Yıllardan beri Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki irili ufaklı adalarımızı işgal etmesine ses çıkarmayan siyasi iktidar, tepkisiz kalmaya devam etmektedir. Bunun yanında muhalefetten de tutarlı bir tepki yoktur. Ülkemizin toprakları açıkça peşkeş çekilmektedir.
2022 ilkbaharından başlayarak Türkiye ve Yunanistan’ın savaş uçakları arasında Ege ve Doğu Akdeniz’de çeşitli olaylar yaşandı. Bu yüzden ikili ilişkiler giderek gerildi ve yeni bir bunalımın eşiğine gelindi. Türkiye, Yunanistan’ı Girit’teki S-300 hava savunma sistemini kullanarak F-16 savaş uçaklarını taciz etmekle suçlamıştı.
3 Eylül 2022 tarihinde AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, Yunanistan’la yaşanan gerilimin ardından şunları söylemişti: “Adaları işgal etmeniz falan bizi bağlamaz. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya: Bir gece ansızın gelebiliriz.” Hızını alamayan AKP genel başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ey Yunan; bak tarihe bak, tarihe dön. Çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli ağır olur. Yunanistan'a tek cümlemiz var; İzmir'i unutma...” Adalarımızın işgal edildiğini kabul eden bir yöneticinin desteksiz sözler söyleyeceğine, gereğini yapması gerekirdi ve halen de bu yol açıktır.
AKP genel başkanının 7 Ekim 2023 tarihindeki sözleri de şöyleydi: “Bir gece ansızın gelebiliriz ikazının vatanımızın bekasına kasteden alçakların yüreklerine saldığı korkuyu hiç eksiltmeyeceğiz. Sınırlarımız içinde ve dışında tek bir insanımızın dahi burnunun kanamasına, onurunun zedelenmesine, hayallerinin gölgelenmesine rıza göstermeyeceğiz.”
7 Aralık 2023 tarihinde AKP genel başkanı “Bir gece ansızın gelebiliriz” dediği Yunanistan’a gitti. Yunan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu ve Başbakan Kiryakos Miçotakis ile görüştü. Bu görüşmelerde birbirlerine dostluk eli uzatarak, yılda en az bir kere buluşma sözü verildi. Türk vatandaşlarına Yunanistan adalarında yedi günlük vize sağlanacağı konusunda uzlaşıldı. Ticaret ve göç konularında da işbirliğine gidilmesi kararlaştırıldı.
Vize kolaylığı sağlanınca özellikle yaz aylarında Türk vatandaşları akın akın Yunan adalarına giderek, adalarımızı işgal eden devlete büyük paralar aktarmaya başladı. Ama Yunanistan, haydutluklarına devam etti ve bir sahil güvenlik botunun 20 Eylül 2024 tarihinde Bodrum Akyarlar kıyılarına gelerek, karasularımızı ihlal ettiği görüldü. 23 Eylül 2024 tarihinde ise başka bir sahil güvenlik botu Datça kıyılarına kadar hiçbir engelle karşılaşmadan geldi. Çekilen bir görüntüde sahil güvenlik botundan inen bir kişinin karaya çıkarak göçmen kaçakçısına ait olduğu iddia edilen lastik botu alarak Misi Adası'na doğru gittiği görüldü. 1922 yılından beri ilk kez bir Yunan askeri izinsiz olarak topraklarımıza basmış oldu.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Yunan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı ile 23 Eylül 2024 tarihinde yaptığı görüşmede ihlallerin tekrarlanmayacağı sözünü almasına karşın, 25 Eylül 2024 tarihinde Bodrum Akyarlar açıklarında bir Türk balıkçı teknesi, Yunan sahil güvenlik botu tarafından havaya ateş açılarak taciz edildi.
Akyarlar ve Datça kıyılarına gelen Yunan Sahil Güvenlik botları hakkındaki eleştiriler üzerine Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin tepkisini Yunanistan makamlarına her düzeyde ve en güçlü şekilde ilettik” açıklamasını yaptı. Bu açıklamanın toplumun öfkesini dindirmek için yapıldığı bellidir. Zaten Ege Denizi’nde işgal edilen adalarımız için 20 yıldır sessiz kalan, tepki vermeyen Dışişleri Bakanlığı’nın bu açıklaması inandırıcı değildir, içi boş bir söylemdir. Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırarak, nota verilmesi gerekirken, gerçek dışı söylemlerle toplumun gazı alınmaktadır.
Siyasi iktidarın Ege Adalarımızı Yunanistan’a gizli anlaşmalar çerçevesinde verdiği artık bilinmektedir ve “bir gece ansızın gelebiliriz” gibi gerçekle bağdaşmayan boş sözlerle toplumu uyuttuğu anlaşılmaktadır. Ancak başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin suskunluğu ve tepkisizliği de anlaşılamamaktadır. Vatanımız işgal edilirken henüz uyanamayanlarla, anlayamayanlarla ve proje muhalefetle işimizin zor olduğu bilinmelidir.
Azim ve Karar