81 il, 973 ilçe ve 390 belde yöneticilerin belirlendiği 31 Mart yerel seçimleri ülkemize umut olacak şekilde sonuçlandı. Seçimin galibi kesinlikle CHP’dir, ancak şeriatçı yapısıyla Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) çıkışı da önemlidir. Seçimi yitirenler başta AKP olmak üzere, MHP ve İYİ Parti’dir. Sonuç olarak seçimin yenileni tek adamlık heveslisi Tayyip Erdoğan'dır, yeneni ise oylarını CHP'de birleştiren yıllardır çile çeken halkımızdır.
Seçim sonuçlarına göre İYİ Parti ile Kemal Kılıçdaroğlu ve altılı masanın görünmez ortakları silinecektir. Yerel seçimde CHP'yi birinci parti yapan YRP ile MHP’nin aldığı oylar ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ile yapılan gizli ittifaktır. Tüm çile çekenler ve acıları göğüsleyenler, 22 zorlu yılın sonunda ülkeyi bu duruma sokanlara dur dedi.
Bu seçimdeki başarıyı sadece CHP'nin başarısı olarak görmek, gelecek için büyük bir yanılgı olur. Çünkü halkın refah seviyesinin düşmesi ve geçim derdinde boğulması en büyük etkendir. Bunların yanında emeklileri ve yoksul kesimleri hor gören bir yaklaşım, ekonominin çökertilmesi, demokratik ve laik cumhuriyetimizin temellerinin aşındırılmaya ve bireysel özgürlük alanlarının daraltılmaya çalışılması da AKP’ye seçimi yitirten etkenlerdendir. AKP’nin Gazze’deki soykırıma karşı uygulamada hiçbir şey yapmaması ve tabanının talebine karşın İsrail’le ticareti kesmemesi de AKP’de oy kaybına neden olmuştur. Toplum kendisine en yakın, en görünür protesto tercihini yaparak, birçok seçim çevresinde “Tayyip Erdoğan’a dur” diyeceği seçeneklere yöneldi ve CHP’yi birinci parti yaptı.
Hukuksuzluğun zirveye çıktığı, seçim yasaklarının çiğnendiği, maddi ve manevi olarak devletin tüm olanaklarının AKP için kullanıldığı 31 Mart yerel seçimlerinde saat 17.00 civarında Tayyip Erdoğan’ın partililerine “sandıkları terk etmeyin” çağrısı yapması, işlerin iktidar açısından iyi gitmediğinin ilk işaretiydi. Sonucun yengi getirmeyeceğinin farkındaydılar.
Bu seçim yenilgisinden sonra daha dikkatli olması gereken AKP, yeni anayasa yapımını gündeme getirecektir. Muhalefetten, özellikle DEM Parti’den ve CHP listelerinden seçilen transfer milletvekillerinden alacağı destekle isteğine ulaşabilecektir. Bu durumda gerginlik daha da tırmanacak ve istenmeyen olaylar meydana gelebilecektir.
Bu seçim yengisinden sonra CHP, zafer sarhoşluğuna düşmeden Atatürk’ün partisi olduğunu anımsayarak, Altı Ok’a sahip çıkmalı, tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığına sarılmalıdır. Bu seçim yengisinin, sağa sarılarak kazanıldığı olgusu da yanlıştır; bunun üzerinde düşünülmeli ve parti kendi ilkelerine bağlı kalmalıdır. Bu seçimlerde Tayyip Erdoğan’ın öne çıkması ve devlet olanaklarının kullanılması Türkiye'deki bütün illeri tetiklemiş ve bir dip dalga ile halk tepkisini açıkça göstermiştir. Yıllardır kazanılamayan birçok yer kazanılırken, İzmir’deki oy oranının %48 olması da düşündürücüdür. CHP yöneticileri bunlardan çok iyi analizler yaparak, gerekli sonuçları çıkararak, öncelikle tüzüğünü demokratikleştirmeli, parti içi demokrasiyi sağlamalı, her alanda yargıç denetiminde ön seçimi esas almalı ve hızlı bir şekilde iktidara hazırlanmalıdır. Irk, din, mezhep, etnisite gibi ayrıştırıcı konuları gündeme getirmemelidir.
Çok partili sisteme geçildiği günden beri ilk kez Afyonkarahisar’da CHP belediye seçimini kent tarihinin ilk kadın adayıyla kazandı. Afyonkarahisar milletvekili Burcu Köksal, 6 Mart 2024 tarihinde DEM Parti’yi belediyeye sokmayacağım dediği için linç edilmişti. Ekrem İmamoğlu partinin patronu gibi Burcu Köksal için “ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak” demişti. Özgür Özel de bu konuda geveleyip durmuştu. Burcu Köksal’ın belediye başkanı olması Ekrem İmamoğlu’na ve diğerlerine de bir şamar oldu. Bu söylemle gerçek Türk milliyetçilerinin oylarını aldı. Bakalım bunu anlayabilecekler mi?
CHP yerel seçimleri kazandı; esas mücadele şimdi başlıyor. Tüm başkanları tebrik ediyor ve kibirden uzak kalarak, halka yakın sorun çözücü başarılı hizmetler bekliyoruz. Çok dikkatli ve bilinçli olmak zorundayız. Ülkemizin emperyalizmin boyunduruğundan kurtarılarak, Ankara’dan yönetilmesi için emek harcamalıyız.
Eşsiz kurtarıcımız büyük Atatürk’ün dediği gibi “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” diyerek mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürmeliyiz. Atatürk bize yolunu da göstermişti; “Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.”
Azim ve Karar