir çok kanayan yara haline gelmiş sorunun da kolaylıkla çözüleceğini belirtirken bu konuda gazetemizde de yayımlanan yazısına dikkat çekti. Belediyeciliğin siyaset değil liyakat işi olduğunun altını çizen A. Baybars Göğez konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:


A.Baybars Göğez

Devletten hiçbir beklenti içinde olmadan, başta jeotermal kaynağı olan belediyelerden başlayarak (güney Anadolu ilçe- belde belediyeler için gerek yok.),üstelik

Kent çeperlerindeki KARBON EMİSYONU DÜŞÜK ilçe ve belediyelerden başlayarak,

EKOLOJİK BÖLGESEL KALKINMA modelimiz için tanıdığınız, yaşadığınız ilçe ve belde başkanlarıyla görüşmeye hazırım (z).

Bu ilçelerin her birini;

*İhracat rekortmeni yapıp,

*Işsizliği sıfırlayıp,

*Gıda Enflasyonunu bitirip,

*Gelir dağılımı- refahı artırıp,

*Çevreyi koruyup, beton yerine yeşili öne çıkarmaya and içtim..

Desteklerinizle bu hayalimi gerçekleştirip,

ÜLKE KALKINMASININ YERELDEN BAŞLAYACAĞINI ispat etmeye hazırım.

Bu model asla devletin yükünü üstlenmek, işine karışmak değildir.

Ülke kalkınması için YERELDE;

Yerel yönetimler ve

Yerel İdarelerle ortak,

Kadın İhtisas kooperatifleri ve Birlikleri işbirliği ile İhracat Hedefli Katma değerli üretimler yapmaktır.
 



A. Baybars Göğez'in konu ile ilgili makalesi

5 Martta Carefour mağazasını ziyaret edip sebze ve meyve fiyatlarının videosunu çektim. Çalışanlarla sohbet ettim. Çektiğim videoları ve düşüncelerimi sosyal medyada paylaştım. https://x.com/abgrisk1/status/1764775995330986118?s=20

Uzun yazıları okumayı sevmesek de daha kısa anlatmayı beceremediğim için lütfen sabırla sonuna kadar okuyunuz. Yazmak da zor ve emek istiyor…

Sebze- meyve fiyatını artıran nakliye, lojistik ve işçilik maliyetine, aracıların karı eklenip, yeterli denetim de yoksa fiyatlar katlanıyor.

Üretici kazancı 5-10 TL’yi geçmiyor. Bununla geçinsin mi, gelecek sene tekrar üretim mi yapsın şaşırmış durumda.

Hatta bu sene limonda yaşadığımız gibi yeterki gelin toplayın, dalında kalınca ağaca zarar veriyor, gelecek sene hiç ürün vermez diye yalvaranlar var.

Farkında mısınız bilemem ama iktidar dahil kimsenin artan bu temel gıda fiyatlarını düşürmekle ilgili bir önerisi veya fikri yok.

İktidar artırdı, o düşürsün diyenler var. Halbuki merkezi yönetimden çok Yerel yönetimlere görev düşüyor. 

Tahıl ürünleri, incir, fındık, çay, fıstık vb. stratejik ürünler konumuz dışı. Taban fiyatı dahil kotalar koyan zaten devlet ve ilgili kurumlar tarafından yönetilip denetleniyor.

Sorunun kaynağı olanlardan çözüm beklemek akıl tutulmasıdır. Yani iş başa düştü dostlar!

Unuttuğumuz bir şey var. Ne iktidar, ne de muhalefetin parti programı veya gündeminde bölgesel/ kentsel/ yerelde kalkınma gibi bir kaygı düşünce yok. 1970’li yıllarda vardı. (Bazı yeni kurulan partiler bizde var diye gönül koysa da, henüz kazandıkları belediye yok. Bu seçimlerde kazanacakları belediyelerde uygulamada ne kadar başarılı olacaklarını hep birlikte izleyeceğiz.)

Sanki bölgesel/ kentsel/ kırsal kalkınmayı hallettik, AB ve Dünya Bankası desteklerini çok iyi uyguladık, çiftçi- köylü- hayvan yetiştiricisi refah içinde yüzüyor da, ülke kalkınmasına yönelik stratejik kalkınma hamlesini başlattık.! İktidar ve yandaşlarında uçuyoruz- kaçıyoruz havası var. Evet güzel gelişmeler var ama gerçeğin hiç de öyle olmadığını hepimiz biliyoruz.. Keşke yanılıyor olsak. Uçak, tank ve araç motorunu kendimiz yapabilsek, kimseye patent hakları için hesap vermesek..!

Temel gıda ürünlerini, Bölgesel kalkınma hedefli ve Yerel yönetim desteğiyle, Ölçek ekonomisine uygun, İhracat hedefli olarak, sağlıklı, ekolojik kalitede, Yerinde üretip tüketebilirsek, fiyat ve kalite denetimlerini de etkin bir şekilde yapabildiğimiz takdirde başarıdan söz edebiliriz.

Tarla/ Seradan tezgaha ve/veya doğrudan tüketici ile ihtiyaç sahibini, sağlıklı ve düşük fiyatlı gıdalarla kavuşturmak hayal değil. Gıda enflasyonu ile mücadelede en azından bölgesel bazda başarılı olabiliriz. Biz bunu başardığımızda, diğer ürünleri üretenler için de örnek oluruz.

Önümüzdeki seçimlerde, çevresindeki köyler ve tarıma uygun alanlarda, Yerinde üretip tüketmeye yönelik projesi olmayan adaylar, geleceğin Yerel yönetim anlayışını kavrayamamış demektir.

Kadınlar ve gençlerin işsizlik sorununu da ancak böyle çözeriz. Çünkü bizim yaklaşımımızda kadınlar ağırlıklı “İHTİSAS BİRLİK VE KOOPERATİFLERİ” var. Hepsi Halk eğitimden sertifikalı olarak; Seracılık, Konservecilik, Turşu- reçel- salça- kurutma vb. eğitimleri alacaklar.

Bizim modelimize itirazı olanlar var. “Benim 3 dönüm zeytinim, portakalım, limonum var satamadım dalında kaldı.”

İhracat hedefli ve ölçek ekonomisine uygun üretim derken minimum 40- 50 dönüm serada, her gün 1 TIR ihracat yapacağız. Yılda 300 TIR ihracat yaparak tüm masraflarımızı karşılayıp, kar etmiş olacağız. Geriye kalan ihraç fazlası ürünler, İÇ PAZAR ile İHTİSAS KOOPERATİFLERİ- BİRLİKLERİ tarafından katma değerli (konserve- turşu- salça- reçel- kurutulmuş sebze- meyve vb.) olarak ihracat ve/ veya iç pazarda satılacak. Tüm üretim süreci ve ihracat işlemleri DANIŞMAN firma tarafından yürütülecek.

Efendim yasal olarak belediyelerin böyle girişimler için yetkisi var mı?

5393 sayılı Belediye Kanunu “Belediye Yetki ve İmtiyazları” Md. 15; “… İl sınırında BB, mücavir alanında il – ilçe belediyeleri, nüfusu 10.000 geçen belediyeler meclis kararıyla; Turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarıyla eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğal gaz, aydınlatma ve yol gibi alt yapı çalışmalarını faizsiz, on yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz yapar, yaptırır. Karşılığında tesise ortak olabilir. Sağlık, eğitim, sosyal hizmet, turizm projelerine Bakan onayıyla ücretsiz veya düşük bedelle amaç dışı kullanılmamak kaydıyla taşınmaz tahsis eder…” Md. 18.e; “Taşınmaz mal alım, satım, takas, tahsis, tahsisin değiştirilmesi, ihtiyaç sonu kaldırma, üç yıldan fazla kiralama, 30 yılı geçmeyen sınırlı aynî hak tesise belediye yetkilidir.”

5018- KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” Md. 75; “… b) Yerel ve merkezî idare aslî görev ve hizmetleri yerine getirmede gerekli aynî ihtiyaçları karşılayabilir. Geçici araç ve personel temin eder.” c) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar, 5362- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Odaları kapsamında meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projelerinde en büyük mülki idare amirinin izni alınır. d) Kendi taşınmazlarını, aslî görev ve hizmetler için bedelli -bedelsiz, mahallî idarelerle kamu kurumlarına devreder, 25 yılı geçmemek üzere tahsis/ kiralar. Amacı dışında kullanılırsa tahsis iptal edilir. Tahsis sonunda aynı esaslarla yeniden tahsis mümkün.…”

Sayın Naci GÖRÜR “yeni seçilecek belediye başkan adaylarından Afetlere karşı gerekli önlemleri öncelikle alacaklarına dair taahhüt alın” diye bir canlı yayında seçmenlere çağrı yaptı. (ÇÖZÜM ÖNERİMİZ: https://abaybarsgogez.net/gelecegin-yerel-yonetim-anlayisinda-afet-yonetimi-ve-acil-mudahale-koyu-konsepti/ )

El artırıyorum; “BÖLGESEL/ YEREL KALKINMA İÇİN BELDE ÇEPERLERİNDE TEMEL GIDALARIMIZ SEBZE VE MEYVELER İLE HAYVANSAL GIDALARIN, ÖLÇEK EKONOMİSİNE UYGUN, SAĞLIKLI VE İHRACAK HEDEFLİ ÜRETİMİ İLE DENETİMİ İÇİN SEÇİLECEK BELEDİYE BAŞKANINDAN TAAHHÜT ALIN.”

Ben belediye başkanlığına aday olsam, seçim manifestoma eklerim.

HEDEFİMİZ;

Kişi başı gelir seviyemizi tabana yayarak bölgemizin kalkınma ve refahını artırmak, buna bağlı olarak da Bhutan krallığı gibi KİŞİ BAŞI MUTLULUK ENDEKSİNİ yükseltip, SAĞLIKLI GIDA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİR SEVİYESİNE ULAŞMAK olmalıdır.

Hele bir de bölgesinde Jeotermal kaynaklar olup, üretim sürecinde enerji maliyetlerini düşürerek, karbon nötr hedefli ve düşük karbon salımı sertifikası sunulabilirse, ihracatta tüm engelleri kolay aşar, görece satış fiyatımızı ve karlılığımızı artırmış oluruz.

Hükümetin tarım politikalarından bağımsız olarak YERELDE/ BÖLGESEL KALKINMAYI başarabiliriz.

Seçilen tüm başkanlarımıza BÖLGESEL PLANLAMA- EĞİTİM- ÜRETİM- FİNANS İHTİYACI- PROJELENDİRME vb. için her türlü desteği vermeye hazırım.

KENTKÖY kitabımı bu düşüncelerle yazdım. Sanırım daha iyi anlaşılması için birkaç kitap daha yazarak her fırsatta vatandaşlara bu bakış açısını anlatmaya ihtiyaç var.

Bilgi paylaşınca güzel
Kapak görseli: depozitoiademakinesi.com
 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.