Özel Röportaj: YÖK’te NELER OLUYOR?(2. Bölüm)

ÖZEL HABER 09.09.2022 - 00:00, Güncelleme: 09.09.2022 - 00:00 9203+ kez okundu.
 

Özel Röportaj: YÖK’te NELER OLUYOR?(2. Bölüm)

- Peki Mustafa Bey siz yabancı üniversitelerde okudunuz ve burada görev almak istiyorsunuz. Okuyucul..

- Peki Mustafa Bey siz yabancı üniversitelerde okudunuz ve burada görev almak istiyorsunuz. Okuyucularımız şunu düşünebilir. Ülke avantaizde okuyup mezun olan ama alanında görev alamayan bir çok öğrenci var. Ülkemizde okuyup mezun olan ama alanında görev alamayan bir çok öğrenci var. Neden size ayrıcalık yapılsın?-Dr. Mustafa Yeşil: Bakın biz ayrıcalık verilmesini istemiyoruz. Biz Türk Vatandaşıyız ama üniversiteyi yurt dışında okuduk ve ülkemize geri dönerek hizmet etmek istiyoruz. Ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. Yani üvey evlat olarak ayrıştırılıyoruz. Biz yalnızca doktorların değil tüm meslek guruplarında Denklik sorununu yaşayan arkadaşlarımızın; gemi mühendisleri gibi, inşaat mühendisleri gibi bir çok farklı alanda ki  arkadaşlarımızın mücadelesini veriyoruz. Farklı bölümlerde okuyan toplamda en az 80.000 arkadaşımız var. Aileleriyle birlikte belki 1.5- 2 milyon kahrolan insan var. Suriye’de savaş var dediler, Denklik verdiler, Ukrayna’da savaş verdiler denklik verdiler, uluslararası antlaşmaya göre denklik veriyoruz dediler. Tamam verin ama bakın bu vatan bizim, bu bayrak bizim. Hizmet etmeye can atan kardeşlerimiz zorluklarla gitmiş yurt dışında okumuş hangi bölüm olursa olsun! Bizlere üvey evlat muamelesi yapılıyor, Afganlara veya Suriyelilere (bunu ard niyetle söylemiyorum) öncelik tanınıyor. En büyük sıkıntımız bu ve bu bizi yaralıyor. Bu bilgileri Google’dan görebilirsiniz. Biz ayrıcalık istemiyoruz. Hakkımız olan için mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz.Bana bir hastane sahibi şunu söyledi: Siz neden denklik alamıyorsunuz. Bizim önümüze liste düşüyor çoğu Suriyeli, Afgan yani yabancı! Ben cevap olarak biz üvey evladız dedim.Biz bu vatan için, bayrak için, bu topraklar için savaşabilecek bir topluluğuz. (Bunu kimseyi kötülemek veya küçümsemek ya da kızdığım için söylemiyorum) Kimse kusura bakmasın kendi ülkesinde savaş varken kaçmış gelmiş, kendi vatanını bırakmış insanlar yarın bir gün bizim, vatanımızı, topraklarımızı savunmaz. Onlar kendi vatanında ders görürken, biz farklı bir devlette farklı muamele görerek, Türklüğümüzle gurur duyarak eğimimizi tamamladık ve yine vatanımıza geldik. Orda 2, evlat değil, 3, evlat olmamıza rağmen biz kendi vatanımızı ne kadar sevdiğimiz bilincini oralarda kazandık. Bu nedenle bu mücadeleyi veriyoruz. Biz farklı devletlerde okuduk. Ama Suriyelisi, Afgan’ı kendi vatanlarında okudular ve kaçıp buraya geldiler. Kendi vatanına faydası olmayanın kimseye faydası olmaz. Ve bu yabancıların atamaları, devlet kadrolarına yerleştirilmeleri çok çok kolaylaştırıldı. Bunların  önüne geçilmesi lazım. Halk muzdarip bu konudan çünkü doğru dürüst Türkçe bilmiyor.  Halkın sorununu nasıl anlayacaklar.-Burada araya girmek istiyorum. Bahsettiğiniz Denklik sınavında sorular Türkçe değil mi? Yani Türkçe bilmeyen bu öğrenciler soruları okuyup, anlayıp doğru yapmaları gerek ki sınavı alıp sizi eleyebilsinler.-Dr. Mustafa Yeşil: Evet biz Türkçe okuyup anlayıp yanıtlıyoruz. Ama mesela sınava giren bir öğrenciye denetmen bir soru soruyor adam anlamıyor. Denetmen İngilizce konuşunca yanıt veriyor. Veya kendisinden bir şey istendiğinde anlamıyor bizi. Ama ne hikmetse sınavlarda bizi eliyor. Bu çok karşılaştığımız bir durum.Bakın bizim diplomamız 49 ülkede tanınıyor. Bunun bir tek şartı dil bilmek! Hangi ülkeye giderseniz gidin dil öğreneceksiniz diyorlar. Bu adamlar dil bilmeden bizim ülkemizde sınava giriyor, kazanıyor(!) ve dil bilmediği halde devlet kadrolarına yerleşiyor. Bu mühendis içinde aynı, eczacı içinde aynı, tüm meslek grupları için aynı. Gelgeç hanı oldu ülkemiz. Bunun için üzülüyoruz.İnternette arama motoruna girdiğiniz zaman bu bilgileri bulabilirsiniz. Sınava giren 20 öğrenciden 3 kişi yabancıysa; 3 yabancı sınavı alıyor, 17 kişi eleniyor. Bunları sosyal medyada da görebilirsiniz. Ben de şunu sormak istiyorum. Madem o arkadaşlar o kadar akıllı (Türkçe bilmedikleri halde), ana dili Türkçe olan o 17 öğrenci nasıl sınavı alamıyor nasıl başarılı olamıyor? Yalnız doktor veya mühendisler için değil bu sorun. Benim aynı evde kaldığım kardeşim Eczacılık Fakültesi için girdiği sınavda yalnızca Türkçe bilmeyen 2 Suriyeli arkadaş sınavı alıyor geri kalanlar eleniyor. Birebir şahitlik ettiğimiz bir olay bu. Anadilinde soruları anlayan, kendini ifade edebilen o sınavı alamıyor, dil bilmeyen alıyor. (Tabii bunu kabul etmezler.) Kendi anadilini bilmeyen insanlara sınavı veriyorlar.  Bizim son girdiğimiz sınavda gözümüzün önünde en az %80 - 85’i pasaportla girmiş Türk vatandaşı bile olmayan(bu arada sınava girmesinler demiyorum tabii ki girsinler) ama Türkçe dahi bilmeyen; ya da yarım yamalak Türkçe bilenler Denklik alıyor. Bu benim mantaliteme oturmuyor. Soruları dahi okuyamayan biri nasıl Denklik alıyor. Daha da ilginci sadece onlar denklik alıyor biz ise eleniyoruz. Bir arkadaşım sınava girerken nüfus kağıdını gösterince polis ‘’ohh bir tane Türk giriyor sınava’’ demiş. Yine söylüyorum girsinler girmesinler demiyorum ama en azından tüm dünyada olduğu gibi Dil zorunluluğu koysunlar ve dil sınavına soksunlar bu insanları. 2014 yılında bu vardı bu uygulama. Türkçe bildiğine dair TDK görevlilerince sınava girip belge almak zorundaydılar. Neden kaldırıldı? Türkçe’nin bu kadar ayaklar altına alınmaması lazım!Bu yabancı doktorlar vatandaşla nasıl anlaşacak? Bu insanları nasıl muayene edecek? Bakın Almanya’ya giden Türk Doktorlar Almanca bilmedikleri için C-1 kursuna kadar gönderiliyor! Daha sonra rapor, reçete hazırlayıp, patolojik raporları başarıyla hazırladıktan, belli bir seviyeye geldikten sonra doktorluk yapabiliyor! Buradaki gibi ayaklar altında değil! Bizim insanımız daha mı değersiz?Biz de soruyoruz! Ben bu din kardeşimle dini konularda bile dilimiz farklı olduğu için anlaşamıyorsam, beni muayene ederken nasıl anlaşacağım? Sırtım ağrıyor diyeceğim, anlamayacak! Şimdi derler ki hocam o kadar da değil! Durum tam da böyle! Görüyoruz. Bu  konuda halk muzdarip zaten. Tekrar ediyorum. 49 ülkede geçerli olan diplomamızın tek şartı dil bilmek iken; vatandaşı olduğumuz, anadilimizi konuştuğumuz halde kendi ülkemizde üvey evlat muamelesi görüyoruz. Dil bilmeyen, vatandaşı dahi olmayan herkes el üstünde tutuluyor. Bu devletin okumuşları var! Bu devletin üst mercide profesörleri var! Devletin akıl hocaları var. Mülteci olabilir, savaş mağduru olabilir. Şu an ben mülteci olsam Almanya’ya gitsem en az bir İngilizce bilmem lazım işe girebilmem için. Siz kendi anavatanınızda dilini dahi bilmeyen doktorları, mühendisleri sokuyorsunuz sınava ve çoğunu başarılı olmuş gibi gösteriyorsunuz, kendi öz evlatlarınıza üvey evlat, 2. Sınıf vatandaş muamelesi yapıyorsunuz.( Arama motorunda silinmediyse bu konuyla ilgili bir çok bilgi var) Bunun altında büyük bir proje var! Biz bunu bu şekilde anlıyoruz. Ve tüm bunların bedelini Türk Milleti ödüyor. Şimdiden yanlış teşhis nedeniyle birçok vatandaş mağduriyet yaşıyor.-Evet sonuna kadar haklısınız. Ben de yarım yamalak Türkçe bilen yabancı bir göz doktorunun yanlış teşhisiyle mağduriyet yaşıyorum. Durum gerçekten endişe verici. Umuyoruz bu yaşadığınız sıkıntılar ve uğradığınız haksızlıklar en kısa sürede giderilir. Son olarak bize neler söylemek istersiniz?-Dr. Mustafa Yeşil:  2014-2015-2016 yıllarında sorular açıklanmadı. Bazı arkadaşlar bilgilerine güvenerek sınavı kazandıklarını ama Denklik alamadıklarını söylediler. Böyle bir şey olabilir mi? Evet olabilir. Devletimizin içindeki zaafı herkes biliyor. Artık muhtarlar değil, mahallenin içindeki çocuklar bile bu zaafın farkında. KPSS örneği bu kadar bariz ortadayken geri kalan sınavlarda neler yapılabileceğini siz düşünün. ÖSYM Başkanının soruları kaydedip daha sonra tutuklandığını biliyoruz. Bunu yapan ne yapmaz? Devleti direkt suçlamak için söylemiyoruz bunları. Tekrar tekrar söylüyoruz. Bu devlet bizim! Bu bayrak bizim! Bu vatan bizim. Biz ülkemizde nerede olursa olsun hizmet etmek istiyoruz. Yalnız biz doktorlar değil… Mühendisler, diş doktorları, avukatlar, fizik tedaviciler… Biz bu vatana hizmet etmek istiyoruz.Cumhurbaşkanımız sağ olsun 2017’de Balkanlarda ki tüm konfederasyonları, federasyonları, dernekleri Külliyeye davet etti. Biz de bizzat bu davete icabet ettik. Bazı arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımıza Denklik sorununu hatırlattı. Cumhurbaşkanımızın özellikle bu konuda söz verdiğini kendi kulaklarımızla duyduk. Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey ‘’Ben YÖK’E talimat verdim. Bu denklik olacak!’’dedi. Fakat YÖK Cumhurbaşkanımızı ezip geçtiği için verilen sözler halen duruyor. Ortalama 5 yıl geçti ve Cumhurbaşkanımızın sözü ayaklar altına alındı. Biz şunu sormak istiyoruz: Madem Cumhurbaşkanının sözü ayaklar altına alınıyor, YÖK ne iş yapıyor? Mademki YÖK Cumhurbaşkanının sözünü ayaklar altına alıyor YÖK kim? Kim Bunlar? Bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyoruz. Ve şunu da eklemek istiyorum. Cumhurbaşkanına giden raporlarda kimin haklı kimin haksız, kimin başarılı kimin başarısız olduğu söylenmiyor! Yanlış bilgilendirildiğine inanıyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızı uyarmak istiyoruz. Söylediklerimiz eleştiriden ziyade kendisini uyarmak içindir. Gerçekleri artık görmesini istiyoruz! Cumhurbaşkanının bu gerçekleri görmesini kim ya da kimler engelliyor? Son sözüm: Biz üvey evlat değiliz! Bu vatanı öz evlatlarıyız. Ve bu vatanın hiçbir bölgesini ayırmadan bu vatana, halkımıza hizmet etmek istiyoruz! https://www.ozgurifade.com.tr/ozel-haber/ozel-roportaj-yokte-neler-oluyor-1-bolum-303940/ ]]>
- Peki Mustafa Bey siz yabancı üniversitelerde okudunuz ve burada görev almak istiyorsunuz. Okuyucul..

- Peki Mustafa Bey siz yabancı üniversitelerde okudunuz ve burada görev almak istiyorsunuz. Okuyucularımız şunu düşünebilir. Ülke avantaizde okuyup mezun olan ama alanında görev alamayan bir çok öğrenci var. Ülkemizde okuyup mezun olan ama alanında görev alamayan bir çok öğrenci var. Neden size ayrıcalık yapılsın?-Dr. Mustafa Yeşil: Bakın biz ayrıcalık verilmesini istemiyoruz. Biz Türk Vatandaşıyız ama üniversiteyi yurt dışında okuduk ve ülkemize geri dönerek hizmet etmek istiyoruz. Ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. Yani üvey evlat olarak ayrıştırılıyoruz. Biz yalnızca doktorların değil tüm meslek guruplarında Denklik sorununu yaşayan arkadaşlarımızın; gemi mühendisleri gibi, inşaat mühendisleri gibi bir çok farklı alanda ki  arkadaşlarımızın mücadelesini veriyoruz.

Farklı bölümlerde okuyan toplamda en az 80.000 arkadaşımız var. Aileleriyle birlikte belki 1.5- 2 milyon kahrolan insan var. Suriye’de savaş var dediler, Denklik verdiler, Ukrayna’da savaş verdiler denklik verdiler, uluslararası antlaşmaya göre denklik veriyoruz dediler. Tamam verin ama bakın bu vatan bizim, bu bayrak bizim. Hizmet etmeye can atan kardeşlerimiz zorluklarla gitmiş yurt dışında okumuş hangi bölüm olursa olsun! Bizlere üvey evlat muamelesi yapılıyor, Afganlara veya Suriyelilere (bunu ard niyetle söylemiyorum) öncelik tanınıyor. En büyük sıkıntımız bu ve bu bizi yaralıyor. Bu bilgileri Google’dan görebilirsiniz. Biz ayrıcalık istemiyoruz. Hakkımız olan için mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz.Bana bir hastane sahibi şunu söyledi: Siz neden denklik alamıyorsunuz. Bizim önümüze liste düşüyor çoğu Suriyeli, Afgan yani yabancı! Ben cevap olarak biz üvey evladız dedim.Biz bu vatan için, bayrak için, bu topraklar için savaşabilecek bir topluluğuz. (Bunu kimseyi kötülemek veya küçümsemek ya da kızdığım için söylemiyorum) Kimse kusura bakmasın kendi ülkesinde savaş varken kaçmış gelmiş, kendi vatanını bırakmış insanlar yarın bir gün bizim, vatanımızı, topraklarımızı savunmaz. Onlar kendi vatanında ders görürken, biz farklı bir devlette farklı muamele görerek, Türklüğümüzle gurur duyarak eğimimizi tamamladık ve yine vatanımıza geldik. Orda 2, evlat değil, 3, evlat olmamıza rağmen biz kendi vatanımızı ne kadar sevdiğimiz bilincini oralarda kazandık. Bu nedenle bu mücadeleyi veriyoruz. Biz farklı devletlerde okuduk. Ama Suriyelisi, Afgan’ı kendi vatanlarında okudular ve kaçıp buraya geldiler. Kendi vatanına faydası olmayanın kimseye faydası olmaz. Ve bu yabancıların atamaları, devlet kadrolarına yerleştirilmeleri çok çok kolaylaştırıldı. Bunların  önüne geçilmesi lazım. Halk muzdarip bu konudan çünkü doğru dürüst Türkçe bilmiyor.  Halkın sorununu nasıl anlayacaklar.-Burada araya girmek istiyorum. Bahsettiğiniz Denklik sınavında sorular Türkçe değil mi? Yani Türkçe bilmeyen bu öğrenciler soruları okuyup, anlayıp doğru yapmaları gerek ki sınavı alıp sizi eleyebilsinler.-Dr. Mustafa Yeşil: Evet biz Türkçe okuyup anlayıp yanıtlıyoruz. Ama mesela sınava giren bir öğrenciye denetmen bir soru soruyor adam anlamıyor. Denetmen İngilizce konuşunca yanıt veriyor. Veya kendisinden bir şey istendiğinde anlamıyor bizi. Ama ne hikmetse sınavlarda bizi eliyor. Bu çok karşılaştığımız bir durum.Bakın bizim diplomamız 49 ülkede tanınıyor. Bunun bir tek şartı dil bilmek! Hangi ülkeye giderseniz gidin dil öğreneceksiniz diyorlar. Bu adamlar dil bilmeden bizim ülkemizde sınava giriyor, kazanıyor(!) ve dil bilmediği halde devlet kadrolarına yerleşiyor. Bu mühendis içinde aynı, eczacı içinde aynı, tüm meslek grupları için aynı. Gelgeç hanı oldu ülkemiz. Bunun için üzülüyoruz.İnternette arama motoruna girdiğiniz zaman bu bilgileri bulabilirsiniz. Sınava giren 20 öğrenciden 3 kişi yabancıysa; 3 yabancı sınavı alıyor, 17 kişi eleniyor. Bunları sosyal medyada da görebilirsiniz.

Ben de şunu sormak istiyorum. Madem o arkadaşlar o kadar akıllı (Türkçe bilmedikleri halde), ana dili Türkçe olan o 17 öğrenci nasıl sınavı alamıyor nasıl başarılı olamıyor? Yalnız doktor veya mühendisler için değil bu sorun. Benim aynı evde kaldığım kardeşim Eczacılık Fakültesi için girdiği sınavda yalnızca Türkçe bilmeyen 2 Suriyeli arkadaş sınavı alıyor geri kalanlar eleniyor. Birebir şahitlik ettiğimiz bir olay bu. Anadilinde soruları anlayan, kendini ifade edebilen o sınavı alamıyor, dil bilmeyen alıyor. (Tabii bunu kabul etmezler.) Kendi anadilini bilmeyen insanlara sınavı veriyorlar.  Bizim son girdiğimiz sınavda gözümüzün önünde en az %80 - 85’i pasaportla girmiş Türk vatandaşı bile olmayan(bu arada sınava girmesinler demiyorum tabii ki girsinler) ama Türkçe dahi bilmeyen; ya da yarım yamalak Türkçe bilenler Denklik alıyor. Bu benim mantaliteme oturmuyor. Soruları dahi okuyamayan biri nasıl Denklik alıyor. Daha da ilginci sadece onlar denklik alıyor biz ise eleniyoruz. Bir arkadaşım sınava girerken nüfus kağıdını gösterince polis ‘’ohh bir tane Türk giriyor sınava’’ demiş. Yine söylüyorum girsinler girmesinler demiyorum ama en azından tüm dünyada olduğu gibi Dil zorunluluğu koysunlar ve dil sınavına soksunlar bu insanları.

2014 yılında bu vardı bu uygulama. Türkçe bildiğine dair TDK görevlilerince sınava girip belge almak zorundaydılar. Neden kaldırıldı? Türkçe’nin bu kadar ayaklar altına alınmaması lazım!Bu yabancı doktorlar vatandaşla nasıl anlaşacak? Bu insanları nasıl muayene edecek? Bakın Almanya’ya giden Türk Doktorlar Almanca bilmedikleri için C-1 kursuna kadar gönderiliyor! Daha sonra rapor, reçete hazırlayıp, patolojik raporları başarıyla hazırladıktan, belli bir seviyeye geldikten sonra doktorluk yapabiliyor! Buradaki gibi ayaklar altında değil! Bizim insanımız daha mı değersiz?Biz de soruyoruz! Ben bu din kardeşimle dini konularda bile dilimiz farklı olduğu için anlaşamıyorsam, beni muayene ederken nasıl anlaşacağım? Sırtım ağrıyor diyeceğim, anlamayacak! Şimdi derler ki hocam o kadar da değil! Durum tam da böyle! Görüyoruz. Bu  konuda halk muzdarip zaten. Tekrar ediyorum. 49 ülkede geçerli olan diplomamızın tek şartı dil bilmek iken; vatandaşı olduğumuz, anadilimizi konuştuğumuz halde kendi ülkemizde üvey evlat muamelesi görüyoruz. Dil bilmeyen, vatandaşı dahi olmayan herkes el üstünde tutuluyor. Bu devletin okumuşları var! Bu devletin üst mercide profesörleri var! Devletin akıl hocaları var. Mülteci olabilir, savaş mağduru olabilir. Şu an ben mülteci olsam Almanya’ya gitsem en az bir İngilizce bilmem lazım işe girebilmem için. Siz kendi anavatanınızda dilini dahi bilmeyen doktorları, mühendisleri sokuyorsunuz sınava ve çoğunu başarılı olmuş gibi gösteriyorsunuz, kendi öz evlatlarınıza üvey evlat, 2. Sınıf vatandaş muamelesi yapıyorsunuz.( Arama motorunda silinmediyse bu konuyla ilgili bir çok bilgi var) Bunun altında büyük bir proje var!

Biz bunu bu şekilde anlıyoruz. Ve tüm bunların bedelini Türk Milleti ödüyor. Şimdiden yanlış teşhis nedeniyle birçok vatandaş mağduriyet yaşıyor.-Evet sonuna kadar haklısınız. Ben de yarım yamalak Türkçe bilen yabancı bir göz doktorunun yanlış teşhisiyle mağduriyet yaşıyorum. Durum gerçekten endişe verici. Umuyoruz bu yaşadığınız sıkıntılar ve uğradığınız haksızlıklar en kısa sürede giderilir. Son olarak bize neler söylemek istersiniz?-Dr. Mustafa Yeşil:  2014-2015-2016 yıllarında sorular açıklanmadı. Bazı arkadaşlar bilgilerine güvenerek sınavı kazandıklarını ama Denklik alamadıklarını söylediler. Böyle bir şey olabilir mi? Evet olabilir. Devletimizin içindeki zaafı herkes biliyor. Artık muhtarlar değil, mahallenin içindeki çocuklar bile bu zaafın farkında. KPSS örneği bu kadar bariz ortadayken geri kalan sınavlarda neler yapılabileceğini siz düşünün. ÖSYM Başkanının soruları kaydedip daha sonra tutuklandığını biliyoruz. Bunu yapan ne yapmaz? Devleti direkt suçlamak için söylemiyoruz bunları. Tekrar tekrar söylüyoruz. Bu devlet bizim! Bu bayrak bizim! Bu vatan bizim. Biz ülkemizde nerede olursa olsun hizmet etmek istiyoruz. Yalnız biz doktorlar değil… Mühendisler, diş doktorları, avukatlar, fizik tedaviciler… Biz bu vatana hizmet etmek istiyoruz.Cumhurbaşkanımız sağ olsun 2017’de Balkanlarda ki tüm konfederasyonları, federasyonları, dernekleri Külliyeye davet etti. Biz de bizzat bu davete icabet ettik. Bazı arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımıza Denklik sorununu hatırlattı. Cumhurbaşkanımızın özellikle bu konuda söz verdiğini kendi kulaklarımızla duyduk. Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey ‘’Ben YÖK’E talimat verdim. Bu denklik olacak!’’dedi. Fakat YÖK Cumhurbaşkanımızı ezip geçtiği için verilen sözler halen duruyor. Ortalama 5 yıl geçti ve Cumhurbaşkanımızın sözü ayaklar altına alındı. Biz şunu sormak istiyoruz:

Madem Cumhurbaşkanının sözü ayaklar altına alınıyor, YÖK ne iş yapıyor? Mademki YÖK Cumhurbaşkanının sözünü ayaklar altına alıyor YÖK kim? Kim Bunlar? Bu konuyla ilgili bir açıklama bekliyoruz. Ve şunu da eklemek istiyorum. Cumhurbaşkanına giden raporlarda kimin haklı kimin haksız, kimin başarılı kimin başarısız olduğu söylenmiyor! Yanlış bilgilendirildiğine inanıyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızı uyarmak istiyoruz. Söylediklerimiz eleştiriden ziyade kendisini uyarmak içindir. Gerçekleri artık görmesini istiyoruz! Cumhurbaşkanının bu gerçekleri görmesini kim ya da kimler engelliyor?

Son sözüm: Biz üvey evlat değiliz! Bu vatanı öz evlatlarıyız. Ve bu vatanın hiçbir bölgesini ayırmadan bu vatana, halkımıza hizmet etmek istiyoruz!

https://www.ozgurifade.com.tr/ozel-haber/ozel-roportaj-yokte-neler-oluyor-1-bolum-303940/
]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.