-Bilindiği üzere yıl 2022 - ve kadim zamanların gömülü cehaletinin ne yazık ki yine sessizce yerini aldığı ve modernleşme çağımızın cehaletin kabuğunu taşımaya yetmediği aşikar.
21. yüzyıldayız. Modern çağın yavaş yavaş yerini cehalet çağına bıraktığına tanık olmak her aydın gibi beni de çok üzüyor.
Bu kasidemde cehaletin ayak seslerinden birkaç satırda bahsetmek istedim.
Umarım yeni nesiller bu günleri aramak zorunda kalmazlar ve güzel yarınlara kavuşurlar.
Cehaletin sessiz adımları.!
Her ıssız yola dikenler dikilir.
Gül bahçesinde benim gibi binlerce gül varken neden bu dikenler dikilen ?
Bu kadar dikene alışık değilim, kalbim sığmayacak kadar çok kanıyorum.
Cehalet sessizce her taraftan sızar ve beyin kemiren solucanlar, irin dolu cehaletin bu derinleşen yarasına yerleşmek için sürüler halinde bekler.
Sağımdakilere bakıyorum, gözleri bir perdeyle örtülü
Soluma bakıyorum herkes mutluluk oyununda...
Kendimi öldürüyorum, kendimi kendi içime gömüyorum.
Zamanım için zaman ve yedi cennet istiyorum"
Celladım kimdi, kim tarafından böyle çırılçıplak soyuldum?
Ben ağaç kadar yeşilken köklerimi çamura kim gömdü?
O kadar kötüysem, kökümü kazın, onun yerine diken dikin.
Her bahçede bin gül olurdum, her yerde berrak sularla akan nehirler
Görünmez topraklar üzerime çökerken bütün sabrım sabrımdır diyeceğim.
Şimdi herhangi bir ateş gibi odunsuz yanıyorum
sensiz gece gündüz tenha bir köşede faydasız olan nahm
Ey gönül , yolunu diken ve çöple doldururlar.
Söyle bana, yarının ne zaman benim olacağını kim bilebilir?
Sefaletimde, umutsuzluğumda, gece gündüz iniltilerim yoksulların iç çekişleri kadar duyulmazken.
Kader neden bana eziyet etmek için yarışıyor, güneş benim güneşim değilse neden gecemi inletiyor?
Kime dokunsam vefasız çıktılar
Ben toprağa kök salmış bir ağacım
Dağlarda daha fazla çiçek kurumasın
Annelerin eteklerine gözyaşı incileri düşmesin
Kimsenin kalbi benim kalbim gibi kanda boğulmasın"
Tanrım, sabahları aşktan bahseder gibi konuşuyorum, dikenler tüylerimi diken diken ediyor
Ey Attarcı Amca, git söyle kaderime, çöl aynı çöl, ova aynı ova, yollar taş, gece karanlık, Cehalet bir araya toplanmış, Şarap gibi kadehten yoksulluk içiyorlar.
Caroline Laurent Turunc
]]>