Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt: Tarih Bu Kez Yeniden Yazılacak!

POLİTİKA 14.01.2023 - 00:00, Güncelleme: 14.01.2023 - 00:00 9792+ kez okundu.
 

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt: Tarih Bu Kez Yeniden Yazılacak!

Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt gündemle ilgili bir açıklama yaptı. Kısa bir süre sonra yapılacak seçimlerin önemini vurgularken; özellikle Türklük üzerinden üretilen siyasi polemikleri dikkatle izlediklerinin altını çizdi. Bu doğrultuda iktidara ve muhalefet liderlerine net mesajlar verdi. 

Yener Bozkurt açıklamasında şu ifadelere yer verdi:     Asil Türk Milleti... Mensubu olmaktan gurur duyduğum milletimi her zamanki gibi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Malumunuz 2023’e yani cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını şekillendirecek sürece girdik ve önümüzdeki birkaç ayın sonunda Cumhuriyet tarihimizin ikinci yüzyılının ilk seçimleri gerçekleştirilecek. Gönül bu seçimlerde, birbirinden değerli kişi ve partiler arasından doğruyu seçerken zorlanmayı arzu etse de gerçeklerin pembe hayallerimizin çok uzağında olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Türk siyasetinin, finans ve medya gücünü elinde tutan, devlet imkanlarıyla lehte ve aleyhte yaptırım uygulayan ana akım partilerince parsellendiği bir ortamda, “biz de varız” desek de sesimizi duyurmanın ne kadar zor olduğunun farkındayız. Buna rağmen, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kurulan ve siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı kazanan bağımsızlık partisi olarak, devlet ve milletimizin bekaası adına yorulmaksızın mücadeleye devam edeceğimize söz veriyoruz. Bu çerçevede muhatabımız olan siyasi parti ve liderlerine yönelik eleştirilerimizi de korkmadan şu şekilde sıralıyoruz. Sn. Cumhurbaşkanı. Yüz yıllık cumhuriyetimizin, ilki Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından taçlandırılan, cumhur reisleri zincirinin onikinci halkası oldunuz ve cumhuriyet tarihimizin son 21 yılında iktidarınızı kesintisiz biçimde korumak suretiyle büyük bir siyasi başarıya imza attınız. Asil Türk Milleti’nin başta dini hassasiyetler olmak üzere en zayıf noktalarını öne alan akılcı politikalarınız sayesinde şahsınız ve partiniz adeta “yenilmez armada” konumuna ulaştınız. Temsilcisi olduğunuz siyasal islam modeli altında ve giderek artan güç zehirlenmesi paralelinde, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletinin iç dinamikleriyle oynamaya, ülkemizin geleceğine ilişkin gönlünüzdeki nihai hedef her ne ise, o doğrultuda dizayn çalışmalarına başladınız. Bu asil milletin, halen başında olduğunuz makama duyduğu saygıdan kaynaklanan suskunluğunu yanlış anlamış olmalısınız ki, bizler sustukça siz dozunuzu arttırıp, Türklük bilincimizi hiçe sayan söylemlerinizi zirveye taşıdınız. Ümmet, çözüm süreci, suriyeli kardeşlerimiz, iki tane ayyaş, bop eşbaşkanlığı gibi, Türk Milletinin hiç de alışkın olmadığı terimleri gözümüzün içine baka baka zihnimize kazıdınız. Devlet kurumlarının tabelalarından türkiye cumhuriyeti ibaresini çıkarttınız, cumhuriyetimizi bizden sonra koruyacak olan evlatlarımızın dimağından türklük andını sildiniz, siyasal islam dayatması altında kökümüz ve türklüğümüzü unutturup müslümanlığımızı araplaştırmaya çalıştınız. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan bir iktidar olduğunuzu dile getirerek her türlü milliyetçiliği ayaklar altına bir iktidar olduğunuzu belirttiniz Sn. Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı olarak sizden,yüreği bu vatan için çarpan türk milliyetçiliğini değil de, bu vatanı ve Türk Milletini hedef alan milliyetçi akımları çiğnemenizi beklerdik. Sn. Cumhurbaşkanı Reisi olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Milliyetçiliğinin ana unsur olduğu altı temel yapı taşı üzerine kurulduğunu hatırlatmak isteriz. Bu taşlarından herhangi birini çekmeye, yerinden oynatmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Türk milliyetçiliği, sınırları hayal edilemeyecek yücelikte bir değer olup kim ne derse desingök kubbe var olduğu sürece ışıltısını her geçen gün arttırmaya ve ilelebet payidar kalmaya devam edecektir. Sn. Bahçeli. Önderi olduğunuz ve bu ülkede milyonlarca sevdalısı bulunan ülkücü ve milliyetçi hareket, ittifakınızın diğer paydaşı tarafından ayaklar altına alınıyor farkında mısınız? Sesinizini çıkarmadığınız bu yaklaşım, 12 eylül öncesinde, devlet ve millet adına can verdiğini düşünen yüzlerce ülkücünün hatırasına karşı en hafif deyimle saygısızlık değil mi sizce? Kızıl elmaya inanmış, türklüğüyle gurur duyan, milliyetçi harekete gönül vermiş yüzbinlerce ülkücü, tasvip etmedikleri politikalarınız nedeniyle partinize ve hareketinize küsmüş, kabuğuna çekilmiş durumda biliyor muydunuz? Ülkücü denildiği zaman artık bu ülke insanlarının aklına, milli hedefleri bireysel ranta çevirmiş, kanun kural tanımayan, vuran, kıran, döken bir güruh geliyor haberiniz var mı? Ülkücü hareketin “lider/teşkilat/doktrin” şiarı,  daha iyiyi, daha doğruyu, daha güzeli amaçlayan girişimlere kat’a kapalı mıdır? Bu doğrultuda yeni bir fikri olan, davaya katkı amacıyla el kaldıran, söz isteyen, bu densizliğini canıyla mı öder? Sebebi ne olursa olsun kendi öz evladına kıyacak kadar sağ duyudan uzaklaşmış, gözünü kin bürümüş bir töre ne yaradanın ne insanlığın ne Türklüğün ne de Türk milliyetçiliğinin töresi olamaz. Türk milliyetçiliği ne şahsınızın ne de partinizin tekelinde değildir. Bu topraklarda yaşayan her türk evladı mhp üyesi olsun olmasın, kızıl elmaya inanma bu doğrultuda söz söyleme hakkına sahiptir. Sn. Kılıçdaroğlu. Atatürk tarafından 1923’de kurulan ve cumhuriyet tarihimizin ilk siyasi partisi olan chp’nin 100 ncü yılındaki liderisiniz.aradan geçen yüzyıl boyunca köprünün altından çok sular aksa da cumhuriyet ve atatürk sevdalısı milyonlarca seçmeniniz bağırlarına taş basarak lideri olduğunuz cumhuriyet halk partisi’ne destek vermeye devam ediyor. 2014’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine koskoca partinizin onca liyakatli kadroları arasında tek bir aday yokmuş gibi islamcı çizgide olan ekmeleddin ihsanoğlu’nu chp adına aday gösterdiğinizde hiç itiraz etmediler mesela. Bu dayatmaya razı olmadığı için oy kullanmak istemeyen seçmene verdiğiniz “tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” ayarınızı da sineye çekip sustular mesela. 2018 seçimleri öncesinde, sol ideolojiye gönül vermiş seçmenin oyuyla meclis’e giren milletvekillerinizden on beşini, ana rakibiniz olan sağ bir partiye göndermenize, aslına bakarsanız aile işletmesinin kasasından kimseye haber vermeden yürütme girişiminize de göz yumdular mesela. Halen başını çektiğiniz altılı masanın hazırladığı anayasa değişikliği mutabakat metnine, yerel özerklik, Türkiye yurttaşlığı, etnik kimlik, kültürlerin güçlendirilmesi gibi tehlikeli terimleri kurnazca yerleştirmeye çalıştığınızı da görüp yine de susuyorlar mesela. Ama bakın sn. Kılıçdaroğlu benden söylemesi. Chp’lilik ruhunu pervasızca parçalayan girişimlerinize karşı Cumhuriyet Halk Partisi seçmen ve tabanının bu kadar sessiz kalması hiç de hayra alamet değil haberiniz olsun. Sn. Akşener. Türkiye cumhuriyeti’nin ilk kadın içişleri bakanı olarak tarihe geçtiniz ne mutlu size. Her ne kadar gerçek çizginizi yakalamak adına doğruyol partisi, milliyetçi hareket partisi ve iyi parti gibi farklı adreslerde oyalansanız da gönül verdiğiniz sağ ideolojiden hiç ayrılmadınız bu noktada hakkınızı vermek gerekir. Bugün ise partinizin de mensubu olduğu ittifak tarafından gerçekleştirilecek parlamenter sisteme dönüş süreci sonrasında başbakanlığa aday olduğunuzu belirtiyor, Başbakan olduktan sonra da ilk icraat olarak kürtleri karşınıza alıp “ne istiyorsun kardeşim” diye soracağınızı söylüyorsunuz. Tamam da meral hanım siz iyilik perisi misiniz? Bu ülkenin onyıllardır kapanmayan yaralarını sihirli bir değnekle bir anda iyileştirebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Diyelimki sordunuz ve “ayrı bir devlet istiyorum, federasyon istiyorum, ana dilde eğitim istiyorum” yanıtını aldınız. E bu noktadan sonra nasıl ilerleyecek iyi niyetli girişiminiz? Hadi bir şekilde bir uzlaşı yakaladınız diyelim. Kürdün arkasından alevisi, lazı, çerkezi, romanı da kapınıza dayandığında ne yapacaksınız? Şunun altını bir kere net biçimde çizelim. Etnik kökeni ne olursa olsun misak-ı milli sınırlarımız içerisinde yaşayan yurttaşlarımıza Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, al sancağımız ve İstiklal Marşımız dışında verebileceğimiz hiçbir ödün olamaz. Bunun alternatifi bulunmayan yegâne çözüm olduğunu göremeyenlerin sadece vakitlerini boşa harcamış olurlar. Sn. Davutoğlu. Bu ülkeye bıkmadan usanmadan hizmet aşkınız gözlerimizi yaşartıyor. Sizi dinlerken, 1923’den bu yana misak-ı milli sınırlarımız dışındaki yegâne türk toprağı olan Süleyman Şah türbesini, bir avuç çapulcunun tehdidi üzerine bulunduğu yerden taşıma kararına, yani savaşçı tarih ve kültürümüzdeki en büyük utanca imza atan türk yöneticisi olarak tarihe geçtiğinizi unutası geliyor insanın.  Ama bu kaçışı muhteşem bir askeri operasyon olarak yutturma çabanızını bir türlü unutamıyoruz Dönemin başbakanı olarak, damarlarınızdaki asil türk kanı, tüm siyasi kariyeriniz pahasına, canınız pahasına bu rezilliğe dur demeye yetmedi sanırız. Siz o gün Türklüğümüzün nişanesi olan cesaret ve yürekliliği gösterebilmiş olsaydınız, Süleyman Şah türbesini bulunduğu yerde korumaya and içmiş yüzbinlerce Türk evladı o gün de bugün de sizin yanınızda ve arkanızda olurdu. İşte bu yüzden sn. Davutoğlu şimdi lütfen efendice köşenize çekilin ve vatan toprağı sözkonusu olduğunda gözünü kırpmadan gereğini yapacak olan Türk evlatlarının başarısı için dua edin. Bu liste böyle uzar gider gitmesine de bir yerde sadede gelmek zorundayız. Bakın buradan ilgili ilgisiz herkese haykırıyoruz. Bu vatan lisan ve ırk esasları üzerine değil devlet ve tarih esasları üzerine kurulmuş bir vatandır. Bu vatan falanca lisanların konuşulduğu bir yer değil tarihden gelen töresi, kültürü ve milli motifi olan uğruna kan dökülmüş bir yurttur. Bu yurdun insanları da falanca lisanı konuşan azınlıklar değil devleti, milleti ve bayrağıyla gurur duyan türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Anadolu topraklarının en önemli zenginliği Türklüktür. Türkü ve Türk medeniyetini tarihe gömmeye and içmiş soysuzların savaşarak kazanamadıkları bu hedefe “Türksüzleştirme” adı verilen sinsi ve hain bir planla adım adım yaklaşmakta olduklarını gayet iyi görüyoruz. Mezhepçi ve mikromilliyetçi siyasetler, sözde demokratik açılımlar, sözde çözüm süreçleri gibi ayak oyunlarıyla yıllardır türk milletine dayatılmaya çalışıldığı bu plan şimdi de yeni anayasa taslağı, mutabakat metni gibi ihanet girişimleriyle sürdürülüyor. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini, üniter ulus yapımızı, laik hukuk devletimizi hedef alan saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Cumhuriyet ve Türk Milletinin bekasını hedef alan Türksüzleştirme politikarını uygulayarak gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar size sesleniyoruz. Şunu iyi bilinki Tarih bu kez tekerrür etmeyecek Tarih bu kez yeniden yazılacak O gün gelip gökyüzü kızıla boyandığında Sadece Türk'ün değil Türk'e kut veren Yaradanın gazabı da üzerinizde olacak! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Var olsun Türk Milleti! Yener BozkurtBağımsızlık Partisi Genel Başkanı    
Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı Yener Bozkurt gündemle ilgili bir açıklama yaptı. Kısa bir süre sonra yapılacak seçimlerin önemini vurgularken; özellikle Türklük üzerinden üretilen siyasi polemikleri dikkatle izlediklerinin altını çizdi. Bu doğrultuda iktidara ve muhalefet liderlerine net mesajlar verdi. 

Yener Bozkurt açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

BAP

 

 



Asil Türk Milleti...

Mensubu olmaktan gurur duyduğum milletimi her zamanki gibi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Malumunuz 2023’e yani cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını şekillendirecek sürece girdik ve önümüzdeki birkaç ayın sonunda Cumhuriyet tarihimizin ikinci yüzyılının ilk seçimleri gerçekleştirilecek.

Gönül bu seçimlerde, birbirinden değerli kişi ve partiler arasından doğruyu seçerken zorlanmayı arzu etse de gerçeklerin pembe hayallerimizin çok uzağında olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Türk siyasetinin, finans ve medya gücünü elinde tutan, devlet imkanlarıyla lehte ve aleyhte yaptırım uygulayan ana akım partilerince parsellendiği bir ortamda, “biz de varız” desek de sesimizi duyurmanın ne kadar zor olduğunun farkındayız.

Buna rağmen, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kurulan ve siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı kazanan bağımsızlık partisi olarak, devlet ve milletimizin bekaası adına yorulmaksızın mücadeleye devam edeceğimize söz veriyoruz.

Bu çerçevede muhatabımız olan siyasi parti ve liderlerine yönelik eleştirilerimizi de korkmadan şu şekilde sıralıyoruz.

Sn. Cumhurbaşkanı.

Yüz yıllık cumhuriyetimizin, ilki Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından taçlandırılan, cumhur reisleri zincirinin onikinci halkası oldunuz ve cumhuriyet tarihimizin son 21 yılında iktidarınızı kesintisiz biçimde korumak suretiyle büyük bir siyasi başarıya imza attınız.

Asil Türk Milleti’nin başta dini hassasiyetler olmak üzere en zayıf noktalarını öne alan akılcı politikalarınız sayesinde şahsınız ve partiniz adeta “yenilmez armada” konumuna ulaştınız. Temsilcisi olduğunuz siyasal islam modeli altında ve giderek artan güç zehirlenmesi paralelinde,

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletinin iç dinamikleriyle oynamaya, ülkemizin geleceğine ilişkin gönlünüzdeki nihai hedef her ne ise, o doğrultuda dizayn çalışmalarına başladınız.

Bu asil milletin, halen başında olduğunuz makama duyduğu saygıdan kaynaklanan suskunluğunu yanlış anlamış olmalısınız ki, bizler sustukça siz dozunuzu arttırıp, Türklük bilincimizi hiçe sayan söylemlerinizi zirveye taşıdınız.

Ümmet, çözüm süreci, suriyeli kardeşlerimiz, iki tane ayyaş, bop eşbaşkanlığı gibi, Türk Milletinin hiç de alışkın olmadığı terimleri gözümüzün içine baka baka zihnimize kazıdınız.

Devlet kurumlarının tabelalarından türkiye cumhuriyeti ibaresini çıkarttınız, cumhuriyetimizi bizden sonra koruyacak olan evlatlarımızın dimağından türklük andını sildiniz, siyasal islam dayatması altında kökümüz ve türklüğümüzü unutturup müslümanlığımızı araplaştırmaya çalıştınız.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan bir iktidar olduğunuzu dile getirerek her türlü milliyetçiliği ayaklar altına bir iktidar olduğunuzu belirttiniz

Sn. Erdoğan

Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı olarak sizden,yüreği bu vatan için çarpan türk milliyetçiliğini değil de, bu vatanı ve Türk Milletini hedef alan milliyetçi akımları çiğnemenizi beklerdik.

Sn. Cumhurbaşkanı

Reisi olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Milliyetçiliğinin ana unsur olduğu altı temel yapı taşı üzerine kurulduğunu hatırlatmak isteriz. Bu taşlarından herhangi birini çekmeye, yerinden oynatmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.

Türk milliyetçiliği, sınırları hayal edilemeyecek yücelikte bir değer olup kim ne derse desingök kubbe var olduğu sürece ışıltısını her geçen gün arttırmaya ve ilelebet payidar kalmaya devam edecektir.

Sn. Bahçeli.

Önderi olduğunuz ve bu ülkede milyonlarca sevdalısı bulunan ülkücü ve milliyetçi hareket, ittifakınızın diğer paydaşı tarafından ayaklar altına alınıyor farkında mısınız?

Sesinizini çıkarmadığınız bu yaklaşım, 12 eylül öncesinde, devlet ve millet adına can verdiğini düşünen yüzlerce ülkücünün hatırasına karşı en hafif deyimle saygısızlık değil mi sizce?

Kızıl elmaya inanmış, türklüğüyle gurur duyan, milliyetçi harekete gönül vermiş yüzbinlerce ülkücü, tasvip etmedikleri politikalarınız nedeniyle partinize ve hareketinize küsmüş, kabuğuna çekilmiş durumda biliyor muydunuz?

Ülkücü denildiği zaman artık bu ülke insanlarının aklına, milli hedefleri bireysel ranta çevirmiş, kanun kural tanımayan, vuran, kıran, döken bir güruh geliyor haberiniz var mı?

Ülkücü hareketin “lider/teşkilat/doktrin” şiarı,  daha iyiyi, daha doğruyu, daha güzeli amaçlayan girişimlere kat’a kapalı mıdır?

Bu doğrultuda yeni bir fikri olan, davaya katkı amacıyla el kaldıran, söz isteyen, bu densizliğini canıyla mı öder?

Sebebi ne olursa olsun kendi öz evladına kıyacak kadar sağ duyudan uzaklaşmış, gözünü kin bürümüş bir töre ne yaradanın ne insanlığın ne Türklüğün ne de Türk milliyetçiliğinin töresi olamaz.

Türk milliyetçiliği ne şahsınızın ne de partinizin tekelinde değildir.

Bu topraklarda yaşayan her türk evladı mhp üyesi olsun olmasın, kızıl elmaya inanma bu doğrultuda söz söyleme hakkına sahiptir.

Sn. Kılıçdaroğlu.

Atatürk tarafından 1923’de kurulan ve cumhuriyet tarihimizin ilk siyasi partisi olan chp’nin 100 ncü yılındaki liderisiniz.aradan geçen yüzyıl boyunca köprünün altından çok sular aksa da cumhuriyet ve atatürk sevdalısı milyonlarca seçmeniniz bağırlarına taş basarak lideri olduğunuz cumhuriyet halk partisi’ne destek vermeye devam ediyor.

2014’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine koskoca partinizin onca liyakatli kadroları arasında tek bir aday yokmuş gibi islamcı çizgide olan ekmeleddin ihsanoğlu’nu chp adına aday gösterdiğinizde hiç itiraz etmediler mesela.

Bu dayatmaya razı olmadığı için oy kullanmak istemeyen seçmene verdiğiniz “tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” ayarınızı da sineye çekip sustular mesela.

2018 seçimleri öncesinde, sol ideolojiye gönül vermiş seçmenin oyuyla meclis’e giren milletvekillerinizden on beşini, ana rakibiniz olan sağ bir partiye göndermenize, aslına bakarsanız aile işletmesinin kasasından kimseye haber vermeden yürütme girişiminize de göz yumdular mesela.

Halen başını çektiğiniz altılı masanın hazırladığı anayasa değişikliği mutabakat metnine, yerel özerklik, Türkiye yurttaşlığı, etnik kimlik, kültürlerin güçlendirilmesi gibi tehlikeli terimleri kurnazca yerleştirmeye çalıştığınızı da görüp yine de susuyorlar mesela.

Ama bakın sn. Kılıçdaroğlu benden söylemesi.

Chp’lilik ruhunu pervasızca parçalayan girişimlerinize karşı Cumhuriyet Halk Partisi seçmen ve tabanının bu kadar sessiz kalması hiç de hayra alamet değil haberiniz olsun.

Sn. Akşener.

Türkiye cumhuriyeti’nin ilk kadın içişleri bakanı olarak tarihe geçtiniz ne mutlu size.

Her ne kadar gerçek çizginizi yakalamak adına doğruyol partisi, milliyetçi hareket partisi ve iyi parti gibi farklı adreslerde oyalansanız da gönül verdiğiniz sağ ideolojiden hiç ayrılmadınız bu noktada hakkınızı vermek gerekir.

Bugün ise partinizin de mensubu olduğu ittifak tarafından gerçekleştirilecek parlamenter sisteme dönüş süreci sonrasında başbakanlığa aday olduğunuzu belirtiyor,

Başbakan olduktan sonra da ilk icraat olarak kürtleri karşınıza alıp “ne istiyorsun kardeşim” diye soracağınızı söylüyorsunuz.

Tamam da meral hanım siz iyilik perisi misiniz? Bu ülkenin onyıllardır kapanmayan yaralarını sihirli bir değnekle bir anda iyileştirebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Diyelimki sordunuz ve “ayrı bir devlet istiyorum, federasyon istiyorum, ana dilde eğitim istiyorum” yanıtını aldınız. E bu noktadan sonra nasıl ilerleyecek iyi niyetli girişiminiz?

Hadi bir şekilde bir uzlaşı yakaladınız diyelim. Kürdün arkasından alevisi, lazı, çerkezi, romanı da kapınıza dayandığında ne yapacaksınız?

Şunun altını bir kere net biçimde çizelim.

Etnik kökeni ne olursa olsun misak-ı milli sınırlarımız içerisinde yaşayan yurttaşlarımıza Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, al sancağımız ve İstiklal Marşımız dışında verebileceğimiz hiçbir ödün olamaz.

Bunun alternatifi bulunmayan yegâne çözüm olduğunu göremeyenlerin sadece vakitlerini boşa harcamış olurlar.

Sn. Davutoğlu.

Bu ülkeye bıkmadan usanmadan hizmet aşkınız gözlerimizi yaşartıyor.

Sizi dinlerken, 1923’den bu yana misak-ı milli sınırlarımız dışındaki yegâne türk toprağı olan Süleyman Şah türbesini, bir avuç çapulcunun tehdidi üzerine bulunduğu yerden taşıma kararına, yani savaşçı tarih ve kültürümüzdeki en büyük utanca imza atan türk yöneticisi olarak tarihe geçtiğinizi unutası geliyor insanın. 

Ama bu kaçışı muhteşem bir askeri operasyon olarak yutturma çabanızını bir türlü unutamıyoruz

Dönemin başbakanı olarak, damarlarınızdaki asil türk kanı, tüm siyasi kariyeriniz pahasına, canınız pahasına bu rezilliğe dur demeye yetmedi sanırız.

Siz o gün Türklüğümüzün nişanesi olan cesaret ve yürekliliği gösterebilmiş olsaydınız, Süleyman Şah türbesini bulunduğu yerde korumaya and içmiş yüzbinlerce Türk evladı o gün de bugün de sizin yanınızda ve arkanızda olurdu.

İşte bu yüzden sn. Davutoğlu şimdi lütfen efendice köşenize çekilin ve vatan toprağı sözkonusu olduğunda gözünü kırpmadan gereğini yapacak olan Türk evlatlarının başarısı için dua edin.

Bu liste böyle uzar gider gitmesine de bir yerde sadede gelmek zorundayız.

Bakın buradan ilgili ilgisiz herkese haykırıyoruz.

Bu vatan lisan ve ırk esasları üzerine değil devlet ve tarih esasları üzerine kurulmuş bir vatandır.

Bu vatan falanca lisanların konuşulduğu bir yer değil tarihden gelen töresi, kültürü ve milli motifi olan uğruna kan dökülmüş bir yurttur.

Bu yurdun insanları da falanca lisanı konuşan azınlıklar değil devleti, milleti ve bayrağıyla gurur duyan türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır.

Anadolu topraklarının en önemli zenginliği Türklüktür.

Türkü ve Türk medeniyetini tarihe gömmeye and içmiş soysuzların savaşarak kazanamadıkları bu hedefe “Türksüzleştirme” adı verilen sinsi ve hain bir planla adım adım yaklaşmakta olduklarını gayet iyi görüyoruz.

Mezhepçi ve mikromilliyetçi siyasetler, sözde demokratik açılımlar, sözde çözüm süreçleri gibi ayak oyunlarıyla yıllardır türk milletine dayatılmaya çalışıldığı bu plan şimdi de yeni anayasa taslağı, mutabakat metni gibi ihanet girişimleriyle sürdürülüyor.

Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini, üniter ulus yapımızı, laik hukuk devletimizi hedef alan saldırıların ardı arkası kesilmiyor.

Cumhuriyet ve Türk Milletinin bekasını hedef alan Türksüzleştirme politikarını uygulayarak gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar size sesleniyoruz.

Şunu iyi bilinki

Tarih bu kez tekerrür etmeyecek

Tarih bu kez yeniden yazılacak

O gün gelip gökyüzü kızıla boyandığında

Sadece Türk'ün değil Türk'e kut veren Yaradanın gazabı da üzerinizde olacak!

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti

Var olsun Türk Milleti!

Yener Bozkurt
Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı

Haber Detay Altı LOGO

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.