A.Baybars Göğez: HAVAGAZI TARİH, TESİSLERİ MÜZE OLDU, VERGİSİ KALDI YADİGAR!

ÖZEL HABER 24.03.2024 - 15:43, Güncelleme: 24.03.2024 - 18:13 10092+ kez okundu.
 

A.Baybars Göğez: HAVAGAZI TARİH, TESİSLERİ MÜZE OLDU, VERGİSİ KALDI YADİGAR!

A. Baybars Göğez son makalesinde soruyor: Eğer belediye geliri olarak bir vergiyi kaldırdıysan yerine başka bir vergi geliri koymak gerekmez mi? Eğer Havagazı bitti yerine Doğalgaz geldi, belediyeler eksilen vergi gelirlerini oradan karşılayacaklar diye düşünüldüyse, bu yazımı tekrar okumakta yarar var. Vergi geliri yerine Doğalgaz Dağıtım şirketlerine ortak olmak aynı şey mi?

‘’Doğalgaz dağıtım Şirketleri ve Belediye Payları’’ kitabının yazarı A. Baybars Göğez son makalesinde yine hiç gündeme getirilmeyen bir konuyu mercek altına almış. Havagazının kullanımdan kalkmasıyla Belediyelerin aldığı vergi de tahsil edilemiyor. Dolayısıyla belediye gelirleri azalıyor. Yaygın olarak kullanılan Doğalgaz, mantık olarak Havagazı vergisinin yerine konması gerekiyor değil mi? Ama durum hiç de böyle değil. Nasıl mı? A. Baybars Göğez makalesinde bu durunu detaylı olarak anlatmış. Buyrun hep birlikte okuyalım: A. Baybars Göğez Serinin 3'ncü yazısı böylece tamamlanmış oldu. Kamuoyunda bilinmeyen birçok kamu kaynağı çeşidi var. Vatandaşımız, "devlet terbiyesi" gereği kanunların gereğini yerine getirmeye çalışır. Ancak arka planda neler oluyor diye merak eden biz araştırmacıların görevi kamuoyunu aydınlatmaktır. Teknik detayları örneklerle basit şekilde anlatmaya çalıştım. Umarım yararlı olmuştur.   Sonuna kadar okumazsak etrafımızda olanları öğrenemeyiz yazısıdır! Gençliğimizde sobayla ısınırdık.  Yemekleri soba ve kuzineler üzerinde pişirirdi annelerimiz. Pompalı gaz (gaz yağı) ocakları çoğu şehirli evin mutfağında bulunurdu. Dedelerimiz ve ninelerimiz ise mutfakta ocak (şömine) yakardı. Hem ısınır, hem yemekler pişer, çay demlenir, banyo- çamaşır suyu ısıtılırdı. 1970’li yılların başında yatılı okulu kazanıp İstanbul’a gelince Havagazı ile tanıştık. Meğer Ankara ve İzmir’de de varmış. Wikipedia şöyle tarif etmiş; “Havagazı, kentlerde ısınma ve aydınlanma maksadıyla kullanılmak üzere kömürden imal edilen gaz yakıttır. Havagazı “Havagazı Fabrikası” veya Gazhane denilen üretim ve depolama tesislerinde imal edilir.” İzmir’de elektrik yaygın değilken, sokaklar havagazı ile aydınlatılmış.! 1990’lı yılların başında, yaklaşık 100 yıl ve daha fazla hizmet veren fabrikalar kapanmaya başladı. Kimileri tüm itirazlara rağmen yıkıldı, kimileri ileriki yıllarda müze ve sanat galerisi yapıldı. Biz yaştakiler gördü o günleri. Günümüzde havagazı üreten fabrikalar ile ısı kaynağı olarak kullanan işyeri- belde- bölgeye rastlamadım. Yaklaşık 30 yıldır, kentlerde üretilip kullanılmadığı halde vergisinin duruyor olması ilginç değil mi?! EPDK, ilk 2003’de 7 şirkete Doğalgaz Dağıtım Lisansı verdi. 2017’de verilen 4 lisans sonrası 72 şirket ile lisans verilmeyen şehir kalmadığı gibi, Kızılcahamam- Gemlik vb. ilçelerde bile dağıtım lisansı alan şirketler var. En çok da Kızılcahamam belediyesince, konut ve işyerleri sıfır karbon emisyonlu jeotermal ile ısınırken, hangi akıl fosil yakıt türü olan doğalgazlı ısınma sistemine geçiş yaptırdı hala anlayabilmiş değilim. Benzer başka il ve ilçeler de var. Kanunları bilmiyorum demek kimseyi ceza almaktan kurtaramaz ya! Aşağıdaki kanun maddesini hep birlikte okuyalım. Yakın gelecekte ülke sevdalısı bir savcı, devlet görevlisi çıkar da sorgularsa, sadece bu yasa maddesi nedeniyle birçok mülki amir ve belediye başkanı yargılanabilir diye düşünüyorum.! 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanıma İlişkin Kanun Md. 7; “Yeterli jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerdeki Valilik ve Belediyelerin sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarını, öncelikle Jeotermal ve Güneş termal kaynaklardan sağlaması esastır.” Havagazı 100 yılı aşkın hizmet verdi ve tarih oldu. Fosil yakıt esaslı ve tükenebilir kaynaklı doğalgaz bu kadar şanslı olmayabilir. Ortadoğu hariç 100 yıl ve üstü doğalgaz stoku olan çok az ülke var. ABD maliyeti yüksek olan kaya gazı (Shale gaz) ile çözüm ararken, petrol zengini Arap ülkeleri bile çoktan GES santralleri kurmaya başladı. DOĞALGAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİ VE BELEDİYE PAYLARI KİTABIM ile linkteki hakemli uluslararası akademik makalemde detaylar var. Ücretsiz indirebilirsiniz. https://journals.gen.tr/index.php/holistecon/article/view/2168 Konu başlığımıza dönecek olursak. 29.05.1981’de yayımlanarak hayatımıza giren 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 105 ile 01.07.1948 tarihli 5237 sayılı Belediye Gelirleri kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Günümüzde yeni 5237 sayılı kanun Türk Ceza Kanunu olup karıştırmamak lazım. (Kanun Numaraları birkaç defa sıfırlanıp yeniden numara aldı.) Biraz da nostalji olsun; Eski 5237 sayılı kanun Md. 6; “Belediye sınırlarında sarf ve istihlak edilen elektriğin her kw ile havagazının her m3’den en çok 2 krş, muharrik kuvvet kullananlardan (üreticiler) sarf ettikleri elektrik kw için 1 krş vergi alınır.” 2464 sayılı kanun Md. 104; “(Değişik birinci fıkra: 04.12.1985 – 3239/ Md. 127) Kanunda yer alan Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ile Bina, İnşaat, İşyeri Açma İzni, İmar Mevzuatı Gereği Alınacak Harçların mücavir alanlarda uygulanabilmesi için belediye hizmetlerinin götürülmüş olması şarttır. …. mücavir alanlara götürülmesi gerekli hizmetlerin kapsam ve niteliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tayin ve tespit edilir.” Havagazı üreten de tüketen de kalmadığı için “adı var kendisi yok vergiyi” konuşmak gereksiz. Sadece aklıma takılan bir şey var. Vergi hocalarımız daha iyi bilir. Eğer belediye geliri olarak bir vergiyi kaldırdıysan yerine başka bir vergi geliri koymak gerekmez mi? Eğer Havagazı bitti yerine Doğalgaz geldi, belediyeler eksilen vergi gelirlerini oradan karşılayacaklar diye düşünüldüyse, bu yazımı tekrar okumakta yarar var. Vergi geliri yerine Doğalgaz Dağıtım şirketlerine ortak olmak aynı şey mi? https://abaybarsgogez.net/belediyelerin-tahsil-edemedigi-gelirler/ DOĞALGAZ DAĞITIM ŞİRKETİNE ORTAK YAPILIP DA GELİR ELDE ETTİĞİNE SEVİNEN BELEDİYE DUYMADIM.! ESASEN GELİR ELDE EDEBİLEN DE YOK.! Kaldığımız yerden Elektrik Tüketim vergisini incelemeye devam.. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 35; “Elektrik ve Havagazı tüketenler, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisini ödemekle mükelleftirler.” Md. 36.4 ile “Doğrudan doğruya elektrik ve havagazı üreten dağıtım ve istihsal (üretim) müesseseleri” istisna kapsamındadır diyerek Yenilenebilir elektrik enerjisi üreticileri muaf tutulmuş. Md. 37 matrahı açıklıyor. Md. 38 göre vergi oranları; Tüketilen elektriğin satış bedeli üzerinden (vergi- fon- paylar hariç), sanayi tesislerinde %1, konut ve ticari işletmelerde %5. Bir örnek ile açalım; Uludağ elektrik Yalova Armutlu konut ve işyerlerinden fatura ile %5, sanayi tesislerinden %1 tüketim vergisi tahsil ediyor. Ancak 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu GEÇİCİ MADDE 3- 4- 5- 6 ile RES- Rüzgar Enerji Santrali veya GES- Güneş Enerji Santralinde “üretim amaçlı” kullanarak tükettiği elektrik ile bekçi, çalışanlar veya santral üniteleri ile şirket merkez ve şubelerinde tükettiği elektrik tüketim vergisinden muaf. Hatta bazı harçlar ve damga vergisinden de muaf. Kurumlar vergisi muafiyeti bile verilmiş.! En çok da 6446/ GEÇİCİ MADDE 4.4’deki şu madde beni rahatsız etti. RES ve GES kurmak için yüzlerce ve binlerce ağacın olduğu ormanlık arazisi kendisine tahsis ediliyor, hatta satışı bile yapılarak sahibi olabiliyor (GEÇİCİ MADDE 2) ancak hazretlerden! “Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Geliri” alınmıyor. Aynı yerde kazara ihracat hedefli stratejik tarımsal üretim yapacağım, başka yer yok diye İl- İlçe Orman müdürlüğüne gitsem kapıdan kovarlar.! Yani orman köylüsünün geçimini sağladığı ve bölge ekonomisine katkıda bulunduğu orman ürünleri üretimi engelleniyor, milli servetimiz ormanlar yok ediliyor ancak Yenilenebilir Elektrik enerjisi üretiyor diye lisans sahiplerine katmerli teşvik ve istisnalar verilerek doğayı katletmelerine yasal zemin sağlanıyor.! Kimsenin aklına bölge halkının kayıplarını telafi etmek gelmiyor. Kocaman karlar elde eden, hatta borsaya açılan şirketlere ait bu santrallerin bölge ekonomisine katkı sağlaması için bir şart/ kural vs. getirilmiyor. Başları sıkışıp yangın- yol- sağlık vb. nedenlerle yardım isteyecekleri Belediyeler ile İl özel idarelerinin alması gereken vergisi bile istisna diye devlet tarafından engelleniyor. Kemal Sunal’lık hikayeler de yaşanıyor. Dağın tepesindeki santralden vergi almaya giden belediye, suyumuzu getirip yolumuzu açın diye talep geldiğinde, aldığı verginin belki 10 katı masraf yapıyor. Masraflara katılım payı diye bir şey var. Fayda/ Maliyet hesabı yapmadan olur mu böyle işler?! İş burada kalmıyor. Elde edilen bu elektriğin yüksek gerilim hatlarıyla nakli için RG- Resmi Gazetede “ACELE KAMULAŞTIRMA” kararları yayımlanıyor. Devlet arazisi değil de şahıs arazisi içinden geçiyorsa, istimlak parası ödeniyor. Daha sonra Yüksek gerilim hatları ihalesi açılıyor, hat üzerindeki orman ağaçları kesiliyor, direkler dikilip teller çekiliyor ve 30- 40 km uzaktaki köy- mezra için milyonlarca lira harcanıyor. Yetmiyor! Bölgedeki elektrik dağıtım şirketine buyur kardeşim işlet- bakımını yap ve tahsilat yap deniyor. Tahsilat yapamayınca kayıp ve kaçak bedeli olarak devlet ile ödeyenlerin faturalarına yansıtılıyor. Bu arada ormanlık alanlarda çıkan yangınların yarısından fazlası yüksek gerilim hatları kaynaklı. Hatta taşınan elektriğin %30- 40’ı bir direnç olan tellerden geçerken, ısı enerjisine dönüşerek vs. nedenlerle kayboluyor. Sanki o köyde elektrik elde etmek için güneş- rüzgar- akarsu- çöp yok.! Hibrid teknolojilerle elektrik üretimi henüz keşfedilmedi.! He- pi topu 30- 40 köy evini bedava aydınlatınca ülke batarmış gibi verilen mücadeleye bakar mısınız.! Sonra göbekli- göbeksiz bazı siyasetçiler kürsüye çıkıp gerdan kıvırarak, “köyler boşalıyor, şehirlerden köye tersine göçü özendireceğiz” diye afra tafra yapıp, diğer göbekli- göbeksizler tarafından ayakta alkışlanıyor.! Hala vergiler bu işin neresinde diye konuya gelemedik bakar mısınız? Biraz sabır..! Elektrik dağıtım şirketleri tahsil ettikleri elektrik tüketim vergisini 20 gün içinde belediyeye yatırmak zorunda. Bazı detayları açıklamam gerekiyor; 1. Belediye mücavir sahası içindeki elektrik dağıtım şirketi %5 ve %1 vergileri ilgili belediyeye ödüyor. Ancak dağıtım şirketi bölgesinde farklı belediyeler olabilir. Götürüp hepsini belediyelerden birisine yatırabiliyor. Belediye muhasebe- gelir sorumlusu uyuyor. Akıllı ve sorumlu bir yönetici gelip de fark edinceye kadar yıllarca gelir kaybı böyle devam ediyor. 2. Büyükşehir ilçe belediyelerinin mücavir sahasında toplanan elektrik tüketim vergisini topluca Büyükşehir belediyesine yatıranlar var. Ben değil, Sayıştay denetçisi raporunda yazıyor. Büyükşehir sınırı İl mülki sınırı olduğu için, ilçe belediyesinin mücavir saha dışındaki abonelere ait vergiler Büyükşehire yatırılmalıdır. İl belediyeleri sınırı da mücavir saha olup, il ve ilçe belediyelerinin mücavir saha dışındaki abone ve serbest tüketicilerden elde edilen elektrik tüketim vergisi İl özel idaresine yatırılır. Kamu kurumlarına ait sosyal tesis ve kamplar gibi. (Biraz karışık gibi ancak başka türlü anlatamazdım.) 3. Bir de serbest tüketiciler var. Örneğin Armutlu Belediyesi ihale açarak, Balıkesir, Van vb. üreticiden elektrik alabilir. Serbest tüketici Armutlu belediyesine satılan elektriğin fatura ile tahsil edilen Elektrik Tüketim vergisi de Armutlu belediyesine yatırılmak zorundadır. Biraz da şeytanın avukatlığını yapacağım; Diyelim ki Elektrik Dağıtım şirketi olmayan herhangi bir RES/ GES üreticisi, serbest tüketici özel şirket- kamu kurumuna aylık fatura keserken %1 veya %5 Elektrik Tüketim Vergisini ekliyor mu? Olur ya eklemedi. (Malum serbest tüketiciler yaklaşık %10 daha az ödüyor.) Üretici şirket vergi tahsil etmediği için mi ucuza satıyor? Karından mı fedakârlık ediyor? Tahsil etmediği için beyan da vermeyince, belediye/ kamunun vergi zararı mı oluşuyor? Niye tahsil etmedin diye kendisinden hesap sorulup cezalı tahsil ediliyor mu? Ne bilem ben!! RES ve GES’lerin durumu önemli. Her ne kadar birçok istisna ve muafiyet sağlanmış olsa da, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 104 göre belediyelerin tahsil edebileceği Tüketim Vergisi yanında; Bina, İnşaat, İşyeri Açma İzni, İmar Mevzuatı Gereği Alınacak Harç gelirlerini hizmet götürmek şartıyla tahsil edebileceklerini yukarıda sıralamıştık. İddia sevmem ama %90 belediyenin aşağıda yazdığım gelirlerden, haydi diyelim büyük bir kısmından haberi olmayıp, tespit yaptırmadığı için tahakkuk kaydının bile olmadığına eminim. RES veya GES kuran şirketler illaki belediyeye gelip inşaat izni alıp imar harcı yatırıyor. Kaçak inşaat yapacak halleri yok ya.! O halde her santral için; *İmar müdürlüğünden yapı kullanma izin belgesi alıp harç ödemek zorundadırlar. *ÇTV- Çevre Temizlik Vergisi ödemek zorundadırlar. *Bir bekçi bile olsa Evsel Katı Atık bedeli ödemek zorundadırlar. *RES Santral sahası için arazi vergisi ve kule için Lüks sınıf tarifesinden Bina vergisi ödemek zorundadırlar. *GES santrali için çelik konstrüksiyon inşaat olduğuna göre yapıya uygun Bina vergisi ödemek zorundadırlar. Ayrıca belediye mücavir saha içinde RES veya GES santralleri olan şirket/ şirketler, işyeri açma ve İşletme ruhsatı harcı ödemek zorundadırlar. YAZARIN NOTU: Nasılsa vergi ve harçtan muaf diye belediye Gelir müdürlükleri takip etmeyebilir. Yangın- sağlık- altyapı- yol vb. hizmetlerden yararlandıkları halde, eski 5237 sayılı Belediye gelirleri kanununa göre bile “1 kuruş” vergi vermeyip, sesini çıkarmayan elektrik üretim şirketleri, bölgesel kalkınmanın destekçisi olabilir/ olmalıdırlar. İptal edilen %1 Enerji Fonu gibi satış gelirleri üzerinden, belediyeler ile İl özel idarelerine en az %1 pay ödenmesi gerekir. 2464 sayılı kanun Md. 35’den başlayarak olmayan havagazı vergisi kanun metninden çıkartılmalı, belediye gelirlerini artırma yönünde, RES- GES- JES enerji şirketleri net satış rakamları üzerinden yükümlülük üstlenmelidir. Neredeyse tüm belediyeler borçludur. Böyle bir sabit kaynak birçok derde deva olabilir. 6446 Sy. kanun GEÇİCİ MADDE 4.4 göre tahrip ettikleri ormanlık- mera- otlak vb. zenginliklerimiz için “Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Gelir” muaflığı derhal kaldırılmalı ve ilgili köy tüzel kişiliği ile belediyelere ağaç dikmek, çevreyi korumak vb. amaçlarla her ay/ yıl ödenmelidir. Bir diğer tuhaflık da; Kamu veya özel şirketler ürettikleri yenilenebilir enerjiyi sisteme satarken Elektrik Tüketim Vergisi faturada yok. Daha sonra dağıtım şirketi kendilerine elektrik satış faturası kesiyor ve vergiyi ekliyor. Mahsuplaşırken belki alacaklı çıkıyor ancak vergiyi ödemekten kaçamıyor. Hani üretici muaftı.! Birçok üretici şirket için devletin verdiği satın alma garantisi bu yıldan itibaren sona eriyor. Muhtemelen yatırımın geri dönüşü sağlanmıştır. Ancak işletme- bakım giderleri devam ediyor. *Devlete enerjiyi satamazlarsa ne yapacaklar? *Birçok sanayi kuruluşu kendi enerjisini kısmen/ tamamen üretip mahsuplaşmaya başladı. Satamazsa, depolama yatırımı da yapılmazsa (çok yüksek maliyet) toprağa geri mi deşarj edilecek? *Muafiyet ve istisnalar bitince uzatılacak mı? Yoksa belediye ve kamu maliyesine ek vergi geliri mi doğacak? *6446 Sy. yasada GEÇİCİ MADDELER süresi uzatılacak mı? Yoksa kamu lehine düzenlemeler yapılacak mı? Piyasa yeterli olgunluğa ulaşmadan acele özelleştirilen Doğalgaz ve Elektrik sektörüne ait yasal mevzuat ile işleyişten kaynaklı sıkıntılar nedense hep vatandaş ve kamu aleyhine işliyor diye düşünüyorum. Belediye hukuk servisleri ile EPDK’nın konu üzerinde çalışmaları lazım. Bugüne kadar hükümetin enerji şirketleri ile Y.İ.D. inşaat şirketleri lehine uygulanan vergi affı ve ertelemesi gibi kamuoyunu rahatsız eden uygulamaların aksine, vatandaşlar lehine ve kamu kaynaklarını artırmak yönünde kararlar alınacağı konusunda umutlanmalı mıyız? SON OLARAK! “Sen- Ben- Bizim Oğlan” kendi aramızda tartıştığımız ve ülkemiz adına kaygılandığımız bu konularda toplum vicdanı daha geniş kitleler olarak harekete geçip de sorgulamalar yapılacağını görebilecek miyiz? BİZ ÜLKESİNİ KARŞILIKSIZ SEVENLER, YAZIP KONUŞURKEN YOKSA YALNIZ MIYIZ? GERÇEKTEN PATRON BİZSEK, SESİMİZİ KİMLERE NASIL DUYURACAĞIZ? Bilgi paylaşınca güzel Yazarın ilgili iki makalesi: Belediyeler Hatalı Kanunla Zarara Uğratılıyor Partilerin Seçim Stratejileri    
A. Baybars Göğez son makalesinde soruyor: Eğer belediye geliri olarak bir vergiyi kaldırdıysan yerine başka bir vergi geliri koymak gerekmez mi? Eğer Havagazı bitti yerine Doğalgaz geldi, belediyeler eksilen vergi gelirlerini oradan karşılayacaklar diye düşünüldüyse, bu yazımı tekrar okumakta yarar var. Vergi geliri yerine Doğalgaz Dağıtım şirketlerine ortak olmak aynı şey mi?

‘’Doğalgaz dağıtım Şirketleri ve Belediye Payları’’ kitabının yazarı A. Baybars Göğez son makalesinde yine hiç gündeme getirilmeyen bir konuyu mercek altına almış. Havagazının kullanımdan kalkmasıyla Belediyelerin aldığı vergi de tahsil edilemiyor. Dolayısıyla belediye gelirleri azalıyor. Yaygın olarak kullanılan Doğalgaz, mantık olarak Havagazı vergisinin yerine konması gerekiyor değil mi? Ama durum hiç de böyle değil. Nasıl mı? A. Baybars Göğez makalesinde bu durunu detaylı olarak anlatmış. Buyrun hep birlikte okuyalım:

A. Baybars Göğez

Serinin 3'ncü yazısı böylece tamamlanmış oldu.

Kamuoyunda bilinmeyen birçok kamu kaynağı çeşidi var. Vatandaşımız, "devlet terbiyesi" gereği kanunların gereğini yerine getirmeye çalışır. Ancak arka planda neler oluyor diye merak eden biz araştırmacıların görevi kamuoyunu aydınlatmaktır.

Teknik detayları örneklerle basit şekilde anlatmaya çalıştım. Umarım yararlı olmuştur.
 

Sonuna kadar okumazsak etrafımızda olanları öğrenemeyiz yazısıdır!

Gençliğimizde sobayla ısınırdık.  Yemekleri soba ve kuzineler üzerinde pişirirdi annelerimiz. Pompalı gaz (gaz yağı) ocakları çoğu şehirli evin mutfağında bulunurdu. Dedelerimiz ve ninelerimiz ise mutfakta ocak (şömine) yakardı. Hem ısınır, hem yemekler pişer, çay demlenir, banyo- çamaşır suyu ısıtılırdı.

1970’li yılların başında yatılı okulu kazanıp İstanbul’a gelince Havagazı ile tanıştık. Meğer Ankara ve İzmir’de de varmış. Wikipedia şöyle tarif etmiş; “Havagazı, kentlerde ısınma ve aydınlanma maksadıyla kullanılmak üzere kömürden imal edilen gaz yakıttır. Havagazı “Havagazı Fabrikası” veya Gazhane denilen üretim ve depolama tesislerinde imal edilir.” İzmir’de elektrik yaygın değilken, sokaklar havagazı ile aydınlatılmış.!

1990’lı yılların başında, yaklaşık 100 yıl ve daha fazla hizmet veren fabrikalar kapanmaya başladı. Kimileri tüm itirazlara rağmen yıkıldı, kimileri ileriki yıllarda müze ve sanat galerisi yapıldı. Biz yaştakiler gördü o günleri.

Günümüzde havagazı üreten fabrikalar ile ısı kaynağı olarak kullanan işyeri- belde- bölgeye rastlamadım. Yaklaşık 30 yıldır, kentlerde üretilip kullanılmadığı halde vergisinin duruyor olması ilginç değil mi?!

EPDK, ilk 2003’de 7 şirkete Doğalgaz Dağıtım Lisansı verdi. 2017’de verilen 4 lisans sonrası 72 şirket ile lisans verilmeyen şehir kalmadığı gibi, Kızılcahamam- Gemlik vb. ilçelerde bile dağıtım lisansı alan şirketler var.

En çok da Kızılcahamam belediyesince, konut ve işyerleri sıfır karbon emisyonlu jeotermal ile ısınırken, hangi akıl fosil yakıt türü olan doğalgazlı ısınma sistemine geçiş yaptırdı hala anlayabilmiş değilim. Benzer başka il ve ilçeler de var. Kanunları bilmiyorum demek kimseyi ceza almaktan kurtaramaz ya! Aşağıdaki kanun maddesini hep birlikte okuyalım. Yakın gelecekte ülke sevdalısı bir savcı, devlet görevlisi çıkar da sorgularsa, sadece bu yasa maddesi nedeniyle birçok mülki amir ve belediye başkanı yargılanabilir diye düşünüyorum.!

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanıma İlişkin Kanun Md. 7; “Yeterli jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerdeki Valilik ve Belediyelerin sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarını, öncelikle Jeotermal ve Güneş termal kaynaklardan sağlaması esastır.”

Havagazı 100 yılı aşkın hizmet verdi ve tarih oldu. Fosil yakıt esaslı ve tükenebilir kaynaklı doğalgaz bu kadar şanslı olmayabilir. Ortadoğu hariç 100 yıl ve üstü doğalgaz stoku olan çok az ülke var. ABD maliyeti yüksek olan kaya gazı (Shale gaz) ile çözüm ararken, petrol zengini Arap ülkeleri bile çoktan GES santralleri kurmaya başladı. DOĞALGAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİ VE BELEDİYE PAYLARI KİTABIM ile linkteki hakemli uluslararası akademik makalemde detaylar var. Ücretsiz indirebilirsiniz. https://journals.gen.tr/index.php/holistecon/article/view/2168

Konu başlığımıza dönecek olursak.

29.05.1981’de yayımlanarak hayatımıza giren 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 105 ile 01.07.1948 tarihli 5237 sayılı Belediye Gelirleri kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Günümüzde yeni 5237 sayılı kanun Türk Ceza Kanunu olup karıştırmamak lazım. (Kanun Numaraları birkaç defa sıfırlanıp yeniden numara aldı.)

Biraz da nostalji olsun; Eski 5237 sayılı kanun Md. 6; “Belediye sınırlarında sarf ve istihlak edilen elektriğin her kw ile havagazının her m3’den en çok 2 krş, muharrik kuvvet kullananlardan (üreticiler) sarf ettikleri elektrik kw için 1 krş vergi alınır.”

2464 sayılı kanun Md. 104; “(Değişik birinci fıkra: 04.12.1985 – 3239/ Md. 127) Kanunda yer alan Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ile Bina, İnşaat, İşyeri Açma İzni, İmar Mevzuatı Gereği Alınacak Harçların mücavir alanlarda uygulanabilmesi için belediye hizmetlerinin götürülmüş olması şarttır. …. mücavir alanlara götürülmesi gerekli hizmetlerin kapsam ve niteliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tayin ve tespit edilir.”

Havagazı üreten de tüketen de kalmadığı için “adı var kendisi yok vergiyi” konuşmak gereksiz. Sadece aklıma takılan bir şey var. Vergi hocalarımız daha iyi bilir. Eğer belediye geliri olarak bir vergiyi kaldırdıysan yerine başka bir vergi geliri koymak gerekmez mi? Eğer Havagazı bitti yerine Doğalgaz geldi, belediyeler eksilen vergi gelirlerini oradan karşılayacaklar diye düşünüldüyse, bu yazımı tekrar okumakta yarar var. Vergi geliri yerine Doğalgaz Dağıtım şirketlerine ortak olmak aynı şey mi? https://abaybarsgogez.net/belediyelerin-tahsil-edemedigi-gelirler/


DOĞALGAZ DAĞITIM ŞİRKETİNE ORTAK YAPILIP DA GELİR ELDE ETTİĞİNE SEVİNEN BELEDİYE DUYMADIM.! ESASEN GELİR ELDE EDEBİLEN DE YOK.!

Kaldığımız yerden Elektrik Tüketim vergisini incelemeye devam.. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 35; “Elektrik ve Havagazı tüketenler, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisini ödemekle mükelleftirler.”

Md. 36.4 ile “Doğrudan doğruya elektrik ve havagazı üreten dağıtım ve istihsal (üretim) müesseseleri” istisna kapsamındadır diyerek Yenilenebilir elektrik enerjisi üreticileri muaf tutulmuş. Md. 37 matrahı açıklıyor. Md. 38 göre vergi oranları; Tüketilen elektriğin satış bedeli üzerinden (vergi- fon- paylar hariç), sanayi tesislerinde %1, konut ve ticari işletmelerde %5.

Bir örnek ile açalım; Uludağ elektrik Yalova Armutlu konut ve işyerlerinden fatura ile %5, sanayi tesislerinden %1 tüketim vergisi tahsil ediyor. Ancak 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu GEÇİCİ MADDE 3- 4- 5- 6 ile RES- Rüzgar Enerji Santrali veya GES- Güneş Enerji Santralinde “üretim amaçlı” kullanarak tükettiği elektrik ile bekçi, çalışanlar veya santral üniteleri ile şirket merkez ve şubelerinde tükettiği elektrik tüketim vergisinden muaf. Hatta bazı harçlar ve damga vergisinden de muaf. Kurumlar vergisi muafiyeti bile verilmiş.!

En çok da 6446/ GEÇİCİ MADDE 4.4’deki şu madde beni rahatsız etti. RES ve GES kurmak için yüzlerce ve binlerce ağacın olduğu ormanlık arazisi kendisine tahsis ediliyor, hatta satışı bile yapılarak sahibi olabiliyor (GEÇİCİ MADDE 2) ancak hazretlerden! “Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Geliri” alınmıyor. Aynı yerde kazara ihracat hedefli stratejik tarımsal üretim yapacağım, başka yer yok diye İl- İlçe Orman müdürlüğüne gitsem kapıdan kovarlar.!

Yani orman köylüsünün geçimini sağladığı ve bölge ekonomisine katkıda bulunduğu orman ürünleri üretimi engelleniyor, milli servetimiz ormanlar yok ediliyor ancak Yenilenebilir Elektrik enerjisi üretiyor diye lisans sahiplerine katmerli teşvik ve istisnalar verilerek doğayı katletmelerine yasal zemin sağlanıyor.! Kimsenin aklına bölge halkının kayıplarını telafi etmek gelmiyor. Kocaman karlar elde eden, hatta borsaya açılan şirketlere ait bu santrallerin bölge ekonomisine katkı sağlaması için bir şart/ kural vs. getirilmiyor. Başları sıkışıp yangın- yol- sağlık vb. nedenlerle yardım isteyecekleri Belediyeler ile İl özel idarelerinin alması gereken vergisi bile istisna diye devlet tarafından engelleniyor.

Kemal Sunal’lık hikayeler de yaşanıyor. Dağın tepesindeki santralden vergi almaya giden belediye, suyumuzu getirip yolumuzu açın diye talep geldiğinde, aldığı verginin belki 10 katı masraf yapıyor. Masraflara katılım payı diye bir şey var. Fayda/ Maliyet hesabı yapmadan olur mu böyle işler?!

İş burada kalmıyor. Elde edilen bu elektriğin yüksek gerilim hatlarıyla nakli için RG- Resmi Gazetede “ACELE KAMULAŞTIRMA” kararları yayımlanıyor. Devlet arazisi değil de şahıs arazisi içinden geçiyorsa, istimlak parası ödeniyor. Daha sonra Yüksek gerilim hatları ihalesi açılıyor, hat üzerindeki orman ağaçları kesiliyor, direkler dikilip teller çekiliyor ve 30- 40 km uzaktaki köy- mezra için milyonlarca lira harcanıyor. Yetmiyor! Bölgedeki elektrik dağıtım şirketine buyur kardeşim işlet- bakımını yap ve tahsilat yap deniyor. Tahsilat yapamayınca kayıp ve kaçak bedeli olarak devlet ile ödeyenlerin faturalarına yansıtılıyor.


Bu arada ormanlık alanlarda çıkan yangınların yarısından fazlası yüksek gerilim hatları kaynaklı. Hatta taşınan elektriğin %30- 40’ı bir direnç olan tellerden geçerken, ısı enerjisine dönüşerek vs. nedenlerle kayboluyor. Sanki o köyde elektrik elde etmek için güneş- rüzgar- akarsu- çöp yok.! Hibrid teknolojilerle elektrik üretimi henüz keşfedilmedi.!

He- pi topu 30- 40 köy evini bedava aydınlatınca ülke batarmış gibi verilen mücadeleye bakar mısınız.! Sonra göbekli- göbeksiz bazı siyasetçiler kürsüye çıkıp gerdan kıvırarak, “köyler boşalıyor, şehirlerden köye tersine göçü özendireceğiz” diye afra tafra yapıp, diğer göbekli- göbeksizler tarafından ayakta alkışlanıyor.!

Hala vergiler bu işin neresinde diye konuya gelemedik bakar mısınız? Biraz sabır..!

Elektrik dağıtım şirketleri tahsil ettikleri elektrik tüketim vergisini 20 gün içinde belediyeye yatırmak zorunda. Bazı detayları açıklamam gerekiyor;

1. Belediye mücavir sahası içindeki elektrik dağıtım şirketi %5 ve %1 vergileri ilgili belediyeye ödüyor. Ancak dağıtım şirketi bölgesinde farklı belediyeler olabilir. Götürüp hepsini belediyelerden birisine yatırabiliyor. Belediye muhasebe- gelir sorumlusu uyuyor. Akıllı ve sorumlu bir yönetici gelip de fark edinceye kadar yıllarca gelir kaybı böyle devam ediyor.

2. Büyükşehir ilçe belediyelerinin mücavir sahasında toplanan elektrik tüketim vergisini topluca Büyükşehir belediyesine yatıranlar var. Ben değil, Sayıştay denetçisi raporunda yazıyor. Büyükşehir sınırı İl mülki sınırı olduğu için, ilçe belediyesinin mücavir saha dışındaki abonelere ait vergiler Büyükşehire yatırılmalıdır. İl belediyeleri sınırı da mücavir saha olup, il ve ilçe belediyelerinin mücavir saha dışındaki abone ve serbest tüketicilerden elde edilen elektrik tüketim vergisi İl özel idaresine yatırılır. Kamu kurumlarına ait sosyal tesis ve kamplar gibi. (Biraz karışık gibi ancak başka türlü anlatamazdım.)

3. Bir de serbest tüketiciler var. Örneğin Armutlu Belediyesi ihale açarak, Balıkesir, Van vb. üreticiden elektrik alabilir. Serbest tüketici Armutlu belediyesine satılan elektriğin fatura ile tahsil edilen Elektrik Tüketim vergisi de Armutlu belediyesine yatırılmak zorundadır. Biraz da şeytanın avukatlığını yapacağım;

Diyelim ki Elektrik Dağıtım şirketi olmayan herhangi bir RES/ GES üreticisi, serbest tüketici özel şirket- kamu kurumuna aylık fatura keserken %1 veya %5 Elektrik Tüketim Vergisini ekliyor mu? Olur ya eklemedi. (Malum serbest tüketiciler yaklaşık %10 daha az ödüyor.) Üretici şirket vergi tahsil etmediği için mi ucuza satıyor? Karından mı fedakârlık ediyor? Tahsil etmediği için beyan da vermeyince, belediye/ kamunun vergi zararı mı oluşuyor? Niye tahsil etmedin diye kendisinden hesap sorulup cezalı tahsil ediliyor mu? Ne bilem ben!!

RES ve GES’lerin durumu önemli.

Her ne kadar birçok istisna ve muafiyet sağlanmış olsa da, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Md. 104 göre belediyelerin tahsil edebileceği Tüketim Vergisi yanında; Bina, İnşaat, İşyeri Açma İzni, İmar Mevzuatı Gereği Alınacak Harç gelirlerini hizmet götürmek şartıyla tahsil edebileceklerini yukarıda sıralamıştık. İddia sevmem ama %90 belediyenin aşağıda yazdığım gelirlerden, haydi diyelim büyük bir kısmından haberi olmayıp, tespit yaptırmadığı için tahakkuk kaydının bile olmadığına eminim. RES veya GES kuran şirketler illaki belediyeye gelip inşaat izni alıp imar harcı yatırıyor. Kaçak inşaat yapacak halleri yok ya.! O halde her santral için;

*İmar müdürlüğünden yapı kullanma izin belgesi alıp harç ödemek zorundadırlar.

*ÇTV- Çevre Temizlik Vergisi ödemek zorundadırlar.

*Bir bekçi bile olsa Evsel Katı Atık bedeli ödemek zorundadırlar.

*RES Santral sahası için arazi vergisi ve kule için Lüks sınıf tarifesinden Bina vergisi ödemek zorundadırlar.

*GES santrali için çelik konstrüksiyon inşaat olduğuna göre yapıya uygun Bina vergisi ödemek zorundadırlar.

Ayrıca belediye mücavir saha içinde RES veya GES santralleri olan şirket/ şirketler, işyeri açma ve İşletme ruhsatı harcı ödemek zorundadırlar.

YAZARIN NOTU:

Nasılsa vergi ve harçtan muaf diye belediye Gelir müdürlükleri takip etmeyebilir. Yangın- sağlık- altyapı- yol vb. hizmetlerden yararlandıkları halde, eski 5237 sayılı Belediye gelirleri kanununa göre bile “1 kuruş” vergi vermeyip, sesini çıkarmayan elektrik üretim şirketleri, bölgesel kalkınmanın destekçisi olabilir/ olmalıdırlar. İptal edilen %1 Enerji Fonu gibi satış gelirleri üzerinden, belediyeler ile İl özel idarelerine en az %1 pay ödenmesi gerekir.

2464 sayılı kanun Md. 35’den başlayarak olmayan havagazı vergisi kanun metninden çıkartılmalı, belediye gelirlerini artırma yönünde, RES- GES- JES enerji şirketleri net satış rakamları üzerinden yükümlülük üstlenmelidir. Neredeyse tüm belediyeler borçludur. Böyle bir sabit kaynak birçok derde deva olabilir.

6446 Sy. kanun GEÇİCİ MADDE 4.4 göre tahrip ettikleri ormanlık- mera- otlak vb. zenginliklerimiz için “Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Gelir” muaflığı derhal kaldırılmalı ve ilgili köy tüzel kişiliği ile belediyelere ağaç dikmek, çevreyi korumak vb. amaçlarla her ay/ yıl ödenmelidir.

Bir diğer tuhaflık da; Kamu veya özel şirketler ürettikleri yenilenebilir enerjiyi sisteme satarken Elektrik Tüketim Vergisi faturada yok. Daha sonra dağıtım şirketi kendilerine elektrik satış faturası kesiyor ve vergiyi ekliyor. Mahsuplaşırken belki alacaklı çıkıyor ancak vergiyi ödemekten kaçamıyor. Hani üretici muaftı.!

Birçok üretici şirket için devletin verdiği satın alma garantisi bu yıldan itibaren sona eriyor. Muhtemelen yatırımın geri dönüşü sağlanmıştır. Ancak işletme- bakım giderleri devam ediyor.

*Devlete enerjiyi satamazlarsa ne yapacaklar?

*Birçok sanayi kuruluşu kendi enerjisini kısmen/ tamamen üretip mahsuplaşmaya başladı. Satamazsa, depolama yatırımı da yapılmazsa (çok yüksek maliyet) toprağa geri mi deşarj edilecek?

*Muafiyet ve istisnalar bitince uzatılacak mı? Yoksa belediye ve kamu maliyesine ek vergi geliri mi doğacak?

*6446 Sy. yasada GEÇİCİ MADDELER süresi uzatılacak mı? Yoksa kamu lehine düzenlemeler yapılacak mı?

Piyasa yeterli olgunluğa ulaşmadan acele özelleştirilen Doğalgaz ve Elektrik sektörüne ait yasal mevzuat ile işleyişten kaynaklı sıkıntılar nedense hep vatandaş ve kamu aleyhine işliyor diye düşünüyorum. Belediye hukuk servisleri ile EPDK’nın konu üzerinde çalışmaları lazım.

Bugüne kadar hükümetin enerji şirketleri ile Y.İ.D. inşaat şirketleri lehine uygulanan vergi affı ve ertelemesi gibi kamuoyunu rahatsız eden uygulamaların aksine, vatandaşlar lehine ve kamu kaynaklarını artırmak yönünde kararlar alınacağı konusunda umutlanmalı mıyız?

SON OLARAK!

“Sen- Ben- Bizim Oğlan” kendi aramızda tartıştığımız ve ülkemiz adına kaygılandığımız bu konularda toplum vicdanı daha geniş kitleler olarak harekete geçip de sorgulamalar yapılacağını görebilecek miyiz?

BİZ ÜLKESİNİ KARŞILIKSIZ SEVENLER, YAZIP KONUŞURKEN YOKSA YALNIZ MIYIZ?

GERÇEKTEN PATRON BİZSEK, SESİMİZİ KİMLERE NASIL DUYURACAĞIZ?

Bilgi paylaşınca güzel
Yazarın ilgili iki makalesi:
Belediyeler Hatalı Kanunla Zarara Uğratılıyor

Partilerin Seçim Stratejileri


 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.