HaticeTopçu
Köşe Yazarı
HaticeTopçu
 

YÜZ YILLIK PARANTEZ DİYENLER VE CUMHURİYETİMİZ!

Hiç lafı dolandırmadan direkt konuya gireceğim. Bilindiği üzere TRT’den bir açıklama yapıldı: “TRT, Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde düzenleyeceği ve tüm hazırlıkları biten eğlence odaklı konser ve gösterileri, Gazze'de yaşanan endişe verici insanlık dramı nedeniyle ileri bir tarihe erteledi.'' Açıklama böyle. İleri bir tarih ifadesi belli olmayan bir tarihtir. Yani Cumhuriyet Bayramı sonrası bir tarihi işaret etmiş olabilir. Gazze’de yaşanan insanlık dışı endişe verici drama hepimizi üzülüyoruz. İçimiz kan ağlıyor ve dünyanın sessiz kalışına isyan ediyoruz. Çünkü masum insanların orantısız güç kullanarak öldürülmesi kabul edilemez. Ancak bir ulusun kuruluşunun yüzüncü yılı tekrarı mümkün olmayan essiz bir tarihtir. Üstelik erteleme kararı savaşın başladığı tarihten günler sonra açıklanmıştır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına on iki gün kala ve operasyonun başlamasından on gün sonra 17 Ekim’de yapılan bu açıklamanın gerekçesinin çok ötesinde bir amacı olduğu açıklama zamanı ve şekli dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Geriye dönün ve TRT’nin yayınlarına bakın lütfen. TRT’nin son on günlük yayınlarında hiç eğlence programı yayımlanmadı mı? Bu noktada cumhuriyetimize yüz yılık parantez diyenleri anımsayalım!Cumhuriyetimize yönelik yüz yıllık parantez açıklamaları ve resmi bayramlarımızın  özünden koparılması uygulamaları amaç konusunda çok da uzağa gitmememiz gerektiğini görmemizi sağlayacaktır. Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri kendi çıkarları için bu coğrafyada “Ya bağımsızlık ya ölüm!” diyerek başlatılan ve 9 Eylül’de düşmanı İzmir’den denize döken o essiz mücadeleyi ve bağımsız bir ulus oluşumuzu asla kabullenemediler. Her ortamda her koşulda Sevr’i önümüze koymak için fırsat kolladılar ve geldiler cumhuriyetimizin yüzüncü yılına! Özetle Türkiye Cumhuriyeti’nin karşıtları siyasal İslamcılar ve sermayenin taşeronu neoliberal grupların yüz yıllık parantez değerlendirmesi yüzüncü yılımızda  yine devreyegirmiş ve ülkemizin resmi televizyon kanalı üzerinden ses vermiştir. Bu sefer bahaneleri Siyonist yayılmacılığın insanlık dışı uygulamaları… İsrail masum insanların üzerine bomba yağdıran, savaş suçu işlemekten imtina etmeyen bir devlettir(!) Tarihte kurduğu devletlerin yüz yıla varmadan yıkıldığı ve sığındığı toprakları zaman içerisinde işgal eden bir yapıdır. AKP iktidarı tarafından özünden koparılan resmi bayram kutlamalarının bir yenisiyle daha karşı karşıyayız. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına gelmeden önce “Türkiye Yüzyılı” adıyla yüzüncü yılın yerine başka bir slogan konuldu. Oysa yaklaşan cumhuriyetin ikinci yüzyılıydı. Küllerinden yeniden doğan, emperyalizme diz çöktüren ve dünyanın merkezinde bağımsız çağdaş bir cumhuriyet kuran Türk milletinin yeniden diriliş günüydü. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı için alınan bu karar tarih bilincinden yoksundur. Halkın egemenliğinin yok sayılmasıdır. Bu toprakları vatan yapmak için toprağa düşen şehitlerimizin anısına saygısızlıktır. Böyle bir karar kabul edilemez, etmiyoruz… Bu topraklarda imparatorluğun çöktüğü bir noktada güçlü bir irade ortaya konmuş ve onun etrafında birleşen halk yüzyılların esaretini yırtıp atmış, bağımsızlık mücadelesi ile topraklarını yeniden vatan yapmıştır. Egemenliğine sahip çıkmıştır. Bu yüzden bizim cumhuriyetimize yüz yıllık parantez diyenler cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalmasından ürkenlerdir. Bizim mücadelemiz bizim olanın mücadelesidir. Emperyalizme bir ders niteliğindedir ve dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiştir. Bu yüzden mazlum ülkelere model olmuştur ve bugün geleceğin aydınlığa çıkması yolunda izlenmesi gereken en gerçek yoldur. Dünya üzerinde emperyalist emelleri olanları korkutan da budur. Millî mücadelemizin özü tam bağımsızlıktır. “Ya bağımsızlık ya ölüm!” vizyonu ile çıkılan bir yolda “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılmış ve ardından çağdaş bir cumhuriyet ile taçlandırılmıştır. Bizim cumhuriyetimiz emperyalizme karşı bağımsızlık, saraya sultana karşı egemenlik, gericiliğe karşı çağdaşlaşma cumhuriyetidir ve bizim cumhuriyetimiz içerde, dışarda barışı hedefleyen “Yurtta barış, dünyada barış!” İlkesini benimseyen bir cumhuriyettir. Bu yüzden ilelebet payidar kalacaktır. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Ekleme Tarihi: 19 Ekim 2023 - Perşembe
HaticeTopçu

YÜZ YILLIK PARANTEZ DİYENLER VE CUMHURİYETİMİZ!

Hiç lafı dolandırmadan direkt konuya gireceğim. Bilindiği üzere TRT’den bir açıklama yapıldı: “TRT, Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde düzenleyeceği ve tüm hazırlıkları biten eğlence odaklı konser ve gösterileri, Gazze'de yaşanan endişe verici insanlık dramı nedeniyle ileri bir tarihe erteledi.''

Açıklama böyle. İleri bir tarih ifadesi belli olmayan bir tarihtir. Yani Cumhuriyet Bayramı sonrası bir tarihi işaret etmiş olabilir. Gazze’de yaşanan insanlık dışı endişe verici drama hepimizi üzülüyoruz. İçimiz kan ağlıyor ve dünyanın sessiz kalışına isyan ediyoruz. Çünkü masum insanların orantısız güç kullanarak öldürülmesi kabul edilemez. Ancak bir ulusun kuruluşunun yüzüncü yılı tekrarı mümkün olmayan essiz bir tarihtir. Üstelik erteleme kararı savaşın başladığı tarihten günler sonra açıklanmıştır.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına on iki gün kala ve operasyonun başlamasından on gün sonra 17 Ekim’de yapılan bu açıklamanın gerekçesinin çok ötesinde bir amacı olduğu açıklama zamanı ve şekli dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Geriye dönün ve TRT’nin yayınlarına bakın lütfen. TRT’nin son on günlük yayınlarında hiç eğlence programı yayımlanmadı mı? Bu noktada cumhuriyetimize yüz yılık parantez diyenleri anımsayalım!Cumhuriyetimize yönelik yüz yıllık parantez açıklamaları ve resmi bayramlarımızın  özünden koparılması uygulamaları amaç konusunda çok da uzağa gitmememiz gerektiğini görmemizi sağlayacaktır.

Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri kendi çıkarları için bu coğrafyada “Ya bağımsızlık ya ölüm!” diyerek başlatılan ve 9 Eylül’de düşmanı İzmir’den denize döken o essiz mücadeleyi ve bağımsız bir ulus oluşumuzu asla kabullenemediler. Her ortamda her koşulda Sevr’i önümüze koymak için fırsat kolladılar ve geldiler cumhuriyetimizin yüzüncü yılına!

Özetle Türkiye Cumhuriyeti’nin karşıtları siyasal İslamcılar ve sermayenin taşeronu neoliberal grupların yüz yıllık parantez değerlendirmesi yüzüncü yılımızda  yine devreyegirmiş ve ülkemizin resmi televizyon kanalı üzerinden ses vermiştir. Bu sefer bahaneleri Siyonist yayılmacılığın insanlık dışı uygulamaları… İsrail masum insanların üzerine bomba yağdıran, savaş suçu işlemekten imtina etmeyen bir devlettir(!)

Tarihte kurduğu devletlerin yüz yıla varmadan yıkıldığı ve sığındığı toprakları zaman içerisinde işgal eden bir yapıdır.

AKP iktidarı tarafından özünden koparılan resmi bayram kutlamalarının bir yenisiyle daha karşı karşıyayız. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına gelmeden önce “Türkiye Yüzyılı” adıyla yüzüncü yılın yerine başka bir slogan konuldu. Oysa yaklaşan cumhuriyetin ikinci yüzyılıydı.

Küllerinden yeniden doğan, emperyalizme diz çöktüren ve dünyanın merkezinde bağımsız çağdaş bir cumhuriyet kuran Türk milletinin yeniden diriliş günüydü.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı için alınan bu karar tarih bilincinden yoksundur.

Halkın egemenliğinin yok sayılmasıdır. Bu toprakları vatan yapmak için toprağa düşen şehitlerimizin anısına saygısızlıktır. Böyle bir karar kabul edilemez, etmiyoruz…
Bu topraklarda imparatorluğun çöktüğü bir noktada güçlü bir irade ortaya konmuş ve onun etrafında birleşen halk yüzyılların esaretini yırtıp atmış, bağımsızlık mücadelesi ile topraklarını yeniden vatan yapmıştır. Egemenliğine sahip çıkmıştır.

Bu yüzden bizim cumhuriyetimize yüz yıllık parantez diyenler cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalmasından ürkenlerdir.

Bizim mücadelemiz bizim olanın mücadelesidir. Emperyalizme bir ders niteliğindedir ve dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiştir. Bu yüzden mazlum ülkelere model olmuştur ve bugün geleceğin aydınlığa çıkması yolunda izlenmesi gereken en gerçek yoldur.

Dünya üzerinde emperyalist emelleri olanları korkutan da budur.

Millî mücadelemizin özü tam bağımsızlıktır. “Ya bağımsızlık ya ölüm!” vizyonu ile çıkılan bir yolda “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılmış ve ardından çağdaş bir cumhuriyet ile taçlandırılmıştır.

Bizim cumhuriyetimiz emperyalizme karşı bağımsızlık, saraya sultana karşı egemenlik, gericiliğe karşı çağdaşlaşma cumhuriyetidir ve bizim cumhuriyetimiz içerde, dışarda barışı hedefleyen “Yurtta barış, dünyada barış!” İlkesini benimseyen bir cumhuriyettir. Bu yüzden
ilelebet payidar kalacaktır.
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Yazıya ifade bırak !