Acıyla otururken kanımı akıtıyorum.
Bu sözlerin içinden akıyor, damarlarımdan bu yazıyla.
Herkes bir şeyler yazıyor, bir şeyler söylüyor. Ama hiçbir şeyin değiştiği yok.
İçinizdeki karanlığın viral olması, dünyanın en kötü hislerinden biri. Bu hayatta kalan kişinin hayatındaki çok korkunç bir an ah Narin senin yerine ölebilmeyi dilerken iki yaşında bir bebeğin üvey babası ve iki kişi tarafından tecavüze uğrayıp, entübe edilip, yoğun bakımımın soğuk aurasında aramızdan ayrılışı geçiyor haberlerde, ne tarafa ölüp yanacağımızı şaşırdık....
Zamanından çok önce aramızdan ayrılan bunca çocuğun yasını tutmak zorunda kalan ama ölmeyen her cesur cana bir haykırış benimki...
Ve hiç kimse hayatta kalıp her gün işkence gören ve istismara uğrayan küçük kız ve oğlanları konuşmak istemiyor gibi görünüyor..!
Sen gittikten sonra çığlıkların duyuldu, iki yaşında ki işkenceye maruz kalıp ölen Sıla ya ne demeli,sessizce takip etti seni, şuursuz annesi ve üvey babasının fotoğrafını paylaşıp rezil edeceklerini düşünen, mavi kurdela takıp tepki yaratmaya çalışan insanlara da ayrıca şaşkınım, siz gittiniz bitti.
Ciğerim söndü nefes alamadım halâ alamıyorum.Çözüm adalet te ,çözüm sizin gibi birkaç gün sonra istatistik olmasını istemeyeceğimiz yüzlerce çocuğa nasıl ulaşıp, nasıl bu devşirilmiş hasta ruhlu yaratıkları en ağır ceza ile cezalandırabiliriz de, nasıl onlardan pis ellerini uzak tutabiliriz, nasıl önüne geçeriz, ne yapmalıyız da...
Bir yazı takılı aklımda kaç gündür :
" Bir milyon sıfır bir araya geldi, ne yazık ki, bir tane daha toplamaz.
Sonuçta her şey bireyin kalitesine bağlıdır, ancak ölümcül dar görüşlü yaşımız sadece büyük sayılar ve kitlesel örgütler açısından düşünür, halbuki dünya iyi disiplinli bir güruhun tek bir delinin elinde neler yapabileceğini fazlasıyla görmüştür.
Ne yazık ki bu farkındalık çok uzağa işlemiş gibi görünmüyor - ve körlüğümüz son derece tehlikeli. ~Carl Jung "
Ne haklı bir deyiş..!
NE YAPMALI......?
Bu tür trajik olaylar, toplumsal duyarlılığın ve çocuk koruma mekanizmalarının ne kadar hayati olduğunu gösteriyor bize sık sık maalesef..
1. Toplumsal Farkındalık: Çocuk istismarı ve aile içi şiddet konularında toplumun bilgilendirilmesi önemlidir. Eğitim ve farkındalık kampanyaları, bu tür olayların önlenmesinde kritik rol oynar.
2. Erken Müdahale ve Destek: Çocukların korunması için etkili bir erken müdahale sisteminin oluşturulması gerekir. Aile içindeki şiddeti veya istismarı erken tespit etmek ve müdahale etmek için sosyal hizmetler, eğitimciler ve sağlık profesyonelleri arasında işbirliği sağlanmalıdır.
3. Güçlü Hukuki Çerçeve: Çocuk koruma yasalarının güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması gereklidir. Suçlulara karşı caydırıcı cezalar ve mağdurları koruyacak yasal düzenlemeler oluşturulmalıdır.
4. Toplum Desteği ve Eğitim: Aile içi şiddet ve çocuk istismarı konularında toplumsal eğitim programları düzenlenmeli ve bireylerin bu tür olayları fark edebilmeleri ve yetkililere bildirebilmeleri sağlanmalıdır.
5. Destekleyici Yapılar: Çocuklar ve aileler için psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri sunulmalı, travma sonrası destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Toplum olarak bu tür olayları engellemek ve çocukları korumak için birlikte çalışmak, sistematik bir yaklaşım ve kararlı bir tutum gerektirir. Her bireyin, çocuğun güvenliğini sağlama sorumluluğu olduğunun bilincinde olması, bu konuda fark yaratabilir.. Naçizane dokunmak istedim, ADALETİN bu iki trajik olayda da yerini bulacağına güvenim tam...