Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Hatice Topçu Yazdı: ÇÜRÜMÜŞLÜKTEN ATATÜRK CUMHURİYETİNİ YENİDEN KURMAYA!

Bazen eliniz kalem tutmaz. Yazmakta zorlanırsınız. Çürümüşlük o denli ileriboyutlardadır ki nereden başlayacağınıza karar veremezsiniz.Hangisini yazsam dersiniz?Hangisini?…Şoförün Şube Müdürü olarak atandığı bir ülkede, bir uzmanlık mesleği olanöğretmene dayatılan uzmanlık ve başöğretmenlik sınavlarını mı yazsam?Üstelik bu sınavlara girmek için öğretmenlere dayatılan ÖBS (Öğretmen BilişimSistemi) üzerinden onlayn verilen 180-240 saatlik dersleri izleme zorunluluğu var.Uzman öğretmenlik için 180 saat, başöğretmenlik için 240 saat onlayn dersinizlenmesi ile bütün sorunlar çözülecek öyle mi?Şimdi yirmi yıllık bir öğretmeni düşünelim. Eğer bu öğretmen yeterli değil idiyse yirmiyıldır yetiştirdiği bireyler ne olacak? Var sayalım sınavı kazanamadı yetiştirdiği bireyleri de misınava tabi tutacaksınız?Bu uygulama öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmak değil midir?Hani süreç odaklı eğitimden söz ediyordunuz. Hani öğrenmeyi öğrenmekten sözediyordunuz.Öğrenmeyi öğrenmek bu mudur?Baş öğretmenlik sınavına girebilmek için önce uzman olmak gerekiyor elbette. Bukonuda daha önce yapılan ve çok sayıda idari davaya konu olan sınavlar var. 3.2.2022 tarih ve31750 sayılı ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ nun düzenlenmesi ile geçmişte yapılan buyanlışlığı düzeltmek amaçlanıyorsa eğer, daha büyük bir yanlışın içindeyiz demektir. Çünküsöz konusu kanunun 3. Maddesi aynen şöyle: “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununlailgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.”İhtisas mesleği ifadesine gelince; sözlük anlamı uzman, uzmanlaşmadır. Öyleyse uzmanlık mesleği mensubunu uzmanlık sınavına sokma durumu ile karşıkarşıyayız.Bu ne yaman çelişki böyle. Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.Hangisini yazsam;Yüksek öğrenimini tamamlamış, yetmemiş yüksek lisans yapmış, yetmemiş doktorayapmış, dahası üstüne birkaç yabancı dil öğrenmişlerin iş bulamadığı, ya da alanları dışındavasıfsız işlerde çalıştığı bir ülkede çifter çifter maaş alan niteliksizleri mi?Belediyelerin yandaşlarla şişirilmiş kadrolarını mı yazsam?Hiçbir şey üretmediği halde lüks içinde yaşarken, din, iman diyerek, açlık sınırınınaltında varlığını sürdürmeye çalışanlara cennet vadedenleri mi?Diyanet’in “Fiyatları tayın eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” fetvası ile ekonomiyibu hale getirenleri Allah’ın arkasına saklama ve aklama çabalarını mı yazsam?Dahası yaptığı hırsızlıkları, yolsuzlukları, yağma, talan, istismar, taciz ve arsızlıkları dinsosuna batırarak haklılaştıran din tacirlerini mı?Eşitlik, hak, hukuk, adalet deyip, partisini etnik bir yapıya indirgeyenleri mi yazsam?İçinde yaşadığımız çağda halen ırk ve mezhep siyaseti yapan ve insanı ayrıştıran ilkelanlayışları mı?Demokrasi deyip, demokrasiyi amaçlarına araç edenleri mi, yoksa biz düzelteceğizdeyip bütün kararları kendisi veren diktatörleri mi yazsam?Basında medyada güce biat eden ve karşılığını almaya odaklı basın ve medyamensuplarını mı?Söylemde mangalda kül bırakmayıp, eylemde toz olan sözde aydınları mı yazsam?Hangisini yazsam;Enflasyon sıralamasında dünyada ilk beşte, Avrupa ülkeleri sıralamasında birincisırada olan ülkemizi yönetenlerin sorunları çözeceğine inananları mı, yoksa muhalefetiniktidara gelmesi halinde bütün sorunların biteceğini düşünenleri mi yazsam? Ülkeyi ticari bir şirket olarak gören ve bütün kamu varlıklarını satanlara sesçıkarmayıp, bir bardak suda fırtına koparanları mı?Ukrayna ve Rusya ile yapılan tahıl anlaşmasını göklere çıkarıp, boş bırakılan ekilmeyentopraklarımızdan hiç söz etmeyenleri mi yazsam?Tarikat ve cemaatlere yol veren, her türlü ahlaksız davranışların üzerine perde çekeniktidarı mı, yoksa tarikat ve cemaatleri eleştirmekten korkan muhalefeti mi?Hangisini yazsam?HKP (Halkın Kurtuluşu Partisi)’nin dava ettiği ve büyük bir kararlılıkla peşinibırakmadığı diploma konusunu mu yazsam, bu konuyu gündemine hiç almayan muhalefetimi?Bu denli haksızlığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve yalanın olduğu bir ülkede ismi varcismi yok olan parlamentoda ‘mış’ gibi yapanları mı yazsam? Yoksa salı günleri nutuk çekmeyimuhalefet sananları mı?Öyle görünüyor ki ülkede iktidarıyla muhalefetiyle, demokratik kitle örgütleriyle vebenzeri bütün dinamikleriyle bağımsız hareket edebilen organ yok denecek kadar az.Maalesef yazımda çok azına yer verebildiğim çürümüş bir tablonun içindeyiz.Bir ülke düşünün Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, küllerinden yeniden doğmuş,emperyalizmi dize getirmiş, kurtuluş yolunda kararları kongrelerle almayı başarmış,devamında ülkenin kalbi Ankara’da yeni bir meclis kurmuş ve altı yüz yılı aşkın hüküm sürensaltanatın yerine cumhuriyeti kurabilmiş bir ülke… Devamında batıya parmak ısırttırançağdaşlaşma devrimlerini yapabilen bir ülke…Bize ne oldu böyle?İzin verirseniz bize ne olduğu konusunda sizlere bir kitap önermek istiyorum. DeğerliProf. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun “Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmak” kitabı tarihselsüreçte yaşananları son derece yalın ve açık bir dille kaleme almış. Kitapta karşı devriminadımlarını ve bugüne getirilişimiz uygulamalarını bulacaksınız.Geçmişini bilmeyen gelecek oluşturamaz ve çözüm Atatürk Cumhuriyetini YenidenKurmakta! ]]>
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2022 - Salı
Sizden Gelenler

Hatice Topçu Yazdı: ÇÜRÜMÜŞLÜKTEN ATATÜRK CUMHURİYETİNİ YENİDEN KURMAYA!

Bazen eliniz kalem tutmaz. Yazmakta zorlanırsınız. Çürümüşlük o denli ileriboyutlardadır ki nereden başlayacağınıza karar veremezsiniz.Hangisini yazsam dersiniz?Hangisini?…Şoförün Şube Müdürü olarak atandığı bir ülkede, bir uzmanlık mesleği olanöğretmene dayatılan uzmanlık ve başöğretmenlik sınavlarını mı yazsam?Üstelik bu sınavlara girmek için öğretmenlere dayatılan ÖBS (Öğretmen BilişimSistemi) üzerinden onlayn verilen 180-240 saatlik dersleri izleme zorunluluğu var.Uzman öğretmenlik için 180 saat, başöğretmenlik için 240 saat onlayn dersinizlenmesi ile bütün sorunlar çözülecek öyle mi?Şimdi yirmi yıllık bir öğretmeni düşünelim. Eğer bu öğretmen yeterli değil idiyse yirmiyıldır yetiştirdiği bireyler ne olacak? Var sayalım sınavı kazanamadı yetiştirdiği bireyleri de misınava tabi tutacaksınız?Bu uygulama öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmak değil midir?Hani süreç odaklı eğitimden söz ediyordunuz. Hani öğrenmeyi öğrenmekten sözediyordunuz.Öğrenmeyi öğrenmek bu mudur?Baş öğretmenlik sınavına girebilmek için önce uzman olmak gerekiyor elbette. Bukonuda daha önce yapılan ve çok sayıda idari davaya konu olan sınavlar var. 3.2.2022 tarih ve31750 sayılı ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ nun düzenlenmesi ile geçmişte yapılan buyanlışlığı düzeltmek amaçlanıyorsa eğer, daha büyük bir yanlışın içindeyiz demektir. Çünküsöz konusu kanunun 3. Maddesi aynen şöyle: “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununlailgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.”İhtisas mesleği ifadesine gelince; sözlük anlamı uzman, uzmanlaşmadır.

Öyleyse uzmanlık mesleği mensubunu uzmanlık sınavına sokma durumu ile karşıkarşıyayız.Bu ne yaman çelişki böyle. Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.Hangisini yazsam;Yüksek öğrenimini tamamlamış, yetmemiş yüksek lisans yapmış, yetmemiş doktorayapmış, dahası üstüne birkaç yabancı dil öğrenmişlerin iş bulamadığı, ya da alanları dışındavasıfsız işlerde çalıştığı bir ülkede çifter çifter maaş alan niteliksizleri mi?Belediyelerin yandaşlarla şişirilmiş kadrolarını mı yazsam?Hiçbir şey üretmediği halde lüks içinde yaşarken, din, iman diyerek, açlık sınırınınaltında varlığını sürdürmeye çalışanlara cennet vadedenleri mi?Diyanet’in “Fiyatları tayın eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” fetvası ile ekonomiyibu hale getirenleri Allah’ın arkasına saklama ve aklama çabalarını mı yazsam?Dahası yaptığı hırsızlıkları, yolsuzlukları, yağma, talan, istismar, taciz ve arsızlıkları dinsosuna batırarak haklılaştıran din tacirlerini mı?Eşitlik, hak, hukuk, adalet deyip, partisini etnik bir yapıya indirgeyenleri mi yazsam?İçinde yaşadığımız çağda halen ırk ve mezhep siyaseti yapan ve insanı ayrıştıran ilkelanlayışları mı?Demokrasi deyip, demokrasiyi amaçlarına araç edenleri mi, yoksa biz düzelteceğizdeyip bütün kararları kendisi veren diktatörleri mi yazsam?Basında medyada güce biat eden ve karşılığını almaya odaklı basın ve medyamensuplarını mı?Söylemde mangalda kül bırakmayıp, eylemde toz olan sözde aydınları mı yazsam?Hangisini yazsam;Enflasyon sıralamasında dünyada ilk beşte, Avrupa ülkeleri sıralamasında birincisırada olan ülkemizi yönetenlerin sorunları çözeceğine inananları mı, yoksa muhalefetiniktidara gelmesi halinde bütün sorunların biteceğini düşünenleri mi yazsam?

Ülkeyi ticari bir şirket olarak gören ve bütün kamu varlıklarını satanlara sesçıkarmayıp, bir bardak suda fırtına koparanları mı?Ukrayna ve Rusya ile yapılan tahıl anlaşmasını göklere çıkarıp, boş bırakılan ekilmeyentopraklarımızdan hiç söz etmeyenleri mi yazsam?Tarikat ve cemaatlere yol veren, her türlü ahlaksız davranışların üzerine perde çekeniktidarı mı, yoksa tarikat ve cemaatleri eleştirmekten korkan muhalefeti mi?Hangisini yazsam?HKP (Halkın Kurtuluşu Partisi)’nin dava ettiği ve büyük bir kararlılıkla peşinibırakmadığı diploma konusunu mu yazsam, bu konuyu gündemine hiç almayan muhalefetimi?Bu denli haksızlığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve yalanın olduğu bir ülkede ismi varcismi yok olan parlamentoda ‘mış’ gibi yapanları mı yazsam? Yoksa salı günleri nutuk çekmeyimuhalefet sananları mı?Öyle görünüyor ki ülkede iktidarıyla muhalefetiyle, demokratik kitle örgütleriyle vebenzeri bütün dinamikleriyle bağımsız hareket edebilen organ yok denecek kadar az.Maalesef yazımda çok azına yer verebildiğim çürümüş bir tablonun içindeyiz.Bir ülke düşünün Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, küllerinden yeniden doğmuş,emperyalizmi dize getirmiş, kurtuluş yolunda kararları kongrelerle almayı başarmış,devamında ülkenin kalbi Ankara’da yeni bir meclis kurmuş ve altı yüz yılı aşkın hüküm sürensaltanatın yerine cumhuriyeti kurabilmiş bir ülke… Devamında batıya parmak ısırttırançağdaşlaşma devrimlerini yapabilen bir ülke…Bize ne oldu böyle?İzin verirseniz bize ne olduğu konusunda sizlere bir kitap önermek istiyorum. DeğerliProf. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun “Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmak” kitabı tarihselsüreçte yaşananları son derece yalın ve açık bir dille kaleme almış. Kitapta karşı devriminadımlarını ve bugüne getirilişimiz uygulamalarını bulacaksınız.Geçmişini bilmeyen gelecek oluşturamaz ve çözüm Atatürk Cumhuriyetini YenidenKurmakta!

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran