Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Hakan Dedeoğlu Yazdı: KAÇAK SUYU KAR SAYANLAR, GELECEĞİMİZİ YOK SAYIYOR!..

Dünya gündemi açısından Orta Doğu ne anlam ifade ediyorsa Türkiye gündemi açısından Trakya aynı anlamı ifade etmektedir. Başta ekonomik olmak üzere siyasi, sosyo-kültürel hedefler açısından tüm aktörlerin gözünü diktiği bir bölge… Bu nedenle, Trakya’nın yıllardır bilinen bir gerçeği olan kaçak kuyular konusu da “çıkar” kavramı çerçevesinde değerlendirildiğinde anlaşılmaktadır. Ancak “ilgili” olması gerekenlerin ilgisini bu konuya çekmek ne yazık ki oldukça zor!Son yıllarda bazı yasal değişikliklere gidilerek birtakım tedbirlerin alındığını görüyoruz. Ancak bu değişikliklerin yeterli olmadığı ve bölgedeki yanlış uygulamalarla sorunların giderek büyüdüğü görülmektedir. Tıpkı Orta Doğu’da görüldüğü gibi Trakya’daki mücadele de doğal kaynakların ele geçirilmesiyle ilgilidir. Fakat yöneticiler bir yana gazeteciler, yazarlar ya da diğer fikir önderleri de konuya bu şekilde yaklaşmamaktadır. Orta Doğu’da yaşanan dönüşümler tüm dünya gibi ülkemizde de gündemden düşmezken içimizdeki dönüşümler kimsenin ilgisini çekmemektedir. Ya da çeksin istenmemektedir… Ancak unutulmamalıdır ki su, tarım topraklarımızın teminatıdır. Su yoksa verimli toprak yok demektir. Toprak ve su yoksa sağlıklı yaşam yok demektir. Şu anda Trakya’daki su varlığı tehdit altındadır. Özellikle taban suyu seviyesi düşen bölgede insanımız endişe duymakta, ilgisizlikten dolayı da umutsuzluğa kapılmaktadır. Bu konuda hepimizin yakından gördüğü ve yanlış şekilde yorumladığı bir noktayı belirtmeden geçemeyeceğim. Çiftçilikle uğraşan insanlarımız tarlasının bir köşesinde kalan tek ağacın giderek kurumasını ağacın yaşlanmasına ya da çürümesine yormaktadır. Tabii ki bu sebeplerle de kuruyanlar olmaktadır. Ancak “taban suyu seviyesi”nin düşmüş olması çok önemli bir sebeptir. Trakya’daki yer altı sularının içilebilir nitelikte olması durumu daha da ciddi hale getirmektedir. Birileri fazla kar elde edecek diye vatandaşların suyunun kontrolsüzce tüketilmesini kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle daha fazla zaman kaybetmeden kamu menfaatleri düzeyinde planlama yapılmalı ve su yasası en kısa sürede çıkarılmalıdır. Özetle, dünyada olduğu gibi, bölgemizde de su, stratejik öneme haiz bir kaynaktır. Bu kaynak iyi yönetilmediği zaman hem bölge insanı hem de bölgede yaşayan tüm diğer canlılar bundan zarar görecektir. Dahası bölgede su kalmadığında bugün onu kontrolsüzce tüketenler de dahil çoğu fabrika bölgeyi terk edecektir. Tıpkı geçmişte İstanbul İkitelli çevresinde olduğu gibi… Eğer bu süreci bugünden yarına, doğru değerlendiremezsek bölgede dönüşü olmayan olumsuzluklar yaşanacaktır. Doğanın bize sunduğu kaynaklara sahip çıkmak için bölge insanımızın öne çıkması, elini taşın altına sokmasından başka bir çözüm yoktur. 8.7.2011SUYUNA SAHİP ÇIK!Hakan Dedeoğlu TEMA Vakfı Lüleburgaz Gön. ]]>
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2022 - Çarşamba
Sizden Gelenler

Hakan Dedeoğlu Yazdı: KAÇAK SUYU KAR SAYANLAR, GELECEĞİMİZİ YOK SAYIYOR!..

Dünya gündemi açısından Orta Doğu ne anlam ifade ediyorsa Türkiye gündemi açısından Trakya aynı anlamı ifade etmektedir. Başta ekonomik olmak üzere siyasi, sosyo-kültürel hedefler açısından tüm aktörlerin gözünü diktiği bir bölge… Bu nedenle, Trakya’nın yıllardır bilinen bir gerçeği olan kaçak kuyular konusu da “çıkar” kavramı çerçevesinde değerlendirildiğinde anlaşılmaktadır. Ancak “ilgili” olması gerekenlerin ilgisini bu konuya çekmek ne yazık ki oldukça zor!Son yıllarda bazı yasal değişikliklere gidilerek birtakım tedbirlerin alındığını görüyoruz. Ancak bu değişikliklerin yeterli olmadığı ve bölgedeki yanlış uygulamalarla sorunların giderek büyüdüğü görülmektedir. Tıpkı Orta Doğu’da görüldüğü gibi Trakya’daki mücadele de doğal kaynakların ele geçirilmesiyle ilgilidir. Fakat yöneticiler bir yana gazeteciler, yazarlar ya da diğer fikir önderleri de konuya bu şekilde yaklaşmamaktadır. Orta Doğu’da yaşanan dönüşümler tüm dünya gibi ülkemizde de gündemden düşmezken içimizdeki dönüşümler kimsenin ilgisini çekmemektedir. Ya da çeksin istenmemektedir…

Ancak unutulmamalıdır ki su, tarım topraklarımızın teminatıdır. Su yoksa verimli toprak yok demektir. Toprak ve su yoksa sağlıklı yaşam yok demektir. Şu anda Trakya’daki su varlığı tehdit altındadır. Özellikle taban suyu seviyesi düşen bölgede insanımız endişe duymakta, ilgisizlikten dolayı da umutsuzluğa kapılmaktadır. Bu konuda hepimizin yakından gördüğü ve yanlış şekilde yorumladığı bir noktayı belirtmeden geçemeyeceğim. Çiftçilikle uğraşan insanlarımız tarlasının bir köşesinde kalan tek ağacın giderek kurumasını ağacın yaşlanmasına ya da çürümesine yormaktadır.

Tabii ki bu sebeplerle de kuruyanlar olmaktadır. Ancak “taban suyu seviyesi”nin düşmüş olması çok önemli bir sebeptir. Trakya’daki yer altı sularının içilebilir nitelikte olması durumu daha da ciddi hale getirmektedir. Birileri fazla kar elde edecek diye vatandaşların suyunun kontrolsüzce tüketilmesini kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle daha fazla zaman kaybetmeden kamu menfaatleri düzeyinde planlama yapılmalı ve su yasası en kısa sürede çıkarılmalıdır. Özetle, dünyada olduğu gibi, bölgemizde de su, stratejik öneme haiz bir kaynaktır. Bu kaynak iyi yönetilmediği zaman hem bölge insanı hem de bölgede yaşayan tüm diğer canlılar bundan zarar görecektir. Dahası bölgede su kalmadığında bugün onu kontrolsüzce tüketenler de dahil çoğu fabrika bölgeyi terk edecektir. Tıpkı geçmişte İstanbul İkitelli çevresinde olduğu gibi… Eğer bu süreci bugünden yarına, doğru değerlendiremezsek bölgede dönüşü olmayan olumsuzluklar yaşanacaktır. Doğanın bize sunduğu kaynaklara sahip çıkmak için bölge insanımızın öne çıkması, elini taşın altına sokmasından başka bir çözüm yoktur.

8.7.2011SUYUNA SAHİP ÇIK!Hakan Dedeoğlu TEMA Vakfı Lüleburgaz Gön.

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran