Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Hatice Topçu Yazdı:Cumhuriyetin Köy Çiçekleri: Köy Enstitüleri-2

Ulusunun bağrında sezdiği büyük gelişme yeteneğini gören büyük Atatürk, ‘kurtuluş’ planını yürütürken, ‘kuruluş’ planı ile ilgili adımları da atmaktaydı. Teokratik yönetimden cumhuriyete giden yolun taşları sürecin genelge ve kongrelerinde alınan kararlarla döşenmekteydi. Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Genelgesi’nin 3. maddesi: “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.”1ile ulusal egemenliğe dikkat çekilmiş;1921 Anayasa’sının 1.maddesindeki  “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”1 ilkesi ile ulusal egemenliğe dayalı bir cumhuriyetin temeli atılmıştı. Samsun’dan başlayan, Erzurum, Sivas’la devam eden,  Ankara ve İzmir’e ulaşan ulusal kurtuluş mücadelesi tarihin tanıklık ettiği ulusal kimliği, onuru kurtaran essiz bir yolculuktu.Bu essiz yolculuğun önderi büyük Atatürk Ekim 1922 tarihinde Bursa’da öğretmenlere yaptığı konuşmada şöyle diyordu: “Ordularımızın kazandığı zafer sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Ordularımızın zaferini siz tamamlayacaksınız, gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız.”2 İşe yönelik eğitimin ilk somut adımı Şubat 1923, İzmir İktisat kongresinde atılmıştı. Kongrede köy eğitimi için alınan kararlardan biri şöyledir. Köy ilkokullarının geniş bahçeleri, ahır ve kümeslerinin olması gerekmektedir. Bunlar öğretmenin denetiminde öğrenciler tarafından işletilmeli ve böylece çiftçilik çocuklara ‘uygulamalı’ olarak öğretilmelidir. 3 Cumhuriyet kuruluşunun ilk yıllarda,yerli ve yabancı uzmanlarca hazırlanan raporlarındaköye göre eğitim ve köy öğretmeni yetiştirme konularında getirilen öneriler doğrultusunda bazı uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Mustafa Necati’nin Bakanlığı döneminde (1926) Kayseri Zincidere köyünde bir ‘Köy Muallim Mektebi’ açılmıştır. Bu okul Türk eğitim tarihinde köyler için açılan ilk öğretmen okuludur.Aynı döneminde (1927) Denizli Erkek Muallim Mektebi, ‘Köy Muallim Mektebi’ne dönüştürülmüştür.3 Atatürk’ün önerisi üzerine askerde onbaşı ve çavuşluk yapmış köylü gençlerin altı aylık bir kurstan sonra eğitmen unvanıyla ilkokullara gönderilmesi planının ilk adımı 1936 yılında Saffet Arıkan’ın Bakanlığındagerçekleştirildi.Eskişehir’in Mahmudiye köyünde bir eğitmen kursu açıldı.  Aynı yıl İzmir Kızılçullu’da ve Eskişehir Çifteler’de Öğretmen okulları açıldı. Büyük Atatürk’ün ölümü sonrasında liderliği devralan İsmet İnönü köyde eğitim projesini sürdürecekti. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı görevine Hasan Ali Yücel’i getirdi.Yücel göreve geldikten sonra üniversiteler kanunu çıkararak özerkliği güvence altına almaya çalıştı.  Dünya klasiklerinin çevirisi için bir tercüme bürosu oluşturdu ve hepsinden önemlisi Köy Enstitülerinin kurulması için düğmeye bastı. Kendisine yol arkadaşı olarak İsmail Hakkı Tonguç’u seçti.  Kaybedecek zaman yoktu. Tonguç ülke genelinde bir keşif gezisine çıktı.Enstitülerin yerleri için 21 bölge belirlendi. Enstitüler şehirden uzak olacak ama mümkünse tren yollarına yakın olacaktı. İsmail Hakkı Tonguç köyleri kalkındıracak toplum önderlerinin gerekliliğini şöyle anlatıyordu:“Bizim köyün ne olduğunu evvela büyük alimler, artistler değil kahramanlar anlayacaklar, sonra alimlere ve sanatkârlara anlatacaklardır. Türk köyü daha belki yirmi beş yıl alim değil kahraman isteyecektir. Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejimi yaptırmak, trahomlunun gözüne ilaç damlatmak, okul binasını yapmak, yaralının yarasını sarmak, gebeye çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağını veya tamir edileceğini öğretmek, bozuk köprüyü yapmak, ıslah edilmiş tohumu tarlaya saçmak, fidan dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün ‘dal’ diye adlandırdığı ağacı hakikaten ağaç haline getirmek ulemanın işi değil, kahraman teknisyenler ordusunun başaracağı işidir.”4 17 Nisan 1940’ta 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu kabul edildi ve bu kanunla köy öğretmen okulları ‘Köy Enstitüsüne’ dönüştürüldü. Kanunun oylamasında red oyu çıkmadı, ancak 38 kişinin oylamaya katılmayışı yasaya karşı muhalefetin oluşunun göstergesiydi.  Oylamaya katılmayanlar arasında daha sonra Demokrat Partiyi kuracak olan Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü’de vardı. 5 Köy Enstitüleri mimarlarının bir sonraki adımı Köy Enstitüleri mezunlarından bu okullar ve bölge okulları için öğretmen ve müfettiş yetiştirmek, enstitülere rehberlik yapmak, köy incelemelerine merkez oluşturmak üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü adıyla üç yıl süreli bir okul açmak oldu (1942). Enstitülerin ilk resmi öğretim programı 1943 tarihlidir. İlkokuldan sonra 5 yıl eğitim yapan Köy Enstitülerinde 114 hafta ‘kültür’ dersleri, 58 hafta ‘ziraat’ ders ve çalışmaları, 58 hafta da ‘teknik’ ders ve çalışmaları yapılması planlanmıştır. 3 Köy Enstitüleri 1951 yılına kadar 1.398’i kadın, 15 bin 943’ü erkek olmak üzere 17 bin 341 öğretmen 1.599 sağlık memuru yetiştirmiştir. 4Cumhuriyetinköy çiçekleri mezun olmuş, köylerine dönmüşlerdi. Onlar köylerin karşılaştığı sağlık, kültür, tarım, imar gibi çeşitli sorunlarını çözecek; köyü içinden canlandıracak, kalkındıracak, özgürleştirecektoplum önderleriydi.Ne yazık kiKöy Enstitüleri, içerde ve dışarda gelişen değişimlerin etkisiyle atılan geri adımlarla önce zayıflatılmış sonra da kapanmıştır. Köy Enstitülerinin kapanma süreci ve sonuçlarını sonraya bırakarak yazımızı Köy Enstitülerinin yetiştirdiği yazarlarımızdan Talip Apaydın’dan bir anıyla bitirelim. Köy Enstitülerinin kuruluşunun 60.yılıdır. Talip Apaydın Hasanoğlan Köy Enstitüsünü ziyarete gider. Sınıfına girer, kendini, Hasan Ali Yücel’i, İsmail Hakkı Tonguç’u tanımayan vene de aynı kampüs içinde yaşayan binaların öyküsünden bir haber çocukların arasında dolaşır. Bir zamanlar bir köy üniversitesi olarak tasarlanan bahçesinde kendi diktiği ağaçların arasında yorgun adımlarla yürürken ziraat marşı dolar ulaklarına…5 “Sürer eker biçeriz güvenip ötesine Milletin her kazancı milletin kesesine Toplandık baş çiftçinin Atatürk’ün sesine Toprakla savaş için ziraat cephesine Biz ulusal varlığın temeliyiz köylüyüz Biz yurdun söz sahibi, efendisi köylüyüz.”  Duygularını şöyle anlatır: “Bin kişi hep bir ağızdan söylerdik, inanırdık… Milletin efendisi olacaktı köylü… Ne kadar aldanmışız. Ah… ah… Ne kadar aldanmışız…” (DEVAM EDECEĞİZ…) 1-Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Gençler için Fotoğraflarla Nutuk’, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019, İstanbul, s. 20,382,2-Sinan Meydan, ‘Yüzyılın Kitabı’, İnkılap Kitapevi, 2019, İstanbul, s. 2243-Dr. Yahya Akyüz, ‘Türk Eğitim Tarihi, M.Ö.1000-M.S.2012’, Pegem Akademi, 2012,Ankara,s.392,293,3944-Köy Enstitüleri, Amaçları-İlkeleri-Uygulamaları, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, 2007, Ankara, s.12,13-145-Can Dündar, ‘Köy Enstitüleri’, İmge Kitapevi, 2002, Ankara, s.24, 88-89 https://www.ozgurifade.com.tr/makaleler/hatice-topcu-yazdi-cumhuriyetimizin-koy-cicekleri-koy-enstituleri-1-258372/ ]]>
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2022 - Çarşamba
Sizden Gelenler

Hatice Topçu Yazdı:Cumhuriyetin Köy Çiçekleri: Köy Enstitüleri-2

Ulusunun bağrında sezdiği büyük gelişme yeteneğini gören büyük Atatürk, ‘kurtuluş’ planını yürütürken, ‘kuruluş’ planı ile ilgili adımları da atmaktaydı. Teokratik yönetimden cumhuriyete giden yolun taşları sürecin genelge ve kongrelerinde alınan kararlarla döşenmekteydi.

Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Genelgesi’nin 3. maddesi: “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.”1ile ulusal egemenliğe dikkat çekilmiş;1921 Anayasa’sının 1.maddesindeki  “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”1 ilkesi ile ulusal egemenliğe dayalı bir cumhuriyetin temeli atılmıştı.

Samsun’dan başlayan, Erzurum, Sivas’la devam eden,  Ankara ve İzmir’e ulaşan ulusal kurtuluş mücadelesi tarihin tanıklık ettiği ulusal kimliği, onuru kurtaran essiz bir yolculuktu.Bu essiz yolculuğun önderi büyük Atatürk Ekim 1922 tarihinde Bursa’da öğretmenlere yaptığı konuşmada şöyle diyordu: “Ordularımızın kazandığı zafer sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Ordularımızın zaferini siz tamamlayacaksınız, gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız.”2

İşe yönelik eğitimin ilk somut adımı Şubat 1923, İzmir İktisat kongresinde atılmıştı. Kongrede köy eğitimi için alınan kararlardan biri şöyledir. Köy ilkokullarının geniş bahçeleri, ahır ve kümeslerinin olması gerekmektedir. Bunlar öğretmenin denetiminde öğrenciler tarafından işletilmeli ve böylece çiftçilik çocuklara ‘uygulamalı’ olarak öğretilmelidir. 3

Cumhuriyet kuruluşunun ilk yıllarda,yerli ve yabancı uzmanlarca hazırlanan raporlarındaköye göre eğitim ve köy öğretmeni yetiştirme konularında getirilen öneriler doğrultusunda bazı uygulamalar gerçekleştirilmiştir.

Mustafa Necati’nin Bakanlığı döneminde (1926) Kayseri Zincidere köyünde bir ‘Köy Muallim Mektebi’ açılmıştır. Bu okul Türk eğitim tarihinde köyler için açılan ilk öğretmen okuludur.Aynı döneminde (1927) Denizli Erkek Muallim Mektebi, ‘Köy Muallim Mektebi’ne dönüştürülmüştür.3

Atatürk’ün önerisi üzerine askerde onbaşı ve çavuşluk yapmış köylü gençlerin altı aylık bir kurstan sonra eğitmen unvanıyla ilkokullara gönderilmesi planının ilk adımı 1936 yılında Saffet Arıkan’ın Bakanlığındagerçekleştirildi.Eskişehir’in Mahmudiye köyünde bir eğitmen kursu açıldı.  Aynı yıl İzmir Kızılçullu’da ve Eskişehir Çifteler’de Öğretmen okulları açıldı.

Büyük Atatürk’ün ölümü sonrasında liderliği devralan İsmet İnönü köyde eğitim projesini sürdürecekti. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı görevine Hasan Ali Yücel’i getirdi.Yücel göreve geldikten sonra üniversiteler kanunu çıkararak özerkliği güvence altına almaya çalıştı.  Dünya klasiklerinin çevirisi için bir tercüme bürosu oluşturdu ve hepsinden önemlisi Köy Enstitülerinin kurulması için düğmeye bastı. Kendisine yol arkadaşı olarak İsmail Hakkı Tonguç’u seçti.  Kaybedecek zaman yoktu. Tonguç ülke genelinde bir keşif gezisine çıktı.Enstitülerin yerleri için 21 bölge belirlendi. Enstitüler şehirden uzak olacak ama mümkünse tren yollarına yakın olacaktı.

İsmail Hakkı Tonguç köyleri kalkındıracak toplum önderlerinin gerekliliğini şöyle anlatıyordu:“Bizim köyün ne olduğunu evvela büyük alimler, artistler değil kahramanlar anlayacaklar, sonra alimlere ve sanatkârlara anlatacaklardır. Türk köyü daha belki yirmi beş yıl alim değil kahraman isteyecektir. Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejimi yaptırmak, trahomlunun gözüne ilaç damlatmak, okul binasını yapmak, yaralının yarasını sarmak, gebeye çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağını veya tamir edileceğini öğretmek, bozuk köprüyü yapmak, ıslah edilmiş tohumu tarlaya saçmak, fidan dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün ‘dal’ diye adlandırdığı ağacı hakikaten ağaç haline getirmek ulemanın işi değil, kahraman teknisyenler ordusunun başaracağı işidir.”4

17 Nisan 1940’ta 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu kabul edildi ve bu kanunla köy öğretmen okulları ‘Köy Enstitüsüne’ dönüştürüldü. Kanunun oylamasında red oyu çıkmadı, ancak 38 kişinin oylamaya katılmayışı yasaya karşı muhalefetin oluşunun göstergesiydi.  Oylamaya katılmayanlar arasında daha sonra Demokrat Partiyi kuracak olan Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü’de vardı. 5

Köy Enstitüleri mimarlarının bir sonraki adımı Köy Enstitüleri mezunlarından bu okullar ve bölge okulları için öğretmen ve müfettiş yetiştirmek, enstitülere rehberlik yapmak, köy incelemelerine merkez oluşturmak üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü adıyla üç yıl süreli bir okul açmak oldu (1942).

Enstitülerin ilk resmi öğretim programı 1943 tarihlidir. İlkokuldan sonra 5 yıl eğitim yapan Köy Enstitülerinde 114 hafta ‘kültür’ dersleri, 58 hafta ‘ziraat’ ders ve çalışmaları, 58 hafta da ‘teknik’ ders ve çalışmaları yapılması planlanmıştır. 3

Köy Enstitüleri 1951 yılına kadar 1.398’i kadın, 15 bin 943’ü erkek olmak üzere 17 bin 341 öğretmen 1.599 sağlık memuru yetiştirmiştir. 4Cumhuriyetinköy çiçekleri mezun olmuş, köylerine dönmüşlerdi. Onlar köylerin karşılaştığı sağlık, kültür, tarım, imar gibi çeşitli sorunlarını çözecek; köyü içinden canlandıracak, kalkındıracak, özgürleştirecektoplum önderleriydi.Ne yazık kiKöy Enstitüleri, içerde ve dışarda gelişen değişimlerin etkisiyle atılan geri adımlarla önce zayıflatılmış sonra da kapanmıştır.

Köy Enstitülerinin kapanma süreci ve sonuçlarını sonraya bırakarak yazımızı Köy Enstitülerinin yetiştirdiği yazarlarımızdan Talip Apaydın’dan bir anıyla bitirelim.

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 60.yılıdır. Talip Apaydın Hasanoğlan Köy Enstitüsünü ziyarete gider. Sınıfına girer, kendini, Hasan Ali Yücel’i, İsmail Hakkı Tonguç’u tanımayan vene de aynı kampüs içinde yaşayan binaların öyküsünden bir haber çocukların arasında dolaşır. Bir zamanlar bir köy üniversitesi olarak tasarlanan bahçesinde kendi diktiği ağaçların arasında yorgun adımlarla yürürken ziraat marşı dolar ulaklarına…5

Sürer eker biçeriz güvenip ötesine

Milletin her kazancı milletin kesesine

Toplandık baş çiftçinin Atatürk’ün sesine

Toprakla savaş için ziraat cephesine

Biz ulusal varlığın temeliyiz köylüyüz

Biz yurdun söz sahibi, efendisi köylüyüz.”

 Duygularını şöyle anlatır:

“Bin kişi hep bir ağızdan söylerdik, inanırdık… Milletin efendisi olacaktı köylü… Ne kadar aldanmışız. Ah… ah… Ne kadar aldanmışız…”

(DEVAM EDECEĞİZ…)

1-Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Gençler için Fotoğraflarla Nutuk’, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019, İstanbul, s. 20,382,2-Sinan Meydan, ‘Yüzyılın Kitabı’, İnkılap Kitapevi, 2019, İstanbul, s. 2243-Dr. Yahya Akyüz, ‘Türk Eğitim Tarihi, M.Ö.1000-M.S.2012’, Pegem Akademi, 2012,Ankara,s.392,293,3944-Köy Enstitüleri, Amaçları-İlkeleri-Uygulamaları, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, 2007, Ankara, s.12,13-145-Can Dündar, ‘Köy Enstitüleri’, İmge Kitapevi, 2002, Ankara, s.24, 88-89

https://www.ozgurifade.com.tr/makaleler/hatice-topcu-yazdi-cumhuriyetimizin-koy-cicekleri-koy-enstituleri-1-258372/

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran