Sedat Kaya
Köşe Yazarı
Sedat Kaya
 

KARTAL KANADI

1955 yılının ılık bir bahar sabahıydı. Yakima kızılderili rezervasyonunda şaman Khe-tha-a-hi (Kartal Kanadı) bir yandan kutsal adaçayı(sage) ile tütsü yapıyor, bir yandan da dua ediyordu. "Gete anishinaabe Anami ewin, O'o gichi Manidoo, O'o ogondaamaan noodinong." "Ey Büyük Ruh, Sesini rüzgarlardan işittiğim, bütün dünyaya yaşam nefesini veren, duy beni!.Senin bilgeliğine ve gücüne ihtiyacım var." Henüz duası bitmemişti ki, bir anda nefes nefese torunu geldi. "Dede, dede!.. Beyaz adam boz tepenin arkasında bir şeyler yapıyor." Şaman kızdı. Homurlandı. Torununa sert bir ifadeyle "Git sor bakalım, ne yapıyorlar?" dedi. Küçük çocuk koşa koşa boz tepeyi aştı. Beyaz adamlara sordu. "Burada ne yapıyorsunuz?" Güldüler önce.. Sonra "Geceleri gökyüzünde parlayan davulu biliyor musun?" dediler, çocuğa. "Ay mı?" diye sordu.. "Evet" dediler, "Buraya NASA üssünü kuruyoruz..İnsanlığı geceleri gördüğün o parlayan davula götüreceğiz." Çocuk yine koşarak dedesine döndü.. "Dede konuştum, insanlığı parlayan davula götüreceklermiş." Khe-tha-a-hi daha da kızdı.. Bir şeyler mırıldandı.. "Khe ta gaye ga'ojimin wedamaan." "Kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur." Sonra bir parça geyik derisi aldı, ot boyalarından yaptığı mürekkeple üzerine bir şeyler yazdı." "Git bunu beyaz adamlara ver..Parlayan davula gittiklerinde bu yazıyı orada yaşayanlara versinler.." Çocuk tekrar gitti inşaat alanına.. Dedesinin verdiği notu beyaz adamlara iletti. "Dedem diyor ki, bu yazıyı parlayan davuldaki insanlara versinler." Mühendisler, bilim adamları gülmeye başladılar.. İçlerinden "Orada yaşayan yok ki" dediler.. Ama çocuğu kırmamak için, "Tamam söz veriyoruz..Dedene söyle, parlayan davula gittiğimizde bu notu orada yaşayanlara ileteceğiz." Aradan bir kaç gün geçti.. Mühendislerden biri şamanın gönderdiği deri parçasında ne yazdığını merak etti.. Ama inşaatta Yakima dilini bilen yoktu.. Hemen rezervasyondan İngilizce bilen bir kızılderili çağırdılar. "Oku bakalım, sizin şaman burada ne yazmış?." Kızılderili okudu. "Ni gagwezoogadam gaawiin chi gagwa odaawag nisayenh.." "Bu beyaz adamlara dikkat edin..Topraklarınızı ve özgürlüğünüzü çalmaya geldiler." Topragımıza, suyumuza, ormanlarımıza, doğamıza, özgürlüğümüze sahip çıkalım. Sedat Kaya - DATÇA ]]>
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2022 - Perşembe
Sedat Kaya

KARTAL KANADI

1955 yılının ılık bir bahar sabahıydı.

Yakima kızılderili rezervasyonunda şaman Khe-tha-a-hi (Kartal Kanadı) bir yandan kutsal adaçayı(sage) ile tütsü yapıyor, bir yandan da dua ediyordu.

"Gete anishinaabe Anami ewin,

O'o gichi Manidoo, O'o ogondaamaan noodinong."

"Ey Büyük Ruh,

Sesini rüzgarlardan işittiğim, bütün dünyaya yaşam nefesini veren, duy beni!.Senin bilgeliğine ve gücüne ihtiyacım var."

Henüz duası bitmemişti ki, bir anda nefes nefese torunu geldi.

"Dede, dede!.. Beyaz adam boz tepenin arkasında bir şeyler yapıyor."

Şaman kızdı.

Homurlandı.

Torununa sert bir ifadeyle "Git sor bakalım, ne yapıyorlar?" dedi.

Küçük çocuk koşa koşa boz tepeyi aştı.

Beyaz adamlara sordu.

"Burada ne yapıyorsunuz?"

Güldüler önce..

Sonra "Geceleri gökyüzünde parlayan davulu biliyor musun?" dediler, çocuğa.

"Ay mı?" diye sordu..

"Evet" dediler, "Buraya NASA üssünü kuruyoruz..İnsanlığı geceleri gördüğün o parlayan davula götüreceğiz."

Çocuk yine koşarak dedesine döndü..

"Dede konuştum, insanlığı parlayan davula götüreceklermiş."

Khe-tha-a-hi daha da kızdı..

Bir şeyler mırıldandı..

"Khe ta gaye ga'ojimin wedamaan."

"Kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur."

Sonra bir parça geyik derisi aldı, ot boyalarından yaptığı mürekkeple üzerine bir şeyler yazdı."

"Git bunu beyaz adamlara ver..Parlayan davula gittiklerinde bu yazıyı orada yaşayanlara versinler.."

Çocuk tekrar gitti inşaat alanına..

Dedesinin verdiği notu beyaz adamlara iletti.

"Dedem diyor ki, bu yazıyı parlayan davuldaki insanlara versinler."

Mühendisler, bilim adamları gülmeye başladılar..

İçlerinden "Orada yaşayan yok ki" dediler..

Ama çocuğu kırmamak için, "Tamam söz veriyoruz..Dedene söyle, parlayan davula gittiğimizde bu notu orada yaşayanlara ileteceğiz."

Aradan bir kaç gün geçti..

Mühendislerden biri şamanın gönderdiği deri parçasında ne yazdığını merak etti..

Ama inşaatta Yakima dilini bilen yoktu..

Hemen rezervasyondan İngilizce bilen bir kızılderili çağırdılar.

"Oku bakalım, sizin şaman burada ne yazmış?."

Kızılderili okudu.

"Ni gagwezoogadam gaawiin chi gagwa odaawag nisayenh.."

"Bu beyaz adamlara dikkat edin..Topraklarınızı ve özgürlüğünüzü çalmaya geldiler."

Topragımıza, suyumuza, ormanlarımıza, doğamıza, özgürlüğümüze sahip çıkalım.

Sedat Kaya - DATÇA

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

22
Temmuz
21
Temmuz
25
Kasım