Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Savaş Kiraz Yazdı: Bir Ajans ve Bir Genel Yayın Yönetmeni...

Uzun zamandır Samsun Etik Haber de yazıyorum. Öncesinde bizzat kendim çıkardığım bir sektör dergisi vardı ve orada da köşe yazısı yazıyordum. Kısacası basınla ilgili birazcık tecrübem var. Ama kendimi asla bir gazeteci olarak görmem bu haddim de değil. Has bel kadar bana verilen bir köşede düşüncelimi okurlarımla paylaşmaya çalışıyorum. Yani kendimce köşe yazarlığı yapmaya çalışıyorum. Türkiye de gazetecilik gerçekten zor bir meslek, tabi bu zorlukları burada tek tek anlatmak istemiyorum. Ama bir zorluk var ki birçok gazeteci bundan şikâyetçidir.  Nedir bu zorluk? Sansür..! Gazetecilerin hemen hemen hepsi bu konudan şikâyetçidir. Halkın haber alma hakkının sansür yüzünden engellendiğini savunurlar. Bana göre de haklıdırlar. Basın özgür olmalı, konuları şeffaf bir şekilde anlatmalı ve taktiri okuyucularına ya da izleyicilerine bırakmaları gerekir. Yani basına sansür olmamalıdır. Peki, olaya birde tersinden bakarsak ne olur? Basın işine gelmeyenlere sansür uygular mı? Basına sansüre "Hayır" diyen gazeteler ya da haber ajansları, kendi işlerine gelmeyince birilerine sansür uygulaması doğru olabilir mi? Bence olmaz. Eğer bunu yaparlarsa o zaman gazeteci olarak kendilerine yapılan engellemelere de ses çıkarma hakları olmaz. Kendi ilkelerine ters düşmüş olurlar. Ama hani bir laf vardır ya: “İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.” Her ne kadar kendimi gazeteci olarak görmesem de bir haber kanalında köşe yazıyorum. Ve iğneyi basın olarak kendimize batırıyorum. Son bir ayda bizzat yaşadığım iki olayı sizlerle paylaşayım. Bakanlıktan gelen bir heyetle toplantımız vardı. Basın olarak da Türkiye genelin de tanınmış bir haber ajansı da bu toplantının haberini yapmak için gelmişti. Bende konuşmacı olarak çıktım konuştum. Ertesi gün çıkan haberlerde her konuşmacının söylemlerine çeyrek sayfa yer verilirken benim konuşmama neredeyse bir satır yer verilmişti. Oysa o toplantı sonrası konuşma yapmam için beş altı kurum beni davet etmişti. Bunu özellikle diyorum ki, dediklerim doğru olduğu için bu kurumlar beni davet etti. O zaman bu haber ajansının benim dediklerime bir satır yer vermesi tuhaf değil mi? Ben de orada bulunan haber ajansının genç muhabirine sordum. Bana verdiği cevap “Başkanım konu sen değildin, sadece sizin temsil ettiğiniz kurumun başkanı ile biz sorun yaşadık bu yüzden o kurumun haberlerine yer vermiyoruz. Ama seni çok sevdiğimiz için ve sen olduğun için yine de sana azda olsa yer verdik. Okurum unvanı değil de kendi oda unvanı ile konuşmuş olsaydın sana yarım sayfa yer verirdik” Hadi buyurun şimdi..! Farz edelim ki mevzunuzda haklısınız. Ama kardeşim bu yapılan doğru mu? O kurumun başındaki adamı sevmiyorsan düğününü cenazesini ya da kendine özel etkinliği haber yapma. Ama kurum adına yapılan bir haberi sansürlemek doğru mu? Bir kişiye kızıp koca bir kurumu engellemek bir basın kuruluşuna yakışır mı? Diğer olayda, izler kuaförler Odası olarak bir fuar açtık; TÜYAP da yapılan bu fuara yaklaşık 50 firma katıldı ve içlerin de kozmetik sektörünün devleri vardı. Fuarlar yapıldığı illere katma değer sağlar, o ilin tanıtımına faydası olur. Ve bizim düzenlediğimiz fuara da yaklaşık 10 ilden o illerin oda başkanlarının desteği ile otobüsler kalktı geldi. Ayrıca kendi imkânlarıyla il dışından gelen birçok misafirler oldu. Bu gelen misafirler şehrimizi gezdi. Kısaca bir ilde fuar olursa o fuara tüm kamu kurumlarından tutun basınına kadar halkına kadar destek olunması gerekir ki! Katılımcı firmalar misafirler memnun kalırsa bir dahaki fuar çok daha büyük olur belki uluslararası katılımcılar gelir. Şehre daha çok katma değer sağlanır. Ama ne yazık ki Atakum ve İlkadım Belediye başkanının haricin de hiçbir kurum fuara katılmadı. Ee hani Samsun sevdalısı siyasilerimiz? Hani Samsun sevdalı bürokratlarımız? Hani Samsun sevdalı sivil toplum örgütlerimiz? Lafta Samsun sevdalılar icraatta yoklar. Her neyse ben basınımıza geri döneyim. Fuara gelen bir iş adamı arkadaşım "başkanım" dedi "bir gazetenin genel yayın yönetmeni benim arkadaşım onu arayım çok güzel bir fuar gelsinler" dedi. Ben de, "hepsinin haberi var ama dilersen ara" dedim. Aramış genel yayın yönetmenini ve ne demiş? Demiş ki sevgili genel yayın yönetmenimiz. “Ya bizim gazetenin patronunun savaş başkanla arası yok o yüzden muhabir gönderemeyiz” Hadi buyurun bunu da buradan yakın. Ya arkadaşlar bu ilimize yapılan bir hizmet. Bu fuarın sahibi ben değilim karı zararı benim değil. Bana ait bir düğün değil, bana ait bir etkinlik değil. Benimle derdi olmak ayrı ama ilimize sahip çıkmak ayrı. 50 firmanın katıldığı binlerce misafirin geldiği bir etkinlikte ev sahibi sadece ben değilim ki, bu ilde yaşayan herkes. Beni sevmeyen düğünüme gelmez, cenazeme gelmez, şahsi bir etkinliğime gelmez. Ama birlikte yaşadığımız bir ilin temsil edileceği bir etkinliğe “Savaş başkanla aram yok” diye destek verilmemesinin mantığı olabilir mi? Hani sizin ilkeleriniz? Hani sizin tarafsızlığınız? Biz bu fuarı ilimize destek olsun diye yaptık. Katılan firmalar, gelen misafirler mutlu olursa bu İlimizin gururu onuru olur. Bir daha ki fuar çok daha büyük olur ve belki on binler gelir şehrimiz daha güzel tanıtılır, ayrıca sektörü ilgilendiren esnafa faydamız olur dedik. Bir ilin ortak menfaatleri varsa o ilin her bireyi bir olur birlik olur. "Ben ona küstüm" ne demek? Bu nasıl bir amatörlük? Hoş iyi ki bu sosyal medya çıktı. Sosyal medyada yapmış olduğum haberlerin etkileşimleri birçok gazetenin hatta iddia ediyorum bazı ulusal gazetelerin okunmasından daha fazla.  Bu yüzden onların haber yapmasını ihtiyacımız yok Ama konu bu değil, konu bu şehrin gerçek sevdalıları kim? Bir haber ajansı bir başkana küsmüş onun başında olduğu kurumun haberini yapmıyor.Başka bir gazete başka bir başkana küsmüş onun başında olduğu kurumun haberini yapmıyor. Sonuç! Biz işimizi yapıyoruz. Ve her şeye rağmen, her ne kadar basının kendisi sansür uygulasa da, biz diyoruz ki “basına sansüre hayır” Pardon yanlış oldu. “SANSÜRCÜ BASINA, SANSÜRE HAYIR” Kaynak: SAMSUN ETİK HABER    ]]>
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2022 - Salı
Sizden Gelenler

Savaş Kiraz Yazdı: Bir Ajans ve Bir Genel Yayın Yönetmeni...

Uzun zamandır Samsun Etik Haber de yazıyorum.

Öncesinde bizzat kendim çıkardığım bir sektör dergisi vardı ve orada da köşe yazısı yazıyordum.

Kısacası basınla ilgili birazcık tecrübem var.

Ama kendimi asla bir gazeteci olarak görmem bu haddim de değil.

Has bel kadar bana verilen bir köşede düşüncelimi okurlarımla paylaşmaya çalışıyorum.

Yani kendimce köşe yazarlığı yapmaya çalışıyorum.

Türkiye de gazetecilik gerçekten zor bir meslek, tabi bu zorlukları burada tek tek anlatmak istemiyorum.

Ama bir zorluk var ki birçok gazeteci bundan şikâyetçidir.

 Nedir bu zorluk?

Sansür..!

Gazetecilerin hemen hemen hepsi bu konudan şikâyetçidir.

Halkın haber alma hakkının sansür yüzünden engellendiğini savunurlar.

Bana göre de haklıdırlar.

Basın özgür olmalı, konuları şeffaf bir şekilde anlatmalı ve taktiri okuyucularına ya da izleyicilerine bırakmaları gerekir.

Yani basına sansür olmamalıdır.

Peki, olaya birde tersinden bakarsak ne olur?

Basın işine gelmeyenlere sansür uygular mı?

Basına sansüre "Hayır" diyen gazeteler ya da haber ajansları, kendi işlerine gelmeyince birilerine sansür uygulaması doğru olabilir mi?

Bence olmaz.

Eğer bunu yaparlarsa o zaman gazeteci olarak kendilerine yapılan engellemelere de ses çıkarma hakları olmaz.

Kendi ilkelerine ters düşmüş olurlar.

Ama hani bir laf vardır ya:

“İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.”

Her ne kadar kendimi gazeteci olarak görmesem de bir haber kanalında köşe yazıyorum.

Ve iğneyi basın olarak kendimize batırıyorum.

Son bir ayda bizzat yaşadığım iki olayı sizlerle paylaşayım.

Bakanlıktan gelen bir heyetle toplantımız vardı.

Basın olarak da Türkiye genelin de tanınmış bir haber ajansı da bu toplantının haberini yapmak için gelmişti.

Bende konuşmacı olarak çıktım konuştum.

Ertesi gün çıkan haberlerde her konuşmacının söylemlerine çeyrek sayfa yer verilirken benim konuşmama neredeyse bir satır yer verilmişti.

Oysa o toplantı sonrası konuşma yapmam için beş altı kurum beni davet etmişti.

Bunu özellikle diyorum ki, dediklerim doğru olduğu için bu kurumlar beni davet etti.

O zaman bu haber ajansının benim dediklerime bir satır yer vermesi tuhaf değil mi?

Ben de orada bulunan haber ajansının genç muhabirine sordum.

Bana verdiği cevap “Başkanım konu sen değildin, sadece sizin temsil ettiğiniz kurumun başkanı ile biz sorun yaşadık bu yüzden o kurumun haberlerine yer vermiyoruz. Ama seni çok sevdiğimiz için ve sen olduğun için yine de sana azda olsa yer verdik. Okurum unvanı değil de kendi oda unvanı ile konuşmuş olsaydın sana yarım sayfa yer verirdik”

Hadi buyurun şimdi..!

Farz edelim ki mevzunuzda haklısınız.

Ama kardeşim bu yapılan doğru mu?

O kurumun başındaki adamı sevmiyorsan düğününü cenazesini ya da kendine özel etkinliği haber yapma.

Ama kurum adına yapılan bir haberi sansürlemek doğru mu?

Bir kişiye kızıp koca bir kurumu engellemek bir basın kuruluşuna yakışır mı?

Diğer olayda, izler kuaförler Odası olarak bir fuar açtık;

TÜYAP da yapılan bu fuara yaklaşık 50 firma katıldı ve içlerin de kozmetik sektörünün devleri vardı.

Fuarlar yapıldığı illere katma değer sağlar, o ilin tanıtımına faydası olur.

Ve bizim düzenlediğimiz fuara da yaklaşık 10 ilden o illerin oda başkanlarının desteği ile otobüsler kalktı geldi.

Ayrıca kendi imkânlarıyla il dışından gelen birçok misafirler oldu.

Bu gelen misafirler şehrimizi gezdi.

Kısaca bir ilde fuar olursa o fuara tüm kamu kurumlarından tutun basınına kadar halkına kadar destek olunması gerekir ki!

Katılımcı firmalar misafirler memnun kalırsa bir dahaki fuar çok daha büyük olur belki uluslararası katılımcılar gelir.

Şehre daha çok katma değer sağlanır.

Ama ne yazık ki Atakum ve İlkadım Belediye başkanının haricin de hiçbir kurum fuara katılmadı.

Ee hani Samsun sevdalısı siyasilerimiz?

Hani Samsun sevdalı bürokratlarımız?

Hani Samsun sevdalı sivil toplum örgütlerimiz?

Lafta Samsun sevdalılar icraatta yoklar.

Her neyse ben basınımıza geri döneyim.

Fuara gelen bir iş adamı arkadaşım "başkanım" dedi "bir gazetenin genel yayın yönetmeni benim arkadaşım onu arayım çok güzel bir fuar gelsinler" dedi.

Ben de, "hepsinin haberi var ama dilersen ara" dedim.

Aramış genel yayın yönetmenini ve ne demiş?

Demiş ki sevgili genel yayın yönetmenimiz. “Ya bizim gazetenin patronunun savaş başkanla arası yok o yüzden muhabir gönderemeyiz”

Hadi buyurun bunu da buradan yakın.

Ya arkadaşlar bu ilimize yapılan bir hizmet.

Bu fuarın sahibi ben değilim karı zararı benim değil.

Bana ait bir düğün değil, bana ait bir etkinlik değil.

Benimle derdi olmak ayrı ama ilimize sahip çıkmak ayrı.

50 firmanın katıldığı binlerce misafirin geldiği bir etkinlikte ev sahibi sadece ben değilim ki, bu ilde yaşayan herkes.

Beni sevmeyen düğünüme gelmez, cenazeme gelmez, şahsi bir etkinliğime gelmez.

Ama birlikte yaşadığımız bir ilin temsil edileceği bir etkinliğe “Savaş başkanla aram yok” diye destek verilmemesinin mantığı olabilir mi?

Hani sizin ilkeleriniz?

Hani sizin tarafsızlığınız?

Biz bu fuarı ilimize destek olsun diye yaptık.

Katılan firmalar, gelen misafirler mutlu olursa bu İlimizin gururu onuru olur.

Bir daha ki fuar çok daha büyük olur ve belki on binler gelir şehrimiz daha güzel tanıtılır, ayrıca sektörü ilgilendiren esnafa faydamız olur dedik.

Bir ilin ortak menfaatleri varsa o ilin her bireyi bir olur birlik olur.

"Ben ona küstüm" ne demek?

Bu nasıl bir amatörlük?

Hoş iyi ki bu sosyal medya çıktı.

Sosyal medyada yapmış olduğum haberlerin etkileşimleri birçok gazetenin hatta iddia ediyorum bazı ulusal gazetelerin okunmasından daha fazla.

 Bu yüzden onların haber yapmasını ihtiyacımız yok

Ama konu bu değil, konu bu şehrin gerçek sevdalıları kim?

Bir haber ajansı bir başkana küsmüş onun başında olduğu kurumun haberini yapmıyor.Başka bir gazete başka bir başkana küsmüş onun başında olduğu kurumun haberini yapmıyor.

Sonuç!

Biz işimizi yapıyoruz.

Ve her şeye rağmen, her ne kadar basının kendisi sansür uygulasa da, biz diyoruz ki “basına sansüre hayır”

Pardon yanlış oldu.

“SANSÜRCÜ BASINA, SANSÜRE HAYIR”

Kaynak: SAMSUN ETİK HABER   

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran