Antik dönemde Arşipel(*) kıyılarında ruhun sembolüydü kelebekler.
Ölümsüzdüler.
Psyche diyorlardı ruha, kelebekle özdeştirirlerdi.
Bir kelebeğin tırtıldan kanatlanmasına kadar geçen zorlu süredeki olgunlaşmasını çok önemserlerdi.
Psyche aynı zamanda Milet(Didim) kralının güzeller güzeli kızıydı.
Öylesine güzeldi ki, onu gören Afrodit'i gördüğünü sanırdı.
Tüm Ege'de kısa sürede nam saldı.
İnsanlar bu güzelliği görmek için Milet'e koşuyordu
Haber kısa sürede Afrodit'e ulaştı.
Afrodit kıskançlıktan deliye dönmüştü.
Bu kabul edilemezdi, kimse kendisinden güzel olamazdı.
Hele hele bir ölümlü.
Sinsi bir plan hazırladı. Aşk tanrısı Eros'a gidip, "Psyche'in kalbine öyle bir ok sapla ki, dünyanın en çirkin adamına aşık olsun" dedi.
Eros gizlice Milet'e gitti ve Psyche'yi bir çiçek bahçesinde kelebeklerle oynarken gördü.
Yayını gerip tam okunu fırlatacak ki, Psyche ile göz göze geldi ve o an kalbi duracak gibi oldu.
Karşısındaki güzelliğin tarifi yoktu.
Afrodit'e kimseye aşık olmayacağına ilişkin söz veren Eros o an Psyche'ye aşık oldu.
Psyche de ona.
Bunu duyan Afrodit daha da çılgına dönmüştü.
Psyche'yi sarayında köle yaptı.
Ona en zor işleri yaptırdı.
Bazen çuval çuval arpayı, susamı bir günde ayıklamasını istedi.
Bazen kilolarca yük taşıttı.
Bazen ayaklarını yıkattı.
Tüm hedefi, Psyche'in boyun eğmesiydi.
Ama Psyche asla pes etmedi.
Çünkü o narin, o kırılgan kız, tıpkı bir kelebeğin tırtıldan kanatlı şekle dönüşmesi gibi bir metamorfoz yaşamıştı.
Zorluklarla boğuşabiliyordu artık.
Afrodit'e baş eğmedi, direndi
Sonunda tanrıların babası Zeus girdi devreye.
Psyche'in çilesine üzülmüştü.
Eros ile ikisini Olimpos'a çağırdı ve tüm tanrıların huzurunda evlendirdi.
Böylece Psyche ile Eros'un aşkı ölümsüzleşerek, günümüze ulaştı
Afrodit ise kıskançlığının bedelini büyük üzüntülerle ödemişti.
Mesudiye sırtlarında bir çayır çiçeğinin yaprağında iki kırlangıçkuyruk kelebeği görünce nedense bu mitolojik öykü geldi aklıma.
Kelebeklerden biri Psyche, diğeri Eros'tu sanki.
Sarılmışlardı.
Ne kadar da mutluydular.
Baksanıza el ele, göz göze.
Adeta fısıldıyorlardı birbirlerine.
"Tanrıymış tanrıçaymış, şahmış sultanmış, başkanmış reismiş bize ne. Sevgisiz kişiliklerden uzak duralım, sevelim sevilelim."
(*) Arpişel Ege denizinin antik çağdaki adı.
]]>