“Bitkilerin toprak altında "Eksüda" isimli bir lokanta işlettiklerini, mantarlara ve bakterilere servis verdiklerini duymuş muydunuz? Mantarların ve bakterilerin bu alışverişin karşılığı olarak, bitkinin ihtiyaç duyduğu besinleri çıkarmak için kayaları ve diğer toprak agregatlarını (bugün hikayelerdeki sözlükte) parçaladıklarını ve topraktaki organik materyalden farklı türde besinler çıkarmak için kullanılan benzersiz enzimler ürettiklerini biliyor muydunuz? İşte size "Niş-elin Yıldız"lı bir lokanta. Toprak, mineraller ve organik maddelerden daha fazlasıdır. Milyorlarca mikroorganizma ve daha büyük canlılarla (solucan, böcek) birlikte yaşayan bir düzen var toprakta. Toprakla uğraşmamış olsanız bile kök büyümesini engellediği için sıkışmış toprağın zararlı olduğunu duymuşsunuzdur. Aslında bu bağlamda, çok daha büyük bir sorun var. O da oksijen eksikliği. Toprak sıkıştıkça, oksijene alan kalmaz ve hayatta kalmak için oksijene ihtiyaç duyan toprak besin ağının faydalı mikroorganizmaları ölür. Toprağı sürerek yapılan tarım yüzünden ölen, azalan toprak mikroorganizmaları, besinleri toprak ortamında tutar, böylece besinler bitkilerin ihtiyaç duyduğu anda kullanılabilir hale gelir. Toprak besin ağında dönüşen organik besinler, sürekli gelişen bir döngünün parçası olarak kalır. İsrafsız. Sızmasız. Aksine sentetik besinler, çözünür bir biçimde kökler tarafından emilmek üzere tasarlanmıştır. Sentetik besinler geçerken, emilmeyenler hareketli su tarafından süzülür ve yeraltı su kaynaklarımıza kirlilik olarak dahil olur.” @araziterapisti Bu keyifli ve bilgilendirici paylaşımınız için teşekkürler. Fotoğraf: Toprakaltı mezofaunaların biyolojik süreçlere katkısı, Strahler and Merali, 2008 #permakültür #onarıcıtarım #doğaltarım #bahçecilik #permakültürtasarımı #toprakhorizonları #doğadostutarım #permaturkvakfi #tohumtoprakdostluğu ]]>