İsmi gerekmez (ayrıca tanış olmadığım) birisi, Sevgili Omuzdaşımız Degerli Hülya Akıl'a, belli bir izleyici kitlesinin huzurunda aşağıdaki sözleri yazmış...
Vallahi pes... Değerli Hülya Zat'a, cevaben, "akıl fikir" dilemekle yetinmiş... Kendisine müteşşekkirim...
Böylesi, gerçeklerle hiç bir biçimde bağdaşmayan, illetli bir metin gereken yanıtı, hak ediyor...
Sevgili Hülya'dan rica ediyorum... Aşağıdaki yanıtı, aynı ortamda, lütfen Zat'a iletsin...
Zat: Hülya Hanım kendinizi yanıltmayinız! Prof. Dr. Tolga Yarman Cumhurbaşkanı adayı olarak yüzbin imza toplamak için ADD şubeleri aracılığı ile Konferanslar veriyor.
Cevap: Bu hiç böyle değil. CB adayı olamaz mıyım!.. Manasız tevazuya mahal yok, vız gelir tırıs gider... Ayrıca az gelir!.. Cumhurbaşkanlığı'na aday oldum mu? Bu aşamada, tam olarak, hayır... Şu ki, ihtiyaç duyulması halinde göreve hazır olduğumuzu, ekli metinle basına, en başında açıkladık. Bu arada, başta Değerli Müslim Benli ve Arkadaşları, giderek Değerli Murat Güztoklusu ve Arkadaşları olmak üzere, şahsımı Cumhurbaşkanlığı'na layık görüp, destekleyen bütün kişilere ve odaklara, şükranlarımızı sunuyorum...
ADD'lere, ki, birçok yerde Belediyeler etkinliğe ayrica ev sahipliği yapmakla bizi taçlandırıyorlar, CB Adayı olarak yüz bin imza toplamak maksadıyla mı gidiyorum?.. Kesinlikle hayır... Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde, ilk cümlede bize yüklediği Biricin Vazife'yi şerefle eda etmek üzere, Sevgili Arkadaşlarım'la beraber, gidiyorum... Oy ya da imza istemek icin gitmek, bir defa, asalet anlayışımıza, ters düşer... Lisem'in 1915-16 yıllarında hiç mezun vermediği, çünkü gencecik abilerimizin hepsinin, yüksek sorumluluk anlayışıyla, bir çırpıda karar verip,Çanakkale'ye gittikleri, Savaş'a katıldıkları ve hepsinin orada toprağa düştüğü, çocukluk yıllarımızdan beri zihnimize nakşetmiştir... Onlar Çanakkale'ye gözlerini kırpmadan hangi sebeple gitmişlerse, Arkadaşlarım ve ben, Anadolu'da, Trakya'da gittiğimiz yerlere, aynı adanmışlıkla gidiyoruz... Insanlarımızın ziyaretlerimizden nasıl mutlu olduklarını anlatamam... Gece 11.00'i geçmiş saat, hala dinlemeye devam etmek istiyorlar... Konuşmalarımız kaydediliyor... Peyderpey YouTube Köşemiz'e, yükleniyor... Tarafımıza, desteksiz tezvirde bulunan Kardeşimiz'in izlemesini dilerim: https://www.youtube.com/@tolga_yarman ...
Gittiğimiz yerlerde, "mandacılara" vurmadığım şayiası ayrıca gerçeklerle hiç örtüşmüyor... Kaygımız bir tek 6'lı masaya umut bağlamış milyonların umutlarını kırmamaktır... Buna karşın, daha 2020 Kurultayımız'dan başlayarak hemen bütün konuşmalarımda, iktidarın şantaj altında olduğunu, bizim yönetim unsurlarımızın ise dış talimatla buna çanak tuttuklarını haykırageldim:
Lutfen Kurultay Konusmalarım'ı izleyin:
https://www.youtube.com/watch?v=I0RxL_DvalQ (Genel Merkez / 23 Temmuz 2020)
https://www.youtube.com/watch?v=Qf2StRK-zR0 (Kurultay / 25 Temmuz 2020)
Zat: Ne diyor? "Sayin Kılıçdaroğlu biz dururken neden yabanci MİT den mezun danısman arıyorsun? Biz dururken neden Dısarıda bilim adami arıyorsun beni al beni gör" diyor.
Cevap: Herkes kavradığı kadarıyla konuşuyor... Bu konuda yazdığım yazıyı ekliyorum... Kardeşimiz okursa, gerçeği öğrenecektir... Şunu sanırım, belirtmezsem olmayacak. MIT'de doktoramı, üstün başarıyla, TUBİTAK Bursu ile, 1972'de tamamladım... Ayrıca CHP'nin 1992'de yeniden açılması evresinde kökteki, 1980 müdahalesi sonrası kapatılan CHP yerine kurulmuş olan Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP'in) 28 Kurucusu'ndan biriyim... Bu sebeple CHP Kurultayı Onur Üyesiyim'dir... CHP'de bu olguları bilmeyen bilmeyen yoktur...
Zat: Tolga Yarman daha önce genel başkanliga adayim dedi 50 imza toplayamadigi halde Kürsüde konuşma verildi ki "muhalefet de var !?" desinler diye...
Cevap: Bu hiç böyle değil. Hele bir kurucuya dinlenmesini sağlamak maksadıyla, yeterli sayıda imzanın verilmemiş olması bir delege ayıbıdır... (Bunu delegeye aynen böyle yazdim...) Orayı geçiyorum... Ben konuşmayayım diye, Kurulatay'i onur uyelerini, Covit bahanesiyle dişarıda bırakarak toplamak istediler... Mahkemeye gittik... Onun üzerinedir ki, Kurultay, Onur Üyeleri'yle beraber toplandı. Tarafıma lÜtfen ve belli bir maksatla söz verilmiş değildir. SODEP'in Kurucusu olup, Kurultay Onur Üyesi olmam ve bu çerçevede söz hakkımın bulunması dolayısıyla çatır çatır, kürsüye çıkıp konumuşumdur... Konuşmam yukarıdaki bağlantıdan izlenebilir... Iki gün önceki konusmam ise, Genel Merkezimiz'de basın huzurunda yaptığım konuşmadır...
Zat: Tolga Yarman Kemalist değil sosyal demokrat ve SODEP kurucusu, Atatürk'ün formüle ettigi "Ulusal Blok" ittifakına dair en ufak bir söz dahi etmiyor.Üstelik "Ulusal Blok u ben buldum ,Hasan Rıza Soyak ın anısında" diyen ve Ulusal Blok u anlatan Murat Güztoklusunu dinledigi halde ;Ulusal Blok demiyor.
Cevap: Benim ne olduğumu tarif etmek bu arkadaşa düşmez... "Atatürk'ü Anlamak" başlıklı, geçen yılki bir yazımı ekliyorum... İzinden ayrılmayan, bir Atatürk hayranı olduğumu (Arkadaşımız hariç, demek ki), bilmeyen yoktur... Sevgili Murat Güztoklusu ile Ulusal Blok konusunda bir metin calismasi içinde olduğumuzu, O, ifade edecektir...
Ayrıca SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti), etkinliklermiz sırasında, tek bir defa dahi, her şey bir tarafa, yabancı, apartma sözcüklerle konuşmadığım için, "sosyal demokratım" demediğimi, bunun yerine Çağdaş Toplumcu Demokrat Hareketi başlattığımı, etrafımda olup, bilmeyen yoktur. Atatürkçüyüm der, başka da birşey demezseniz, gunun sorunlarına çözümleriniz havada kalmaya mahkum olur...
Zat: Laiklik dememek icinde onun yerine Akli deyimini kullanıyor.
Cevap: Buradaki ana fikri, arkadaşımız ıskalamış... Laikliğin özüyle hiç bir sorunum yok... Şu ki, bu ve benzeri yabancı kökenli sözcükleri hala daha Türkçeleştirmemiş olmak bir aydın ayıbıdır... Şu yazımı lutfen okuyun: https://www.egitisim.gen.tr/laiklik-sozcugu-uzerine/ ...
Zat: Yani Tolga Yarman Kemalist Cumhuriyetçi degil Sosyal Demokrattır.
Cevap: Bu, maksadını aşan bir beyan oluşturuyor... Beraber yol yürümek zorunda değiliz... Ama birbirimizi anlamak zorundayız... Yazdıklarınızı, konuştuklarınızı yollayın lütfen, okuyalım... Bir başkasını ise, yazdıklarının kapağını açmadan, konuştuklarının hecesini dahi, düzgünce bilmeden, yargılamayın...
Zat: Ulusal Blok yerine "Demokrasi"
Cevap: Bu benim ifadem değildir... Ayıp oluyor...
Zat: Laiklik yerine "Akli" Deyimlerini seslendiriyor.
Cevap: Aklî evet... Atatürk, müsellese üçgen demiş, miralaya albay demiş, muallime öğretmen demiş, kendisini Başöğretmen olarak tanımlamış... Laikliğe o zaman, o sebeple bu sebeple, Türkçe bir karşılık getirmemiş... Aradan şunda yıl geçmiş, Komuşunun bahçevanı, akıllı kere akıllı Degerli Ahmet, "Laiklik sözcüğü ne demek, Hocam?" diye, bana soruyorsa, buna karşı Türkçe bir sözcük yontmayacak mıyız? Beğenmiyorsanız, başka bir sözcük düşünün... Bir Atatürk hayranıyımdır, ama Atatürk papağını hiç olmadım... Olmam!..
Zat: Tolga Yarmanda yüzbin imza toplayamayacağını biliyor,ancak kendisini Kılıçdaroğluna danısman olmak icin fark ettirmeye çalışıyor.
Cevap: Çok incitici... Bunu bir de O'na sorun isterseniz :)) ...
Zat: Tekil aday olarak çıkanlar kendi adlarını duyurmak ve pazarlık yapabilmek için adayım diye çıkıyorlar.
Cevap: Bizi hiç anlamamışssınız!.. Çok üzücü... Biz seferber olduk... Siz ne yapiyorsunuz, allaskina? Çanakkale yollarına düşen abilerimizin aziz rularını incitmekten, Birinci Vazife'yi bayraklaştıran aydınlarımızın görev kilitlenmişleriklerini taşlamaktan başka...
Zat: Bağımsiz Cumhuriyet icin "Ulusal İttifak" kapı açacaktır.
Cevap: Yolunuz açık olsun... Şu ki, bize gölge etmeyin... Güzel dilekler ve sevgiyle...
Tolga Yarman, Prof. Dr.
CHP Kurultay Onur Üyesi
N: Ayni uslupta gelecek herhangi bir cevabı yanıtlamaktan sarf-ı nazar edecegimi, üzülerek, kaydediyorum... Bir de, mahçubiyet içinde olarak, kısa bir özgeçmiş ekliyorum... Çizgimizin anlatımını, dilerim, beliğleştirecektir...
TOLGA YARMAN, PROF. DR.
1963’de Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. Üniversite öğrenimini Fransa’da gördü; Institut National des
Sciences Appliquées de Lyon Mühendislik Okulu’ndan, 1967’de mezun oldu. “Doktora çalışmasını”
ABD’de yaptı; Massachusetts Institute of Technology’den, 1972’de “Bilim Doktoru” ünvanını aldı.
İTÜ’de, Nükleer Enerji Enstitüsü’nde, 1982’de Profesör oldu. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi,
Anadolu Üniversitesi, California Institute of Technology, İÜ Mühendislik Fakültesi ve Siyasal Bilgiler
Fakültesi, Brüksel Özgür Üniversitesi, Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Ünivertsitesi ve Galatasaray
Üniversitesi’nde, öğretim görevlerinde bulundu. Harp Akademileri’nde, 1985’ten itibaren, otuz yıl
aralıksız denebilecek bir süre boyunca, yıldız savaşları, nükleer silahlar, silahsızlanma, dünya enerji
siyasası, ileri teknoloji, teknoloji transferi, savunma sanayii, siber savaş, elektronik harp, kriptoloji,
uydu ve uzay teknolojileri alanlarında, dersler ve konferanslar verdi. Halen, İstanbul Okan Üniversitesi
öğretim üyesi...
Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) (Ankara, 1983), Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma
Enstitüsü (BİLTES) (Eskişehir, 1987), Türkiye Sosyal, Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfı
(TÜSES) (İstanbul, 1988), Tarih Vakfı (İstanbul, 1991), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) (İstanbul,
1994) ve Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) (İstanbul, 1998), kurucu üyesi
oldu. 2009-2011 arası TÜMÖD İstanbul Kolu Başkanı görevini üstlendi. 1983’te SODEP MKYK
Üyesi olarak çalıştı. 1989-91 arası, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) İstanbul İl Yöneticisi olarak
görev sürdürdü. Aynı zaman diliminde, SHP İstanbul İl Kültür ve Eğitim Komisyonu Başkanı olarak
pek çok etkinliğin öncülüğünü yaptı. Bu dönemde, Omuzdaşları’yla beraber, “Çağdaş Toplumcu
Demokrat Düşünceyi”, başlattı. Bu çerçevede, ülkemizdeki siyasal oluşumlara, özellikle de, SHP ve
CHP içindeki, genelde ülkemizdeki siyasal hareketlere ve bölünmüşlüğe dönük, pek çok makale yazdı,
araştırmalar geliştirdi, siyasalar önerdi. O arada, “CHP Açılırken Solda İnsan Hareketleri” başlıklı, bir
kitap (1992) yayınladı.
“Doğabilim” birikimleri uzantısında, bir bakıma, “Toplumcu Demokrasi” kuramı ve “Toplumcu bir
Ahlak Öğretisi” olarak hazırladığı, “Un Système de Croyance Cosmique” başlıklı kitabı, Belçika’da
basıldı (1997). Kitap İngilizce olarak ayrıca basıldı (Reaching the Creator, Amazon, 2013)… 2006’dan
itibaren, dört yıl boyunca, her hafta, konuklarıyla birlikte, “Enerji Savaşları” adını verdiği, Bölgemiz
ve Türkiye üzerinde gelişen askeri ve siyasi girdapları, teknik girdiler itibariyle, derinlemesine tahlil
eden ve çıkış yolları dokuyan, bir TV Programı gerçekleştirdi…
Binlerce öğrencinin hocası oldu… Şimdilerde, birçoğu “profesörlük düzeyine” tırmanmış, pek çok
öğrencisine, yüksek lisans ve doktora çalışması yaptırdı. Uluslararası birçok akademik etkinlikte
Türkiye’yi temsil etti. Maddenin ve evrenin yapısı, enerji, nükleer enerji, ileri teknoloji, sanayileşme,
savunma, savunma sanayii ve çevre alanlarında yapıtları, uluslararası seçkin bilimsel dergilerde ve
konferans kitaplarında yer almış, çok sayıda çalışması bulunmaktadır. Son yirmi yıldır Einstein’ın
Görelilik Kuramı’nın Deneysel Verilerle Örtüşen Öngörüleri ile Modern Atom Kuramı’nı birleştirmek
üzere, Öğrencileri’yle ve Meslekdaşları’yla geçekleştirdiği çalışmalar, yeni bir atom ve evren
kavrayışına yol açmış olup, epeydir dünya bilim merkezlerinde yükselen yankılar uyandırmaktadır.
Tolga Yarman; İÜ Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi, piyanist, kompozitör, müzikolog, Prof. Dr.
Ozan Yarman’ın Babası’dır...