Ekonomik krizin nedenlerini Gezi eylemlerinde gören, AKP genel başkanı ve ekonomistTayyip Erdoğan, 1 Haziran 2022 Çarşamba günü partisinin grup toplantısında yaptığıkonuşmada, gerçek olmadığı kanıtlanan “camiyi bira şişeleriyle pislettiler” iddiasını sürdürdü.Bunun yanında Gezi eylemcileri için “çürük” ve “sürtük” ifadelerini kullanarak hakaret etti.Gezi direnişi, ülkemizdeki otoriter, baskıcı ve faşist yönetime karşı direnen milyonların barışve özgürlük istediği bir halk hareketi olarak ortaya çıkan bir demokratikleşme çağrısıydı. Tümyurda yayılan bu eylemlere katılanlar için söylenen söz, bulunduğu makamın korumasına vesorumsuzluğuna güvenerek, haddini aşmaktır. Sürtük kelimesinin ne anlama geldiğinibilerek, açıkça Gezi eylemlerine katılanlara hakaret kastı vardır. Bu söz, Türk CezaYasasının 216/1 maddesindeki “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve 216/2maddesindeki “Halkın bir kesimini aşağılamak” suçlarını oluşturmaktadır. Çünkü Gezieylemlerine katılmayanlar, katılanlar aleyhine alenen kin ve düşmanlığa tahrik edilmektedirve Gezi eylemlerine katılanlar aşağılanmaktadır.Ahlak, terbiye, bilgi, kültür ve görgüye sahip birisinin bu kelimeleri kullanmaması gerekir. Bukelimeleri kullanan birisi, kendi düzeyini ortaya koymuş olacağı için o seviyeye inmemek endoğrusudur. Ancak bu konu hakkında hukuksal yollara başvurmaktan da çekinilmemelidir.Esas olarak çürük ve sürtük söylemleri, iç durumun dışarı yansımasıdır. Sahte rapor alıpaskere gitmeyenlere çürük denir; tıpkı yüksek makamlarda bulunanların oğulları, damatlarıgibi. Sürtük demek ise, zaten kadına karşı bir kompleks içinde olanların, aşağılama ilekendilerini yücelttiklerini sandıkları psikolojik bir durumdur.
Bir kişi en büyük makamda bile olsa, istediği gibi davranıp, hakaret etme, başkalarınıaşağılayarak suç işleme ayrıcalığı ve özgürlüğüne sahip değildir. Bir kişiye makamındandolayı “milletinin birliğini temsil etme” görev ve sorumluluğu yüklenmişse, bu görev vesorumluluğun ağırlığını her zaman omuzlarında hissetmesi ve milletine karşı son derecesaygılı ve sevecen söylemlerde bulunması gerekir.Şunu da unutmamak gerekir ki bu düzeysiz söylem, bilinçli bir politik taktikle seçilmektedir.Çünkü bu açıklama yüzünden aynı gün doğalgaza ve elektriğe yapılan zamlar konuşulmadı.Herkes sürtük ve çürük söylemlerine tepki verince, ekonomik açmazlar gündeme oturamadı.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), tüketici fiyat endeksini (TÜFE) %73,5 olarak açıklarken,bağımsız araştırma kuruluşları ise bu oranı %160,8 olarak açıkladı. Ancak gündemsaptırmada uzman olan siyasi iktidar, bu verileri ve neredeyse her gün yapılan zamlarıunutturmak için çalışmalar yapmaktadır. Dün partisinin Kızılcahamam’da düzenlenen 30.İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanışında konuşan AKP genel başkanının“TÜİK'in Mayıs verileri enflasyonun artık aşağı yönlü bir eğilime girdiğini göstermektedir”sözü, toplumla dalga geçmek anlamına gelmektedir.Bu aşağılayıcı söylemler için, Türk Kadınlarından özür dilense bile, bu hakaretin kamuvicdanında yarattığı yıkım asla giderilemez. Belki bulunduğu görevden istifa etmek, kamuvicdanını rahatlatabilir. Büyük kurtarıcımız, eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ünkadınlarımız için söylediği derin anlamlar ifade eden sözlerinin yanında, sürtük gibi söylemlerderin yaralar açmaktadır. Kurtarıcımıza “iki ayyaş” diyenlere zamanında gerekli tepkileriverebilseydik, bugün daha güzel bir Türkiye’de, daha farklı konular üzerinde konuşurduk.Demokrasinin, hukukun ve laikliğin olmadığı ortamlara tepki vermez, sessiz kalırsak,karanlıkların bizleri beklediğini unutmamalıyız.Azim ve Karar, 6 Haziran 2022Suay Karaman
]]>