Erdal Direğin
Köşe Yazarı
Erdal Direğin
 

CAN DOSTLARA DOKUNDURMAYIZ... VİCDAN YAHU!

Son günlerde gündeme bomba gibi bir haber düştü. Sahipsiz hayvanları uyutacaklarmış. Uyutma durumu hafifletme, basbayağı öldürecekler. Bir yasa tasarısı hazırlayacaklar. Yasalaşırsa barınaklara alınan can dostlar, bir ay sahiplenmezse öldürülecek. Siz kimsiniz ya o canları alacaksınız. Bu yetkiyi size kim veriyor. Milletin vekillerisiniz diye öldürme yetkisini size kim veriyor. Hazırlayacak olanlar AKP milletvekilleri, parti ayrımı yapmadan buna karşı çıkacak milletvekilleri olacaktır. Bu muhalefet milletvekilleri bu işten ret oyu verdik demekle kurtulamazlar. Sayımız yetmedi demekle de kendinizi sıyıramazsınız. Gerekirse meclis salonunda eylem yaparsınız. Meclis giriş kapılarında hayvanlarla birlikte yatarsınız, onların haklarını savunacaksınız. Başka çareniz yok. Şimdi bu konu sorun mu değil mi? Bunu biraz açalım. Evet bir sorun var. Çeteleşmiş köpekleri görüyoruz. Zaman zaman insanlara ve diğer hayvanlara saldırıları da olmuyor değil. Fakat bunu çözmek çok zor değil, öldürme kararını çıkarmak hiç doğru değil. Bu vahşettir. Bu görevi kim üstlenecek, bu vebali kim taşıyacak. Hayvanları korumak için eğitim almış, Veterinerlik Fakültelerinde sevmeyi yaşatmayı öğrenmiş Veterinerlere mi öldürteceksiniz bu hayvancıkları. Yaparlar mı dersiniz? İstanbul’un metropol ilçelerinde durum hiç kolay değil. Barınaklar çok yetersiz. 25 yıl önce Beykoz’da bugün yeniden seçilen CHP’li Belediye Başkanı Alaattin Köseler tarafından İstanbul’un ilk barınaklarından biri Beykoz’un ormanlık bölgesine kuruldu. O dönemde diğer ilçelerden toplanan sokak hayvanları gece saatlerinde gizlice kapalı kamyonetlerle barınak yakınlarına bırakılıyordu. Elbette kısa bir süre sonra tıka basa doldu barınak. Bugünde aynı sorun devam ediyor. Hatta barınak yakınlarında bir çok köpek hayırsever hayvan severler tarafından besleniyor. Devlet hapishaneler yetmediğinde ne yapıyor? Hapishane yapıyor ve bununla övünüyor. O zaman bu vefalı dostları öldürme planları yapılacağına barınak sayıları artırılamaz mı? Ya da doğal ortamında yaşamaları sağlanamaz mı? Hepsi yapılabilir. Öncelikle popülasyonun azaltılması için öldürmek yerine kısırlaştırılabilirler. Bu konuya kafa yoran Veteriner Fakültelerinin hocalarından görüş alınabilir. Milyonlarca sahipsiz kedi- köpek var aramızda. İnsanlarla dostça yaşıyor. Hatta bir çoğu sevilmek için yaklaşıyor insanlara. Neden bütün kedi ve köpekler zararlı olsun. Her gece evimin önüne gelip yemek vermemi bekleyen iki sokak köpeğinin kime zararı var. Sanki kimseyi tedirgin etmemek için gece 00.00 dan sonra geliyorlar yemek yemeğe. Yemeklerini ya da mamalarını yiyip, gidiyorlar. O çok bilmiş, kanun tasarısı verenler şöyle savunacaklar kendilerini. “Bir çok ülkede sokaklarda başı boş hayvana rastlayamazsınız” diyecekler. Biz de “bir çok ülkede sokak hayvanları ile insanlar iç içe yaşıyor” diyeceğiz. Bir de “İngiltere’de hayvanların bu şekilde itlafı serbest” diyecekler. Biz de “İngiltere bunu yapıyorsa biz yapmak zorunda mıyız?” diyeceğiz ve ekleyeceğiz.” İngiltere’nin Anayasası yok, biz de anayasayı, kaldıralım mı?” diyeceğiz. Hoş Anayasa’ya ne kadar uyulduğu da ortada. Bu yasa geçemez, geçirmeyiz, sivil toplum ayağa kalkar, topluca ve bireysel eylemler yapılır, bu yasa geçemez. 2 Haziranda Ankara Tandoğan Meydanında bir protesto mitingi kararı alındı. Kendi haklarımızı doğru dürüst aramıyoruz. Bari o masumlar için meydanları dolduralım. Sosyal medyanın konuya bakışı çok önemli. Binlerce twit ve paylaşım görüyorum. Bu kez kolay başaramayacaklar. Birlikte mücadele edelim. Etmeyeceksek vebali biz de taşırız. Ya da ne diyelim “Allah bizi bildiği gibi yapsın”
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2024 - Cuma
Erdal Direğin

CAN DOSTLARA DOKUNDURMAYIZ... VİCDAN YAHU!



Son günlerde gündeme bomba gibi bir haber düştü. Sahipsiz hayvanları uyutacaklarmış. Uyutma durumu hafifletme, basbayağı öldürecekler. Bir yasa tasarısı hazırlayacaklar.

Yasalaşırsa barınaklara alınan can dostlar, bir ay sahiplenmezse öldürülecek. Siz kimsiniz ya o canları alacaksınız. Bu yetkiyi size kim veriyor. Milletin vekillerisiniz diye öldürme yetkisini size kim veriyor.
Hazırlayacak olanlar AKP milletvekilleri, parti ayrımı yapmadan buna karşı çıkacak milletvekilleri olacaktır. Bu muhalefet milletvekilleri bu işten ret oyu verdik demekle kurtulamazlar. Sayımız yetmedi demekle de kendinizi sıyıramazsınız. Gerekirse meclis salonunda eylem yaparsınız. Meclis giriş kapılarında hayvanlarla birlikte yatarsınız, onların haklarını savunacaksınız. Başka çareniz yok.

Şimdi bu konu sorun mu değil mi? Bunu biraz açalım. Evet bir sorun var. Çeteleşmiş köpekleri görüyoruz. Zaman zaman insanlara ve diğer hayvanlara saldırıları da olmuyor değil. Fakat bunu çözmek çok zor değil, öldürme kararını çıkarmak hiç doğru değil. Bu vahşettir.
Bu görevi kim üstlenecek, bu vebali kim taşıyacak. Hayvanları korumak için eğitim almış, Veterinerlik Fakültelerinde sevmeyi yaşatmayı öğrenmiş Veterinerlere mi öldürteceksiniz bu hayvancıkları. Yaparlar mı dersiniz?

İstanbul’un metropol ilçelerinde durum hiç kolay değil. Barınaklar çok yetersiz. 25 yıl önce Beykoz’da bugün yeniden seçilen CHP’li Belediye Başkanı Alaattin Köseler tarafından İstanbul’un ilk barınaklarından biri Beykoz’un ormanlık bölgesine kuruldu. O dönemde diğer ilçelerden toplanan sokak hayvanları gece saatlerinde gizlice kapalı kamyonetlerle barınak yakınlarına bırakılıyordu. Elbette kısa bir süre sonra tıka basa doldu barınak.

Bugünde aynı sorun devam ediyor. Hatta barınak yakınlarında bir çok köpek hayırsever hayvan severler tarafından besleniyor. Devlet hapishaneler yetmediğinde ne yapıyor?

Hapishane yapıyor ve bununla övünüyor. O zaman bu vefalı dostları öldürme planları yapılacağına barınak sayıları artırılamaz mı? Ya da doğal ortamında yaşamaları sağlanamaz mı? Hepsi yapılabilir. Öncelikle popülasyonun azaltılması için öldürmek yerine kısırlaştırılabilirler. Bu konuya kafa yoran Veteriner Fakültelerinin hocalarından görüş alınabilir.

Milyonlarca sahipsiz kedi- köpek var aramızda. İnsanlarla dostça yaşıyor. Hatta bir çoğu sevilmek için yaklaşıyor insanlara. Neden bütün kedi ve köpekler zararlı olsun. Her gece evimin önüne gelip yemek vermemi bekleyen iki sokak köpeğinin kime zararı var. Sanki kimseyi tedirgin etmemek için gece 00.00 dan sonra geliyorlar yemek yemeğe. Yemeklerini ya da mamalarını yiyip, gidiyorlar.

O çok bilmiş, kanun tasarısı verenler şöyle savunacaklar kendilerini. “Bir çok ülkede sokaklarda başı boş hayvana rastlayamazsınız” diyecekler. Biz de “bir çok ülkede sokak hayvanları ile insanlar iç içe yaşıyor” diyeceğiz. Bir de “İngiltere’de hayvanların bu şekilde itlafı serbest” diyecekler. Biz de “İngiltere bunu yapıyorsa biz yapmak zorunda mıyız?” diyeceğiz ve ekleyeceğiz.” İngiltere’nin Anayasası yok, biz de anayasayı, kaldıralım mı?” diyeceğiz. Hoş Anayasa’ya ne kadar uyulduğu da ortada.

Bu yasa geçemez, geçirmeyiz, sivil toplum ayağa kalkar, topluca ve bireysel eylemler yapılır, bu yasa geçemez. 2 Haziranda Ankara Tandoğan Meydanında bir protesto mitingi kararı alındı. Kendi haklarımızı doğru dürüst aramıyoruz. Bari o masumlar için meydanları
dolduralım. Sosyal medyanın konuya bakışı çok önemli. Binlerce twit ve paylaşım görüyorum. Bu kez kolay başaramayacaklar. Birlikte mücadele edelim. Etmeyeceksek vebali biz de taşırız. Ya da ne diyelim “Allah bizi bildiği gibi yapsın”

Yazıya ifade bırak !