Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Dayanışma Köprüsü | Hatice Topçu Yazdı

“Uykudaydı şehirler Sıcacık düşlerinde çocuklar Sonsuz gülüşlerinde oyunlar Ve uyanışlarında güneşli sabahlar…” Hatay’a yolculuğumuz 14 Nisan Cuma gecesi Ankara Kızılay’dan başladı. Satırlarıma beni bu yolculuğa davet eden Akdoğan Yayınevi imtiyaz sahibi Kâmil Akdoğan’a bu nazik daveti için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Yolculuğumuzda kaptanımızla birlikte 10 kişiydik. Yoldan katılanlarla 14 kişi olduk. Birlikte enkazların arasında dolaştık. Geçmişten kalan anılarla buluştuk. Gülümseyen fotoğraflar, darbe almış çocuk oyuncakları, sahiplerinden uzak eşyalar hüzünlerle doldurdu yüreklerimizi. Her adımımızda üzülerek, irkilerek acılarıtutunarak devam ettik yolculuğumuza. Ekibimizin kimlerden oluştuğuna gelmeden önce Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu hakkında bilgi vermek istiyorum. Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu çok sayıta demokratik kitle örgütünün birleşmesi ile oluşan bir güç birliği platformudur.Platform; insanı insana ulaştıran, sorunların olanakların elverdiği en elverişli ölçüde çözümünü, ihtiyaçların giderilmesini ve geleceğe sağlıklı yönelimin sağlanmasını amaçlayan bir dayanışma köprüdür aslında. Yaptıklarıyla, yapacaklarıyla her geçen gün genişleyerek büyümektedir aynı zamanda.   Ankara’da yaşayan platform üyeleri olarak deprem sonrası Ankara’da bir dizi faaliyetin içinde yer aldık ve depremzedeler için güçlerimizi birleştirdik.Kitaplarımızı onların yararına imzaladık. Düzenlenen çeşitli etkinliklerden elde edilen gelirler onlara ulaştırıldı. Ankara’ya gelenlerle ilgilendik; eğitim, sağlık ve yerleşim ihtiyaçlarına destek olduk. Nihayet sıramız acının merkezlerinden kadim şehir Hatay’a bir ekiple gitme aşamasına gelmişti. Elbettemümkün olduğu ölçüde çok arkadaşımızla yola çıkmak istedik ancak çeşitli sebeplerle bazı arkadaşlarımızçok istedikleri halde yolculuğumuza katılamadılar. Aracımızda açacağımız çadır kütüphanesininkitapları, çocuklar için resim, oyun ve benzeri etkinlik malzemeleri ile çeşitli oyuncaklarda yerlerini aldılar. Peki katılımcılar kimlerdi. Beni Medya Siyaset YouTube TV ve Medya Siyaset Haber ailesi sayfalarından tanıyorsunuz. Şimdi sizlere sırasıyla diğer arkadaşlarımı aktaracağım. Müslüm Kabadayı: Eğitimci-Yazar. Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu dönem sözcüsü. Müslüm Bey, aynı zamanda ekip liderimizdi. Onun mükemmel bir ekip lideri olarak insanları kırmamak için kendini üzebilen naif bir insan olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Her biri çok değerli diğer arkadaşlarımız sırasıyla: Sadık Güvenç: Eğitimci-Yazar. Kemal Dil: Sosyolog-Akademisyen. Selami Karabulut: Şair-Yazar. Leyla Karataş: Şair. Cevat Bayrak: Felsefeci-Şair. Coşkun Salar: Şair. Sibel Tekin: Belgeselci-Akademisyen. Özcan Öztürk: Şair. Yusuf Kaptan: Eğitimci-Şair, ekibimize Adana’dan katıldı. Sadet Berkyürek: SES Gazetesi Yaz işleri Müdürü. Serpil Korkmaz: Gazeteci Durusun Demirer: Aracımızın kaptanı.  Yola çıktığımız o kocaman yürekli insanları tek tek saymazsam bu köşe yazım eksik kalırdı. Çünkü onların her biri yaşanan felaketin oluşturduğu eksikleri bir nebze de olsa tamamlamak, geleceğe yönelimlerde doğru adımların doğru zamanda atılabilmesi adına zamanlarını, emeklerini ve bütçelerini seve seve harcayan güzel insanlardı. Aralarında tanıdıklarım azdı. Çoğunu yolculuk sürecinde tanıdım. İyi ki de tanımışım. Her biri alanlarında çok değerli eserler vermiş yetenek sahibi güzel insanlardı. Öznemiz sevgiydi, paylaşmaktı. Çünkü sevgi paylaştıkça çoğalır, acılarsa paylaşıldıkça azalırdı. Yolculuğumuzda ilk durağını kütüphanemiz için kitap bağışında bulunacak olan şair Mustafa Sönmez’i Dörtyol’da ziyaretimiz oluşturdu.  Devamında İskenderun’da Mustafa Kemal Mahallesi, Cemevi bahçesinde eğitim yapan öğretmenlerle görüştük. Çevrede yıkıma uğramış mekanları gezdik. İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği’ni ziyaret ettik. Sonraki durağımız Karaağaç çadır kentiydi. Arsuz Belediye Başkanı Asaf Gülen ile görüştük. Füsun Sayek Kültürevi’nin yıkılmış halini gördük. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ile görüştük. Yine Samandağ’da Mehmet Can’ın yönettiği Engelsiz Yaşam Okulu’nu gezdik ve Samandağ’da konakladık. 15 Nisan sabahı Ermenilerin yaşadığı Vakıflı köyüne gittik. Buradan Çınarın olduğu Hıdırbey köyüne, oradan da Yoğunoluk’a geçtik. Daha sonra Erikli, Batıayaz, Fidanlı köylerini görerek Antakya’ya geçtik. Önce Hatay Tabip Odası, SES, psikiyatrların koordinasyon merkezini ziyaret ettik. Akabinde Akdeniz Mahallesi’ndeki Ali İsmail Korkmaz koordinasyon merkezine gittik. Akşam da çadır kütüphanemizin açılışını yaptık.Gün içinde Harbiye’de Sarıyer Belediyesi’nin kurduğu çadır kenti ziyaret ettik. Antakya Köprüsü’nde basın açıklamamızı yaptık. Yükümüz ağırdı. Yolculuğumuz sürecinde tanıklık ettiğimiz yaşanmışlıklar, acılar karşısında zaman zaman dolup taşan yüreğimizi bastırmak,gözyaşlarımızı içimize akıtmakta zorlandık. “…Kâbus değildi Kâbus değildi yaşananlar Karanlıkta kıyamete uyandılar -anne, baba, diye seslendi çocuklar -çocuklarım diye seslendi anne ve babalar Enkazdaydılar…” Acının yüreklerdeki çığlığı çok büyüktü. Ama Hatay halkı dayanışmanın gücüyle eleleydi. Sivil dayanışmanın bir parçasıydılar ve koordinasyonun içindeydiler.Kader diye dayatılana teslim olmamış cesur yüreklerdi onlar.Onlar güçlüklerini birlikte aşmaya ve kadim şehirlerini bir daha benzer acıları yaşamamak üzere inşa etmeye kararlıydılar. Bu yüzden hiç kimse Hatay için rant hesabı yapmasın. Hatay halkı geleceğini geçmişin siyasi hesaplarınınaracı yapanlara teslim etmeyecektir. Bizler de Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu olarak bütün kentlerdeki tarihi ve kültürel yapıların aslına uygun inşasının sağlanmasının takipçisi olacağız. Sığar mı bunca acı, yalnızlık, yokluk bir köşe yazısına, dizelere? Sığmaz elbette.Yaşanan onca çok şey var ki her bir adımda. Onca acı, gözyaşı ve direnç. Hepsini hepsini taşımalıyız satırlarımıza, dizelerimize ve bir daha yaşamamak için böylesi büyükkayıpları yara yaraya değmeli ve birlikte büyümeli ve yol olmalıyız. Medya Siyaset
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2023 - Pazar
Sizden Gelenler

Dayanışma Köprüsü | Hatice Topçu Yazdı

“Uykudaydı şehirler
Sıcacık düşlerinde çocuklar
Sonsuz gülüşlerinde oyunlar
Ve uyanışlarında güneşli sabahlar…”

Hatay’a yolculuğumuz 14 Nisan Cuma gecesi Ankara Kızılay’dan başladı. Satırlarıma beni bu yolculuğa davet eden Akdoğan Yayınevi imtiyaz sahibi Kâmil Akdoğan’a bu nazik daveti için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Yolculuğumuzda kaptanımızla birlikte 10 kişiydik. Yoldan katılanlarla 14 kişi olduk.

Birlikte enkazların arasında dolaştık. Geçmişten kalan anılarla buluştuk. Gülümseyen fotoğraflar, darbe almış çocuk oyuncakları, sahiplerinden uzak eşyalar hüzünlerle doldurdu yüreklerimizi. Her adımımızda üzülerek, irkilerek acılarıtutunarak devam ettik yolculuğumuza.

Ekibimizin kimlerden oluştuğuna gelmeden önce Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu hakkında bilgi vermek istiyorum. Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu çok sayıta demokratik kitle örgütünün birleşmesi ile oluşan bir güç birliği platformudur.Platform; insanı insana ulaştıran, sorunların olanakların elverdiği en elverişli ölçüde çözümünü, ihtiyaçların giderilmesini ve geleceğe sağlıklı yönelimin sağlanmasını amaçlayan bir dayanışma köprüdür aslında. Yaptıklarıyla, yapacaklarıyla her geçen gün genişleyerek büyümektedir aynı zamanda.

 

Ankara’da yaşayan platform üyeleri olarak deprem sonrası Ankara’da bir dizi faaliyetin içinde yer aldık ve depremzedeler için güçlerimizi birleştirdik.Kitaplarımızı onların yararına imzaladık. Düzenlenen çeşitli etkinliklerden elde edilen gelirler onlara ulaştırıldı. Ankara’ya gelenlerle ilgilendik; eğitim, sağlık ve yerleşim ihtiyaçlarına destek olduk. Nihayet sıramız acının merkezlerinden kadim şehir Hatay’a bir ekiple gitme aşamasına gelmişti. Elbettemümkün olduğu ölçüde çok arkadaşımızla yola çıkmak istedik ancak çeşitli sebeplerle bazı arkadaşlarımızçok istedikleri halde yolculuğumuza katılamadılar. Aracımızda açacağımız çadır kütüphanesininkitapları, çocuklar için resim, oyun ve benzeri etkinlik malzemeleri ile çeşitli oyuncaklarda yerlerini aldılar.

Peki katılımcılar kimlerdi. Beni Medya Siyaset YouTube TV ve Medya Siyaset Haber ailesi sayfalarından tanıyorsunuz. Şimdi sizlere sırasıyla diğer arkadaşlarımı aktaracağım.

Müslüm Kabadayı: Eğitimci-Yazar. Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu dönem sözcüsü. Müslüm Bey, aynı zamanda ekip liderimizdi. Onun mükemmel bir ekip lideri olarak insanları kırmamak için kendini üzebilen naif bir insan olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Her biri çok değerli diğer arkadaşlarımız sırasıyla:

Sadık Güvenç: Eğitimci-Yazar.

Kemal Dil: Sosyolog-Akademisyen.

Selami Karabulut: Şair-Yazar.

Leyla Karataş: Şair.

Cevat Bayrak: Felsefeci-Şair.

Coşkun Salar: Şair.

Sibel Tekin: Belgeselci-Akademisyen.

Özcan Öztürk: Şair.

Yusuf Kaptan: Eğitimci-Şair, ekibimize Adana’dan katıldı.

Sadet Berkyürek: SES Gazetesi Yaz işleri Müdürü.

Serpil Korkmaz: Gazeteci

Durusun Demirer: Aracımızın kaptanı.

 Yola çıktığımız o kocaman yürekli insanları tek tek saymazsam bu köşe yazım eksik kalırdı. Çünkü onların her biri yaşanan felaketin oluşturduğu eksikleri bir nebze de olsa tamamlamak, geleceğe yönelimlerde doğru adımların doğru zamanda atılabilmesi adına zamanlarını, emeklerini ve bütçelerini seve seve harcayan güzel insanlardı. Aralarında tanıdıklarım azdı. Çoğunu yolculuk sürecinde tanıdım. İyi ki de tanımışım. Her biri alanlarında çok değerli eserler vermiş yetenek sahibi güzel insanlardı. Öznemiz sevgiydi, paylaşmaktı. Çünkü sevgi paylaştıkça çoğalır, acılarsa paylaşıldıkça azalırdı.

Yolculuğumuzda ilk durağını kütüphanemiz için kitap bağışında bulunacak olan şair Mustafa Sönmez’i Dörtyol’da ziyaretimiz oluşturdu.  Devamında İskenderun’da Mustafa Kemal Mahallesi, Cemevi bahçesinde eğitim yapan öğretmenlerle görüştük. Çevrede yıkıma uğramış mekanları gezdik. İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği’ni ziyaret ettik. Sonraki durağımız Karaağaç çadır kentiydi. Arsuz Belediye Başkanı Asaf Gülen ile görüştük. Füsun Sayek Kültürevi’nin yıkılmış halini gördük. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ile görüştük. Yine Samandağ’da Mehmet Can’ın yönettiği Engelsiz Yaşam Okulu’nu gezdik ve Samandağ’da konakladık.

15 Nisan sabahı Ermenilerin yaşadığı Vakıflı köyüne gittik. Buradan Çınarın olduğu Hıdırbey köyüne, oradan da Yoğunoluk’a geçtik. Daha sonra Erikli, Batıayaz, Fidanlı köylerini görerek Antakya’ya geçtik. Önce Hatay Tabip Odası, SES, psikiyatrların koordinasyon merkezini ziyaret ettik. Akabinde Akdeniz Mahallesi’ndeki Ali İsmail Korkmaz koordinasyon merkezine gittik. Akşam da çadır kütüphanemizin açılışını yaptık.Gün içinde Harbiye’de Sarıyer Belediyesi’nin kurduğu çadır kenti ziyaret ettik. Antakya Köprüsü’nde basın açıklamamızı yaptık.

Yükümüz ağırdı. Yolculuğumuz sürecinde tanıklık ettiğimiz yaşanmışlıklar, acılar karşısında zaman zaman dolup taşan yüreğimizi bastırmak,gözyaşlarımızı içimize akıtmakta zorlandık.

“…Kâbus değildi
Kâbus değildi yaşananlar
Karanlıkta kıyamete uyandılar
-anne, baba, diye seslendi çocuklar
-çocuklarım diye seslendi anne ve babalar
Enkazdaydılar…”

Acının yüreklerdeki çığlığı çok büyüktü. Ama Hatay halkı dayanışmanın gücüyle eleleydi. Sivil dayanışmanın bir parçasıydılar ve koordinasyonun içindeydiler.Kader diye dayatılana teslim olmamış cesur yüreklerdi onlar.Onlar güçlüklerini birlikte aşmaya ve kadim şehirlerini bir daha benzer acıları yaşamamak üzere inşa etmeye kararlıydılar. Bu yüzden hiç kimse Hatay için rant hesabı yapmasın. Hatay halkı geleceğini geçmişin siyasi hesaplarınınaracı yapanlara teslim etmeyecektir. Bizler de Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu olarak bütün kentlerdeki tarihi ve kültürel yapıların aslına uygun inşasının sağlanmasının takipçisi olacağız.

Sığar mı bunca acı, yalnızlık, yokluk bir köşe yazısına, dizelere? Sığmaz elbette.Yaşanan onca çok şey var ki her bir adımda. Onca acı, gözyaşı ve direnç. Hepsini hepsini taşımalıyız satırlarımıza, dizelerimize ve bir daha yaşamamak için böylesi büyükkayıpları yara yaraya değmeli ve birlikte büyümeli ve yol olmalıyız.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran