Değerli Yöneticiler:
Kimi, gayet yerinde bulduğumuz temel eleştirilere karşın, Millet İttifakı’nın kamuoyunda bir umut odağı olduğu vakıadır. Emeklerinizi kutluyoruz…
Bu durumda mesele, dağın, ağızdan yel alsın, fare doğurmamasının, teminidir.
Her söylemin ve her eylemin ittifaka taşıdığı ve ittifaktan kaçırdığı oylar vardır ki, bu, siyaset sürecinin genel doğası gereğidir.
Bir ittifak unsuru; sahte deliller üstüne kurgulanmış olduğu yargı hükmüne raptolmuş; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepesini, tarihte benzeri görülmemiş biçimde, tek bir kurşun atmadan biçmiş ve çakı gibi, masum kere masum subaylarımızı, amirallerimizi, generallerimizi, ordu komutanlarımızı, yıllar boyunca zindanlarda çürütmüş, Balyoz ve Ergenekon Davaları’na dönük olarak; “Bu davalara FETÖ’cü hakimler ve savcılar karıştı demek, davaların içi boştur demek, değildir, davalar tekrar görülmelidir”, kabilinden, çok hukuksuz, çok yadırgatıcı, en başta da sürecin kurgusu itibariyle çakma delillere mıhlandığı, şeksiz şüphesiz ortaya çıkmış olup; demek ki, çok hakkaniyetsiz bir savla, gündeme gelirken…
İttifakın öteki bir unsurunun; şaşırtıcı derecede geç kalmış bir çizgide, “Balyoz mağdurlarıyla helalleşeceğiz”, yönündeki yeni beyanı, yalnızca bir şizofreni peydahlamakla kalmamakta…
“Kuru bir helalleşme” yerine, Balyoz ve Ergenekon davalarına, kürek kürek sahte delil yığan, sahte delil üretme merkezleri ve buralarda, sahte delil üreten ajanlar hakkında, aradan, yıllar geçtiği halde, hala daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, tek bir soruşturma önergesi vermemiş olması, söz konusu helalleşme tavrının gayrı samimi olduğu konusunda, ciddi endişeleri celbetmektedir…
Benzer örnekler çoktur... Kestirmeden gitmek üzere, bunları sıralamıyoruz…
Şu ki işaret ettiğimiz gibi olunca, Millet İttifakı güven yitirmektedir; giderek, seçmen kaçırmakta, kuvvetlenebilecekken, zayıflamaktadır.
Ittifakın bir önderi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde, bilhassa, durum tam da böyledir… CHP Yönetimi, Millet İttifakı’nı, büyüteceğim derken, has evlatlarını, Onlar’la helalleşemeyecek noktada, küstürmektedir!..
Bir defa bu açıdan, CHP Yönetimi’ni, parti içi demokrasiyi göz ardı etmemeye, davet ediyoruz. Kendi içinde demokrat olamayan hiç bir parti, ülkede demokrasinin lokomotifi olamaz… Olacağını iddia ediyorsa, ona kimse inanmaz… Şu anda CHP içindeki parti içi demokrasinin makineleri durmuş vaziyettedir ve önümüzde, ihtimal olarak bulunan baskın seçim dahil, olağan seçimle, parti içi kongre seçimlerinin örtüşmemesi için, CHP Yönetimi’nin, daha fazla gecikmeden ve hızlandırılmış bir parti içi seçim takvimini, açıklaması, hayati önem taşımaktadır. Aksi her tavrın maliyeti, çok yönlü, çok yüksektir…
Takvim sürecinde, mahalle kongrelerinden başlayarak, bütün kongrelerde, ayrıca yıllara yayılan acılar ve yarılmalar uzantısında düsturlaştırılmış çarşaf liste uygulamasını, alelusul oylamalarla bertaraf etme oyunbazlığına duçar olunmaması, bir o kadar, hayatî önemdedir…
Esas hayatî olan, Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemek üzere, bir yöntemin, istişare edilip yürürlüğe konmasıdır… Cumhurbaşkanı adayının telaffuzu, yekten altı çift dudak arasına bırakılmamalıdır. Bırakılırsa, muhakkak hayal kırıklıkları yaşanacak ve ittifaktan kopmalar vücut bulacaktır… Millet İttifakı’nın, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesini, ayrıca bir şölene çevirmek, seçimin açık ara kazanılmasının, bir baş koşuludur. Yoksa, iktidar yandaşları, milyarlarca doları piyasaya sürebilecek, hele devlet imkanlarını da arkalarına almışken, geçici bir ekonomik rahatlama peydah edebilecek, bu suretle sandıktan çıkmayı ciddi olarak zorlayabileceklerdir…
Bu oyunu bozmanın yolu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının, çok yönlü hayal kırıklıklarını, gündeme taşıyabilecek bir doğrultuda, altı çift dudağın telaffuzundan, çıkartılması ve millet katında bir siyasi rüzgâr ve coşku, giderek fikrî bir zenginlik oluşturacak olan, bir önyarışmayı mümkün kılmasından, geçer…
Öteki türlü, cumhurbaşkanı adayımızın, içe dönük olarak da, dışa dönük olarak da, gücü, işaret ettiğim yarışma uzantısında öne çıkacak cumhurbaşkanı adayının gücünden daha az olacaktır… Başka bir deyişle, işaret ettiğimiz yöntemle belirlenecek Cumhurbaşkanı adayı, kıyaslanamayacak kadar üst bir kolaylıkla cumhurbaşkanımız olabilecek ve içe dönük olarak da, dışa dönük olarak da, öteki türlü olacak olana kıyasla, çok daha güçlü olacaktır.
Aynı çerçevede, “ekmek için ekmel” örneğindeki gibi, dış telkinli ve altı çift dudak arasından çıkacak Cumhurbaşkanı adayı, başımıza hiç aklımıza gelmeyen çoraplar örebilecektir…
En çok korkulacak bir musibet; dış odakların, bölgedeki köklü heveslerine odun taşıyacak şekilde, Cumhurbaşkanı, ister Millet İttifakı’ndan çıksın, ister Cumhur İttifakı’ndan… Bölgemiz’de, taa, Saddam’ın 1980’de İran’a saldırtılmasından başlayarak, giderek 2011’de Suriye belasıyla beraber doruğa ulaşmış, mezhep savaşlarıyla, maatteessüf gayet örgülü olarak… Türkiye’yi, bir mezhebi yırtılmaya taşımak isteyebilecek, olmalarıdır…
Kamuoyunun, başta da, Millet İttifakı’nın Yöneticileri’nin dikkatine önemle sunuyoruz…
Omuzdaşları ve Prof. Dr. Tolga Yarman
(CHP Kurultay Onur Üyesi)
]]>