Böyle bir şeyi, ömr-ü hayatım boyunca görmedim...
Çocukluğumda, "Sülün Osman" diye, biri vardı, Taksim'deki yere çakılı saati, Beyazit Kulesi'ni, Istanbul tramvaylarını, daha daha neleri satardı, Anadolu'dan, "İstanbul'un taşı topragı altındır", diye, buraya koşuşturan garibanımıza...
Ama vallahi, Kiz Kulesi'nin "satışa" getirilebileceği aklımın kenarından geçmezdi...
Neymiş Efendim:
- Kız Kulesi çöküyormuş, onun icin, mudahale etmişler... Allaşkına neden bunu daha önceden söylemiyorsunuz? Kim çaldı, Kız Kulemiz'i? Nerede, O Güzelim Kız Kulesi'nin, çökmekte olan, molazları...
Bizimle kafa buluyorlar!..
Neymiş meğer:
- Eskisinin aynı yapılacakmış!..
Kardeşim, meseleyi baştan neden telaffuz etmiyorsun da, Vatandas, "sözüm ona Kız Kulesi'ni" örten, ama yırtılmış olan, brandanın arkasındaki vapuru geçerken görüp infial geçirince, "Kız Kulesi'nin yok edilişine" gerekçe uyduruyorsun!..
İnsan mısın, sen?
Kime peşkeş çekiyorsun, Kız Kulesi'nin, mekanını?
Yerinde yeller esen Kız Kulesi'nin molozunu kime sattın?
Nerede o güzelim Kız Kulesi?
Öyle yaparsan, böyle yanıt alırsın!..
**
Bin, bilmem kac yıldır, orada olan Kız Kulesi, şimdi artık ortada yok...
Fatihçcaldırtmadı...
Beyazıt, Yavuz, çaldırtmadı...
Kanunî, çaldırtmadı...
İkinci Selim, Üçüncü Murat çaldırtmadı...
Ya hu, Deli İbrahim çaldırtmadı...
Abdulhamit çaldırtmadı...
Resat, Vahdettin çaldırmadı...
Menderes çaldırtmadı...
Demirel, Ecevit çaldırtmadı...
Özal çaldırtmadı...
Biz çaldırttık, Kız Kulemiz'i...
Yuf olsun!..
Sorarız, hesabını, elbette!..
Prof. Dr. Tolga Yarman
CHP Kurultay Onur Üyesi
]]>