HATAY’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...

ÖZEL HABER 27.04.2023 - 21:27, Güncelleme: 27.04.2023 - 21:27 10834+ kez okundu.
 

HATAY’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...

14-15 Nisan 2023 tarihlerinde Hatay’a giden Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platform mensupları yerinde gözlemler, görüşmeler ve tespitlerini basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdular.

 Ankara Mülkiyeliler Birliği toplantı salonunda bir basın açıklamasında bulundular. Açıklamada genel durum değerlendirmesi, barınma, sağlık, eğitim ve istihdam sorunlarına yer verilerek geleceğe yönelik önerilere de yer verildi. Basın açıklamasına “Yüreklere Dokunan Anekdotlar” başlığıyla hazırlanan ve ziyarette katılan üyelerin her birinin kaleme aldığı anekdotlar ek yapıldı. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarına sunulmak üzere hazırlanan geniş kapsamlı rapor da kamuoyu ile paylaşıldı.   BASIN AÇIKLAMASI Hatay, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki büyük depremden en çok etkilenen illerimizden biridir. Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bu güzide ilimizde neredeyse oturacak  bina kalmamış, önemli sayıda bir nüfus göç etmiş, Antakya başta olmak üzere ziyaret ettiğimiz İskenderun, Arsuz, Samandağ ve Defne ilçelerinde kalanlar elverişsiz koşullarda yaşam mücadelesini sürdürmektedirler. Deprem sonrası çeşitli demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları ve benzeri yapıların oluşturdukları sinerji büyük bir dayanışma köprüsüne dönüşmüştür. Bu köprü depremin kritik saatlerinde arama kurtarma, devamında yaraları sarma, ihtiyaçları giderme ve her türlü sosyal, psikolojik destek sunma şeklinde devam etmiştir. Süreç deprem bölgesindeki halkın da insancıl köprü mensuplarıyla bütünleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bölge halkı ‘kader’ dayatmasının ötesine geçip demokratik kitle örgütleri ile el ele vererek geleceğine sahip çıkmıştır. Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu da bu amaçla oluşmuş bir dayanışma köprüsüdür. Deprem sonrası platformumuz tarafından çok sayıda etkinlik düzenlemiş, elde edilen gelirler depremzedelere ulaştırılmıştır. Yaşadığımız illere gelen depremzedelerin eğitim, sağlık ve barınma ihtiyaçlarına destek olunmuştur. Nihayet Hatay’a bir ekiple gitme kararı alınmış ve ziyaret tarihleri 14-15 Nisan olarak belirlenmiştir. Yolculuğumuz 13 Nisan Perşembe gecesi saat 23.00’te Ankara Kızılay’dan başladı. Ziyaret güzergahımız: İskenderun, Arsuz, Samandağ, Defne, Antakya olarak belirlendi. Ziyaret programımızda yer alan Antakya Köprübaşı’nda basın açıklaması ve Hatay Defne’de Ali İsmail Korkmaz Koordinasyon Merkezi’nde çadır kütüphanesi açma faaliyetlerimiz gerçekleştirildi. Genel Durum: Depremin üzerinden üç aya yakın zaman geçmesine rağmen, halen halkın temel ihtiyaçlarının karşılanamadığı; tuvalet, banyo, temiz su, elektrik, ulaşım ve benzeri ihtiyaçlar konusunda ciddi eksikliklerin olduğu görülmüştür. Normal yaşama dönüş adımlarında geç kalınmış, eğitim, sağlık ve benzeri kamu hizmetleri sunulamamış, bu hizmetlerin gönüllülük esasına göre yürütüldüğü gözlenmiştir. Bu genel tabloda barınma, sağlık, eğitim ve kültür, istihdam sorunları aşağıda belirtildiği gibidir. Barınma Sorunları: Halen çadıra ulaşamayan depremzedeler bulunmaktadır. 2. Çadırlarda yer yataklarında yatılmaktadır. 3. Çadırlarda bulunan eşyalar yaşamı kolaylaştıracak düzeyin çok altındadır. Bir ailenin temel ihtiyaçları olan: tabak, tencere, kaşık, çatal gibi eşyaların olmadığı görülmüştür. 4. Konteyner beklentisi üst düzeydedir. 5. Çadır kentler güvenlik önleminden yoksundur. Sağlık Sorunları: 1. Çadırlarda sağlıklı yaşam koşulları elverişsizdir. Temizlik ve hijyen malzemeleri yetersizdir. Çadır kentlerin ilaçlanması yok denecek kadar azdır. 2. Çadırlarda yaşayan kronik hastalar, yaşlılar, bakıma muhtaç yurttaşlar elverişsiz koşullarda yaşamlarını sürdürmektedir. Halk, sağlık taramasından geçirilmemiş olup psiko-sosyal destekler son derece yetersizdir. 3. Gönüllü kuruluşlar ihtiyaç duydukları malzemelere erişimde güçlük çekmektedirler. 4. Yıkılan veya yıkılmak üzere olan konutlardan yayılan kanalizasyon sızıntıları yaşamı tehdit etmektedir. 5. Kuyu suyu kullanan depremzedeler söz konusu olup, her türlü sızıntıya açık kuyu suları halk sağlığını tehdit etmektedir. 6. Enkaz kaldırma çalışmaları dolayısıyla toz kaldırmama konusunda gerekli önlemler alınmamış, asbest oluşumuna sebebiyet verilmiştir. 7. 126 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Antakya’nın sit alanının “riskli alan” ilan edilmesi asbestli enkazın yerleşim birimlerine yakın yerlere, özellikle Samandağ’ın kuş cenneti ‘Milleyha’nın dibine dökülmesi kentin tarihi, kültürel, toplumsal dokusunu zedelemekte, cennet doğasını zehirlemektedir. Eğitim ve Kültür 1. Deprem bölgesinde eğitim kendi kaderine terk edilmiş durumdadır. Ebeveynler çocuklarının geleceği ile ilgili derin endişe içerisindedirler. 2. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bazı okulları açmıştır ancak okul binalarının yıkılma riski velilerin çocuklarını okullara göndermeme sonucunu doğurmaktadır. Öğrencilerin çok az bir kısmı güvenli olmayan okullarda ya da okul bahçelerindeki çadırlarda, gönüllü öğretmenlerle zor şartlarda eğitimlerine devam etmektedirler. 3. Çadır alanlarında eğitim adına plansız, programsız çalışmaların yapıldığı gözlenmiştir. 4. Şehir içi ulaşım olmadığından yoksun öğrenci ve öğretmenler okullara erişimlerinde zorluk yaşanmaktadırlar. 5. Depremde ebeveynlerini kaybeden ve kimsesiz kalan çocukların kamunun güvencesine alınarak her türlü ihtiyaçlarının karşılanması, bu çocukların tarikat, cemaatlerden ve diğer art niyetli oluşumlardan korunması sağlanmalıdır. 6. Bu olumsuz koşullarda 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencileri üst öğrenime geçiş sınavlarına hazırlanırken derin bir gelecek kaygısı yaşamaktadırlar. İstihdam: 1. ‘’Biz gitmedik ki geri dönelim.’’; diyerek yıkıntılar arasından yeni bir yaşam kurma mücadelesi veren halk, esnaf ve iş insanları çaresizlik içindedirler. 2. Enkaza dönen kentte çok sayıda yurttaş işini, esnaf ve iş insanı ekmek teknesini kaybetmiş bu durum başka şehirlere göçü hızlandırmıştır. Sonuç ve Geleceğe Yönelik Önerileri: 1. Acilen depremden etkilenen kentlerde bütün sorunların görüşülebileceği, alan uzmanlarından (arkeolog, jeolog, psikolog, sosyolog, sağlıkçılar, şehir plancıları, mimar, mühendis, eğitimci vb.) ve sorunun paydaşlarından oluşacak kurullar oluşturulmalıdır. İhtiyaçların giderilmesi, sorunların çözümü ve kentlerin yeniden inşası konusunda bu kurulların görüş ve önerileri doğrultusunda planlamalar yapılmalıdır. 2. Yardımların planlı ve kayıtlı yapılması sağlanmalıdır. Bunun için ihtiyaçların tespiti, tedariki ve ihtiyaç sahiplerine iletilmesi öncelenmelidir. İhtiyaç dışı malzemelerin rastgele dağıtımı kentlerin kullanılmayan malzeme mezarlığına dönüşmesi gibi önemli bir sorunu gündeme taşımaktadır. 3. Alanda görev yapan gönüllü kuruluşlar desteklenmelidir. Devlet-sivil toplum dayanışması ile yerinde, zamanında, etkili çözümler üretilmelidir. 4. Şehir içi ulaşım konusunda ivedilikle çözüm üretilmelidir. 5. Önümüzdeki kış ayına kadar konteyner kentlerin oluşturulması öncelenmelidir. 6. Çadırlarda her türlü haşere, yılan, çıyan, akrep ve benzeri tehditlere karşı düzenli ilaçlama yapılmalıdır ve çadır kentler etrafında güvenlik önlemleri acilen alınmalıdır. 7. Tüm depremzedelere, toplumsal fayda gözetilerek yapılmış, sağlam zeminli dayanıklı yapıda ve sağlıklı bir çevrede yaşama olanağı sunulmalıdır. Ranta dayalı çarpık yapılaşmaya göz yuman, denetimleri gereği gibi yapmayan tüm resmi ve sivil sorumlular araştırılmalı ve hukuk önünde kendilerinden hesap sorulmalıdır. 8. Çadırlarda yaşamakta olan kronik hastalar, yaşlılar ve bakıma muhtaç olanlar korumaya alınmalı, depremzedelerin tamamının sağlık taraması yapılmalıdır. 9. Deprem sırasında, sonrasında ortaya çıkan travmaların, olumsuzlukların üstesinden gelinebilmesi için açılan psiko-sosyal destek ünitelerinin ve bu ünitelerde görev yapan psikolog, psikiyatrist sayısı artırılmalıdır. 10. Sağlıklı içme suyu sorunu acilen çözülmelidir. 11. Yıkılan ve yıkılmayı bekleyen konutlardan yayılan kanalizasyon sızıntıları konusunda acil önlem alınmalıdır. 12. Tuvalet, banyo ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için yeterli düzeyde tuvalet ve duş olanakları oluşturulmalıdır. Sıcak su sorunu acilen çözülmelidir. 13. Kuyu suyu kullanımı konusunda gerekli tedbirler alınmalı. Kullanılan suların analizleri düzenli aralıklarla mutlaka yapılmalıdır. 14. Deprem bölgesi çocuklarının normal hayata dönmelerinin en önemli adımı, eğitime başlanması ve eğitime erişimin sağlanmasıdır. Dolayısıyla eğitime başlanabilmesi için çalışmaları acilen yapılması öğrenci ve öğretmenlerin ihtiyaçlarının giderilmesi şarttır. 15. Bölgede hizmet sunmakla görevlendirilen (eğitimci, sağlıkçı, güvenlik mensubu vb)’ görev alanlarına yakın konteynerlerde barınmaları ve her türlü ihtiyaçlarının karşılanması sağlanmalıdır. 16. 8. ve 12. Sınıf öğrencilerinin sınavlardan muaf tutularak, oluşturulacak kriterler doğrultusunda üst öğrenime yerleştirilmeleri sağlanmalıdır. MEB bu konuda bir an önce açıklama yapmalı, travma yaşayan öğrenci ve ailelerini endişelerini gidermelidir. 17. Televizyonu, interneti olan sosyal alanlar oluşturulmalıdır. Bunun ilk adımı platformumuz tarafından atılmış ve Antakya’da depremde kaybettiğimiz eğitim emekçileri İlkay Efe ve Alaattin Keleş adına çadır kütüphane açılmıştır. Yine depremde kaybettiğimiz müzik emekçileri Nihat Şahutoğlu ve Beyazıt Bilgin adına müzik atölyesi (Samandağ) ile basın emekçileri Ayşe Figen-Haluk Arlı adına iletişim bürosu (İskenderun) açılmasını hedeflemekteyiz. 18. Tarihsel mekanlarıyla farklı inanç ve kültürlerin bir arada kardeşçe yaşamasının somut örneklerinden birisini sunan Hatay’ın bu özelliği korunmalı, inançsal ve kültürel yapılar aslına uygun olarak yeniden yapılmalıdır. Deprem sonrası başka illere göçen yurttaşların “Biz Gitmedik ki Geri Dönelim!” diyerek Hatay da kalan yurttaşlarla bir araya getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı, şehrin kültür, inanç ve demografik yapısını bozacak girişimlere izin verilmemelidir. 19. Depremde işini kaybeden esnafa ve iş insanlarına destek sağlanarak kentin normal yaşama dönmesi hızlandırılmalıdır. Bu durum işinden uzak kalanların işine dönmesini sağlayacak, dolayısıyla başka illere göç edenlerin geriye dönüşlerini hızlanacaktır. Platformumuz tarafından yerinde saptanan sorunlar, önerilen çözümler ve geleceğin sağlıklı kentlerinin tarihsel ve kültürel dokularıyla oluşturulması süreçlerinin takibi yapılacaktır. Platformumuz genişleyerek büyümesini sürdürecek, Hatay Defne’de açtığımız kütüphanemiz zenginleşecek ve kartopu etkisi yaratarak kültür, sanat ve edebiyat alanlarında çoğalacaktır. Büyük Atatürk’ün “Hatay benim şahsı meselemdir” diyerek zor mücadelelerle ulusumuza kattığı kadim şehrimiz Hatay’ımız hepimizin şahsı meselesi olarak varlığını ebediyen sürdürecektir. “Dayanışma Bitmedi, Dayanışma Yaşatır!” HATAY KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT PLATFORMU   Enkazda bulunan albüm Enkazda bulunan kitap Enkazda bulunan kitap    
14-15 Nisan 2023 tarihlerinde Hatay’a giden Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platform mensupları yerinde gözlemler, görüşmeler ve tespitlerini basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdular.

 Ankara Mülkiyeliler Birliği toplantı salonunda bir basın açıklamasında bulundular. Açıklamada genel durum değerlendirmesi, barınma, sağlık, eğitim ve istihdam sorunlarına yer verilerek geleceğe yönelik önerilere de yer verildi. Basın açıklamasına “Yüreklere Dokunan Anekdotlar” başlığıyla hazırlanan ve ziyarette katılan üyelerin her birinin kaleme aldığı anekdotlar ek yapıldı. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarına sunulmak üzere hazırlanan geniş kapsamlı rapor da kamuoyu ile paylaşıldı.

 

BASIN AÇIKLAMASI

Hatay, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki büyük depremden en çok etkilenen illerimizden biridir. Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bu güzide ilimizde neredeyse oturacak  bina kalmamış, önemli sayıda bir nüfus göç etmiş, Antakya başta olmak üzere ziyaret ettiğimiz İskenderun, Arsuz, Samandağ ve Defne ilçelerinde kalanlar elverişsiz koşullarda yaşam mücadelesini sürdürmektedirler.

Deprem sonrası çeşitli demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları ve benzeri yapıların oluşturdukları sinerji büyük bir dayanışma köprüsüne dönüşmüştür. Bu köprü depremin kritik saatlerinde arama kurtarma, devamında yaraları sarma, ihtiyaçları giderme ve her türlü sosyal, psikolojik destek sunma şeklinde devam etmiştir. Süreç deprem bölgesindeki halkın da insancıl köprü mensuplarıyla bütünleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bölge halkı ‘kader’ dayatmasının ötesine geçip demokratik kitle örgütleri ile el ele vererek geleceğine sahip çıkmıştır.

Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu da bu amaçla oluşmuş bir dayanışma köprüsüdür. Deprem sonrası platformumuz tarafından çok sayıda etkinlik düzenlemiş, elde edilen gelirler depremzedelere ulaştırılmıştır. Yaşadığımız illere gelen depremzedelerin eğitim, sağlık ve barınma ihtiyaçlarına destek olunmuştur. Nihayet Hatay’a bir ekiple gitme kararı alınmış ve ziyaret tarihleri 14-15 Nisan olarak belirlenmiştir.

Yolculuğumuz 13 Nisan Perşembe gecesi saat 23.00’te Ankara Kızılay’dan başladı. Ziyaret güzergahımız: İskenderun, Arsuz, Samandağ, Defne, Antakya olarak belirlendi. Ziyaret programımızda yer alan Antakya Köprübaşı’nda basın açıklaması ve Hatay Defne’de Ali İsmail Korkmaz Koordinasyon Merkezi’nde çadır kütüphanesi açma faaliyetlerimiz gerçekleştirildi.

Genel Durum:

Depremin üzerinden üç aya yakın zaman geçmesine rağmen, halen halkın temel ihtiyaçlarının karşılanamadığı; tuvalet, banyo, temiz su, elektrik, ulaşım ve benzeri ihtiyaçlar konusunda ciddi eksikliklerin olduğu görülmüştür.

Normal yaşama dönüş adımlarında geç kalınmış, eğitim, sağlık ve benzeri kamu hizmetleri sunulamamış, bu hizmetlerin gönüllülük esasına göre yürütüldüğü gözlenmiştir.

Bu genel tabloda barınma, sağlık, eğitim ve kültür, istihdam sorunları aşağıda belirtildiği gibidir.

Barınma Sorunları:

  1. Halen çadıra ulaşamayan depremzedeler bulunmaktadır.

2. Çadırlarda yer yataklarında yatılmaktadır.
3. Çadırlarda bulunan eşyalar yaşamı kolaylaştıracak düzeyin çok altındadır. Bir ailenin temel ihtiyaçları olan: tabak, tencere, kaşık, çatal gibi eşyaların olmadığı görülmüştür.
4. Konteyner beklentisi üst düzeydedir.

5. Çadır kentler güvenlik önleminden yoksundur.

Sağlık Sorunları:

1. Çadırlarda sağlıklı yaşam koşulları elverişsizdir. Temizlik ve hijyen malzemeleri yetersizdir. Çadır kentlerin ilaçlanması yok denecek kadar azdır.

2. Çadırlarda yaşayan kronik hastalar, yaşlılar, bakıma muhtaç yurttaşlar elverişsiz koşullarda yaşamlarını sürdürmektedir. Halk, sağlık taramasından geçirilmemiş olup psiko-sosyal destekler son derece yetersizdir.

3. Gönüllü kuruluşlar ihtiyaç duydukları malzemelere erişimde güçlük çekmektedirler.

4. Yıkılan veya yıkılmak üzere olan konutlardan yayılan kanalizasyon sızıntıları yaşamı tehdit etmektedir.

5. Kuyu suyu kullanan depremzedeler söz konusu olup, her türlü sızıntıya açık kuyu suları halk sağlığını tehdit etmektedir.

6. Enkaz kaldırma çalışmaları dolayısıyla toz kaldırmama konusunda gerekli önlemler alınmamış, asbest oluşumuna sebebiyet verilmiştir.

7. 126 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Antakya’nın sit alanının “riskli alan” ilan edilmesi asbestli enkazın yerleşim birimlerine yakın yerlere, özellikle Samandağ’ın kuş cenneti ‘Milleyha’nın dibine dökülmesi kentin tarihi, kültürel, toplumsal dokusunu zedelemekte, cennet doğasını zehirlemektedir.

Eğitim ve Kültür

1. Deprem bölgesinde eğitim kendi kaderine terk edilmiş durumdadır. Ebeveynler çocuklarının geleceği ile ilgili derin endişe içerisindedirler.

2. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bazı okulları açmıştır ancak okul binalarının yıkılma riski velilerin çocuklarını okullara göndermeme sonucunu doğurmaktadır. Öğrencilerin çok az bir kısmı güvenli olmayan okullarda ya da okul bahçelerindeki çadırlarda, gönüllü öğretmenlerle zor şartlarda eğitimlerine devam etmektedirler.

3. Çadır alanlarında eğitim adına plansız, programsız çalışmaların yapıldığı gözlenmiştir.

4. Şehir içi ulaşım olmadığından yoksun öğrenci ve öğretmenler okullara erişimlerinde zorluk yaşanmaktadırlar.
5. Depremde ebeveynlerini kaybeden ve kimsesiz kalan çocukların kamunun güvencesine alınarak her türlü ihtiyaçlarının karşılanması, bu çocukların tarikat, cemaatlerden ve diğer art niyetli oluşumlardan korunması sağlanmalıdır.

6. Bu olumsuz koşullarda 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencileri üst öğrenime geçiş sınavlarına hazırlanırken derin bir gelecek kaygısı yaşamaktadırlar.

İstihdam:

1. ‘’Biz gitmedik ki geri dönelim.’’; diyerek yıkıntılar arasından yeni bir yaşam kurma mücadelesi veren halk, esnaf ve iş insanları çaresizlik içindedirler.

2. Enkaza dönen kentte çok sayıda yurttaş işini, esnaf ve iş insanı ekmek teknesini kaybetmiş bu durum başka şehirlere göçü hızlandırmıştır.

Sonuç ve Geleceğe Yönelik Önerileri:

1. Acilen depremden etkilenen kentlerde bütün sorunların görüşülebileceği, alan uzmanlarından (arkeolog, jeolog, psikolog, sosyolog, sağlıkçılar, şehir plancıları, mimar, mühendis, eğitimci vb.) ve sorunun paydaşlarından oluşacak kurullar oluşturulmalıdır. İhtiyaçların giderilmesi, sorunların çözümü ve kentlerin yeniden inşası konusunda bu kurulların görüş ve önerileri doğrultusunda planlamalar yapılmalıdır.

2. Yardımların planlı ve kayıtlı yapılması sağlanmalıdır. Bunun için ihtiyaçların tespiti, tedariki ve ihtiyaç sahiplerine iletilmesi öncelenmelidir. İhtiyaç dışı malzemelerin rastgele dağıtımı kentlerin kullanılmayan malzeme mezarlığına dönüşmesi gibi önemli bir sorunu gündeme taşımaktadır.

3. Alanda görev yapan gönüllü kuruluşlar desteklenmelidir. Devlet-sivil toplum dayanışması ile yerinde, zamanında, etkili çözümler üretilmelidir.

4. Şehir içi ulaşım konusunda ivedilikle çözüm üretilmelidir.

5. Önümüzdeki kış ayına kadar konteyner kentlerin oluşturulması öncelenmelidir.

6. Çadırlarda her türlü haşere, yılan, çıyan, akrep ve benzeri tehditlere karşı düzenli ilaçlama yapılmalıdır ve çadır kentler etrafında güvenlik önlemleri acilen alınmalıdır.

7. Tüm depremzedelere, toplumsal fayda gözetilerek yapılmış, sağlam zeminli dayanıklı yapıda ve sağlıklı bir çevrede yaşama olanağı sunulmalıdır. Ranta dayalı çarpık yapılaşmaya göz yuman, denetimleri gereği gibi yapmayan tüm resmi ve sivil sorumlular araştırılmalı ve hukuk önünde kendilerinden hesap sorulmalıdır.

8. Çadırlarda yaşamakta olan kronik hastalar, yaşlılar ve bakıma muhtaç olanlar korumaya alınmalı, depremzedelerin tamamının sağlık taraması yapılmalıdır.

9. Deprem sırasında, sonrasında ortaya çıkan travmaların, olumsuzlukların üstesinden gelinebilmesi için açılan psiko-sosyal destek ünitelerinin ve bu ünitelerde görev yapan psikolog, psikiyatrist sayısı artırılmalıdır.

10. Sağlıklı içme suyu sorunu acilen çözülmelidir.

11. Yıkılan ve yıkılmayı bekleyen konutlardan yayılan kanalizasyon sızıntıları konusunda acil önlem alınmalıdır.

12. Tuvalet, banyo ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için yeterli düzeyde tuvalet ve duş olanakları oluşturulmalıdır. Sıcak su sorunu acilen çözülmelidir.

13. Kuyu suyu kullanımı konusunda gerekli tedbirler alınmalı. Kullanılan suların analizleri düzenli aralıklarla mutlaka yapılmalıdır.

14. Deprem bölgesi çocuklarının normal hayata dönmelerinin en önemli adımı, eğitime başlanması ve eğitime erişimin sağlanmasıdır. Dolayısıyla eğitime başlanabilmesi için çalışmaları acilen yapılması öğrenci ve öğretmenlerin ihtiyaçlarının giderilmesi şarttır.

15. Bölgede hizmet sunmakla görevlendirilen (eğitimci, sağlıkçı, güvenlik mensubu vb)’ görev alanlarına yakın konteynerlerde barınmaları ve her türlü ihtiyaçlarının karşılanması sağlanmalıdır.

16. 8. ve 12. Sınıf öğrencilerinin sınavlardan muaf tutularak, oluşturulacak kriterler doğrultusunda üst öğrenime yerleştirilmeleri sağlanmalıdır. MEB bu konuda bir an önce açıklama yapmalı, travma yaşayan öğrenci ve ailelerini endişelerini gidermelidir.

17. Televizyonu, interneti olan sosyal alanlar oluşturulmalıdır. Bunun ilk adımı platformumuz tarafından atılmış ve Antakya’da depremde kaybettiğimiz eğitim emekçileri İlkay Efe ve Alaattin Keleş adına çadır kütüphane açılmıştır. Yine depremde kaybettiğimiz müzik emekçileri Nihat Şahutoğlu ve Beyazıt Bilgin adına müzik atölyesi (Samandağ) ile basın emekçileri Ayşe Figen-Haluk Arlı adına iletişim bürosu (İskenderun) açılmasını hedeflemekteyiz.

18. Tarihsel mekanlarıyla farklı inanç ve kültürlerin bir arada kardeşçe yaşamasının somut örneklerinden birisini sunan Hatay’ın bu özelliği korunmalı, inançsal ve kültürel yapılar aslına uygun olarak yeniden yapılmalıdır. Deprem sonrası başka illere göçen yurttaşların “Biz Gitmedik ki Geri Dönelim!” diyerek Hatay da kalan yurttaşlarla bir araya getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı, şehrin kültür, inanç ve demografik yapısını bozacak girişimlere izin verilmemelidir.
19. Depremde işini kaybeden esnafa ve iş insanlarına destek sağlanarak kentin normal yaşama dönmesi hızlandırılmalıdır. Bu durum işinden uzak kalanların işine dönmesini sağlayacak, dolayısıyla başka illere göç edenlerin geriye dönüşlerini hızlanacaktır.

Platformumuz tarafından yerinde saptanan sorunlar, önerilen çözümler ve geleceğin sağlıklı kentlerinin tarihsel ve kültürel dokularıyla oluşturulması süreçlerinin takibi yapılacaktır.

Platformumuz genişleyerek büyümesini sürdürecek, Hatay Defne’de açtığımız kütüphanemiz zenginleşecek ve kartopu etkisi yaratarak kültür, sanat ve edebiyat alanlarında çoğalacaktır.

Büyük Atatürk’ün “Hatay benim şahsı meselemdir” diyerek zor mücadelelerle ulusumuza kattığı kadim şehrimiz Hatay’ımız hepimizin şahsı meselesi olarak varlığını ebediyen sürdürecektir.

“Dayanışma Bitmedi, Dayanışma Yaşatır!”

HATAY KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT PLATFORMU
 

Enkazda bulunan albüm

Enkazda bulunan albüm


Enkazda bulunan kitap

Enkazda bulunan kitap


 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.