Anasayfa
Yazarlar
Sizden Gelenler
Yazı Detayı
Bu yazı 1867+ kez okundu.
Savaş Kiraz Yazdı: Taban İle Tavan Arasındaki Uçurum!
Bazı liderlerin yapmış olduğu en büyük hata; zaman geçtikçe, güçlendikçe haşa büyük dağları Allah, küçük dağları ben yarattım havasına girmesidir. Yola çıktıklarında dostlarına fikir babalarına danışırlar, işi bilen işin ustalarından akıl alırlar. Tek başına karar almazlar, yüzde yüz haklı olduklarını bildikleri konularda bile çevrelerine danışırlar. Zaten mantık olarak da bir kişinin her konuda bilgi sahip olması imkansız denecek kadar azdır. Bir kişi düşün ki; matematiği, fiziği, ekonomiyi, askeriyeyi, siyaseti, uzayı, yargıyı kısaca dünyada olan her işi ya da ilimi irfanı bilme şansı var mı? Bence yok... Geçmişte dünyaya damgasını vuran, isimleri yeryüzü durduğu sürece konuşulacak olan büyük komutanların liderlerin bile etrafında danışmanları, akıl aldıkları hocaları vezirleri vardı. Daha da önemlisi bu liderler aldıkları kararlarda halkının vatandaşının da nabızlarını yoklarlardı. Öyle ortaya çıkıp, "Ben kralım ben padişahım ben ne dersem o olur, en iyisini ben bilirim" havaların da olmazlardı. Olanlarında zaten tarihten isimleri silindi. Çünkü insan hata yapabilir, insan yanılabilir. Son yirmi yıldır iktidarı elinde tutan AKP'de seçildikleri ilk günlerde halkın yanında olan konularda uzman ekibi olan bir partiydi. Liderleri Sayın Recep Tayip Erdoğan tek başına karar almaz yapacakları icraatlar da konunun uzmanlarına danışırdı. Hepsinden önemlisi halkın nabzını iyi tutardı. Çünkü alacakları kararın karnesini sonucunda halk verecekti. İktidar başarılıysa halk "DEVAM" diyecek, başarısız olursa da halk "TAMAM" diyecekti. Zaten halk 20 yıldır onlara "DEVAM" dedi. Ama son birkaç yıldır özellikle başkanlık sisteminden sonra bir şeyler değişti. Oysa Sayın Recep Tayip Erdoğan "Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti. Halkta yetkiyi verip başkanlık sistemini getirmişti. Sonuç beklendiği gibi olmadı, doların altının dövizin geldiği nokta ortada. Tamam, bu zaman zarfında dünya olarak da bir takım sorunlar yaşandı, salgındı hastalıktı savaştı gibi bir takım nedenler tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemizi de etkiledi. Ama kim ne derse desin ülkemizi çok daha fazla etkiledi. Başarıda payı kendine mal edenler, başarısızlık da ki payı da kendine mal etmesini bilecekler. Bunu ben demiyorum, AKP’nin için de siyaset yapanlarda diyorlar. Yüksek sesle konuşamıyorlar ama fikirler aynı. Artık lider danışmıyor, kadrolar yeterince uzman değil. Bir Maliye Bakanı ekonomiyi gözlerde ki ışıltıya göre belirler mi? Merkez Bankası'nın başkanı bu kadar sık değişir mi? Bağımsız yargı bu kadar bağımlı olur mu? Her camiada bu kadar FETÖ'cü çıkıp ayıklanırken, siyasetin içinde ki FETÖ'cüler bu güne kadar ayıklanmaz mı? Tüm dünyada bir faiz politikası uygulanırken, naslara göre ekonomi politikası uyguların mı? Israrla ve inatla bu kadar mülteci ülkeye sokulur mu? Senin gibi düşünmeyenlere bu kadar baskı yapılır mı? Bu pahalılıkta 2.500 lira emekli maaşı olur mu? Taban ezilirken tavan bu kadar rahat yaşar mı? İnsanlar bu kadar senci benci diye ayrıştırılır mı? Ülkenin kaderini etkileyecek kararları bir kişi tek başına alabilir mi? Geçmişte özgürlüklerden şikayet edenler, bu gün iktidar olunca başkanlarının özgürlüklerine gem vurabilir mi? Evet, bu soruları sadece ben sormuyorum, benim kadar halkta soruyor hatta partiye gönül vermiş insanlar da soruyor. Sonuç olarak bir sıkıntı bir şikayet var. Genel seçimlere bir yıl kaldı tabi erken seçim olmazsa. Bu bir yıl için de sorunlar düzelir mi? Belki düzelir, belki düzelmez bunu bilemem. Ama bir gerçek var ki 20 yıldır iktidar da olan hükümet sihirli bir değnek bulup sorunları düzeltemezse işleri zor gibi görünüyor. Yazımın başında da dediğim gibi herkes hata yapabilir. Önemli olan hatalarda ısrarcı olmamak her şeyi ben bilirim havasına girmemektir. Ve hepsinden önemlisi işin ehliyle onların fikirlerine önem vererek çalışmaktır. "Ben liderim en iyisini ben bilirim" derseniz; bakarsınız ki halk bilmediğiniz bir şey yapar sandıkta size hesap sorar karnenize zayıf yazar. Tabi bu kendini lider gören herkes için geçerlidir. Benimki bir uyarı, isteyen bildiğini yapmaya devam edebilir.Kaynak: SAMSUN ETİK HABER
]]>
Ekleme
Tarihi: 23 Mayıs 2022 - Pazartesi
Savaş Kiraz Yazdı: Taban İle Tavan Arasındaki Uçurum!
Bazı liderlerin yapmış olduğu en büyük hata; zaman geçtikçe, güçlendikçe haşa büyük dağları Allah, küçük dağları ben yarattım havasına girmesidir. Yola çıktıklarında dostlarına fikir babalarına danışırlar, işi bilen işin ustalarından akıl alırlar. Tek başına karar almazlar, yüzde yüz haklı olduklarını bildikleri konularda bile çevrelerine danışırlar. Zaten mantık olarak da bir kişinin her konuda bilgi sahip olması imkansız denecek kadar azdır. Bir kişi düşün ki; matematiği, fiziği, ekonomiyi, askeriyeyi, siyaseti, uzayı, yargıyı kısaca dünyada olan her işi ya da ilimi irfanı bilme şansı var mı? Bence yok... Geçmişte dünyaya damgasını vuran, isimleri yeryüzü durduğu sürece konuşulacak olan büyük komutanların liderlerin bile etrafında danışmanları, akıl aldıkları hocaları vezirleri vardı. Daha da önemlisi bu liderler aldıkları kararlarda halkının vatandaşının da nabızlarını yoklarlardı. Öyle ortaya çıkıp, "Ben kralım ben padişahım ben ne dersem o olur, en iyisini ben bilirim" havaların da olmazlardı. Olanlarında zaten tarihten isimleri silindi. Çünkü insan hata yapabilir, insan yanılabilir. Son yirmi yıldır iktidarı elinde tutan AKP'de seçildikleri ilk günlerde halkın yanında olan konularda uzman ekibi olan bir partiydi. Liderleri Sayın Recep Tayip Erdoğan tek başına karar almaz yapacakları icraatlar da konunun uzmanlarına danışırdı. Hepsinden önemlisi halkın nabzını iyi tutardı. Çünkü alacakları kararın karnesini sonucunda halk verecekti. İktidar başarılıysa halk "DEVAM" diyecek, başarısız olursa da halk "TAMAM" diyecekti. Zaten halk 20 yıldır onlara "DEVAM" dedi. Ama son birkaç yıldır özellikle başkanlık sisteminden sonra bir şeyler değişti. Oysa Sayın Recep Tayip Erdoğan "Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti. Halkta yetkiyi verip başkanlık sistemini getirmişti. Sonuç beklendiği gibi olmadı, doların altının dövizin geldiği nokta ortada. Tamam, bu zaman zarfında dünya olarak da bir takım sorunlar yaşandı, salgındı hastalıktı savaştı gibi bir takım nedenler tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemizi de etkiledi. Ama kim ne derse desin ülkemizi çok daha fazla etkiledi. Başarıda payı kendine mal edenler, başarısızlık da ki payı da kendine mal etmesini bilecekler. Bunu ben demiyorum, AKP’nin için de siyaset yapanlarda diyorlar. Yüksek sesle konuşamıyorlar ama fikirler aynı. Artık lider danışmıyor, kadrolar yeterince uzman değil. Bir Maliye Bakanı ekonomiyi gözlerde ki ışıltıya göre belirler mi? Merkez Bankası'nın başkanı bu kadar sık değişir mi? Bağımsız yargı bu kadar bağımlı olur mu? Her camiada bu kadar FETÖ'cü çıkıp ayıklanırken, siyasetin içinde ki FETÖ'cüler bu güne kadar ayıklanmaz mı? Tüm dünyada bir faiz politikası uygulanırken, naslara göre ekonomi politikası uyguların mı? Israrla ve inatla bu kadar mülteci ülkeye sokulur mu? Senin gibi düşünmeyenlere bu kadar baskı yapılır mı? Bu pahalılıkta 2.500 lira emekli maaşı olur mu? Taban ezilirken tavan bu kadar rahat yaşar mı? İnsanlar bu kadar senci benci diye ayrıştırılır mı? Ülkenin kaderini etkileyecek kararları bir kişi tek başına alabilir mi? Geçmişte özgürlüklerden şikayet edenler, bu gün iktidar olunca başkanlarının özgürlüklerine gem vurabilir mi? Evet, bu soruları sadece ben sormuyorum, benim kadar halkta soruyor hatta partiye gönül vermiş insanlar da soruyor. Sonuç olarak bir sıkıntı bir şikayet var. Genel seçimlere bir yıl kaldı tabi erken seçim olmazsa. Bu bir yıl için de sorunlar düzelir mi? Belki düzelir, belki düzelmez bunu bilemem. Ama bir gerçek var ki 20 yıldır iktidar da olan hükümet sihirli bir değnek bulup sorunları düzeltemezse işleri zor gibi görünüyor. Yazımın başında da dediğim gibi herkes hata yapabilir. Önemli olan hatalarda ısrarcı olmamak her şeyi ben bilirim havasına girmemektir. Ve hepsinden önemlisi işin ehliyle onların fikirlerine önem vererek çalışmaktır. "Ben liderim en iyisini ben bilirim" derseniz; bakarsınız ki halk bilmediğiniz bir şey yapar sandıkta size hesap sorar karnenize zayıf yazar. Tabi bu kendini lider gören herkes için geçerlidir. Benimki bir uyarı, isteyen bildiğini yapmaya devam edebilir.Kaynak: SAMSUN ETİK HABER
]]>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.