Bak yine savaşlar oluyor,
Yine insanlar ölüyor.
Bak yine sömürge güçler
Potinlerini giymiş,
Özgürlük ve demokrasi dağıtıyorlar.
Bak yine güçsüzler acı çekiyor,
Güçlüler hesaplarda.
Sahi günümüz değişim çağı deyip duruyorsun ya
Bunlar değişecek mi?
Söyle bana…
İçinde yaşadığımız çağ öyle ilginç bir çağ ki bazı kavramlar kullanılarak insanlık için çok büyük ve güzel sonuçların yaşanacağı algısı oluşturuluyor. Oluşturulan bu kavramlar insanın içini okşuyor. Çünkü sunumu o denli umut verici ve gelecek vaat edici ki bir müddet kavramların sunuluşunun beklentisi ile dolup taşıyorsunuz. Bu bir pazarlama yoludur aslında, diğer bir ifade ile amacı gerçekleştirme illüzyonu. Böylece oluşturdukları algıyla sizin hayallerinizi bile satın alıyorlar. Sizin hayalleriniz doğrultusunda harcadıklarınızın kazananları yine onlar olurlar.
Zamanla gerçekler gün gibi çıkar ortaya. Bir tür ters yüz olma durumu yaşarsınız. Kızarsınız kendinize; Yine mi, yine mi kapıldım süslü sözlere, sahte gülüşlere dersiniz. Aslında bildiklerinizin yeniden bir tokat gibi yüzünüze çarpmasıdır yaşadıklarınız. Düşünce olarak bildiğiniz ama duygularınızı ikna edemediklerinizdir yaşadıklarınız. Hayallerinizdir sizi bu noktaya taşıyan, onların kurgusu da tam olarak budur.
İnsan olmak umut etmek, gelecekle ilgili güzel beklentiler oluşturmak demektir. Ama bazı insanlar sadece kendisi için ister güzel şeyleri. Bir tür hastalıktır onların ki; hayatın yerine parayı, gücü, makamı koyarlar. Vermeyi, paylaşmayı bilmezler; alırlar, sadece alırlar…
Bu yüzden amaca giderken yakıp, yıkarlar, ölüm kusarlar, biriktirmeyi marifet sayarlar.
Biriktirmek derken kastettiğim araçlardır elbette, amaç yerine konulmuş araçlar. Elbette ki sevgi biriktirmek, insan biriktirmek, bilgi biriktirmek gerekir. Bunlar varoluşun anlamıdır, insana yakışan da budur.
Hayvanlar biriktirmez, anı yaşarlar. Hayvanlar kendi yavrularına asla zarar vermezler. İhtiyaçlarından fazlasını almazlar. Doğalarıyla barışıktırlar… Böyle düşününce doğal denge ile uyum içinde yaşayan hayvanlara gıpta etmemek elde değil.
Sahi insanın aklı mı bütün bunlara engel?
Ben sorular girdabına yeniden kapılmadan baştaki ‘Değişim’ şiirime dönmek istiyorum. Özgürlük ve barış adına öldürülen insanlar; hele hele hayatı henüz anlamaya, anlamlandırmaya çalışan çocuklar!
İnsanın aklı almıyor. Ama ne acıdır ki bunlar yaşanıyor!
Bitmeyen bir kısır döngüdür bu. Güçlülerin hesapları, güçsüzlerin teslimiyeti devam ettiği sürece barış çok uzak. İnsan ve onun geleceği için güzel şeyler düşünmekte…
Değişim mi?
Dünyada paranın egemenliği sürdüğü, çıkar adı altında sömürünün saltanatının varlığı devam ettiği sürece değişim de onlara hizmet edecek, bugüne kadar olduğu gibi… Tıpkı insan hakları gibi, evrensel değerler gibi ve daha birçok güzel şey gibi.
Gerçekten umudu yaşamak, barışa uzanmak istiyorsak sürüklenmemeli, hayatın ucundan tutmalıyız. Değişimi dışardan beklememeli, onu yaşamalı, özetle kendimizi değiştirerek işe başlamalıyız…
Kaynak: medyavatan.com
]]>