Prof. Dr. Tolga Yarman
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Tolga Yarman
 

Sevgili Cavit Savcı’nın Ardından

Yaz bitmişti… Sonbahar sökün etmişti. Bir süredir sık görüşemiyorduk, çünkü SevgiliCavit’in amansız öksürük krizleri oluyordu… Ne hangi vakitte geleceği belli oluyordu,krizlerin, ne de açtığı hasarın ne zaman geçeceği… Daha ziyade Eşi Sevgili Birsel Savcı veOğlucukları Onur Savcı ile, konuşuyordum, o aralar… Cavitçim ancak, kendini topladığındatelefon açıyor, o da kısacık merhabalaşıyorduk… Telefon konuşmalarımızdan hiç eksikolmayan latifeler ve bunların arkasından patlayan kahkahalar, sönümleşmişti… Bana, işte osonbahar günü, sesini zar zor kullanarak, dedi ki:- Bu hayat artık bitmeli, Tolgacım!..Yaşamak O’nun için bir anlamda işkenceye dönüşmüştü… Allah biliyor, gerçekleşmesi içinalabildiğine asıldığımız trasplantasyon umutları tükenmişti… Doktor arkadaşlar, ameliyatsonrası gündeme gelecek komplikasyonları göze alamıyorlardı… Oysa Cavitçim çok umutbağlamıştı, transplantasyona… O umut tükendi, kirzler ağırlaştı ve Cavitçim, benimle biranlamda “vedalaşmak” üzere, yukarıdaki sözleri, biraz toplayınca kendini, duyurdu bana,telefonda…Beynimden vurulmuşa döndüm… Umut toplayıp toplayabildiğim kadar, aktardımaktarabildiğim kadar… Yine gülüştük, şükür…Sonra anlıyorum ki, Can sevdiklerine bana söylediği veda sözlerini söylemiş… Hiç birimiz“Elveda!” demeyince, Cavitçim, çar naçar, o tarifsiz direnciyle direndi… Bir hafta olmadı…Geçtiğimiz Pazartesi, Hastane’de kucaklaştık… Rengi de iyiydi, morali de… Kilo almıştı…Hepimiz “sevinçler” geliştirmekten geri duramıyorduk… Yıkmadığı bela kalmamıştı, önüneçıkan, hayatı boyunca… Buradan mı çıkamayacaktı, yani, Koskoca Cavit Savcı?.. Çıktı Evlat,çıkabileceği kadar... Bir yerden sonra teslim olmamak ne mümkün!..İsmet Paşa’nın Efsane “Talebe Reisi”, Cavit Savcı… Türkiye Milli Talebe FederasyonuBaşkanı… İsmet Paşa ile o aralar sık sık görüşüyor, tabiatıyla… İsmet Paşa, o tok sesiyle,O’na öyle hitap ediyor: Talebe Reisi!.. O aralar İTÜ Makine Fakülesi’nde öğrenci… EfsaneÖğrenci Lideri… Fevkalade duru bir görüş kabiliyeti var… Bir o kadar hızlı olarak, izlenmesigerekli olan yolu belirleme ve eyleme geçirme kabiliyeti var. Hitap, natıka, tartışma ve iknakabiliyetleri muazzam… Karizması benzersiz…Gazi’ye, çok hayran… Cumhuriyet’e çok bağlı…Cumhuriyet başta, Gazi’nin kökleştirdiği değerler için, hayatını verdi… Eşi’nden, CanYavruları’ndan, Evi’nden çok zaman çaldı… Onlarsa bunu hep yüksek idraklekabullendiler…Ancak uğruna mücadele ettiği değerlerin, hasbel kader önünü çekenler, O’nun kıymetini,kendi ikbal hesaplarına hep tehdit olarak algıladılar…Sevgili Cavit’i tabii bilirdim… Ancak O’nunla 1989’da SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)İl Yönetimi’nde beraber çalışma şansım oldu… Her hafta her hafta her hafta, tayyare kaldırırgibi etkinlikler yaptık… O evrede ve sonrasında hiç ayrılmadık… Diyebilirim ki, SevgiliCavit Savcı, benim demokratik mücadele hayatımda, eşsiz omuzdaşımdır…Belediye Başkanı olamaz mıydı? Olurdu elbette… Milletvekili olamaz mıydı? Olurduelbette… Bakan olamaz mıydı? Olurdu elbette… Başbakan olamaz mıydı? Olurdu elbette…Cumhurbaşkanı olamaz mıydı? Olurdu elbette… Hemen herkesten daha iyi yapardı, üstünedüşen görevi… Olmadı… Etrafındakilerin ayacıklarına, iyi niyetini istismarla geçirdiği,“ikbal prangaları”, O’nu kımıldatmadı… Düzgün, dürüst, yaratıcı, kalbur üstü mühendislikyaptı, yapıtlar ortaya koydu… Hele IMKB Başkan Yardımcısı idiyken, sayısız okullarkurdu… Bunlar da çok ciddi eserler, tabii… Ama 1960’ların Efsane Talebe Reisi’ne çelmetakanlar var ya, onlar asıl, memleketin, kendi çocuklarının, torunlarının, geleceğine çelmetaktılar…Sevgili Birsel Savcı’ya, Sevgili Evren Savcı’ya, Sevgili Onur Savcı’ya, tümOmuzdaşlarımız’a, Hepiniz’e sımsıcacık sarılıyorum…Cavitçim, en başta sana sımsıcacık sarılıyorum…Nur içinde yat!..
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2022 - Perşembe
Prof. Dr. Tolga Yarman

Sevgili Cavit Savcı’nın Ardından

Yaz bitmişti… Sonbahar sökün etmişti. Bir süredir sık görüşemiyorduk, çünkü Sevgili
Cavit’in amansız öksürük krizleri oluyordu… Ne hangi vakitte geleceği belli oluyordu,
krizlerin, ne de açtığı hasarın ne zaman geçeceği… Daha ziyade Eşi Sevgili Birsel Savcı ve
Oğlucukları Onur Savcı ile, konuşuyordum, o aralar… Cavitçim ancak, kendini topladığında
telefon açıyor, o da kısacık merhabalaşıyorduk… Telefon konuşmalarımızdan hiç eksik
olmayan latifeler ve bunların arkasından patlayan kahkahalar, sönümleşmişti… Bana, işte o
sonbahar günü, sesini zar zor kullanarak, dedi ki:
- Bu hayat artık bitmeli, Tolgacım!..
Yaşamak O’nun için bir anlamda işkenceye dönüşmüştü… Allah biliyor, gerçekleşmesi için
alabildiğine asıldığımız trasplantasyon umutları tükenmişti… Doktor arkadaşlar, ameliyat
sonrası gündeme gelecek komplikasyonları göze alamıyorlardı… Oysa Cavitçim çok umut
bağlamıştı, transplantasyona… O umut tükendi, kirzler ağırlaştı ve Cavitçim, benimle bir
anlamda “vedalaşmak” üzere, yukarıdaki sözleri, biraz toplayınca kendini, duyurdu bana,
telefonda…
Beynimden vurulmuşa döndüm… Umut toplayıp toplayabildiğim kadar, aktardım
aktarabildiğim kadar… Yine gülüştük, şükür…
Sonra anlıyorum ki, Can sevdiklerine bana söylediği veda sözlerini söylemiş… Hiç birimiz
“Elveda!” demeyince, Cavitçim, çar naçar, o tarifsiz direnciyle direndi… Bir hafta olmadı…
Geçtiğimiz Pazartesi, Hastane’de kucaklaştık… Rengi de iyiydi, morali de… Kilo almıştı…
Hepimiz “sevinçler” geliştirmekten geri duramıyorduk… Yıkmadığı bela kalmamıştı, önüne
çıkan, hayatı boyunca… Buradan mı çıkamayacaktı, yani, Koskoca Cavit Savcı?.. Çıktı Evlat,
çıkabileceği kadar... Bir yerden sonra teslim olmamak ne mümkün!..
İsmet Paşa’nın Efsane “Talebe Reisi”, Cavit Savcı… Türkiye Milli Talebe Federasyonu
Başkanı… İsmet Paşa ile o aralar sık sık görüşüyor, tabiatıyla… İsmet Paşa, o tok sesiyle,
O’na öyle hitap ediyor: Talebe Reisi!.. O aralar İTÜ Makine Fakülesi’nde öğrenci… Efsane
Öğrenci Lideri… Fevkalade duru bir görüş kabiliyeti var… Bir o kadar hızlı olarak, izlenmesi
gerekli olan yolu belirleme ve eyleme geçirme kabiliyeti var. Hitap, natıka, tartışma ve ikna
kabiliyetleri muazzam… Karizması benzersiz…
Gazi’ye, çok hayran… Cumhuriyet’e çok bağlı…
Cumhuriyet başta, Gazi’nin kökleştirdiği değerler için, hayatını verdi… Eşi’nden, Can
Yavruları’ndan, Evi’nden çok zaman çaldı… Onlarsa bunu hep yüksek idrakle
kabullendiler…
Ancak uğruna mücadele ettiği değerlerin, hasbel kader önünü çekenler, O’nun kıymetini,
kendi ikbal hesaplarına hep tehdit olarak algıladılar…
Sevgili Cavit’i tabii bilirdim… Ancak O’nunla 1989’da SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)
İl Yönetimi’nde beraber çalışma şansım oldu… Her hafta her hafta her hafta, tayyare kaldırır
gibi etkinlikler yaptık… O evrede ve sonrasında hiç ayrılmadık… Diyebilirim ki, Sevgili
Cavit Savcı, benim demokratik mücadele hayatımda, eşsiz omuzdaşımdır…
Belediye Başkanı olamaz mıydı? Olurdu elbette… Milletvekili olamaz mıydı? Olurdu
elbette… Bakan olamaz mıydı? Olurdu elbette… Başbakan olamaz mıydı? Olurdu elbette…
Cumhurbaşkanı olamaz mıydı? Olurdu elbette… Hemen herkesten daha iyi yapardı, üstüne
düşen görevi… Olmadı… Etrafındakilerin ayacıklarına, iyi niyetini istismarla geçirdiği,
“ikbal prangaları”, O’nu kımıldatmadı… Düzgün, dürüst, yaratıcı, kalbur üstü mühendislik
yaptı, yapıtlar ortaya koydu… Hele IMKB Başkan Yardımcısı idiyken, sayısız okullar
kurdu… Bunlar da çok ciddi eserler, tabii… Ama 1960’ların Efsane Talebe Reisi’ne çelme
takanlar var ya, onlar asıl, memleketin, kendi çocuklarının, torunlarının, geleceğine çelme
taktılar…
Sevgili Birsel Savcı’ya, Sevgili Evren Savcı’ya, Sevgili Onur Savcı’ya, tüm
Omuzdaşlarımız’a, Hepiniz’e sımsıcacık sarılıyorum…
Cavitçim, en başta sana sımsıcacık sarılıyorum…
Nur içinde yat!..

Haber Detay Altı LOGO

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

27
Mayıs
28
Ekim
28
Mayıs
15
Şubat
05
Eylül