Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Prof. Dr. Tolga Yarman: Bir Ömür Alan Araştırmalarımı Özetliyorum…

Prof. T. Yarman, Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov’un, 2007’de, yaptıkları ve yeni bir yer çekimi nazariyesinin temelini oluşturan, öngörülerinin, tahkikini, hedef alan deneyler; 2014’de, İÜ Fen Fakültesi’de gerçekleştirildi. Söz konusu yeni nazariye; Einstein’ın Genel Görelilik (Yerçekimi) Kuramı’nın sonuçlarına, Büyük Usta’nın izlediği yoldan bambaşka bir yoldan (enerji korunumdan hareketle), ulaşılmasına, imkan bahşediyordu... Ancak; her iki nazariyenin öngürülerinin birbirlerine, ölçüm aletlerinin yettiği duyarlılık içinde “aynı” gelmesine karşın; onarılamaz çelişkiler sergiliyor olması, şaşırtıcıydı. O kadar ki, yeni nazariyeye göre, örneğin, kara delikler yoktu. Bu ilginç durum, daha 1999’da, Fransız NASA’sının (ONERA), Araştırma Genel Direktörü, Prof. C. Marchal’ın ve maiyetinin dikkatini çekmişti. Bu çerçevede, ONERA, söz konusu iki nazariyenin öngörüleri arasındaki küçük farkı ölçmek üzere, harekete geçti; ama eldeki aletlerin duyarlılığı, “farkı”ölçmeye, yetmedi. ONERA; Prof. Yarman’dan, ilk elde akla gelenlerden başka deneyler, düşünmesini, istedi. Prof. Yarman sonunda; Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov ile, 2007’de Moskova’da gerçekleşen “Physical Interpretations of Relativity Theory”, Toplantısı’na; aradaki farkı, çarpıcı biçimde ortaya çıkartan, bir öngörü sundu. Yarman-Arık-Rozanov öngörüsüne göre; dönen bir tepsinin ucuna yerleştirilmiş olacak, örneğin nükleer bir saat; Einstein’ın, Yerçekimi Kuramı’nın ve Evren Davranışbilimi’nin temeli sayılan öngörüsünün, işaret ettiği katsayı kadar değil, bunun, yaklaşık iki katı kadar, geri kalmak durumunda, olmalıydı. 2 Söz konusu sava; 2007’de, Belarusya Devlet Üniveritesi Öğretim Üyesi Prof. Alexander Kholmetskii ve Arkadaşları, ilgi gösterdiler; en başında; Einstein’ın öngörüsünü doğrulayacaklarına inandıklarını içtenlikle itiraf edecek olsalar da, deney için kolları sıvadılar. 2008’de, deneyler sonuç verdi; Einstein’ın öngörüsü deneysel gözlemlerle hiç örtüşmüyordu. İvmeli harekette; ivmenin etkisine; bir tek yerdeğiştirme etkisi, yetmiyordu; bunun yanı sıra, Yarman-Arık-Rozanov’un öngörmüş oldukları gibi, münhasıran ivmenin etkisi, ayrıca, dikkate alınmak gerekiyordu. Bu gelişme uzantısında, neredeyse yüz yıldır, bir yanda atom dünyasına, öbür yanda gökyüzüne dönük, farklı farklı çizgilerde gelişmiş tasavvurlarımızın, nasıl olup da bir türlü bağdaştırılamadığı, önemli ölçüde, açıklık kazanmış oluyordu. Madde, bir “kuvvet alanına” bağlandığı zaman, “durgun kütle”, enerji korunumu gereği, bağlanma enerjisi kadar azalacaktı. Başka bir deyişle, beklenecek olduğu şekliyle, esasen, gökyüzü atom gibi, atom ise gökyüzü gibi davranıyordu. Böylelikle, madde ve kainat tasavvurumuz, benzersiz biçimde bütünleşiyor, öteki türlü çelişkili cenderelerde olan zihinlerimiz, rahatlıyordu. 2008 Deney Sonuçları, saygın bilim dergilerinde yayınlandı. 2009’da Il Nuovo Cimento Dergisi’nin “Kapak Konusu” oldu. İÜ Fen Fakültesi; 2013’de; soz konusu deneyleri farklı bir düzenekte yapmayı; bu suretle tahkik etmeyi, önemsedi. İşbirliği, meyvesini, 2014’de verdi. Einstein’ın çıkış noktası açık ara yanlışlandı. “Sonuçlar”, artan “dirence” karşın, yayınlandı. O evrede, Prof. Yarman, Prof. Arık ve Prof. Kholmetskii, enerji korunumu gereği olarak, bağlanma sürecinde dışarı atılacak “elektromanyetik ışınım”, öngördüler; bulgularini yayınladılar. Eğer öyle olacak idiyse; Einstein’ın öngördüğü doğrultuda, “Gravitasyon Dalgaları”nı ölçmek üzere tesis olunmuş olan milyar dolarlık, LIGO (Louisiana/ABD) ve VIRGO (Cascina/İtalya), interferometreleri; 2016’da; ardışık olarak, üç çift karadeliğin (farklı farklı zamanlarda) birbirlerine göçmeleri uzantısında, hasıl olduğuna inanılan “gravitasyon dalgalarını” değil; Yarman-Arık-Kholmetskii’nin öngördükleri, durgun kütle yitiğinden peydah olan değişmeyi ölçmüş olmalılardı. Bu sav; Prof. Marchal’ın da aralarına katılması uzantısında; Yarman ve Meslekdaşları tarafndan kaleme alınan, ayrıca şaşırtıcı biçimde, dev bilgisayar hesaplamalarına hiç ihtiyaç bırakmaksızın, “analitik” olarak (açık ve sade bir bağıntıyla), ortaya konulabiliyor; buradan kolaylıkla alınan sayısal öngörüler ise ölçüm sonuçlarıyla, gözleri fal taşı gibi açılmış bırakacak derecede, örtüşüyordu. Zikredilen sonuçlar, saygın bilim dergilerinde yayınlandı. Buna karşılık, Yarman-Arık-Kholmetskii, yerleşik kozmoloji tasavvuruna tutunan kesimler tarafından ortaya getirilen sert denebilecek eleştirilere muhatap oldular. Bu eleştirilere karşı Annals of Physics, Journal of Synchrotron Radiation, Europhysics Letters, European Physical Journal Plus, gibi, Dünya’nın saygın bilim dergilerinde, yanıt niteliğinde pek çok makale, yayınladılar… Kendilerine karşı yazılmış olup, cevabını vermedikleri tek bir eleştiri makalesi bırakmadılar. Prof. Yarman, Prof. Arık ve Prof. Kholmetskii’nin sürdürdükleri mücadeleye Prof. Christian Marchal ve Prof. Ozan Yarman, devamlı güç kattılar… Geliştirdikleri ve Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı’na (GGK) karşı müdafaa ettikleri kurama, “Quantal Gravity Theory”, ya da işte “Kuvantum Yerçekimi Kuramı” (KYK) adını verdiler. GGK, Kuvantum Mekaniği (KM) ile bağdaşmıyor… KYK ise daha neşetinden itibaren KM ile iç içe bulunuyor… KYK ve Genel Görelilik Kuramı’nın, birbirleriyle, hatta çelişen zeminlerden hareket etmelerine karşılık, nasıl olup da, ölçülebilir bölgede aynı denebilecek sonuçları sağladığına dair, son bir makale yazdılar. Bu durumda, KYK’nın, hakça bir değerlendirme sonucu, GGK’nın yerini almasını beklemekteler… ]]>
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2022 - Pazartesi
Sizden Gelenler

Prof. Dr. Tolga Yarman: Bir Ömür Alan Araştırmalarımı Özetliyorum…

Prof. T. Yarman, Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov’un, 2007’de, yaptıkları ve yeni bir yer çekimi nazariyesinin temelini oluşturan, öngörülerinin, tahkikini, hedef alan deneyler; 2014’de, İÜ Fen Fakültesi’de gerçekleştirildi. Söz konusu yeni nazariye; Einstein’ın Genel Görelilik (Yerçekimi) Kuramı’nın sonuçlarına, Büyük Usta’nın izlediği yoldan bambaşka bir yoldan (enerji korunumdan hareketle), ulaşılmasına, imkan bahşediyordu... Ancak; her iki nazariyenin öngürülerinin birbirlerine, ölçüm aletlerinin yettiği duyarlılık içinde “aynı” gelmesine karşın; onarılamaz çelişkiler sergiliyor olması, şaşırtıcıydı. O kadar ki, yeni nazariyeye göre, örneğin, kara delikler yoktu. Bu ilginç durum, daha 1999’da, Fransız NASA’sının (ONERA), Araştırma Genel Direktörü, Prof. C. Marchal’ın ve maiyetinin dikkatini çekmişti. Bu çerçevede, ONERA, söz konusu iki nazariyenin öngörüleri arasındaki küçük farkı ölçmek üzere, harekete geçti; ama eldeki aletlerin duyarlılığı, “farkı”ölçmeye, yetmedi.

ONERA; Prof. Yarman’dan, ilk elde akla gelenlerden başka deneyler, düşünmesini, istedi. Prof. Yarman sonunda; Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov ile, 2007’de Moskova’da gerçekleşen “Physical Interpretations of Relativity Theory”, Toplantısı’na; aradaki farkı, çarpıcı biçimde ortaya çıkartan, bir öngörü sundu. Yarman-Arık-Rozanov öngörüsüne göre; dönen bir tepsinin ucuna yerleştirilmiş olacak, örneğin nükleer bir saat; Einstein’ın, Yerçekimi Kuramı’nın ve Evren Davranışbilimi’nin temeli sayılan öngörüsünün, işaret ettiği katsayı kadar değil, bunun, yaklaşık iki katı kadar, geri kalmak durumunda, olmalıydı.

2

Söz konusu sava; 2007’de, Belarusya Devlet Üniveritesi Öğretim Üyesi Prof. Alexander Kholmetskii ve Arkadaşları, ilgi gösterdiler; en başında; Einstein’ın öngörüsünü doğrulayacaklarına inandıklarını içtenlikle itiraf edecek olsalar da, deney için kolları sıvadılar. 2008’de, deneyler sonuç verdi; Einstein’ın öngörüsü deneysel gözlemlerle hiç örtüşmüyordu. İvmeli harekette; ivmenin etkisine; bir tek yerdeğiştirme etkisi, yetmiyordu; bunun yanı sıra, Yarman-Arık-Rozanov’un öngörmüş oldukları gibi, münhasıran ivmenin etkisi, ayrıca, dikkate alınmak gerekiyordu. Bu gelişme uzantısında, neredeyse yüz yıldır, bir yanda atom dünyasına, öbür yanda gökyüzüne dönük, farklı farklı çizgilerde gelişmiş tasavvurlarımızın, nasıl olup da bir türlü bağdaştırılamadığı, önemli ölçüde, açıklık kazanmış oluyordu.

Madde, bir “kuvvet alanına” bağlandığı zaman, “durgun kütle”, enerji korunumu gereği, bağlanma enerjisi kadar azalacaktı. Başka bir deyişle, beklenecek olduğu şekliyle, esasen, gökyüzü atom gibi, atom ise gökyüzü gibi davranıyordu. Böylelikle, madde ve kainat tasavvurumuz, benzersiz biçimde bütünleşiyor, öteki türlü çelişkili cenderelerde olan zihinlerimiz, rahatlıyordu. 2008 Deney Sonuçları, saygın bilim dergilerinde yayınlandı. 2009’da Il Nuovo Cimento Dergisi’nin “Kapak Konusu” oldu.

İÜ Fen Fakültesi; 2013’de; soz konusu deneyleri farklı bir düzenekte yapmayı; bu suretle tahkik etmeyi, önemsedi. İşbirliği, meyvesini, 2014’de verdi. Einstein’ın çıkış noktası açık ara yanlışlandı. “Sonuçlar”, artan “dirence” karşın, yayınlandı. O evrede, Prof. Yarman, Prof. Arık ve Prof. Kholmetskii, enerji korunumu gereği olarak, bağlanma sürecinde dışarı atılacak “elektromanyetik ışınım”, öngördüler; bulgularini yayınladılar. Eğer öyle olacak idiyse; Einstein’ın öngördüğü doğrultuda, “Gravitasyon Dalgaları”nı ölçmek üzere tesis olunmuş olan milyar dolarlık, LIGO (Louisiana/ABD) ve VIRGO (Cascina/İtalya), interferometreleri; 2016’da; ardışık olarak, üç çift karadeliğin (farklı farklı zamanlarda) birbirlerine göçmeleri uzantısında, hasıl olduğuna inanılan “gravitasyon dalgalarını” değil; Yarman-Arık-Kholmetskii’nin öngördükleri, durgun kütle yitiğinden peydah olan değişmeyi ölçmüş olmalılardı.

Bu sav; Prof. Marchal’ın da aralarına katılması uzantısında; Yarman ve Meslekdaşları tarafndan kaleme alınan, ayrıca şaşırtıcı biçimde, dev bilgisayar hesaplamalarına hiç ihtiyaç bırakmaksızın, “analitik” olarak (açık ve sade bir bağıntıyla), ortaya konulabiliyor; buradan kolaylıkla alınan sayısal öngörüler ise ölçüm sonuçlarıyla, gözleri fal taşı gibi açılmış bırakacak derecede, örtüşüyordu. Zikredilen sonuçlar, saygın bilim dergilerinde yayınlandı. Buna karşılık, Yarman-Arık-Kholmetskii, yerleşik kozmoloji tasavvuruna tutunan kesimler tarafından

ortaya getirilen sert denebilecek eleştirilere muhatap oldular. Bu eleştirilere karşı Annals of Physics, Journal of Synchrotron Radiation, Europhysics Letters, European Physical Journal Plus, gibi, Dünya’nın saygın bilim dergilerinde, yanıt niteliğinde pek çok makale, yayınladılar… Kendilerine karşı yazılmış olup, cevabını vermedikleri tek bir eleştiri makalesi bırakmadılar. Prof. Yarman, Prof. Arık ve Prof. Kholmetskii’nin sürdürdükleri mücadeleye Prof. Christian Marchal ve Prof. Ozan Yarman, devamlı güç kattılar… Geliştirdikleri ve Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı’na (GGK) karşı müdafaa ettikleri kurama, “Quantal Gravity Theory”, ya da işte “Kuvantum Yerçekimi Kuramı” (KYK) adını verdiler. GGK, Kuvantum Mekaniği (KM) ile bağdaşmıyor…

KYK ise daha neşetinden itibaren KM ile iç içe bulunuyor… KYK ve Genel Görelilik Kuramı’nın, birbirleriyle, hatta çelişen zeminlerden hareket etmelerine karşılık, nasıl olup da, ölçülebilir bölgede aynı denebilecek sonuçları sağladığına dair, son bir makale yazdılar. Bu durumda, KYK’nın, hakça bir değerlendirme sonucu,

GGK’nın yerini almasını beklemekteler…

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran