Phaselis yeniden beton işgali altında!

ÖZEL HABER 17.03.2023 - 13:36, Güncelleme: 17.03.2023 - 13:36 10312+ kez okundu.
 

Phaselis yeniden beton işgali altında!

Antalya’daki Phaselis antik kentinin koruma sınırları içerisinde yer alan Alacasu Koyu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesislerle ilgili projede beton kamyonları yeniden korunan alana girdi, bölge şantiyeye döndü…

Yusuf Yavuz Binlerce yıllık geçmişe sahip Phaselis antik kenti günlerdir beton ve inşaatla anılıyor. Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından Koruma Bölge Kurulu tarafından yeniden değerlendirileceği belirtilen projede bir haftadır beton dökme çalışmalarına ara verilmişti. Koruma Kurulu’nun konuyu yeniden değerlendirmesi beklenirken bugün akşam saatlerinde Alacasu Koyuna yeniden beton kamyonları girdi. Saat 17.00 civarında yürütülen betonlama çalışmaları sırasında alanda görevli arkeolog bulunmadığını söyleyen vatandaşlar, çalışmaları kayıt altına aldı. Alacasu Koyunun şantiyeye döndüğü görülürken, beton temelli yapıların yükselmeye başlaması dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya ve Muğla’daki Likya kentleriyle birlikte UNESCO Dünya Mirası Yedek Listesi’nde yer alan Phaselis antik kentinin koruma sınırları içinde yer alan Alacasu ve Bostanlı koylarında geçtiğimiz ay iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesisler inşa etmek için proje başlattı. Sa-fa Restorasyon Sanayi İnşaat Ticaret Ltd. Şti. adlı yüklenici firmaya ihale edilen projenin 47.7 milyon artı KDV maliyeti olacağı belirtiliyor. İKİ AYRI DAVA AÇILDI, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU   Ancak yaklaşık 85 bin metrekarelik alanı kapsayan proje ile bu kapsamda yapılması planlanan yapıların 1. Derece arkeolojik sit alanlarının kullanım koşullarını belirleyen ilke kararına uygun olmadığı eleştirilerine neden olan girişime karşı vatandaşlar iki ayrı dava açtı. İş makineleriyle kazı yapılması ve korunan alanda betonlaşmaya gidilmesi nedeniyle ilgili yasaların ihlal edildiğini iddia eden vatandaşlar, sorumlular hakkında ayrıca suç duyurusunda bulundu. TEPKİLERİN ARDINDAN BİR HAFTADIR BETON KAMYONLARI YOKTU Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından geçtiğimiz hafta projenin yeniden değerlendirilmesi bekleniyordu. Yaklaşık bir haftadır yeni beton dökme çalışması gözlenmeyen Alacasu’da düşük yoğunluklu bir inşaat faaliyeti devam ediyordu. YİNE AKŞAM SAATLERİNDE ALACASU KOYUNDA BETON İŞGALİ BAŞLADI Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Phaselis’teki projeyi yeniden değerlendirmesi bekleniyordu. Ancak bugün akşam saatlerinde Alacasu Koyu’na yeniden beton kamyonlarının girmesi ve zemine beton dökülmesi tepkiyle karşılandı. ÇALIŞMALARDA ARKEOLOG DENETİMİ YOK İDDİASI Saat 16.45-17.00 sularında 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altında bulunan Alacasu Koyu’nda beton dökme çalışmalarını görüntüleyen yörede yaşayan vatandaşlar, çalışmaları denetleyecek uzman arkeoloğun da alanda bulunmadığını dile getiriyor. TOPLAM 380 ŞEZLONG, 1139 METREKÜP BETON, 2892 METREKÜP KAZI Alacasu Koyu’nda 140, Bostanlık Koyu’unda ise 240 şezlong kapasiteli iki ayrı halk plajı oluşturulması hedeflenen proje kapsamında 1139 metreküp beton kullanılması, 2892 metreküp de derin kazı yapılması planlanıyor. ARKEOLOJİK SİT ALANINDA YAKLAŞIK 300 KAMYON KAZI TOPRAĞI Arkeolojik sit alanlarında kazı yapmak Bakanlar Kurulu/Cumhurbaşkanı Kararı ile mümkün. Kazı toprağının düz bir hafriyat malzemesi gibi değerlendirilmesi ise yasal olarak mümkün değil. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Phaselis’te uygulamaya koyduğu proje kapsamında yapılması planlanan 2892 metreküplük derin kazıdan çıkacak kazı toprağının yaklaşık 300 kamyon civarında olacağı kaydediliyor. Ören yerinde yıl boyunca yürütülen arkeolojik kazılarda ise ancak iki kamyon civarında kazı toprağı incelenebiliyor. ARKEOLOGLAR DERNEĞİ: ‘PROJE İÇİN ZORUNLULUK YOK’ Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi, geçtiğimiz hafta konuyla ilgili bir açıklama yaparak Phaselis’teki yapılaşmaya karşı yetkilileri uyarmıştı. Birinci derece arkeolojik sit sınırları içindeki arkeolojik kültür varlıklarının, tekil ve tekrarlanamaz özelliklere sahip olduğu kaydedilen Derneğin açıklamasında, “Söz konusu projenin ilgili koruma kurulu tarafından onaylı olduğu söylenmiş olsa da 1. derece sit alanlarına iş makinaları kullanılarak beton dökülerek herhangi bir faaliyet yapılamayacağı yasalarımızla belirlenmiştir. Bu duruma istisna kabul edilecek uygulamalar sadece ‘zorunlu’ durumlar için geçerlidir ve bu zorunlu durumlar da ‘ören yerlerinin ziyaretleri için gezi yolları, bilet gişeleri, açık otopark gibi alt yapı çalışmaları gerekmeyen toprağa müdahale edilmeyen beton dökülmeksizin uygulanacak projelerle’ sınırlıdır. Bakanlığın açıklamasından anlaşıldığı üzere bu proje, turizm amaçlı bir çalışma için planlanmış olup herhangi bir zorunluluk arz etmemektedir. Dolayısıyla 1. derece arkeolojik sit alanlarında ağır iş makinaları kullanılarak ve toprağa müdahale edilip geniş alanlara betonlar dökülerek yapılan müdahaleler yasalarımızla uyumlu görünmemektedir” ifadelerine yer verilmişti. BAKANLIK YETKİLİLERİ ÇÖP FOTOĞRAFI PAYLAŞIP PROJEYİ SAVUNUYOR Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri alanda yürütülen inşaat çalışmalarının korunan alana bir zararının olmadığını savunuyor. Phaselis ören yerine yönelik yoğun talebin yarattığı çöp ve çevre kirliliğini gerekçe gösteren Bakanlık yetkilileri, iki ayrı koyda uygulanacak halk plajı projesinin antik kentin üzerindeki baskıyı azaltacağını savunuyor. (Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyla ilgili ilk haberimizin ardından yaptığı açıklamada, Phaselis’teki uygulamaya konulan projenin koruma amacını taşıdığını savunarak doğal ve kültürel varlıklara zarar verilmediğini öne sürmüştü) ÖREN YERİ GİŞELERİ ÖZELEŞİNCE HİZMET DEĞİL KAZANÇ ÖNE ÇIKTI Bakanlığa yönelik eleştiriler ise alanın yeterince personel tarafından kontrol edilmediği, yaz aylarında günde 12 bin ziyaretçiyi ağırladığı söylenen ören yerindeki tuvaletin tek bir görevli tarafından temizlendiği, binlerce kişinin kullandığı korunan alanda yalnızca 5 personelin denetim görevi yapmaya çalıştığı yönünde. Ören yerlerinin gişelerinin 2009’da özel sektöre devredilmesinin ardından benzer sorunlar birçok ören yerinde yaşanıyor. Phaselis de bunlardan biri. Kamusal bir hizmet olan müze ve ören yerlerinin işletilmesi ve ziyaretçi baskısının kontrolü, ticari bir kazanç kapısı haline dönüştürülünce Efes’ten Pamukkale’ye birçok korunan alanda hizmet değil, kazanç öne çıkıyor.
Antalya’daki Phaselis antik kentinin koruma sınırları içerisinde yer alan Alacasu Koyu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesislerle ilgili projede beton kamyonları yeniden korunan alana girdi, bölge şantiyeye döndü…

Yusuf Yavuz

Binlerce yıllık geçmişe sahip Phaselis antik kenti günlerdir beton ve inşaatla anılıyor. Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından Koruma Bölge Kurulu tarafından yeniden değerlendirileceği belirtilen projede bir haftadır beton dökme çalışmalarına ara verilmişti. Koruma Kurulu’nun konuyu yeniden değerlendirmesi beklenirken bugün akşam saatlerinde Alacasu Koyuna yeniden beton kamyonları girdi. Saat 17.00 civarında yürütülen betonlama çalışmaları sırasında alanda görevli arkeolog bulunmadığını söyleyen vatandaşlar, çalışmaları kayıt altına aldı. Alacasu Koyunun şantiyeye döndüğü görülürken, beton temelli yapıların yükselmeye başlaması dikkat çekiyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya ve Muğla’daki Likya kentleriyle birlikte UNESCO Dünya Mirası Yedek Listesi’nde yer alan Phaselis antik kentinin koruma sınırları içinde yer alan Alacasu ve Bostanlı koylarında geçtiğimiz ay iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesisler inşa etmek için proje başlattı. Sa-fa Restorasyon Sanayi İnşaat Ticaret Ltd. Şti. adlı yüklenici firmaya ihale edilen projenin 47.7 milyon artı KDV maliyeti olacağı belirtiliyor.

İKİ AYRI DAVA AÇILDI, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
 

Ancak yaklaşık 85 bin metrekarelik alanı kapsayan proje ile bu kapsamda yapılması planlanan yapıların 1. Derece arkeolojik sit alanlarının kullanım koşullarını belirleyen ilke kararına uygun olmadığı eleştirilerine neden olan girişime karşı vatandaşlar iki ayrı dava açtı. İş makineleriyle kazı yapılması ve korunan alanda betonlaşmaya gidilmesi nedeniyle ilgili yasaların ihlal edildiğini iddia eden vatandaşlar, sorumlular hakkında ayrıca suç duyurusunda bulundu.

TEPKİLERİN ARDINDAN BİR HAFTADIR BETON KAMYONLARI YOKTU

Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından geçtiğimiz hafta projenin yeniden değerlendirilmesi bekleniyordu. Yaklaşık bir haftadır yeni beton dökme çalışması gözlenmeyen Alacasu’da düşük yoğunluklu bir inşaat faaliyeti devam ediyordu.

YİNE AKŞAM SAATLERİNDE ALACASU KOYUNDA BETON İŞGALİ BAŞLADI

Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Phaselis’teki projeyi yeniden değerlendirmesi bekleniyordu. Ancak bugün akşam saatlerinde Alacasu Koyu’na yeniden beton kamyonlarının girmesi ve zemine beton dökülmesi tepkiyle karşılandı.

ÇALIŞMALARDA ARKEOLOG DENETİMİ YOK İDDİASI

Saat 16.45-17.00 sularında 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altında bulunan Alacasu Koyu’nda beton dökme çalışmalarını görüntüleyen yörede yaşayan vatandaşlar, çalışmaları denetleyecek uzman arkeoloğun da alanda bulunmadığını dile getiriyor.

TOPLAM 380 ŞEZLONG, 1139 METREKÜP BETON, 2892 METREKÜP KAZI

Alacasu Koyu’nda 140, Bostanlık Koyu’unda ise 240 şezlong kapasiteli iki ayrı halk plajı oluşturulması hedeflenen proje kapsamında 1139 metreküp beton kullanılması, 2892 metreküp de derin kazı yapılması planlanıyor.

ARKEOLOJİK SİT ALANINDA YAKLAŞIK 300 KAMYON KAZI TOPRAĞI

Arkeolojik sit alanlarında kazı yapmak Bakanlar Kurulu/Cumhurbaşkanı Kararı ile mümkün. Kazı toprağının düz bir hafriyat malzemesi gibi değerlendirilmesi ise yasal olarak mümkün değil. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Phaselis’te uygulamaya koyduğu proje kapsamında yapılması planlanan 2892 metreküplük derin kazıdan çıkacak kazı toprağının yaklaşık 300 kamyon civarında olacağı kaydediliyor. Ören yerinde yıl boyunca yürütülen arkeolojik kazılarda ise ancak iki kamyon civarında kazı toprağı incelenebiliyor.

ARKEOLOGLAR DERNEĞİ: ‘PROJE İÇİN ZORUNLULUK YOK’

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi, geçtiğimiz hafta konuyla ilgili bir açıklama yaparak Phaselis’teki yapılaşmaya karşı yetkilileri uyarmıştı. Birinci derece arkeolojik sit sınırları içindeki arkeolojik kültür varlıklarının, tekil ve tekrarlanamaz özelliklere sahip olduğu kaydedilen Derneğin açıklamasında, “Söz konusu projenin ilgili koruma kurulu tarafından onaylı olduğu söylenmiş olsa da 1. derece sit alanlarına iş makinaları kullanılarak beton dökülerek herhangi bir faaliyet yapılamayacağı yasalarımızla belirlenmiştir. Bu duruma istisna kabul edilecek uygulamalar sadece ‘zorunlu’ durumlar için geçerlidir ve bu zorunlu durumlar da ‘ören yerlerinin ziyaretleri için gezi yolları, bilet gişeleri, açık otopark gibi alt yapı çalışmaları gerekmeyen toprağa müdahale edilmeyen beton dökülmeksizin uygulanacak projelerle’ sınırlıdır. Bakanlığın açıklamasından anlaşıldığı üzere bu proje, turizm amaçlı bir çalışma için planlanmış olup herhangi bir zorunluluk arz etmemektedir. Dolayısıyla 1. derece arkeolojik sit alanlarında ağır iş makinaları kullanılarak ve toprağa müdahale edilip geniş alanlara betonlar dökülerek yapılan müdahaleler yasalarımızla uyumlu görünmemektedir” ifadelerine yer verilmişti.

BAKANLIK YETKİLİLERİ ÇÖP FOTOĞRAFI PAYLAŞIP PROJEYİ SAVUNUYOR

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri alanda yürütülen inşaat çalışmalarının korunan alana bir zararının olmadığını savunuyor. Phaselis ören yerine yönelik yoğun talebin yarattığı çöp ve çevre kirliliğini gerekçe gösteren Bakanlık yetkilileri, iki ayrı koyda uygulanacak halk plajı projesinin antik kentin üzerindeki baskıyı azaltacağını savunuyor.

(Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyla ilgili ilk haberimizin ardından yaptığı açıklamada, Phaselis’teki uygulamaya konulan projenin koruma amacını taşıdığını savunarak doğal ve kültürel varlıklara zarar verilmediğini öne sürmüştü)

ÖREN YERİ GİŞELERİ ÖZELEŞİNCE HİZMET DEĞİL KAZANÇ ÖNE ÇIKTI

Bakanlığa yönelik eleştiriler ise alanın yeterince personel tarafından kontrol edilmediği, yaz aylarında günde 12 bin ziyaretçiyi ağırladığı söylenen ören yerindeki tuvaletin tek bir görevli tarafından temizlendiği, binlerce kişinin kullandığı korunan alanda yalnızca 5 personelin denetim görevi yapmaya çalıştığı yönünde. Ören yerlerinin gişelerinin 2009’da özel sektöre devredilmesinin ardından benzer sorunlar birçok ören yerinde yaşanıyor. Phaselis de bunlardan biri. Kamusal bir hizmet olan müze ve ören yerlerinin işletilmesi ve ziyaretçi baskısının kontrolü, ticari bir kazanç kapısı haline dönüştürülünce Efes’ten Pamukkale’ye birçok korunan alanda hizmet değil, kazanç öne çıkıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.