Suay Karaman
Eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün çabası çağdaş uygarlık düzeyine ulaşan bir toplum yaratmaktı, bağımsız bir ülke yaratmaktı. "Vatanı korumak, çocuklarla başlar" diyen büyük Atatürk, çocuğa duyduğu sevgi ve saygıyı “her çocukta sonsuzluğa uzanma özlemimiz vardır” sözleriyle dile getirmişti. Ölümünden sonra geldiğimiz noktanın 1900’lü yılların başına denk geldiğini görmekteyiz.
Tarikat denen pislik yuvalarından İsmailağa cemaatiyle bağlantılı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel denen sözde şeyh bozuntusu, 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki sapık birine imam nikâhı ile veriyor. Çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğrayan küçük kızın yaşadığı bu iğrenç olay hakkında yıllar önce adli soruşturmalar da bir şekilde çeşitli sahtekârlıklarla kapatılmış. Yaşanan bu utanç verici olay, laikliğin yok edildiği bir ülkede çocukların sahipsizliğini de anlatmaktadır.
Diyanet adı verilen ihanet başkanlığı “babanın öz kızına şehvet duyması helaldir” diye fetva verirse, çocuklarımıza her türlü sapıklıkların yapılması bu yobaz kafalar için normaldir. Bu nasıl bir din ki böyle yobazlara konuşma yetkisi verirken, dini kurumların sapık fikirlerini de fetva adı altında yaymasına izin vermektedir? Bundan başka AKP'li belediyelerin “6 yaşında kızlar ile evlenilebilir” diyen kitaplar dağıtmasına, tarikatlarda tecavüze uğrayan çocuklar için “bir defadan bir şey olmaz” diyenlere, kendilerini bilim insanı olarak görenlerin densiz ve sapık konuşmalarına sessiz kaldıkça, daha neler göreceğiz?
Bu utanç hepimizindir, bunlara ses çıkarmayan, tepki vermeyen, tarikatların kapatılmasına karşı çıkan siyasi partiler hangi yüzle oy isteyecek? İnsanlığımızdan utandığımız, onurumuzun aşağılandığı günler yaşıyoruz; tek yol Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkı sarılmaktan geçer.
Azim ve Karar, 8 Aralık 2022.