Seçim bitti. Değişim isteyen seçmenler ve millet ittifakının bileşenleri kaybetti.
Seçimi kazanma beklentisini çok yüksek tutan millet ittifakı bileşenleri şimdi suçlu arıyor ve birbirlerine karşı da eteklerindeki taşları dökmeye başladılar.
Öncelikle bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Bu seçim cumhuriyet tarihinin en
demokrasiden uzak, eşit ve adil olmayan seçimidir. Bu seçim her türlü kara propagandanın,
dezenformasyonun yapıldığı orantısız bir seçimdir.
Değerli Okurlar,
14 Mayıs seçimleri sonrasında bu köşede ‘Bu Oyunu Bozun’ başlıklı yazımda birinci tur
seçim sonuçlarını değerlendirmiş ve muhalefetin temel sorununun süreç yönetimi olduğunu
belirtmiştim. Çünkü birinci tur seçimde eksik bırakılan alanlar ile iktidarın adil ve eşit
olmayan propaganda yöntemleri ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla ikinci turun nasıl olacağı
belliydi.
Şimdi soruyorum Millet İttifakı bileşenleri iki haftalık süreçte ne kadarını düzeltti. Örneğin
montaj kasetlere yönelik bir karşı hamlesi oldu mu, seçim güvenliği konusunda eksikler yüzde
yüz giderilmedi mi?
Üstelik ikinci tur için söylem ve politikada uygulanan keskin dönüş ile inandırıcılık azalmış,
sandığa gitme oranı düşmüştür.
Bu ilk kaybedilen seçim değil, hele hele sayın Kılıçdaroğlu için hiç değil. O kaybetmeye
genel başkan seçilmeden önce başladı. İlk kaybedişi 2009 yerel seçimleriydi.
Şimdi Millet İttifakı ve bileşenlerine soruyorum. Geçmişte kaybedilen seçimlerle ilgili hiç
değerlendirme yapmadınız mı, iktidarın ele geçirmiş olduğu dinamikleri kazanmak için
sonuna kadar kullanacağını bilmiyor muydunuz?
Örneğin 2017’de referandumu mühürsüz oyların geçerli sayılmasıyla kaybedilmişti. Sandık
güvenliği konusunda daha önce de sayısız sorun yaşanmıştı. Trafolara kediler girmiş, seçim
geceleri sistem donmuştu…
Neden önlem almadınız?
Bizde seçim deyince muhalefetin gözleri parlıyor. Muhalefetin bu istekliliği en çok ta
iktidarın işine yarıyor. İktidar istediği düzenlemeyi yapıyor ve uyguluyor. Muhalefetin ses
çıkarmaması o düzenleme ve uygulamaları meşrulaştırıyor.
Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasaya aykırı 3.kez aday oluşuna neden mağduriyet
oluşturmayalım, son kararı YSK verecek, YSK’da ellerinde, sandıkta yeneceğiz gibi hukuk
devletiyle bağdaşmayan gerekçeler oluşturdunuz?
Bakanların istifa etmeden milletvekili adayı olmalarına göz yumarak onların bakanlık gücüyle
seçim propagandası yapmalarını neden meşrulaştırdınız?
Şimdi Kılıçdaroğlu’na sormak istiyorum ‘hak, hukuk, adalet’ diyerek Ankara’dan İstanbul’a
niye yürüdünüz? Yoksa hak, hukuk, adalet muhalefette başka, iktidarda başka mı? Bu
durumun inandırıcılığınızı sarsacağı hiç aklınıza gelmedi mi?
Özetle muhalefet ekonominin dönmeyen çarkları, derinleşen sığınmacı sorunu ve 11
ilimizi etkileyen depremin yıkımının oluşturduğu olumsuz tablo karşısında seçimi
çantada keklik görerek seçim sürecini yönetemedi.
Altılı masa iktidara gelindiğinde neler yapılacağına odaklandı. Altılı masa bileşenleri masadan
daha çok şey koparma hesaplarını yaptı. Doğrusu masanın siyasal İslamcı partileri
istediklerinin fazlasını da aldılar.
Gelelim CHP’ye. 2018 milletvekili seçimleriyle 2023 seçimleri arasında %2,7 gibi bir artış
söz konusu. Şimdi bu tabloda CHP listelerinden seçilen 39 milletvekilinin partileri ne
getirdiler?
Gelinen noktada seçimin kaybedenleri bu yenilginin nedenlerini süreçte yaptıkları hataları,
halkta oluşturdukları hayal kırıklığını gidermek yerine koltuklarını bırakmamanın yollarını
aramaya başladılar. CHP MYK üyeleri istifa etti.
Özetin özeti muhalefet partileri başarısız olmuştur. Aradaki fark çok anlamlı değil ve
benzeri gibi açıklamalar teselli açıklamalarıdır. Fiili olan durum seçimin
kaybedildiğidir.
Mecliste oluşan milletvekili dağılımları sağ ve sol bağlamında anayasa değişikliğini mümkün
kılabilecek düzeye erişmiş, seçim sistemi gerici kadroların önünü açmıştır.
Türkiye’de tıkanmış olan siyasetin önünün açılması değişimle mümkün olacaktır. Değişimle
sadece kadroları kastetmiyorum.
Cumhuriyetin kurucu partisinin tarihsel misyonuna dönmesinden ve sürecin çağın erişi düzeyine uygun geliştirerek ilerletilmesinden söz ediyorum.
Rakibe benzeyerek seçim kazanmanın mümkün olamayacağını anlamayanlar partilerini ve
seçim süreçlerini yönetemiyor demektir. Üstelik bu kaybedişler her seferinde ülkemizin geriye
çekilmesini sağlamış, Orta Çağ’ın karanlıklarına doğru sürüklemiştir.
Bu tablonun en çok acı çekeni elbette Atatürk ve cumhuriyet sevdalılarıdır. Çıkışı bir başka
yazıya bırakarak sözlerimi büyük Atatürk’ün o önemli sözüyle bitirmek istiyorum. “Umutsuz
durumular yoktur, umutsuz insanlar vardır.”
Sağlıkla kalın.
Hatice TOPÇU Kimdir:
Rize’de doğdu. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Rize’de tamamladı. Lisans Eğitimini İşletme alanında, Yüksek Lisans Eğitimini, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tamamladı.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Politikaları Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftiş Doktora Programına devam etti. Eğitim işkolunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. Şubat 2019 tarihinde kamudaki eğitim yöneticiliği görevinden emekli oldu.
Yazın hayatına çeşitli dergi ve antolojilerde yayımlanan şiirleri ile başladı. 2004 yılında “TODAİE Hazırlık Kılavuzu” adlı Orta Doğu Amme Enstitüsü Sınavlarına hazırlık kitabı yayımlandı.
İlk şiir kitabı; “Karanlığın Elleri” 2008 yılında,
İkinci şiir kitabı; “Yasak Elma” 2016 yılında yayımlandı.
2017 yılında okul öncesi eğitim çocuklarına yönelik “Can Okulda” dizisi adıyla: Okul Heyecanı, Okulda İlk Gün, Can ve Cansu, Görüyor Öğreniyoruz, Balonlarla Dans ve Can Parti’yle olmak üzere altı adet öykü kitabının 2. Baskısı Eylül 2018; 3.baskısı Eylül 2021’de yayımlanmıştır.
2019 yılında 9 yaş üstü çocuklarına yönelik Atatürk’ün hayatını roman çizgisinde kaleme alan “Çağları Delen Önder Atatürk” dizisinin ilk romanı “Altın Saçlı Çocuk” yayımlandı.
Romanın 2. baskısı Ağustos 2019; 3. baskısı Kasım 2019; 4. baskısı Temmuz 2020; 5. baskısı Eylül 2021 yapılmıştır.
Serinin ikinci romanı “Hayallere İlk Adım” ın birinci baskısı Ağustos 2019; 2.baskısı Kasım 2019; üçüncü baskısı Temmuz 2020; dördüncü baskısı Eylül 2021’de yapılmıştır.
Serinin üçüncü romanı “En Büyük Sevgi”nin birinci baskısı Haziran 2021, ikinci baskısı Eylül 2022’de yapılmıştır.
Serinin dördüncü romanı “Vatan ve Hürriyet” in birinci baskısı Eylül 2022’de yapılmıştır.
Ortaokul çocuklarına yönelik “Kül Rengi Dünya” romanın ilk baskısı Kasım 2019; 2. baskısı Aralık 2020; 3. Baskısı Ocak 2022’de yapılmıştır.
İlkokul Çocuklarına Yönelik “Mavi Gözler” adlı roman ilk baskısı Eylül 2022’ de yayımlanmıştır.
Ayrıca yazarın, Eğitim Bilimleri alanında bilimsel makaleleri bulunmaktadır.
Çeşitli gazete ve haber sayfalarında makaleleri yayımlanmakta olan yazar, Medya Siyaset YouTube TV kanalında Genel Yayın Koordinatörü ve Ankara Temsilciliği görevlerini yürütmektedir. Belirtilen TV kanalında haftalık haber programları yapmaktadır. İki çocuk annesidir.
Twitter :@haticenevin