Özel şirketin liman projesi için Bakanlar Kurulu kararını kaldırdılar!
Özel şirketin liman projesi için Bakanlar Kurulu kararını kaldırdılar!
Muğla’da yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip olan İasos antik kentinin bulunduğu koydaki doğal ve kültürel varlıkları korumak amacıyla Bakanlar Kurulu kararı ile 2016’da alınan dalış yasağı, burada liman yapmak özel şirket için 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kaldırıldı…
Muğla’da yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip olan İasos antik kentinin bulunduğu koydaki doğal ve kültürel varlıkları korumak amacıyla Bakanlar Kurulu kararı ile 2016’da alınan dalış yasağı, burada liman yapmak özel şirket için 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kaldırıldı…
Yusuf Yavuz
Muğla Güllük Körfezi’nde özel bir şirket tarafından yapılmak istenen Ayıldız Maden Yükleme ve Tahliye Limanı için yargı süreci devam ederken dip tarama çalışmalarına başlanması tepki çekti. Milas ilçesine bağlı Kıyıkışlacık Mahallesi’nde, İasos antik kentinin bulunduğu bölgede yapılması planlanan yükleme ve tahliye limanı için 64 dekarlık deniz alanında 233 bin metreküp miktarında dip taraması yapılacağı, çıkarılan dip malzemesinin ise Güllük Körfezi açıklarında belirlenen 619 hektarlık alanda denize döküleceği belirtildi. Yerel halk, projeye karşı yürütülen hukuki sürecin AYM aşamasında olduğunu belirterek büyük bir deniz kirliliği yaratacağından endişe edilen girişimin durdurulmasını talep ediyor.
Türkiye’nin doğal ve kültürel mirasını tehdit eden yıkım projelerine bir yenisi daha ekleniyor. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kıyıkışlacık Mahallesi’nde yapılmak istenen yeni liman projesi ile yük gemilerine hizmet verilmesi amaçlanıyor. Bodrum merkezli özel bir şirketin girişimiyle yapılmak istenen ‘Ayıldız Maden Yükleme ve Tahliye Limanı’ projesinin deniz kısmı, Ege Denizi’nin E24 numaralı dalışa yasak bölge içerisinde yer alıyordu. Söz konusu bölge, barındırdığı kültürel ve doğal varlıkların korunması amacıyla 5 Nisan 2016 tarih ve 2016/8743 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile dalış yasağı getirilen alanlar arasında yer almıştı.
PROJE UĞRUNA BAKANLAR KURULU KARARI KALDIRILDI
Ancak liman projesinin gündeme gelmesinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tekrar değerlendirmesi sonucunda liman projesinin bulunduğu alanın dalışa yasak bölge vasfı 28 Temmuz 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kaldırıldı. İasos antik kentinin bulunduğu bölgede yer alan proje alanıyla ilgili dalış yasağının kalkmasından yaklaşık 5 ay sonra ise liman için 28 Aralık 2020 tarihinde ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildi.
YARGI SÜRECİ DEVAM EDERKEN ÇALIŞMA BAŞLATILDI
Kara ve deniz alanında birçok olumsuz etki yaratacağı görülen projeyle ilgili ÇED kararı yargıya taşındı. Muğla İdare Mahkemesi, ÇED Gerekli Değildir Kararını iptal etti. Bunun üzerine projeyle ilgili yeniden ÇED süreci başlatıldı ve Bakanlık bu kez de ‘ÇED Olumlu’ kararı verdi. Bu karar da yargıya taşındı ve Muğla İdare Mahkemesi proje dosyasını yetersiz bularak bir kez daha iptal kararı verdi. Ancak proje sahibi firmanın yaptığı itiraz üzerine yerel mahkemenin iptal kararı Danıştay’da bozuldu. Davacılar ise Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yargı süreci AYM aşamasındayken proje için deniz alanında dip taraması çalışmasına başlanması tepki çekti.
HALKA RAĞMEN PROJE DAYATMASI
Davacı derneklerden İasos Mahalle Meclisi Derneği Başkanı Hülya Scobie, yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip olan İasos antik kentinde maden yükleme boşaltma limanı yapılmak istendiğini belirterek, “Halkın ve yerel yönetimlerin direnmesine rağmen şirket platformlarını kurarak deniz dibini tahrip etmeye başladı. Olası tarihi eserleri, denizel canlıları, balık yumurtalarını, koruma altındaki Posidonya çayırlarını, deniz patlıcanlarını yok ediyorlar” dedi.
‘SAHİL GÜVENLİK GİDİNCE ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR’
Proje alanı yakınında yaşayan halkın huzurunun bozulduğunu dile getiren Dernek Balkanı Hülya Scobie, “Mahallede huzur ve sükun kalmadı. TCK 123’e istinaden şikayetler olduğu halde suça devam ediyorlar. Gece boyunca da çalışarak yüksek desibelde gürültü yapan jeneratör ve delici aletlerle çevreyi rahatsız ederek kanunları ihlal ediyorlar. Vatandaşların Sahil Güvenliği aramasıyla kısa bir süreliğine çalışmayı durduran şirket, halkla ve güvenlik güçleriyle adeta alay ediyor. Sahil Güvenliğin alandan uzaklaşmasıyla tekrar yüksek desibelde gürültüyle mahalleyi maruz bırakıyorlar” diye konuştu.
‘PROJE GERİ DÖNÜLMEZ ZARARLAR VERECEK’
Yerel yönetimlerin de olumlu görüş vermediği liman projesinin kamu yararı taşımadığını savunan Scobie, bölgede madenlerin nakledildiği özel şirkete ait mevcut bir limanın ve yatlar için marinaların olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: “İmar Planlarına, Kıyı Kenar Kanunlarına, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı olan proje, Anayasal hakları ihlal ederek çevreye vereceği geri dönülmez zararlarla Güllük Körfezi’nin bağrına hançer gibi saplanacak. Biz, ÇED Olumlu kararı ve projeyle ilgili kara ve deniz alanı ruhsatlarına karşı AYM’de hak arayışındayız.”
DENİZİN ORTASINDA 629 HEKTARLIK DÖKÜM ALANI
Toplam 20 bin metrekareden fazla kara ve deniz alanını kapsayacak olan, 6-8 gemi kapasiteli liman projesi için 64.627,34 m² deniz alanında 233 bin metreküp miktarda dip taraması yapılacağı, çıkarılan dip malzemesinin ise Güllük Körfezi açıklarında belirlenen 619 hektarlık alanda denize döküleceği belirtiliyor. Projeyle ilgili hazırlan ÇED raporunda, iskele yapılması için Milli Emlak’tan 30 yıl süreyle kullanım izni alındığı belirtilerek, “Proje alanı geri sahası içerisinde kara tarafında tapulu alan dışında kalan yaklaşık 4.103 m² büyüklüğünde hazineye ait alan için, ÇED Süreci sonrasında izin prosedürü tamamlanacaktır” bilgisine yer veriliyor.
MADEN NAKLETMEK İÇİN KULLANILACAK
Muğla, Aydın ve Denizli’de çıkarılan doğal taş ve madenlerin taşınması için Güllük Limanı kullanılıyor. 2006 yılında açılan liman, özel bir şirket tarafından işletiliyor. Yeni yapılması planlanan limanın da benzer bir işleve sahip olacağı belirtiliyor.
KORUMA KURULUNDAN KİŞİYE ÖZEL SÜRE UZATIMI
Liman projesinin yapılacağı arazinin 3 derece arkeolojik sit alanı olması da Koruma Bölge Kurulu’nun aldığı kararla aşıldı. İlke kararı gereği alanda koruma amaçlı imar planı hazırlanıncaya kadar Kurul kararı ile ‘Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartları’ belirleniyor. Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, liman projesi için seçilen sit alanı niteliğindeki araziye yönelik 24 Ağustos 2020 tarihinde geçiş dönemi kullanım kararı aldı. Bunun üzerine Kıyıkışlacık 394 ada, 649 parsel ve önündeki hazineye ait arazide arkeolojik sondajın yapılması ve Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne iletilmesi koşuluyla, yük tahmil ve tahliye iskelesine ait avan proje, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından bir ay sonra, 23 Eylül 2020 tarihinde uygun bulunarak onaylandı. Milas Müzesi’nin yaptığı sondaj çalışmasında alanda her hangi bir kültür varlığına rastlanmadığı belirtildi.
SİT ALANINDA İMAR PLANI ŞARTI ARANMADAN YAPILAŞMA
Kurul’un geçiş dönemine ilişkin kararın 3 yıl süresi bulunurken, mevzuat, bu süre içinde koruma amaçlı imar planının hazırlanmasını gerekli kılıyor. Ancak yasal süre içinde imar planı hazırlanmazken, Koruma Bölge Kurulu 24 Mayıs 2024 tarihinde proje alanının ada ve parsel numaralarını da belirterek üç yıl daha süre uzatımı anlamına gelen yeni bir karara daha imza attı. Böylece kişiye özel bir süre uzatımı yaparak özel şirkete imtiyaz sağlamış olan Koruma Kurulu, süreyi Mayıs 2027 tarihine kadar uzatarak imar planı aranmaksızın sit alanında yapılaşmaya gidilmesinin önünü açmış oldu.
KIRMIZI LİSTEDE YER ALAN DENİZEL TÜRLER
Proje sahasındaki denizel biyoçeşitlilik konusunda da IUCN kriterlerine göre kırmızı listede bulunan nesli tehlike altındaki türler bulunmasına rağmen, projenin önünü açan ‘uzman’ raporları hazırlanarak ÇED raporuna eklendiği görülüyor.