Prof.Dr. Tolga Yarman: Görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz…

ÖZEL HABER 23.03.2023 - 16:18, Güncelleme: 23.03.2023 - 16:18 23310+ kez okundu.
 

Prof.Dr. Tolga Yarman: Görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz…

Prof.Dr. Tolga Yarman cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair bir açıklama yaptı. Sürece ve yapılan çalışmalara dair bilgiler veren Prof.Dr. Tolga Yarman, ''bundan sonra da görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz'' dedi.

CB’na adı, ön sıralarda telaffuz edilen, bir omuzdaşınız olmanın kıvancını taşıyorum… Süreci, yol boyunca takip ettiniz, inanıyorum… İlk bir “yarış”, Boğaziçi Aydınlar Topluluğu (BAT) zemininde gerçekleşti… Tarih: 6 Haziran 2022… Toplantıyı Sevgili Gülgün Feyman yönetti… Dr. Serdar Savas’la yarıştım… Ancak önden (3 Haziran 2022’de), beyan ettiğim şu koşullarda olarak… Değerli Arkadaşlarım: Önce Sevgili Ahmet Ercan’a şükranlarımı sunuyorum... Son söyleyeceğimi en önce söyleyeyim: Adaylarla söyleşi çağrısına katılacağım. Bu ne kadar böyleyse, şu da varittir ki, şahsen aday olmadım... Olabilirdim, o da saygıdeğer bir davranıştır. Ama olmadım. Şartlar gerektirirse, aday olmaya davet edildim... Malum sicilimiz (CHP Yönetimi’nin sicili) çok bozuk... Önce ekmek için Ekmel arkasından, ramak kalmıştı, önceki cumhurbaşkanı... Dış dayatmalar ve bunlara itaat, püfür püfür... Omuzdaşlarımla, yaptığımız; münhal bir CB koltuğuna aday olmak değil; ya o ya bu, başka birisi ise zinhar olamaz, kalıplı dayatmaya başkaldırıdır... İnsanlar bu iktidardan bıkmış vaziyetteler, ama hala daha ana muhalefet partisi yönetimine ve genel olarak altılı masaya güven duymuyorlar... Onun için evvelce iktidara oy vermiş olanlar, öfkelerini boş oy atarak, ifade etmeye meyletmiş konumdalar... Onlardan birisine geçende, çaresizliğini haykırması karşısında, Sen aday dedim... Şaşırdı...   Senin gibi 80 milyon aday var, bu memlekette dedim. Büsbütün şaşırdı... Öğretilmiş çaresizliktir, insanlarımızın, yaşadığı!... Bu köşede olan bütün arkadaşlarımız ve daha niceleri aday olabilirler... Aday olmak gibi bir merakım yok... Öğretilmiş çaresizliğe kafa atmak gibi, bir azmim var... Bilim adamı olarak, çok mutlu bir kariyerim oldu... Bin şükür...  Bilimsel araştırmalarımı, yayınlarımı, etraftan biteviye yağan üzüntülerin tükettiği bir sevinçle sürdürüyorum... Her hal-u karda, mücadelenin, her sorumlu yurttaş gibi, hep içinde oldum... Derdim, CB olmaktan önce, yolu döşeyen ağaları silkelemek... Yarışmanın oluşturacağı coşku rüzgarına omuz vermek, fikrî zenginliğin gelişmesinin önüne konan taşlara, tekme atmak... Şunu da eklemeliyim: Bir defa partiliyim... Kılıçdaroğlu aday olursa; ki, O’na aday olmamasını, olursa, CB kim seçilirse seçilsin, ülkemizin, O’nun şahsında, ne kadar hakkaniyetsiz olursa olsun, ama işte, mezhebî bir yırtılmaya sürükleneceğini, arka plandaki stratejik hedefin bu olduğunu, anlattım; ancak tuzağa düşer ve aday olursa; ben aday olmam... Faraza Mansur Yavaş aday olursa, yine aday olmam... Ancak 6’lı Masa testiyi kırar, yine dış telkinle olmadık birini karşımıza aday diye çıkarırsa, yandı gülüm keten helva; analarından emdikleri sütü burunlarından getiririz...  Bizim bakış açımız budur... Yarışa, Rahmetli Haluk Pekşen de katılacaktı… Katılamadı… Dr. Serdar Savaş’la omuz omuza yaptığımız yarış hoş oldu… Bir defa tabuları kırdı… Bir görev yaptık… Sevgili Gülgün, programı her zamanki gibi, üstün bir ehliyetle yönetti… Adımı CB için, arkasından, 29 Ekim 2023’te, daha önce hiç karşılaşmadığım, ancak, aylar sonraki ilk karşılaşmamızda, ezelden beri omuzdaş olduğumuz hissini bana bahşeden, Değerli Müslim Benli önderliğinde, İzmir’deki ilerici bir grup, örgütlü olarak gündeme taşıdı… Sonra, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı, Canım Kardeşim, Mehmet Bedri Gültekin’in, gönüllerinden geçen bir CB adayının, T. Yarman olduğunu telaffuz etmesi, omuzdaşlarımı ve beni taçlandırdı… Birçok arkadaşım, adaylığımızı açıklamam yönünde baskı geliştiriyorlardı. Bunun yerine, “Biz, gerekmesi halinde, buradayız!”, anlamında bir mesaj yayınlamayı, yeğledik… Öyle yaptık… Temel bir neden, sağa sola oy istemek üzere gitmeyi, “asalet” anlayışımızla bağdaştıramıyordum… İnsanlar kendiliklerinden, biçok yerde, küçük küçük kıvılcımlar yaksalar, sonra bu bir meşaleye dönüşse, o zaman işte, siyasi bir coşku, bir rüzgâr, fikrî bir zenginlik oluşabilecekti… Bu suretle, Anadolu gezilerimize başladık… En önce, Ankara İTÜ Evi’nde konuştum… Sonrasında, ADD’nin davetlisi olarak, Kastamonu Taşköprü’ye gittik… Bir sonraki durağımız, Manisa Turgutlu oldu… Ev sahibimiz, ADD ve Turgutlu Belediye Başkanlığı’ydı… Turgutlu’nun tümü, en ücra köşelerine kadar, konferans posterleriyle donatılmıştı… Sonra, İskenderun ADD’nin davetiyle, İskenderun’a gittik… Buralarda, farklı farklı tonlarda, Türkiye’nin, Bölge’deki petrol ve doğal gaz gizilleri arasında, nasıl bir emperyal kıskaca alındığını ayrıntılarıyla, anlatıyordum… Konfenraslarımız o kadar büyük bir ilgi görüyordu ki, üç saatlik konuşma uzantısında, “Geç oldu, yorulmuşsunuzdur, hadi istirahate çekilelim”, yönündeki önerilerim, rağbet görmüyor… İnsanlar daha da uzun konuşmamı diliyorlardı… İskenderun sonrası, Ankara’da bir TÜMÖD Toplantımızda, kendi zaviyemden, “Üniversite sorunlarını” anlattım… Sevgili Mehmet Bedri Gültekin ve Arkadaşarı bizi dinlemeye gelme zarafetini göstermişlerdi… Toplantıdan sonra O, Sevgili Murat Güztoklusu ve ben, mütevazi bir köşede, kahve içtik… Tadına doyum olmaz bir sohbetti… Feleğin işine bakın ki, Biricik Kardeşim, Mehmet Bedri ile veda birlikteliğimizmiş, meğer, o kahve sohbeti… Canım, nur içinde yatsın… Ankara sonrası, Mersin ADD’ye gittik… Bu sefer orada Akkuyu nükleer santralinin, dününü, bugününü ve olmayabilecek yarınını anlattım… Yine saatler sürdü, toplantı… Basında geniş yankı buldu… Yeri gelmişken belirteyim, bütün konuşmalarımız kaydedildi… Şuradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/@tolga_yarman/featured  Vesileyle, ev sahiplerimize, gönül dolusu teşekkür ediyorum, en başta da, ADD Genel Başkanı Dr. Hüsnü Bozkurt’ta… Bu arada, Değerli Hatice Topçu ile, Medya Siyaset TV’de yaptığımız, hani “sayısız” diyeceğim, programları anmam, hakça olur… Sevgili Hatice Topçu ve Çalışma Arkadaşı, Murat Selamoğlu’na kalbî teşekkürlerimi sunuyorum… Aynı bağlamda, arasız bütün yazılarımızı ulusal basına geçen, Özgür İfade Gazetesi Yönetimi’ne, başta da Değerli Gülbin Aybar’a ve Değerli İbrahim Bilgin’e gönül dolusu teşekkürler ediyorum… Her bir toplantıdan sonra, ev sahiplerimizle, daha da çok gönüldaş olma şansımız oldu… Saatler süren ve tadına doyum olmaz, söyleşilerde bulunduk… 6 Şubat Deprem Faciası başımıza gelmeden evvel, Programımız’da, Kayseri, Kastamonu Hopa, Sinop, Tunceli konuşmalarımız yer alıyordu… Deprem sonrasında, yaraların sarılmasına, Sevgili Omuzdaşlarım, Değerli Erdal Direğin’in öncülüğünde, çam sakızı kabilinden olsun, omuz verdi… Altılı masa devrilecek olduğunda, hemen herkes gibi, biz de, elimizden geldiğince, masanın onarılmasına, yol boyunca kaydedegeldiğimiz kaygılarımız saklı olarak, bir defa oraya umutlarını bağlamış milyonların hatırına, omuz verdik… Tam o ara, Sevgili Can Ataklı, Flaş TV Ana Haber Programı’nda, adımı, “Prof. T. Yarman varken, başka CB adayı aramamalısınız”, anlamında, telaffuz etmiş… Üç gün sonra haberim oldu… Kendisine tekrar tekrar şükranlarımızı sunuyorum… Yukarıdaki, sözlerimi anımsamanın zamanı: 3 Haziran’da, Kemal Kılıçdaroğlu ya da işte örneğin Mansur Yavaş aday olurda, aday olmam, demişim… Şimdiye kadar hiç bir sözümü tutmazlık etmedim…. Bu zayıf siyasettir ��) … Öyle… Olsun, biz neysek oyuz!.. Yol boyunca görev yaptık… Ziyadesiyle müsterihiz… O kadar öyle ki, insanların tarafımıza gösterdiği teveccüh, bin CB hazzına bedeldir… Var olsunlar… Görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz… Bunu müjdeleyebilirim… Bugüne kadar ne dediysek, ne anlattıysak, ne eylediysek, ne için yol aldı isek, yaptıklarımızın hepsinin arkadasında durabiliyor olmanın onurunu taşıyoruz… Kaygılarımızın da… Türkiye’nin 1921 Anayasası’na, müştereken, hem iktidar ağzıyla, hem muhalefet ağzıyla, belli ki dış dayatmayla gündeme oturmuş, döndürülme projesinin, karşısında şiddetle durmaya devam edeceğimizi, en önce ifade edebilirim… Biz sosyal adaleti ve toplumcu üretimi, emekle beraber dorukta, tam bağımsız Türkiye sevdalılarıyız… Bundan gıdım ödün vermeyiz… Şu da var ki, bütün şu hususlar varit olarak, bugünkü reel koşullarda, kendimizi, ayrışmadan, ayrıştırmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verme sorumluluğunda buluyoruz… Başka tercihler, elbette saygıdeğerdir… Yeter ki, onların sahipleri bizim yaklaşımımıza saygıda kusura düşmesinler… Siyaset bizim mesleğimiz değildir. Askerlik hizmeti gibi, vazifemizdir… Allah yardımcımız olsun!.. Güzel dilekler ve sevgiyle, hepinizi bağrıma basıyorum…   T. Yarman, Prof. Dr. CHP Kurultay Onur Üyesi
Prof.Dr. Tolga Yarman cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair bir açıklama yaptı. Sürece ve yapılan çalışmalara dair bilgiler veren Prof.Dr. Tolga Yarman, ''bundan sonra da görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz'' dedi.


CB’na adı, ön sıralarda telaffuz edilen, bir omuzdaşınız olmanın kıvancını taşıyorum…
Süreci, yol boyunca takip ettiniz, inanıyorum…
İlk bir “yarış”, Boğaziçi Aydınlar Topluluğu (BAT) zemininde gerçekleşti… Tarih: 6 Haziran 2022… Toplantıyı Sevgili Gülgün Feyman yönetti… Dr. Serdar Savas’la yarıştım… Ancak
önden (3 Haziran 2022’de), beyan ettiğim şu koşullarda olarak…

Değerli Arkadaşlarım:

Önce Sevgili Ahmet Ercan’a şükranlarımı sunuyorum... Son söyleyeceğimi en önce söyleyeyim: Adaylarla söyleşi çağrısına katılacağım. Bu ne kadar böyleyse, şu da varittir ki, şahsen aday olmadım... Olabilirdim, o da saygıdeğer bir davranıştır. Ama olmadım. Şartlar gerektirirse, aday olmaya davet edildim... Malum sicilimiz (CHP Yönetimi’nin sicili) çok bozuk... Önce ekmek için Ekmel arkasından, ramak kalmıştı, önceki cumhurbaşkanı... Dış dayatmalar ve bunlara itaat, püfür püfür... Omuzdaşlarımla, yaptığımız; münhal bir CB koltuğuna aday olmak değil; ya o ya bu, başka birisi ise zinhar olamaz, kalıplı dayatmaya başkaldırıdır... İnsanlar bu iktidardan bıkmış vaziyetteler, ama hala daha ana muhalefet partisi yönetimine ve genel olarak altılı masaya güven duymuyorlar... Onun için evvelce iktidara oy vermiş olanlar, öfkelerini boş oy atarak, ifade etmeye meyletmiş konumdalar... Onlardan birisine geçende, çaresizliğini haykırması karşısında, Sen aday dedim... Şaşırdı...  

Senin gibi 80 milyon aday var, bu memlekette dedim. Büsbütün şaşırdı... Öğretilmiş çaresizliktir, insanlarımızın, yaşadığı!... Bu köşede olan bütün arkadaşlarımız ve daha niceleri aday olabilirler... Aday olmak gibi bir merakım yok... Öğretilmiş çaresizliğe kafa atmak gibi, bir azmim var... Bilim adamı olarak, çok mutlu bir kariyerim oldu... Bin şükür...  Bilimsel araştırmalarımı, yayınlarımı, etraftan biteviye yağan üzüntülerin tükettiği bir sevinçle sürdürüyorum... Her hal-u karda, mücadelenin, her sorumlu yurttaş gibi, hep içinde oldum... Derdim, CB olmaktan önce, yolu döşeyen ağaları silkelemek... Yarışmanın oluşturacağı coşku rüzgarına omuz vermek, fikrî zenginliğin gelişmesinin önüne konan taşlara, tekme atmak...
Şunu da eklemeliyim: Bir defa partiliyim...

Kılıçdaroğlu aday olursa; ki, O’na aday olmamasını, olursa, CB kim seçilirse seçilsin, ülkemizin, O’nun şahsında, ne kadar hakkaniyetsiz olursa olsun, ama işte, mezhebî bir yırtılmaya sürükleneceğini, arka plandaki stratejik hedefin bu olduğunu, anlattım; ancak tuzağa düşer ve aday olursa; ben aday olmam... Faraza Mansur Yavaş aday olursa, yine aday olmam... Ancak 6’lı Masa testiyi kırar, yine dış telkinle olmadık birini karşımıza aday diye çıkarırsa, yandı gülüm keten helva; analarından emdikleri sütü burunlarından getiririz... 

Bizim bakış açımız budur... Yarışa, Rahmetli Haluk Pekşen de katılacaktı… Katılamadı…

Dr. Serdar Savaş’la omuz omuza yaptığımız yarış hoş oldu… Bir defa tabuları kırdı… Bir görev yaptık… Sevgili Gülgün, programı her zamanki gibi, üstün bir ehliyetle yönetti…

Adımı CB için, arkasından, 29 Ekim 2023’te, daha önce hiç karşılaşmadığım, ancak, aylar sonraki ilk karşılaşmamızda, ezelden beri omuzdaş olduğumuz hissini bana bahşeden, Değerli Müslim Benli önderliğinde, İzmir’deki ilerici bir grup, örgütlü olarak gündeme taşıdı… Sonra, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı, Canım Kardeşim, Mehmet Bedri Gültekin’in, gönüllerinden geçen bir CB adayının, T. Yarman olduğunu telaffuz etmesi, omuzdaşlarımı ve beni taçlandırdı…

Birçok arkadaşım, adaylığımızı açıklamam yönünde baskı geliştiriyorlardı. Bunun yerine, “Biz, gerekmesi halinde, buradayız!”, anlamında bir mesaj yayınlamayı, yeğledik… Öyle yaptık…

Temel bir neden, sağa sola oy istemek üzere gitmeyi, “asalet” anlayışımızla bağdaştıramıyordum… İnsanlar kendiliklerinden, biçok yerde, küçük küçük kıvılcımlar yaksalar, sonra bu bir meşaleye dönüşse, o zaman işte, siyasi bir coşku, bir rüzgâr, fikrî bir zenginlik oluşabilecekti…

Bu suretle, Anadolu gezilerimize başladık… En önce, Ankara İTÜ Evi’nde konuştum… Sonrasında, ADD’nin davetlisi olarak, Kastamonu Taşköprü’ye gittik… Bir sonraki durağımız, Manisa Turgutlu oldu… Ev sahibimiz, ADD ve Turgutlu Belediye Başkanlığı’ydı… Turgutlu’nun tümü, en ücra köşelerine kadar, konferans posterleriyle donatılmıştı… Sonra, İskenderun ADD’nin davetiyle, İskenderun’a gittik…

Buralarda, farklı farklı tonlarda, Türkiye’nin, Bölge’deki petrol ve doğal gaz gizilleri arasında, nasıl bir emperyal kıskaca alındığını ayrıntılarıyla, anlatıyordum… Konfenraslarımız o kadar büyük bir ilgi görüyordu ki, üç saatlik konuşma uzantısında, “Geç oldu, yorulmuşsunuzdur, hadi istirahate çekilelim”, yönündeki önerilerim, rağbet görmüyor… İnsanlar daha da uzun konuşmamı diliyorlardı… İskenderun sonrası, Ankara’da bir TÜMÖD Toplantımızda, kendi zaviyemden, “Üniversite sorunlarını” anlattım… Sevgili Mehmet Bedri Gültekin ve Arkadaşarı bizi dinlemeye gelme zarafetini göstermişlerdi…

Toplantıdan sonra O, Sevgili Murat Güztoklusu ve ben, mütevazi bir köşede, kahve içtik… Tadına doyum olmaz bir sohbetti… Feleğin işine bakın ki, Biricik Kardeşim, Mehmet Bedri ile veda birlikteliğimizmiş, meğer, o kahve sohbeti… Canım, nur içinde yatsın…

Ankara sonrası, Mersin ADD’ye gittik… Bu sefer orada Akkuyu nükleer santralinin, dününü, bugününü ve olmayabilecek yarınını anlattım… Yine saatler sürdü, toplantı… Basında geniş yankı buldu… Yeri gelmişken belirteyim, bütün konuşmalarımız kaydedildi…

Şuradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/@tolga_yarman/featured

 Vesileyle, ev sahiplerimize, gönül dolusu teşekkür ediyorum, en başta da, ADD Genel Başkanı Dr. Hüsnü Bozkurt’ta…

Bu arada, Değerli Hatice Topçu ile, Medya Siyaset TV’de yaptığımız, hani “sayısız” diyeceğim, programları anmam, hakça olur… Sevgili Hatice Topçu ve Çalışma Arkadaşı, Murat Selamoğlu’na kalbî teşekkürlerimi sunuyorum… Aynı bağlamda, arasız bütün yazılarımızı ulusal basına geçen, Özgür İfade Gazetesi Yönetimi’ne, başta da Değerli Gülbin Aybar’a ve Değerli İbrahim Bilgin’e gönül dolusu teşekkürler ediyorum…

Her bir toplantıdan sonra, ev sahiplerimizle, daha da çok gönüldaş olma şansımız oldu…

Saatler süren ve tadına doyum olmaz, söyleşilerde bulunduk…

6 Şubat Deprem Faciası başımıza gelmeden evvel, Programımız’da, Kayseri, Kastamonu

Hopa, Sinop, Tunceli konuşmalarımız yer alıyordu…

Deprem sonrasında, yaraların sarılmasına, Sevgili Omuzdaşlarım, Değerli Erdal Direğin’in öncülüğünde, çam sakızı kabilinden olsun, omuz verdi…

Altılı masa devrilecek olduğunda, hemen herkes gibi, biz de, elimizden geldiğince, masanın onarılmasına, yol boyunca kaydedegeldiğimiz kaygılarımız saklı olarak, bir defa oraya

umutlarını bağlamış milyonların hatırına, omuz verdik…

Tam o ara, Sevgili Can Ataklı, Flaş TV Ana Haber Programı’nda, adımı, “Prof. T. Yarman varken, başka CB adayı aramamalısınız”, anlamında, telaffuz etmiş… Üç gün sonra haberim

oldu… Kendisine tekrar tekrar şükranlarımızı sunuyorum… Yukarıdaki, sözlerimi anımsamanın zamanı: 3 Haziran’da, Kemal Kılıçdaroğlu ya da işte örneğin Mansur Yavaş aday olurda, aday olmam, demişim… Şimdiye kadar hiç bir sözümü tutmazlık etmedim…. Bu zayıf siyasettir ��) … Öyle… Olsun, biz neysek oyuz!..

Yol boyunca görev yaptık… Ziyadesiyle müsterihiz… O kadar öyle ki, insanların tarafımıza gösterdiği teveccüh, bin CB hazzına bedeldir…

Var olsunlar…

Görevimize kaldığımız yerden devam edeceğiz… Bunu müjdeleyebilirim…

Bugüne kadar ne dediysek, ne anlattıysak, ne eylediysek, ne için yol aldı isek, yaptıklarımızın

hepsinin arkadasında durabiliyor olmanın onurunu taşıyoruz…

Kaygılarımızın da…

Türkiye’nin 1921 Anayasası’na, müştereken, hem iktidar ağzıyla, hem muhalefet ağzıyla, belli ki dış dayatmayla gündeme oturmuş, döndürülme projesinin, karşısında şiddetle durmaya

devam edeceğimizi, en önce ifade edebilirim…

Biz sosyal adaleti ve toplumcu üretimi, emekle beraber dorukta, tam bağımsız Türkiye sevdalılarıyız… Bundan gıdım ödün vermeyiz…

Şu da var ki, bütün şu hususlar varit olarak, bugünkü reel koşullarda, kendimizi, ayrışmadan, ayrıştırmadan, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verme sorumluluğunda buluyoruz…

Başka tercihler, elbette saygıdeğerdir…

Yeter ki, onların sahipleri bizim yaklaşımımıza saygıda kusura düşmesinler…

Siyaset bizim mesleğimiz değildir. Askerlik hizmeti gibi, vazifemizdir…


Allah yardımcımız olsun!..

Güzel dilekler ve sevgiyle, hepinizi bağrıma basıyorum…

 

T. Yarman, Prof. Dr.

CHP Kurultay Onur Üyesi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.