Değerli dostlarım, hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
İÇ CEPHE’nin; Son Başbuğumuz Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürkümüzün bizlere emanet ettiği yapıya yeniden döndürülmesi mücadelemizde, saklanan ve değiştirilen DOĞRULAR’ı açıklamaya devam etmeliyiz.
NATO’nun yetiştirip, kendi devletine , TSK’ni kullanarak yaptırdığı son darbe, 1980 darbesidir.
Zira, NATO; Soğuk Savaş’ı bitirip, SSCB’yi anlaşmalı olarak parçalamaya karar vermiştir.
Artık , görev askerden alınıp, sivile devredilecektir.
TSK; PKK ile mücadele ettirilerek , ( doğrusu J. Gn. K.lığı olmalıydı. ) PKK , devlet haline getirilip, TC’nin, SSCB’nin parçalanmasından doğan fırsattan istifade etmesi engellenecektir. 1980- 1990 arası bu yaşanmıştır.
NATO’nun seçtiği kadrolar, İstanbul’u da Roma Şehir Devleti yapabilecekleri şekliyle belirlenmiştir. 1960 darbesi ile yaratılan Türk- İslam Sentezci Siyasi yapının önü açılmış ve kökte Türk Milliyetçiliği ile ilgisi olmayan bir Milli Görüş Siyasi Yapısı oluşturulmuştur. Daha da önemlisi, devlete paralel bir Tarikat Yapılanmasının önü açılmıştır!.. PKK ile bu ekibin paralel çalışmasının alt yapısı hazırlanmıştır!..
1990’da Soğuk Savaş bitirtilip, SSCB dağıtıldıktan sonra, RF ve ÇİN’in kontrolünde bir Türk Dünyası dizaynına izin verilerek, ve buna uygun sivil siyaset hazırlandıktan ve ABD/ NATO bölgeye yerleştikten sonra 2002’de düğmeye basılmıştır.
Türkiye’de siyasi ve askeri elit buna göre şekillendirilmiş ve görev askerden alınıp, sivil elite teslim edilmiştir.
Sıra Türklüğün bu kadrolarca , Türkiye topraklarından silinme aşamasına gelmiştir!..
ABD Silahlı Kuvvetleri’nin , Irak’a kuzeyden müdahalesi maskesi ile başlatılan proje , 1 MART Tezkeresi ile Milli Millet İradesi sayesinde bozguna uğratılmıştır!..
O günki iktidar, yirmi yıldan fazla bir süredir, hala ülkeyi tek başına yönetmekte olduğu halde; 2016 yılında, TSK’nin içindeki bir hain yapılanmanın darbe girişimine muhatap olmuştur!.. Bu olay, devlet yönetiminde, askeri vesayetin tamamen ortadan kaldırıldığı , dolayısıyla Türk Askeri’nin değil, sivillerin askerin içine , Askeri Elit ile birlikte yerleştirdiği İmamlar/ siviller sayesinde yapılmıştır!….
Bu kalkışma; gerçek Türk Asker, Polis ve Halkı tarafından önlendikten sonrada; hesap ,devleti yönetenlere ,bu imamları yetiştiren eğitim sistemine değil, bu milli askerleri kökten yetiştiren Askeri Liselere ve askeri asker yapan sisteme kesilmiştir!..
Bu olaya muhattap olan sivil ve askeri elit hala ,daha da güçlenmiş olarak görevdedir.
Ancak ülkede , on milyonun üstünde kim olduğunu bilmediğimiz Suriye, Afganistan başta olmak üzere yabancı ve halkın iradesine ortak olan ve aynı yönde oy kullanabilen milyon üstü yeni vatandaşımız olmuştur!..
Bu hainliği ,bize vatanseverlik olarak anlatmayı bırakıp , birinin Türk Halkı’na GERÇEKLERİ anlatması şarttır!….
Bu ortam, MİLLİ İÇ CEPHE için bir Beka Sorunudur. İç Savaş tehdididir.
İç Savaş; Meşru Müdafaa Hukukunu geçerli kılar!..
Bunu , başta NATO gibi üyesi olduğumuz kuruluşlar, yönetimde yarattıkları , bağımlılık ve zafiyetler karşılığı , müdahale fırsatı olarak kullanabilirler.
Veya yine anlaşmalı olarak borçlanılan birileri, alacaklarına karşı bir oldu-bitti yapabilirler!.
Biz , “ atı alanın Üsküdar’ı geçtiği “ aymazlığını , yönetim sistemimizi değiştirenlere karşı ses çıkarmayan bir toplum haline getirildiğimizi ispatlamış bir sınavdan geliyoruz!.. Birileri, nasıl olsa tepki göstermezler aymazlığını yapmayı hak görebilir!..
Veya Putin ile Zelenski’yi savaştıran akıl bunu Anadolu’ya taşımaya karar verebilir!..
Mevcut yönetim ve muhalefet bu sonucun ortak yaratıcılarıdır!..
Bunlar Milli bir Kurtuluş Projesi yapamazlar !..
Yapabilseler bile uygulayamazlar!….
Hepsinin bagajları doldurulmuş ve birbirlerine mahkum hale getirilmişlerdir.
Bağımsız karar verme yetileri ellerinden alınmıştır.
Kendi ikballeri için millet ve devlet menfaati adına söz söyleyemezler!..
İzin verildiği ve anlaşmaya sadık kalmak kaydıyla algı yaratmak adına konuşabilirler!..
1980 ‘de askere yaptırdıkları ihaneti, 2002 ‘den sonra sivil de yapmak zorundadır!.. Tek kurtuluş kararı Türk Milleti adına TBMM’ne kalmıştır!..
1 mart Teskeresi bunun ispatıdır!. Bu yönetim marifeti ile Halklara bölünmüş Türk Milleti, Son Başbuğu’nun bıraktığı emanete sahip çıkmak zorundadır!….
İÇ CEPHE oluşturulacaktır.Muhtaç olunan kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!..
Gençliğe hitabede, tanımlanan şartlar oluşmuştur!..
Şeriat olarak içten ve dıştan yeteri kadar düşman hazırlığını tamamlamış, Türklüğü yok etmek için ; yine Türkmüş gibi takiye yapan hainlerin harekete geçmesini beklemektedirler. Son Başbuğ Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürkümüzün bile her ünvân, ad ve soyadından “..çü” ve “.. izm” yaratan bu hainlerin karşısında Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürkler olarak Dünya Türklüğü ve Kızıl Elma’ya sahip çıkacağız!..
Bu hazırlıkta, anayasal ve demokratik yapıya uygun olarak tamamlanmıştır! Halkımızın ; G.t Kılı olup , olmama kararını vermesi ve gereğini demokratik ve anayasal şartlara göre yapması zamanı gelmiştir!..
Partiler üstü bir bilinçle, milleti bu güne getiren tüm köhne ve güdümlü siyasi görüşlerden desteğinizi çekin!….
Kendinizi bilinçli birer Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olarak tanımlayın ve birbirinizi bulun!..
İnanın başka bir şeye ihtiyaç yok!..
Yalancının mumu söndü!..
Hep birlikte başaracağız!.
EVLADIR BANA
Başkalarının sarayı değil,
Yurdumuz zindanı evladır bana.
Düşmanımın merhameti değil,
Kardeşimin ezası haktır bana.
El alemin altın kafesi değil,
Kendi bataklığım cennettir bana.
Ötekinin serveti değil,
Milletimin kırıntısı çoktur bana.
Onun bunun rüzgarı değil,
Bayrağımın gölgesi yeter bana.
Cahilim, sözüm anlayana,
İnsan olan, şerefiyle yaşar anca.
Bir Cahil
25.07.2023, Salı
GÖLBAŞI/ANKARA