SELAM OLSUN…

Selam almanın da, vermenin de basit bir mevzu olmadığını selamın,  alanın da verenin de kişiliğini, ciddiyetini ve hatta asaletini yansıttığını; hele ki en yüksek makam olan asil Türk Milletinin huzuruna çıkarken verilen selamın mutlaka asalet taşıması gerektiğini vurgulayan Yener Bozkurt'' bu asil millet kendisine verdiğimiz bu asil selamı yine aynı asaletle almaya başlayana kadar bu şekilde devam edeceğiz'' dedi. Başımı, göğsünü gururla gererek “Ben Türküm” diyenler için öne eğiyorum. Efendim sevenlerimizden olsun sevmeyenlerimizden olsun bize sıklıkla iletilen bir eleştiri var. Daha en başından beri başımızı Asil Türk Milleti önünde gururla öne eğip selam veriyoruz ya, komik oluyormuş, çocukça bir hareket olarak algılanıyormuş. Hay hay, eleştiridir önce dikkatle dinler sonra da yanıtımızı veririz. Olayın komik bulunmasının aslında kendisi trajikomik. Düşünsenize, asaletine, adaletine, cesaretine, zarafetine ve daha nice yaratılış özelliğine yürekten inandığınız, Huzuruna çıkarken başınızı gururla öne eğdiğiniz Türk Milleti’nin bazı fertleri asaletlerini unuttuklarından, hadi doğrusunu söyleyelim, yüzlerce yıldır sürdürülen sinsi bir plan dahilinde, kim oldukları, köklerinin nerelere uzandığı, varoluş amaçlarının ne olduğu, ulus olarak, millet olarak diğerlerinden neden ve nasıl ayrıldıkları gerçeklerini unutmuşlar, Ya da bu gerçekler kendilerine başarıyla unutturulmuş ki layık oldukları selamın nasıl vakur olması gerektiğinin farkında bile değiller. Varsın olmasınlar. Türkün yeniden ve önlenemez yükselişine, herkesin aynı anda şahit olmasını beklemiyoruz tabiki. Koğuşu illaki birileri en son terk eder. Selamımızı çocukça bulanlara gelince kısmen haklılar aslında. Herkes gibi bizim de taa çocukluğumuzdan bu yana içimizde kalan bir şeyler illaki vardır. Ama inan bu selamlama işi o tür bir konu değil. Tam aksine, ben ve benim gibi daha niceleri, selam almayı da selam vermeyi de çocuk denecek yaşlarımızda, bizim için peygamber ocağı olan Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrendik. Selam verme selam alma işi öyle basit bir mevzu değildir. Verenin de alanın da kişiliğini, mertliğini, ağırlığını ve hatta asaletini yansıtır. Hele ki üst düzey makamlara, yüksek huzura çıkıyorsanız. E peki biz ne yapıyoruz burada? Affedersiniz ama ahıra girmiyoruz. Bizim için en üst makam olan, tüm varlığımızı fedaya hazır olduğumuz, Türk Milleti’nin huzuruna çıkıyoruz. Başka hiçbir şeye eğmeyeceğimiz başımızı da mensubu olmaktan gurur duyduğumuz, Asil Türk Milleti önünde eğiyoruz. Bu asil millet, kendisine verdiğimiz bu asil selamı, yine aynı asaletle almaya başlayana kadar da bu şekilde devam edeceğiz.   YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ, VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ. İzlemek için