Özel Röportaj: YÖK'te NELER OLUYOR? (1. Bölüm)

ÖZEL HABER 09.09.2022 - 00:00, Güncelleme: 09.09.2022 - 00:00 9116+ kez okundu.
 

Özel Röportaj: YÖK'te NELER OLUYOR? (1. Bölüm)

Dr. Mustafa Yeşil Dr. Mustafa Yeşil. 1985 Bulgaristan Kırcaali doğumlu. 1989-1990 gibi ailece zul..

Dr. Mustafa Yeşil Dr. Mustafa Yeşil. 1985 Bulgaristan Kırcaali doğumlu. 1989-1990 gibi ailece zulümden kaçarak Lüleburgaz’a yerleşmişler. Liseye kadar Türkiye’de, daha sonra 6 yıl Bulgaristan da Tıp Fakültesinde okumuş. Sonra Ve belli bir süre doktor olarak Bulgaristan’da çalışmış.  Daha sonra Türkiye’ye dönüş yapmış. Türkiye’de doktorların yanında çalışarak kendini geliştirmiş.  Yıllardır Denklik Sınavına hazırlanıyorlar ve maalesef Denklik verilmediği için birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar.Dr. Mustafa Yeşil ile kendisinin ve kendisi gibi bu konuda mağduriyet yaşayan diğer arkadaşlarının sıkıntıları ile ilgili bir röportaj yaptık ve neler yaşadıklarını sorduk: - Tam olarak kaç yıldır Denklik Sınavına hazırlanıyorsunuz? Daha doğrusu bu sınavlara giriyorsunuz?- Dr. Mustafa Yeşil: 2011 yılından beri ‘’Denklik Sınavlarına’’ hazırlanıyor ve giriyorum. 11 yıl oldu. Benden daha önce sınava girmeye başlayan arkadaşlarım da var. Örneğin 2007 yılında mezun olup 15-16 yıldır Denklik mağduru olan var. Devlet bunu bilerek sıkıntı yaratıyor. Artık bizim de hayatımıza bir yön vermemiz gerekiyor. Yurt dışı mezunu olan doktorların birçoğu zaten yurt dışına gitmeye başladılar. Eğer devletimiz bu konuda yardımcı olmayacaksa bizler de yavaş yavaş Avrupa yolunu tutacağız. Biz bu vatanın evlatları olarak vatanımızda kendi halkımıza hizmet etmek adına devletin tüm çıkardığı zorluklara ve yaptığı haksızlıklara karşı imkansızlıklar içinde mücadele ediyoruz.. - Yani siz Türk vatandaşısınız… Türkiye Cumhuriyetine ait bir nüfus kağıdınız olduğunuz halde, Bulgaristan-Kırcaali doğumlu olduğunuz ve yabancı bir üniversitede okuduğunuziçin bu denkliği alamıyorsunuz öyle mi?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet! Tamamen doğrudur. Türk vatandaşıyım ve devletim benim bu ülkeye hizmet etmeme izin vermiyor.- Bir de bir detay var galiba. 1997 öncesi fakülte kaydı olanlar bu sorunu yaşamadı.-Dr. Mustafa Yeşil: Evet. 1997 öncesi Tıp Fakültesine kayıt olup, kayıt belgesini getirenlere direkt denklik verildi. Ama maalesef 1997 yılından sonra fakülteye girip başarıyla bitirenlere denklik verilmiyor.- Bu sınav için ücret ödüyorsunuz sanırım. Sınav ücreti ne kadar?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet ücret ödüyoruz. Sınav ücreti 310 tl. - Ülkemizde yaşanan bariz bir doktor açığı var. Eğitiminizi tamamlamış, sahada çalışmaya hazır doktorlar olarak sizlere Denklik verilmemesinin nedenleri sizce nelerdir? - Dr. Mustafa Yeşil: Türkiye Cumhuriyeti bizden bir Denklik Sınavı istiyor ama; bu Denklik Sınavı değil, TUS sınavı adı altında dünyanın ikinci büyük sınavı! Türkiye mezunlarının %65’inin barajı dahi geçemediği, geçenlerin uzman olduğu sınav bize Denklik verilmek için şart koşuluyor. Türkiye’de mezun olan bir arkadaşımız %65’i geçemiyor, geçerse uzman oluyor; O’ndan daha fazla net doğru yapmama rağmen geçemiyorum ki normal pratisyen hekim olayım! Birincisi bu! İkincisi 2.000’e yakın doktor biz vatanımızda hizmet etmek istiyoruz diyor. Doğu, batı, kuzey, güney farketmez. Ülkemizin her yerinde görev yapmaya hazırız. 12-15-17 seneden beri denklik alamayanlar var. Buradaki bazı doktorlar biz ÖSYM’nin sınavına girdik. Siz sınava girmeden başarılı oldunuz diyor. Pekala ben de kendilerine şunu sormak istiyorum: Orada 5 yıl Tıp okumuş bir insan (Tıp Fakültesi 6 sene) 6. Sene burada herhangi bir özel üniversiteye geçerek buradan mezun olanlara Denklik’ten de ziyade sanki burada mezun olmuş gibi muamele yapıyorsunuz; orada 5 yıl+1  6 yıl okumuş insanı Denklik Sınavı adı altında TUS’a sokuyorsunuz!3 sene orada okumuş adamı (tanıdığı olduğu sürece) herhangi bir devlet üniversitesine geçiş yaptırabiliyorsunuz; mecburiyetten kalmış, okumuş insanlara sınav zorunluluğu koyuyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Bunu benim aklım almıyor! Ukrayna’da savaş var. Başımızın gözümüzün tacı! Bu adam da benim aldığım puanı almış ama bazılarını Hacettepe gibi en maksimuma yerleştirilmiş öğrencilerin yanına sokuyorsunuz. Onlar 5 yıl bu üniversitede okuyor, diğeri 6. Sene diğer öğrencilerle devam ediyor.Yalnız bizim sorunumuz da değil bu. Avukatların,  mühendislerin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimlerinin sorunu. Mesela eczacılık fakültelerinin bir sorununa değinmek isterim. Önceden küçük bir mülakata sokulup eczacılık diploması veriliyordu. Ne oldu da 2011-2012’den sonra bu işler zorlaştırıldı; 2015-2016’dan sonra Suriyeli, Afgan, Afrikalı Türkçeyi bilmeyen doktorlara burada Denklik verip görev veriyorsun. Ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz biz de!  Bir de yurt dışında okumaya karar veren arkadaşlar şöyle bir sıkıntıyla karşılaşıyor. Arkadaşlar YÖK’e soruyorlar biz yurt dışında okuyacağız ama Denkliği var mı? YÖK evet var diyor ama size yazılı bir evrak vermiyor. Sonra YÖK diyor ki evet denkliğiniz var ama biz sizi sınava tabi tutacağız. Size yazılı evrak vermedik bu konuda. Burada YÖK’ün kendi içinde bir sıkıntı var. Bu sıkıntı yalnız doktorların da sıkıntısı değil.Bu  konuda eczacıların sıkıntısı da büyük. Eczacılık Fakültesinde sınava giren bazı arkadaşlarım birebir tanık oldu. Yurt dışı mezunu olan Arap, Suriyeli, Afgan arkadaşların Türkçe bilmediği halde sınavı kazandığını biliyoruz. Hiç Türkçe bilmiyor, okuyamadığı soruları nasıl doğru yanıtladı? Fizik Tedavi okumuş arkadaşların aynı bu şekilde sıkıntıları var. Mühendis olan arkadaşların yazılı olarak girdikleri bu sınavda; 20 kişi, 30 kişi kaç kişi sınava giriyorsa yalnız yabancı uyruklu olan arkadaşların sınavı kazandığını ve geri kalan hiç kimsenin bu sınavı kazanamadığını biliyoruz. Diş doktorlarının ‘’Pratik Sınavı’’ adı altında yaptıkları sınavda Suriyeli, Afgan veya başka bir yabancı ırktan olanların direkt denklik aldığına birebir şahit oluyoruz. Çünkü sınava giren arkadaşlarla biz sürekli görüşüyoruz. Biz bu konuda direkt devletimizi suçlamıyoruz. Biz devletin içerisinde devletleşmiş, kadrolaşmış kemik bir yapının ülkeyi ileriye götürmemek baabı altında ne yapmak istediklerini öğrenmek istiyoruz! Biz bu ülkeye sahip çıkmak istiyoruz. 49 ülkede veya dünyanın herhangi bir ülkesinde geçerli olan diplomamız neden Türkiye’de geçerli değil? Türkiye bu konuda bu kadar başarılı mı? Başarılıysa ilk 100.000’e, ilk 500.000’e, ilk 1000’e giren kaç üniversite var? Binlerce özel üniversite açıldı. Binlerce Tıp Fakültesi açıldı. Türkiye’de Tıp Fakültesini, eczacılığı veya mühendisliği kazanamayan öğrenci gidiyor orada bir yıl okuyor geliyor buraya aktarma yapıyor sanki buradan mezun olmuş gibi. Şimdi bu bizim suçumuz mu? Bizim tanıdığımız yoktu, arkamız yoktu buraya geçiş yapamadık. Ama onlar tanıdıkları olduğu için bir sene okuyup buraya geçiş yapıyorlar.Biz bu vatanı bilimin ışığında ileriye taşıyabilmek için uğraşıyoruz. Biz bu vatanın bayrağını bilim, ilim, irfan ile ileri yürütmeye çalışıyoruz. Ama verilen imkanlar, devlete verilen sözler, devletin bize küstürülmesi bizleri derinden yaralıyor. Çok yaralıyor.Tekrar söylüyorum. Doktorlar, Diş Doktorları, Avukatlar, Fizik Tedaviciler, Mühendislikler… Hemen hemen bütün mühendislik dallarında okumuş belki 80-100.000’e yakın biriktirilmiş dosyalar var. Ne için böyle yapılıyor? Bu insanların hepsi üniversite okumuş! Bu insanların diplomaları dünya genelinde tanınırken neden bizim ülkemizde tanınmıyor? Neden bizlere imkan verilip ileriye dönük bir şeyler yapılmıyor? - Sınavlarda uygulanan bir katsayı uygulamasından bahsetmiştiniz. - Dr. Mustafa Yeşil: Evet. TUSS Sınavı adı altında yapılan STS’daTürkiye’de mezun olanlarda 1.15 ile çarpılıyor. Bizde ise 0.83 ile çarpılıyor. Onlar da kendilerine göre şöyle açıklıyorlar: Biz Temel Bilimlere de giriyoruz. Tamam, siz temel bilimlere giriyorsunuz da biz de Klinik Bilimlere giriyoruz. Mesela ben 43 tane doğru yapmış olsam 35 puana denk geliyor, siz 30-35 tane doğru yapmış olsanız 48-50 puana denk geliyor.  Bu şekilde katsayı hesaplamasında da büyük sıkıntılar var. - Türkiye’de ki üniversitelerden (bir şekilde) mezun olmuş TUS sınavına girenler size göre her yönden avantajlı yani.- Dr. Mustafa Yeşil: Onlar bu sınavı kazandığında uzman oluyor, ben kazanamadığım zaman pratisyen bile olamıyorum.- Hem de siz bilgi olarak onlardan daha üstün olduğunuzu, verdiğiniz doğru cevap sayısıyla  kanıtlamanıza rağmen!-Dr. Mustafa Yeşil: Evet açıkça görülüyor ki büyük bir şaibe var ve biz çok büyük haksızlığa uğruyoruz. Devletin içinde birileri bunu yönlendiriyor. Yani bilerek yapılıyor. Şöyle de bir şey var! Yalnızca denklik konusunda değil. Okumuş insanlar üzerinden lanse edilerek devlete faydası olan akıl hocaları küstürülüyor.Devleti kim yönetiyor? Biz bunu sormak istiyoruz! Derin Devlet denilen kim? Kim bunlar. O’cu Bu’cu olayını da geçtim ben. Artık gerçekleri görme vaktimizin gelmiş olması lazım! Gerçekte biz devletimize hizmet etmek istiyoruz! Doktorlar olarak, Avukatlar olarak, Fizik Tedaviciler olarak, Mühendisler olarak… Dünya genelinde belli bir seviyede okuyup, buraya gelip devletimizin verdiği görevde başarılı bir şekilde devam etmek istiyoruz! - Yurt dışında eğitim alan öğrencilerin diplomalarını rüşvetle aldıkları iddiaları var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?-Dr.Mustafa Yeşil: Evet bazı doktor abi ve ablalarımız bizleri, diplomalarımızı hiç okula gitmeden rüşvet karşılığı almakla itham ediyorlar. Öyle bir şey yok! Zaten biz YÖK’e girdi çıktımızı, ne kadar kaldığımızı, hangi dersleri aldığımızı  tüm evraklarıyla birlikte veriyoruz ve YÖK bu bilgileri araştırıyor.Bir de ısrarla orada okullarda çok rüşvet döndüğü söyleniyor. O bahsedilen rüşvet değil. Avrupa’da, Dünya’da özel dershaneler, kurslar yok. Başarısız olduğunuz ders ya da derslerden ücret karşılığı tekrar ders alıp yeniden sınava giriyorsunuz. Bu iddiaları ülkede ki bazı ard niyetli doktorlar ön plana çıkarıp bizleri karalamaya çalışıyorlar. Ama aynı doktorlar Avrupa’ya gitmek için can atıyor. Onların diploması belki Avrupa’da bazı yerlerde geçmeyebilir çünkü her üniversitenin diploması geçerli olmuyor. Ama benim diplomam geçiyor. Ben bunu Norveç’te yaşadım. İki haftada bana denklik verildi. Eğer Türkiye’den ya da Avrupa Birliğinden gelmeyen bir doktor olursa toplamda iki yıl zorunlu görevi vardı; benim ise 18 ay zorunlu görevim vardı 6 ay şehir içi 12 ay şehir dışı. Onlara 24 ay tamamen şehir dışı görev zorunluluğu var.Buradaki mesele Avrupa’da ki diplomalar Türkiye’de geçmiyor ama Türkiye’de ki bazı doktorlar Avrupa’ya direkt gitmek istiyor. Ne oldu? Avrupa’yı kötülüyordunuz da şimdi oraya gitmek istiyorsunuz? 8.000’e yakın doktor beyin göçü olarak oraya gitmek için çabalıyor. Biz burada kendi vatanımızda kalmak istiyoruz. Böyle devam ederse bizler de yavaş yavaş yurt dışına gideceğiz.- Bir kez daha bu konunun altını çizmek için soruyorum. Sizler başarısız olduğunuz derslerden Öğretmenlerden ücret karşılığı ders alıyorsunuz ve sınava hazırlanıyorsunuz doğru mudur?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet Doğrudur!- Ama siz girdiğiniz sınavda bu ücret karşılığı aldığınız ders nedeniyle hiçbir ayrıcalık görmüyorsunuz. Sizden istenen doğru cevap sayısını kendi bilgilerinizle yakalamak durumundasınız. Aksi takdirde dersten kalıyorsunuz. Tam olarak durum bu değil mi?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet tam olarak böyle. Şöyle örnek vereyim. Türkiye de üniversitelerde yaz okulları var. Hatta çevremizde duyuyoruz üniversiteye para kazandırmak için yaz okuluna bırakan bazı hocalar da var. Bunu çok iyi anlatmalıyız. Biz de orada hocalara, asistanlara zayıf olduğumuz derslerle ilgili ders almak istediğimizi söylüyoruz. Mesela kemik üzerinde bu dersi birebir canlı anlatmanızı  istiyoruz diyoruz. Ve bu ders karşılığı ücret ödüyoruz. Anfiye girdiğimizde o dersi kemik üzerine ya da beyin üzerinde veya kadavra üzerinde bize birebir canlı anlatıyor. Sınava hazırlıyor ve siz o sınava giriyorsunuz. Herhangi bir şekilde ayrıcalık yok!Sınava da gitmek zorundasınız, derse de girmek zorundasınız! Üç defa derse girmediğiniz zaman uzaklaştırma alabileceğiniz dersleriniz var. Türkiyede ki gibi yalnız anfiye girme değil; dersler ve anfiye girme zorunluluğunuz var. İmza atarak giriyorduk derslere biz. Türkiye’de bazı derslere girmeyebilirsin ya da anfiye girmeyebilirsin. Bizde öyle değildi ikisine de girmek zorundasınız. Hatta bazılar hiç okula gitmeden mezun oluyorlar. Asla böyle bir şey yok. Sabahtan akşama kadar tüm derslerinize girmek zorundasınız. Bu iddialarla bizi karalamaya çalışan doktorlara soruyorum Siz neden Avrupa’ya kaçmaya çalışıyorsunuz? Biz bize yapılan her türlü olumsuzluğa ve haksızlığa karşı yine de vatanımızda kalmanın mücadelesini veriyoruz. Hem de istediğimiz Avrupa ülkesinde çalışma şansımız varken! Bu vatan bizim. Biz bunun için mücadele ediyoruz! Ve ülkenin hiçbir yerini ayırmadan nerede olursa olsun da görev yaparız!Bakın bizler yurt dışında okurken çok farklı milletlerden diğer öğrencilerle birlikte okuduk. Değişik ırklarda bir çok öğrenciyle sohbetimiz olmuştur. Bu nedenle sosyal iletişim konusunda çok başarılıyız. Buradaki doktorları küçümsemek için söylemiyorum. Burada yetişen doktorların sosyal aktivite alanı kısıtlı olduğu için bazen vatandaşa kendisini ifade etmekte zorlanabiliyor. Hasta bak doktor ne kadar gururlu, kibirli diye düşünebiliyor. Aslında tabii ki gerçekte böyle değil. Sosyal aktivite alanlarının sınırlı olmasının sonuçları bunlar. Bu konuda bizler çok avantajlıyız. (Devam Edecek) ]]>
Dr. Mustafa Yeşil Dr. Mustafa Yeşil. 1985 Bulgaristan Kırcaali doğumlu. 1989-1990 gibi ailece zul..
Dr. Mustafa Yeşil

Dr. Mustafa Yeşil. 1985 Bulgaristan Kırcaali doğumlu. 1989-1990 gibi ailece zulümden kaçarak Lüleburgaz’a yerleşmişler. Liseye kadar Türkiye’de, daha sonra 6 yıl Bulgaristan da Tıp Fakültesinde okumuş. Sonra Ve belli bir süre doktor olarak Bulgaristan’da çalışmış.  Daha sonra Türkiye’ye dönüş yapmış. Türkiye’de doktorların yanında çalışarak kendini geliştirmiş.  Yıllardır Denklik Sınavına hazırlanıyorlar ve maalesef Denklik verilmediği için birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar.Dr. Mustafa Yeşil ile kendisinin ve kendisi gibi bu konuda mağduriyet yaşayan diğer arkadaşlarının sıkıntıları ile ilgili bir röportaj yaptık ve neler yaşadıklarını sorduk:

- Tam olarak kaç yıldır Denklik Sınavına hazırlanıyorsunuz? Daha doğrusu bu sınavlara giriyorsunuz?- Dr. Mustafa Yeşil: 2011 yılından beri ‘’Denklik Sınavlarına’’ hazırlanıyor ve giriyorum. 11 yıl oldu. Benden daha önce sınava girmeye başlayan arkadaşlarım da var. Örneğin 2007 yılında mezun olup 15-16 yıldır Denklik mağduru olan var. Devlet bunu bilerek sıkıntı yaratıyor. Artık bizim de hayatımıza bir yön vermemiz gerekiyor. Yurt dışı mezunu olan doktorların birçoğu zaten yurt dışına gitmeye başladılar. Eğer devletimiz bu konuda yardımcı olmayacaksa bizler de yavaş yavaş Avrupa yolunu tutacağız. Biz bu vatanın evlatları olarak vatanımızda kendi halkımıza hizmet etmek adına devletin tüm çıkardığı zorluklara ve yaptığı haksızlıklara karşı imkansızlıklar içinde mücadele ediyoruz..

- Yani siz Türk vatandaşısınız… Türkiye Cumhuriyetine ait bir nüfus kağıdınız olduğunuz halde, Bulgaristan-Kırcaali doğumlu olduğunuz ve yabancı bir üniversitede okuduğunuziçin bu denkliği alamıyorsunuz öyle mi?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet! Tamamen doğrudur. Türk vatandaşıyım ve devletim benim bu ülkeye hizmet etmeme izin vermiyor.- Bir de bir detay var galiba. 1997 öncesi fakülte kaydı olanlar bu sorunu yaşamadı.-Dr. Mustafa Yeşil: Evet. 1997 öncesi Tıp Fakültesine kayıt olup, kayıt belgesini getirenlere direkt denklik verildi. Ama maalesef 1997 yılından sonra fakülteye girip başarıyla bitirenlere denklik verilmiyor.- Bu sınav için ücret ödüyorsunuz sanırım. Sınav ücreti ne kadar?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet ücret ödüyoruz. Sınav ücreti 310 tl.

- Ülkemizde yaşanan bariz bir doktor açığı var. Eğitiminizi tamamlamış, sahada çalışmaya hazır doktorlar olarak sizlere Denklik verilmemesinin nedenleri sizce nelerdir?

- Dr. Mustafa Yeşil: Türkiye Cumhuriyeti bizden bir Denklik Sınavı istiyor ama; bu Denklik Sınavı değil, TUS sınavı adı altında dünyanın ikinci büyük sınavı! Türkiye mezunlarının %65’inin barajı dahi geçemediği, geçenlerin uzman olduğu sınav bize Denklik verilmek için şart koşuluyor. Türkiye’de mezun olan bir arkadaşımız %65’i geçemiyor, geçerse uzman oluyor; O’ndan daha fazla net doğru yapmama rağmen geçemiyorum ki normal pratisyen hekim olayım! Birincisi bu! İkincisi 2.000’e yakın doktor biz vatanımızda hizmet etmek istiyoruz diyor. Doğu, batı, kuzey, güney farketmez. Ülkemizin her yerinde görev yapmaya hazırız. 12-15-17 seneden beri denklik alamayanlar var. Buradaki bazı doktorlar biz ÖSYM’nin sınavına girdik. Siz sınava girmeden başarılı oldunuz diyor. Pekala ben de kendilerine şunu sormak istiyorum: Orada 5 yıl Tıp okumuş bir insan (Tıp Fakültesi 6 sene) 6. Sene burada herhangi bir özel üniversiteye geçerek buradan mezun olanlara Denklik’ten de ziyade sanki burada mezun olmuş gibi muamele yapıyorsunuz; orada 5 yıl+1  6 yıl okumuş insanı Denklik Sınavı adı altında TUS’a sokuyorsunuz!3 sene orada okumuş adamı (tanıdığı olduğu sürece) herhangi bir devlet üniversitesine geçiş yaptırabiliyorsunuz; mecburiyetten kalmış, okumuş insanlara sınav zorunluluğu koyuyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Bunu benim aklım almıyor! Ukrayna’da savaş var. Başımızın gözümüzün tacı! Bu adam da benim aldığım puanı almış ama bazılarını Hacettepe gibi en maksimuma yerleştirilmiş öğrencilerin yanına sokuyorsunuz. Onlar 5 yıl bu üniversitede okuyor, diğeri 6. Sene diğer öğrencilerle devam ediyor.Yalnız bizim sorunumuz da değil bu. Avukatların,  mühendislerin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimlerinin sorunu. Mesela eczacılık fakültelerinin bir sorununa değinmek isterim. Önceden küçük bir mülakata sokulup eczacılık diploması veriliyordu. Ne oldu da 2011-2012’den sonra bu işler zorlaştırıldı; 2015-2016’dan sonra Suriyeli, Afgan, Afrikalı Türkçeyi bilmeyen doktorlara burada Denklik verip görev veriyorsun. Ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz biz de! 

Bir de yurt dışında okumaya karar veren arkadaşlar şöyle bir sıkıntıyla karşılaşıyor. Arkadaşlar YÖK’e soruyorlar biz yurt dışında okuyacağız ama Denkliği var mı? YÖK evet var diyor ama size yazılı bir evrak vermiyor. Sonra YÖK diyor ki evet denkliğiniz var ama biz sizi sınava tabi tutacağız. Size yazılı evrak vermedik bu konuda. Burada YÖK’ün kendi içinde bir sıkıntı var. Bu sıkıntı yalnız doktorların da sıkıntısı değil.Bu  konuda eczacıların sıkıntısı da büyük. Eczacılık Fakültesinde sınava giren bazı arkadaşlarım birebir tanık oldu. Yurt dışı mezunu olan Arap, Suriyeli, Afgan arkadaşların Türkçe bilmediği halde sınavı kazandığını biliyoruz. Hiç Türkçe bilmiyor, okuyamadığı soruları nasıl doğru yanıtladı? Fizik Tedavi okumuş arkadaşların aynı bu şekilde sıkıntıları var. Mühendis olan arkadaşların yazılı olarak girdikleri bu sınavda; 20 kişi, 30 kişi kaç kişi sınava giriyorsa yalnız yabancı uyruklu olan arkadaşların sınavı kazandığını ve geri kalan hiç kimsenin bu sınavı kazanamadığını biliyoruz. Diş doktorlarının ‘’Pratik Sınavı’’ adı altında yaptıkları sınavda Suriyeli, Afgan veya başka bir yabancı ırktan olanların direkt denklik aldığına birebir şahit oluyoruz. Çünkü sınava giren arkadaşlarla biz sürekli görüşüyoruz.

Biz bu konuda direkt devletimizi suçlamıyoruz. Biz devletin içerisinde devletleşmiş, kadrolaşmış kemik bir yapının ülkeyi ileriye götürmemek baabı altında ne yapmak istediklerini öğrenmek istiyoruz!

Biz bu ülkeye sahip çıkmak istiyoruz. 49 ülkede veya dünyanın herhangi bir ülkesinde geçerli olan diplomamız neden Türkiye’de geçerli değil?

Türkiye bu konuda bu kadar başarılı mı? Başarılıysa ilk 100.000’e, ilk 500.000’e, ilk 1000’e giren kaç üniversite var? Binlerce özel üniversite açıldı. Binlerce Tıp Fakültesi açıldı. Türkiye’de Tıp Fakültesini, eczacılığı veya mühendisliği kazanamayan öğrenci gidiyor orada bir yıl okuyor geliyor buraya aktarma yapıyor sanki buradan mezun olmuş gibi. Şimdi bu bizim suçumuz mu? Bizim tanıdığımız yoktu, arkamız yoktu buraya geçiş yapamadık. Ama onlar tanıdıkları olduğu için bir sene okuyup buraya geçiş yapıyorlar.Biz bu vatanı bilimin ışığında ileriye taşıyabilmek için uğraşıyoruz. Biz bu vatanın bayrağını bilim, ilim, irfan ile ileri yürütmeye çalışıyoruz. Ama verilen imkanlar, devlete verilen sözler, devletin bize küstürülmesi bizleri derinden yaralıyor. Çok yaralıyor.Tekrar söylüyorum. Doktorlar, Diş Doktorları, Avukatlar, Fizik Tedaviciler, Mühendislikler… Hemen hemen bütün mühendislik dallarında okumuş belki 80-100.000’e yakın biriktirilmiş dosyalar var. Ne için böyle yapılıyor? Bu insanların hepsi üniversite okumuş! Bu insanların diplomaları dünya genelinde tanınırken neden bizim ülkemizde tanınmıyor? Neden bizlere imkan verilip ileriye dönük bir şeyler yapılmıyor?

- Sınavlarda uygulanan bir katsayı uygulamasından bahsetmiştiniz.

- Dr. Mustafa Yeşil: Evet. TUSS Sınavı adı altında yapılan STS’daTürkiye’de mezun olanlarda 1.15 ile çarpılıyor. Bizde ise 0.83 ile çarpılıyor. Onlar da kendilerine göre şöyle açıklıyorlar: Biz Temel Bilimlere de giriyoruz. Tamam, siz temel bilimlere giriyorsunuz da biz de Klinik Bilimlere giriyoruz. Mesela ben 43 tane doğru yapmış olsam 35 puana denk geliyor, siz 30-35 tane doğru yapmış olsanız 48-50 puana denk geliyor.  Bu şekilde katsayı hesaplamasında da büyük sıkıntılar var.

- Türkiye’de ki üniversitelerden (bir şekilde) mezun olmuş TUS sınavına girenler size göre her yönden avantajlı yani.- Dr. Mustafa Yeşil: Onlar bu sınavı kazandığında uzman oluyor, ben kazanamadığım zaman pratisyen bile olamıyorum.- Hem de siz bilgi olarak onlardan daha üstün olduğunuzu, verdiğiniz doğru cevap sayısıyla  kanıtlamanıza rağmen!-Dr. Mustafa Yeşil: Evet açıkça görülüyor ki büyük bir şaibe var ve biz çok büyük haksızlığa uğruyoruz. Devletin içinde birileri bunu yönlendiriyor. Yani bilerek yapılıyor. Şöyle de bir şey var! Yalnızca denklik konusunda değil. Okumuş insanlar üzerinden lanse edilerek devlete faydası olan akıl hocaları küstürülüyor.Devleti kim yönetiyor? Biz bunu sormak istiyoruz! Derin Devlet denilen kim? Kim bunlar. O’cu Bu’cu olayını da geçtim ben. Artık gerçekleri görme vaktimizin gelmiş olması lazım! Gerçekte biz devletimize hizmet etmek istiyoruz! Doktorlar olarak, Avukatlar olarak, Fizik Tedaviciler olarak, Mühendisler olarak… Dünya genelinde belli bir seviyede okuyup, buraya gelip devletimizin verdiği görevde başarılı bir şekilde devam etmek istiyoruz!

- Yurt dışında eğitim alan öğrencilerin diplomalarını rüşvetle aldıkları iddiaları var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?-Dr.Mustafa Yeşil: Evet bazı doktor abi ve ablalarımız bizleri, diplomalarımızı hiç okula gitmeden rüşvet karşılığı almakla itham ediyorlar. Öyle bir şey yok! Zaten biz YÖK’e girdi çıktımızı, ne kadar kaldığımızı, hangi dersleri aldığımızı  tüm evraklarıyla birlikte veriyoruz ve YÖK bu bilgileri araştırıyor.Bir de ısrarla orada okullarda çok rüşvet döndüğü söyleniyor. O bahsedilen rüşvet değil. Avrupa’da, Dünya’da özel dershaneler, kurslar yok. Başarısız olduğunuz ders ya da derslerden ücret karşılığı tekrar ders alıp yeniden sınava giriyorsunuz.

Bu iddiaları ülkede ki bazı ard niyetli doktorlar ön plana çıkarıp bizleri karalamaya çalışıyorlar. Ama aynı doktorlar Avrupa’ya gitmek için can atıyor. Onların diploması belki Avrupa’da bazı yerlerde geçmeyebilir çünkü her üniversitenin diploması geçerli olmuyor. Ama benim diplomam geçiyor. Ben bunu Norveç’te yaşadım. İki haftada bana denklik verildi. Eğer Türkiye’den ya da Avrupa Birliğinden gelmeyen bir doktor olursa toplamda iki yıl zorunlu görevi vardı; benim ise 18 ay zorunlu görevim vardı 6 ay şehir içi 12 ay şehir dışı. Onlara 24 ay tamamen şehir dışı görev zorunluluğu var.Buradaki mesele Avrupa’da ki diplomalar Türkiye’de geçmiyor ama Türkiye’de ki bazı doktorlar Avrupa’ya direkt gitmek istiyor. Ne oldu? Avrupa’yı kötülüyordunuz da şimdi oraya gitmek istiyorsunuz? 8.000’e yakın doktor beyin göçü olarak oraya gitmek için çabalıyor. Biz burada kendi vatanımızda kalmak istiyoruz. Böyle devam ederse bizler de yavaş yavaş yurt dışına gideceğiz.- Bir kez daha bu konunun altını çizmek için soruyorum. Sizler başarısız olduğunuz derslerden Öğretmenlerden ücret karşılığı ders alıyorsunuz ve sınava hazırlanıyorsunuz doğru mudur?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet Doğrudur!- Ama siz girdiğiniz sınavda bu ücret karşılığı aldığınız ders nedeniyle hiçbir ayrıcalık görmüyorsunuz. Sizden istenen doğru cevap sayısını kendi bilgilerinizle yakalamak durumundasınız. Aksi takdirde dersten kalıyorsunuz. Tam olarak durum bu değil mi?- Dr. Mustafa Yeşil: Evet tam olarak böyle. Şöyle örnek vereyim. Türkiye de üniversitelerde yaz okulları var. Hatta çevremizde duyuyoruz üniversiteye para kazandırmak için yaz okuluna bırakan bazı hocalar da var. Bunu çok iyi anlatmalıyız. Biz de orada hocalara, asistanlara zayıf olduğumuz derslerle ilgili ders almak istediğimizi söylüyoruz. Mesela kemik üzerinde bu dersi birebir canlı anlatmanızı  istiyoruz diyoruz. Ve bu ders karşılığı ücret ödüyoruz. Anfiye girdiğimizde o dersi kemik üzerine ya da beyin üzerinde veya kadavra üzerinde bize birebir canlı anlatıyor. Sınava hazırlıyor ve siz o sınava giriyorsunuz. Herhangi bir şekilde ayrıcalık yok!Sınava da gitmek zorundasınız, derse de girmek zorundasınız! Üç defa derse girmediğiniz zaman uzaklaştırma alabileceğiniz dersleriniz var. Türkiyede ki gibi yalnız anfiye girme değil; dersler ve anfiye girme zorunluluğunuz var. İmza atarak giriyorduk derslere biz. Türkiye’de bazı derslere girmeyebilirsin ya da anfiye girmeyebilirsin. Bizde öyle değildi ikisine de girmek zorundasınız.

Hatta bazılar hiç okula gitmeden mezun oluyorlar. Asla böyle bir şey yok. Sabahtan akşama kadar tüm derslerinize girmek zorundasınız. Bu iddialarla bizi karalamaya çalışan doktorlara soruyorum Siz neden Avrupa’ya kaçmaya çalışıyorsunuz? Biz bize yapılan her türlü olumsuzluğa ve haksızlığa karşı yine de vatanımızda kalmanın mücadelesini veriyoruz. Hem de istediğimiz Avrupa ülkesinde çalışma şansımız varken! Bu vatan bizim. Biz bunun için mücadele ediyoruz! Ve ülkenin hiçbir yerini ayırmadan nerede olursa olsun da görev yaparız!Bakın bizler yurt dışında okurken çok farklı milletlerden diğer öğrencilerle birlikte okuduk. Değişik ırklarda bir çok öğrenciyle sohbetimiz olmuştur. Bu nedenle sosyal iletişim konusunda çok başarılıyız. Buradaki doktorları küçümsemek için söylemiyorum. Burada yetişen doktorların sosyal aktivite alanı kısıtlı olduğu için bazen vatandaşa kendisini ifade etmekte zorlanabiliyor. Hasta bak doktor ne kadar gururlu, kibirli diye düşünebiliyor. Aslında tabii ki gerçekte böyle değil. Sosyal aktivite alanlarının sınırlı olmasının sonuçları bunlar. Bu konuda bizler çok avantajlıyız. (Devam Edecek)

]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.