Müge Gülses
"DİNLENMEMEK ÜZERE YOLA ÇIKANLAR ASLA YORULMAZLAR!"Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Türkiye'nin yolu bugün de Kurtuluş Savaşı kahramanları veBüyük Atatürk'ün zaferlerle taçlanmış kutlu yoludur!
Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” tanımlaması bizim için en sağlam birlik ve kardeşlik yoludur.
10 Kasım 1938’den sonra kesintiye uğratılan Kemalist Türk Devrimi, "Yeni Dünya Düzeni" isteyen küresel güçlerin planları doğrultusunda, ülkemiz 24 Ocak 1980 ekonomik kararları ve 12 Eylül sonrası zihinsel işgal ile manipüle edilerek ekonomik, siyasi, kültürel ve ahlaki bir dönüşüme sokulmuştur.
Türkiye gibi doğal kaynakları zengin, stratejik konumu ile başka coğrafyalara sıçrama fırsatları sunan ülkeler, üstelik güçlü bir pazarı olan bütün ulus devletler "Gelişmiş!" ülkelerin öncelikli hedefi haline gelmiştir.
Kurtuluş Savaşımız, Atatürk'ümüz, üniter devletimiz, tarihimiz, geleneklerimiz, anayasamız ve bizi "BİZ!" yapan tüm değerlerimizle birlikte Türk milleti kavramı her yönden büyük bir saldırının hedefi haline gelmiştir.
Birbirinden değerli Kemalist aydınlarımız ve bilim insanlarımız hepimizin gözü önünde katledilmiştir.
Zihinler işgal altındadır!
Basınımız, ordumuz, eğitim sistemimiz, bankalarımız, yer altı ve yer üstü kaynaklarımız, kamu iktisadi teşekkülleri ve tarım alanlarımız hatta yerli tohumlarımız saldırıya uğramıştır.
Avrupa Birliği'ne girmenin tüm sorunları çözeceği ön kabulü ve siyasal İslam’ın sembolü türban tartışmaları ile zaman yitirerek, Atatürk’ün bağımsızlık yolundan uzaklaştırıldık…
Seksen beş milyon Türkiye halkına ait olan bu vatanın zenginlikleri yerli-yabancı oligarkların, hortumcuların elinde yağmalandı.
Mandacı ve şabloncu tutumlar Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurucu felsefe ve sisteminden uzaklaştırmıştır.
Bugün güneş gibi yolumuzu aydınlatan “Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi”’ni uygulama zamanıdır.
Yeni anayasa yapmak yeni devlet kurmaktır. Yeni anayasa hedefleyenlerin amacı muhtelif bölgeli yönetimler kurmak amacıyla kurucu cumhuriyetimizi yıkmaktır.
Şimdi de İktidar ve muhalefetin hazırladığı anayasa taslaklarına bakınca görülüyor ki Anayasa'mız, özellikle ilk dört madde ile Atatürk ilke ve devrimleri tehdit altındadır.
Bugün, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının aziz hatırasına ve Cumhuriyet değerlerine saygı duyan, çeşitli partilere dağılmış vatanseverlerin görevi; “seçim anketi takip etmek değil, Atatürk ilkeleri ve Anayasanın başlangıç ilkeleri etrafında birleşmek ve dinamik bir merkez inşa etmektir.”
Kurucu devlet sistemimizin temelini oluşturan Kemalistlerin birliği ve başarısı için;
Anayasanın başlangıç ilkelerini her yerde kararlılıkla savunmaya,Atatürk ilkelerini adım adım hayata geçirmeye,Batının bölücü bir dayatması olan "Avrupa Yerel yönetimler özerklik şartı"na Türkiye’nin koyduğu çekincelerin kaldırılmaması için mücadeleye,Anayasamızın 10. maddesinde zaten var olan “yasalar önünde yurttaş eşitliği” yerine, federasyona kapı aralayan ve kimlik siyasetine yol açan “Eşit Yurttaşlık” kandırmacasıyla mücadele etmeye,Mavi Vatana sahip çıkmaya,Ekonomik krizlerin faturasını halkın sırtına yıkan “pahalılık ve yoksulluk” ile mücadeleye,Eğitimi tarikatlar ve siyasal İslam'ın zorbalığından kurtarmaya,*Sığınmacı adı altında milyonlarca yabancı uyruklunun istilası ile demografik yapımızın değiştirilmesine karşı çıkmaya,Etnik ve dinsel bölücülükle mücadelede dinamik bir merkez yaratmaya,Her alanda bağımsızlığımızı; ulusalcı, halkçı ve laik siyasetlerle güçlendirmeye,Yurdumuzu çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmaya, Her yaştan, her bölgeden Atatürkçüleri bu mücadeleye ivedilikle el vermeye davet ediyoruz!
]]>