Değerli Dostlarım , hepinizi en içten saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin; Ergenlik Çağı’ndan , Gençlik Çağı’na geçeceği , 100. yıl dönemine çok az bir zaman kaldı!..
Devletimizin kurucusu, Son Başbuğ Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk; Gençliğe Hitabesi’nde , Gençlik yüzyılı ‘nın ahvalini veciz olarak ortaya koymuş ve yapılması gerekenleri emretmiştir!..
Muhtaç olunacak kaynağıda açıklamıştır!..
Öldürülmesi ile başlayan, Emperyalist KARŞI DEVRİM; önce kendince oluşturduğu siyasi bir ekiple, anlaşmalı olarak, Çok Partili Düzen’e geçmiştir!.. Sonra ; Sivil Elit’in kararıyla , Türk Silahlı Kuvvetlerimizi , Kore ‘ye bizimle ilgisi olmayan bir savaşa göndererek, kahramanlığımız ve onlar için ölebileceğimizi ispat ederek NATO’ya girmiştir!..
NATO ‘nun talebi ile gönderip eğitilen Natocu Türk Askerleri üzerinden; Türkiye’de , Türk Askeri’ne , kendi kurduğu devletine darbe yaptırtarak, SAHTE , MİLLİ ŞEF ve BAŞBUĞ yaratmışlardır.
Daha sonra; bu iki KURGU üzerinden Milletimizi Sağ-Sol adına birbirine kırdırmışlardır.
Daha sonra Yüce Dinimizi; Sunni, Alevi diye bölüp birbirine düşman ettirip, yaktırmışlardır!..
Bu durumu da bize Türk - İslam Sentezi olarak dayatmışlardır.
1990’da Soğuk Savaşı Bitirmeden önce, 1980 darbesi ile görevi , NATOCU ASKER’den alıp, NATOCU SİVİL ( FETO )’ya devir teslimini yapmışlardır. 2000 yılında devir teslimi tamamladıktan sonra, Sentez’den TÜRK’ü çıkartıp, ARAP’ı koyacakları BOP Projesi’ni İKİZ KULELER SALDIRISI ile başlatıp, bu projeye uygun Sivil ve Askeri Elit’i DEMOKRATİK (!) usullerle 2002 yılında iş başına getirmişlerdir.
IRAK OPERASYONU bahanesiyle başladıkları Türkiye’yi Bölme operasyonunu başlatmaları na rağmen, 01 MART TEZKERESİ ile Türk Milleti bu oyunu bozmuştur!..
Bunun bedelini, anlaşmalı olarak, Türk Özel Kuvvetlerimizin başına , Kuzey Irak’ta ÇUVAL GEÇİREREK, en ağır şekilde ödetmişlerdir!….
O gün aslında, T.C’nin bitirilmesine karşılık yönetenlerin EŞ BAŞKAN yapıldığı ve ihanet tohumlarının yeşermeye başladığı gündür!….
Sonrası malum!. PKK’ya devlet kurdurtulmuş!..
FETO’ya Kalkışma yaptırtılmış!..
RUS’un, AKDENİZ’e inmesi sağlanmış!….
MAVİ VATAN, Ege’de Yunan’a , Doğu Akdeniz’de İSRAİL’e teslim edilmiş!..
İÇ CEPHE; ÇETELER üzerinden yönetilmiş!..
Cumhuriyetin tüm birikimleri BABALAR gibi satılmış!….
Sadece devasa yollar, köprüler, hava alanları, tüneller, binadan ibaret olan üniversite ve hastaneler ile Türkiye BETON ‘a ,DÖVİZ üzerinden yapılan anlaşmalar ile gömülmüştür!..
Doğal Afetler karşısında , KIZILAY’ımız hizmet değil, ticaret yapar hale getirilerek,bölgedeki insanlarımız, Türk Halkının imece usulü dayanışmasıyla hayata tutunmaya çalışır hale gelmiştir!….
İnsanlarımız, açlıkla ve yapay sağlık projeleriyle terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Tüm bunlar 2002’den beri ülkeyi DEMOKRASİ (!) ile yöneten aynı ekibin icraatlarıdır!….
En büyük eksik; yönetenlerin ve halkın büyük kısmının , Demokrasi’yi “ÇOĞUNLUK YÖNETİMİ”olarak bilmesinden kaynaklanmaktadır!..
Oysa , TÜRK TÖRESİ’nin anlattığı demokrasi; ADİL, ÖZGÜR ve tüm milletin temsil edildiği KATILIMCI bir DEMOKRASİ’dir!..
Bu demokrasiyi hak edenleri; ellerini taşın altına koymaya davet ediyoruz!. Bize gösterilen CAMBAZ’a bakmayı bırakalım!..
İşe , YEREL’den başlayıp, bu algıda olanları bulup, partisinden dolayı değil, ahlak ve liyakatinden dolayı seçelim!..
Aydınlandık!…. Aydınlatıyoruz!. Aydınlatacağız!.
Dünyanın her yerindeki Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürkler olarak hepberaber başaracağız!..
EN ÇILGINIZ
En baştaydık,
Samsun’da, Erzurum'da, Sivas'ta ant içerken.
Önceydik,
Kuvayı Milliye’yi kurarken.
Kararlıydık,
Ankara'da büyük meclisi açarken.
İlerideydik,
İnönü’de, Kütahya'da, Antep'te direnirken.
Uçtaydık,
Sakarya’da vatan sathını savunurken.
İnançlıydık,
Nemiz varsa ortaya koyarken.
İlk hattaydık,
Büyük Taarruz’a kalkarken.
Yiğittik,
Düşman üstüne atılırken.
Cengaverdik,
Dumlupınar meydanında vuruşurken.
Yıldırımdık,
İlk hedefimiz Akdeniz'e koşarken.
Öndeydik,
Güzel İzmir'e kavuşurken.
Gururluyduk,
Şanlı sancağımızı göndere çekerken.
Coşkuluyduk,
Muzaffer Atamızı karşılarken.
Faziletliydik,
Cumhuriyetimizi ilan ederken.
Umutluyduk,
Devrimlerimizi yaparken.
Hevesliydik,
Çağdaş uygarlığa yürürken.
Ne mutluyduk,
“Türküm!” diye haykırırken.
Tutamazdık,
İstiklal Marşı'mız söylenirken.
Azimliydik,
Lanet cehaletle savaşırken.
Çılgınız Dostlar,
Sonsuzluğa akıp giderken...
Bir Cahil
05.09.2023, Salı
GÖLBAŞI/ANKARA