Dünyanın gözde şehirlerinden biri olan iki kıta arasında gerdan İstanbul’un birçok ülkenin nüfusundan fazla nüfusa sahip Kartal ilçesinin birçok mahallesin de olduğu gibi Kurfalı (Hürriyet) mahallesi de sahipsizlik ve kimsesizlik içinde adeta perişanları oynuyor.
Nüfusu hızla artan kentsel dönüşüm furyası ile doğası, toprağı, ağacı, bitki örtüsü yok edilen Kurfalı mahallesinde sahipsizlik adeta tavan yapmış durumda.
Yeni lüks binaların dikilmesi her ne kadar kimileri (Arazi ve arsa sahipleri ile müteahhit ve inşaat şirketleri) için çıkar ve menfaat odaklı bir güzellik sunuyor olsa da; büyük insan yığınlarını canından bezdiren bir hal ve ahval ortamına dönmüş durumda.
İlçenin hükümet kanadı tarafından kazanılamayan belediye nedeniyle olsa gerek merkezi idare tarafından boş vermişliği üryan bir şekilde görülüyorken; iki dönemdir ilçe belediyesini elinde bulunduran sözde sosyal hem de demokrat iddiasında ki chp belediyesinin boş vermişliği anlaşılır bir durum olmasa gerek.
‘’Nasılsa oy veriyorlar’’ rahatlığı buna neden mi bilinmez...Mahalle dedikse öyle ufak tefek değil hani, nerden baksan Türkiye de birçok ilçeden hatta ve hatta bazı illerden bile fazla nüfusa sahip. Yolları sormayın tahmin edeceğiniz gibi köstebek yuvası hani şu meşhur yakıştırma var ya ‘’Çamur-Çukur’’ işte tas tamamına aynen öyle. Mahallenin adı Kurfalı’ydı Hürriyet olarak değiştirdiler lakin aslında en uygun isim ‘Çukuristan’ olurdu kanımızca; paramparça kaldırımları adeta köstebek yuvası kıvamında bir sanat şaheseri.
Her geçen gün artan nüfusa ve yapılaşmaya orantılı olarak geliştirilmeyen yolların ve ana arterlerin dar olması bir yana; En işlek caddelerinin başta Abdi İpekçi olmak üzere sağlı sollu park eden araçlarla işgal edilmesi sonucu olarak tek şeritli bir caddeye dönmesi halkı canından bezdirmiş durumda.
Ana caddelerde ki bu işgalin belediyenin mahallede ki Kültür Merkezi önünde bile yaşanıyor olması tam bir trajedi konumunda. Caddenin köstebek yuvası da olsa halkın sözde kullanımına yani yayalara ayrılmış kaldırımlarının sağlı sollu işgaline ilçenin tüm yönetim birimlerinin seyirci kalması anlaşılır değil.
Arabaların kaldırımlara park edilmesine son dönemlerde artan motor kurye motosikletlerinin de kaldırımları park yeri olarak işgal etmesine ne merkezi yönetim sorumluları nede ilçe ve İstanbul Büyükşehir belediye sorumlularının ses çıkarmaması görmezden gelmesi oy aldıklara halka verdikleri gerçek değerin göstergesi olsa gerek.
Hele ki kimi işyeri dükkânların camlı eklemelerle kaldırımları adeta yok etmesi, buralarda adeta sıfır konumla geçen insanların üstüne döner, kebap, lahmacun yağ ve kokusu adeta bir parfüm kıvamında. Anlayacağınız Abdi İpekçi caddesinde kaldırımda yürüyen herkes evine döner kebap kokusu taşıyor. O değerli insanın ismini böyle bir mezbeleliğe vermeye utanmadılar mı diyesi geliyor insanın.
İlçenin fotoğrafına gelince, şöyle ifade etmek gerekiyor!
Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Merkezi idarenin yani AKP iktidarının emir komutası altında; Belediye ise ANA muhalefet partisi CHP’nin emir komutası altında. TÜRKÇESİ; Bütün bunları yaşayan halkın %90’nının oy verdiği iki partinin hükmü ve egemenliği altında.
Suç kimde diye düşünmeden edemiyor insan;
Bu rezalete göz yumanlarda mı, yoksa bu rezaletin mimarlarına oy verenlerde mi?
Sizce suç kimde?
31 Ekim ®️ | İstanbul’un Siyasi Gazetesi
]]>