Gulbin Aybar
Köşe Yazarı
Gulbin Aybar
 

Kadın kadının kurdu mu, yurdu mu olmalı?

Yargı dizisini takip edenler vardır mutlaka. 23. bölümde Derya savcı sorunlu bir aile tarafından 16 yaşında bir kızın kaçırıldığına dair dava dosyası için tarafları dinler. Pars savcı ise zarar göreceği düşüncesi ile baş savcıyla konuşur dosyayı kendi alır. İki karakter de ''Derya savcının ''kadın başına'' bu tiplerle başedemeyeceğini düşünür. Bunun üzerine Derya savcı, başsavcı ve Pars savcıya cinsiyetçi yaklaşımlarından dolayı böyle davrandıklarını söyleyerek dosyasını geri ister. Bu sahneyi gurur duyarak izledim. Yargı dizisinin senaristini ve tüm ekibini de böyle hassas bir konuda bu kadar güzel ve net mesaj vererek farkındalık yarattıkları için kutluyorum. Daha sonra izleyici yorumlarını merak ettim ve bir çoğunu okudum. Yorum yapan erkek izleyicilerin büyük çoğunluğu Derya savcıyı takdir ederken, kadın izleyicilerden azımsanmayacak bir çoğunluk Derya savcı karakterine tepki gösteriyor. Kısaca bir toparlarsak Derya savcının korunmaya muhtaç olduğunu kabul etmesi, Pars savcıya nankörlük ettiği, bu ülkede kadının bu kadar yüksek sesle konuşmasının mümkün olamayacağı gibi yorumlar yapılmış. Sanırım küçük bir pencereden de olsa kadınlarımızın, kadın haklarına bakışını açıklıyor. Bir de bu yorumları yapanların bir kısmının anne olduklarını ve kendi zihniyetlerini aşılayacakları çocuklar yetştirdiklerini düşünürsek; kadın hakları konusunda geldiğimiz vahim noktaya şaşırmamak gerekiyor. Kadınların haklarının hemcinsleri tarafından da yok sayılmayacağı, yargıda, okulda, evde, çalışma hayatında....Kısacası hayatın her alanında kadın-erkek değil önce insan diyecek bir zihniyetin kanunlara ve zihinlere yerleşeceği günlerin gelmesini dilemek ve bunun için mücadele etmekten başka şansımız yok! Bu hastalıklı zihniyetin kurbanı olan tüm kadınlarımızı rahmetle anıyorum. ]]>
Ekleme Tarihi: 07 Mart 2022 - Pazartesi
Gulbin Aybar

Kadın kadının kurdu mu, yurdu mu olmalı?

Yargı dizisini takip edenler vardır mutlaka. 23. bölümde Derya savcı sorunlu bir aile tarafından 16 yaşında bir kızın kaçırıldığına dair dava dosyası için tarafları dinler. Pars savcı ise zarar göreceği düşüncesi ile baş savcıyla konuşur dosyayı kendi alır. İki karakter de ''Derya savcının ''kadın başına'' bu tiplerle başedemeyeceğini düşünür. Bunun üzerine Derya savcı, başsavcı ve Pars savcıya cinsiyetçi yaklaşımlarından dolayı böyle davrandıklarını söyleyerek dosyasını geri ister. Bu sahneyi gurur duyarak izledim. Yargı dizisinin senaristini ve tüm ekibini de böyle hassas bir konuda bu kadar güzel ve net mesaj vererek farkındalık yarattıkları için kutluyorum. Daha sonra izleyici yorumlarını merak ettim ve bir çoğunu okudum.

Yorum yapan erkek izleyicilerin büyük çoğunluğu Derya savcıyı takdir ederken, kadın izleyicilerden azımsanmayacak bir çoğunluk Derya savcı karakterine tepki gösteriyor. Kısaca bir toparlarsak Derya savcının korunmaya muhtaç olduğunu kabul etmesi, Pars savcıya nankörlük ettiği, bu ülkede kadının bu kadar yüksek sesle konuşmasının mümkün olamayacağı gibi yorumlar yapılmış. Sanırım küçük bir pencereden de olsa kadınlarımızın, kadın haklarına bakışını açıklıyor.

Bir de bu yorumları yapanların bir kısmının anne olduklarını ve kendi zihniyetlerini aşılayacakları çocuklar yetştirdiklerini düşünürsek; kadın hakları konusunda geldiğimiz vahim noktaya şaşırmamak gerekiyor.

Kadınların haklarının hemcinsleri tarafından da yok sayılmayacağı, yargıda, okulda, evde, çalışma hayatında....Kısacası hayatın her alanında kadın-erkek değil önce insan diyecek bir zihniyetin kanunlara ve zihinlere yerleşeceği günlerin gelmesini dilemek ve bunun için mücadele etmekten başka şansımız yok!

Bu hastalıklı zihniyetin kurbanı olan tüm kadınlarımızı rahmetle anıyorum.

]]>
Yazıya ifade bırak !