Eğitim Politikalarının Oluşturulması Süreci
Değerli Okurlar,
20.08.2023 tarihinde bu köşede ilkini paylaştığım “Eğitimin Geleceğini Düşünmek” yazı dizinimin ikincisi ile birlikteyiz. Bu aşamada eğitim politikaların belirlenmesi konusuna yer vereceğimi ilk yazımın sonunda belirtmiştim. Adımlarımıza devam ediyoruz. Öncesinde çağınızda öğrenmenin özüne ve değişim kavramına bir parça değinmenin yerinde olduğunu düşünüyorum.
Friedrich Wilhelm Nietzsche, bir tartışmada “Benden yana olmanızı değil bana karşı olmanızı tercih ederim,” demiştir (Aydın, 31). Bu çıkışı ile onun amacı soru sormak ve düşündürmektir. Öğrenmenin yanıtlarla başladığı çağ geride kalmıştır. Artık öğrenme sorularla başlamaktadır. “Bir toplumda herkes aynı şekilde düşünüyorsa o toplumda gerçekte kimse düşünmüyor demektir (Aydın, 32).
İçinde yaşadığımız çağda hızına yetişemediğimiz bir değişim süreciyle karşı karşıyayız. Bilginin yeniden üretilmesi ve dağılımı o kadar hızlı ki insanın eskimemek için sürekli kendini güncellemesi gerekmektedir. Değişime direnenler halkadan kopmakta, uyum sağlayanlar yoluna devam edebilmektedir. Bu noktada değişim kavramına bakmamız gerekmektedir.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre değişim: “Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü” olarak tanımlanmış(https://sozluk.gov.tr/).
İbrahim Ethem Başaran’a göre değişme, “Bir bütünün öğelerinde, öğelerin birbiriyle ilişkilerinde öncekine göre nicelik ve nitelikçe gözlemlenebilir bir ayrılığın olmasıdır (Özdemir, 2000).
Bu tanımlara göre değişime bir şeyin önceki durumuna göre farklılaşmasıdır. Sözü edilen farklılaşmanın tek başına olumlu ya da olumsuz bir anlam ifade etmeyeceği acıktır. Yani değişimin olumlu ve olumsuz olmak üzere iki yönü vardır. Değişimin olumlu yönüne ‘İlerleme’, olumsuz yönüne ise ‘Gerileme’ denilmektedir.
Öyleyse 2050’de dünyanın nerede olacağına her iki çerçeveden bakmak gerekmektedir. Yukarıda dünyanın ilerleme bağlamında erişi düzenine bakmıştık. Şimdi de değişimin gerileme boyutuna bakacağız. Bu bağlamda Varlığı tehlikede olan bir gezegen ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Gezegenimizin nüfus artışı ve küresel ısınma, yoksulluk ve ekolojik yıkım, savaşlar, salgınlar, nükleer ve biyolojik silahlar, türlerin yok olması, açgözlülük, şiddet, çöküş ve benzeri sorunları çığ gibi büyüyerek varlığını sürdürmektedir.
2050’ye gelindiğinde Endüstri ve Toplum düzeylerinde ilerleme olacak elbette ancak böyle devam etmesi halinde yukarıda saydığımız olumsuzlukların daha da derinleşmeyeceğine dair hiçbir garantimiz yok. Bu alanda devletlerin çözüm arayışları da toplanıp raporlamadan öteye geçememektedir. Bütün bu tespitlerden sonra eğitimin işlevleri özünde eğitim politikalarının belirlenmesine geçebiliriz.
Eğitimin iki işlevi vardır. Bunlar; (1) Toplumsal kalkınmayı sağlayabilecek nitelikte ve nicelikte insan yetiştirmek, (2) Bireyin potansiyelinin doğru tespiti ve onun potansiyeli doğrultusunda yönlendirilmesidir (Topçu, 2021).
Yine eğitim politikalarının oluşturulmasında her milletin geçmişten geleceğe taşıdığı felsefesinin geliştirilebilir yönlerinin korunması, köhnemiş ve işlevselliğini yitirmiş olanların ayıklanması gerekmektedir(Topçu, 2021).
Bu kadar mı? Elbette değil. Her millettin dili, dini, soyu, tarihi ve gönlü bir insanlardan oluşmasının getirdiği bir kültürü vardır. Yani millet olarak dününüzü bugüne, bu gününüzü geleceğe taşıyan ortak bir kimliğiniz vardır. Özetle kültür bizi biz yapan değerlerimiz, bizi güçlü kılan özelliklerimizdir. Eğitim politikalarını belirlerken onu dışarda bırakmak kendimizi yok saymak olur(Topçu, 2021).
Başka? Gerçek ve somut olana ihtiyaç vardır. Yani akıl ve bilime. Bilim güncel ve reel olanı sürdürülebilir kılmayı amaçlar. Böylece içinde bulunulan çağın erişi düzeyini işe katan anlayışların eğitim politikalarıyla bütünleştirilmesi sağlanır.Bunun en iyi anlatımı büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir.” Sözüdür. Bu temeli oluşturabilmenin yolu akıl ve bilimden geçmektedir (Topçu, 2021).
Bu açıklamalara neden ihtiyaç duydum. Maalesef ülkemizde başka ülkelerde uygulanmış, olumlu sonuçlar alınmış eğitim politikalarının ithal edilmesi bir üstünlük kabul edilmektedir.Bize uymayan, bizim özümüzü, kültürümüzü, hazır bulunmuşluk düzeyimizi dikkate almayan bu politikalar ne yazık ki kuşakların heba edilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Oysa yapılması gereken şey; eğitim felsefesinin konusu olan “Nasıl bir insan yetiştirmeliyim?” sorusunu yanıtlamaktır. Bunu yaparken yeni bir ideolojiyi gelecek nesillere benimsetmeye çalışmak çağdaş ve demokratik devlet tanımıyla örtüşmez. Bunu ancak bilimle, kültürle ve eğitimin işlevlerinin uyumlaştırılmasıyla başarabiliriz. Ancak bu şekilde mutlu, üretken ve yaptığı işi benimseyen ve geliştirebilen bir gelecek yetiştirebiliriz.
Dünya ile aramızdaki farkın sebebini de böylece ortaya koymuş olduk. Yani politika belirlemede olması gereken adımları sıraladık ve gördük ki uyguladığımız eğitim politikaları bize uymuyor. Bize uymadığı gibi çağcıl da değil. Zaman ve mekân anlayışından uzak. Silkinip kendimize gelmemiz gerekiyor. Biz kimiz, neyiz? Bilmek zorunayız. Özetle kaynaklarımızı değerlendirmeli ve yol almalıyız.
Yazı dizinimizin bir sonraki bölümü “Yol Alabilmek ve Geleceği Yönelim” konularını içerecektir.
Sağlıkla Kalın.
KAYNAKÇA
- Aydın, Ayhan, “Eğitim Politikaları” (2015) PegemA Akademi, Ankara
- Khan Salman, “Dünya Okulu” (2017) Yapı Kredi Yayınları, İstanbul
- Topçu, Hatice, “Eğitim Politikaları” 28 Ocak 2020 tarihli ‘Ticari Hayat Gazetesi” Köşe Yazısı, Ankara.
- Türk Dil Kurumu Sözlükleri, https://sozluk.gov.tr/
- Harari, Yuval Noah, “21 Yüzyıl için 21 Ders” (2018), Kolektif Kitap, İstanbul
- Ratner, Joseph, “Günümüzde Eğitim Jhon Dewey” 2010, PegemA Akademi, Ankara.
- Russell, Bertrand, “Eğitim Üzerine” (1999), Say Yayınları, İstanbul.
- Sönmez, Veysel “Sevgi Eğitimi”(1997), Anı Yayıncılık, Ankara.
- Özdemir, Servet, “Eğitimde Örgütsel Yenileşme” (2000), PegemA Akademi, Ankara.
- Sözcü Gazetesi, Haber Eğitim: “Prof. MichioKaku, bilim dünyasındaki son gelişmeleri açıkladı!https://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/prof-michio-kaku-bilim-dunyasindaki-son-gelismeleri-acikladi-1165903/(Alınma Tarihi: 30.11.2021).
- Osho, “Değişim, İnsanlık İçin En Büyük Mücadele” 2008, Butik Yayıncılık ve Kişisel Gelişim Hizmetleri Tic. Ltd, Şti, İstanbul.
- Dünyanın önde gelen bilim insanlarından Profesör Stephen Hawking yapay zekanın insanlığın sonunu getirebileceği uyarısında bulundu.https://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/12/141202_hawking_yapay_zeka(Alınma Tarihi: 30.11.2021).