Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Hatice Topçu Yazdı: SAYMAK

Saymayı severiz biz. Para saymayı, üye saymayı, bizden olanı, olmayanı saymayı severiz. Uyuyamadığımızda koyun saymayı, yıldızlı gecelerdi yıldız saymayı severiz… Türk sinemasında bile sayma konusuna esprili bir biçimde yer verilmiştir. Hepinizin izlemiş olduğunu düşündüğüm 1974 yapımı “Köyden İndim Şehire” filmi sinemamızın unutulmazlarındandır. Filmin altın sayma sahnesi ile mülkiyet duygusunun insana neler yaptırabileceği, kazanmanın söz konusu olması halinde kardeşin kardeşe güvenmediği anlatılmıştır. Başka türlü sayanlarda var elbette; Okuduğu kitapları sayanlar, yaptığı güzel şeyleri sayanlar ve benzeri… Bitmesini istediğiniz bir sürecin içindeysek günleri aylar gibi uzundur. Sevdiğiniz biriyle vakit geçirirken de su gibi akar giderler… Karışık iştir vesselam bu saymak konusu.  Sözün kısası saymanın bin türlü hali var. Ha bir de oy saymak vardır. Kimilerine göre para saymaktan çok çok daha önemlidir! Sandığa giden herkesin kazanmak istemesi çok doğal bir durum elbette. Demokrasinin kuralları bunun için konulmuştur. Bu kurallar; seçmen listelerinin oluşturulmasından, askıya çıkarılmasına, sandık kurullarının oluşturulmasına, oyların sayılmasına, tutanakların tutulmasına, oy çuvallarının seçim kurullarına intikaline, sayım sonuçlarına itiraz edilmesine ve benzeri bütün süreçleri belirler. Özetle Demokrasinin kuralları kazananı ve kaybedeni adil bir şekilde tespit etmeyi düzenler ve bu kurallar önceden belirlenir. Bu yazımda bu süreçlerde yaşanan doğruları yanlışları anlatmak gibi bir niyetim yok. Benim anlatmak istediğim şey demokrasinin sayılıp, sayılmadığı konusu! Maalesef herkesin kendini görmek istediği yerde olabilmesi için durumu kendi lehine çevirme çabası demokrasinin kurallarının sayılması konusundaki aşınmaların sebebini oluşturmaktadır. Demokrasilerde seçilmek ve seçilmemek konusunda demokratik bir hak olan seçmenin iradesini, rakiplerin kazanma arzusunun da sayılması gerekmektedir.  Bu bağlamda belki de en büyük eksiğimiz empati kültüründen yoksun olmamızdır. Son yıllarda seçim sonuçlarının sayılması ve açıklanması konusunda Türkiye’nin gayet iyi olduğunu biliyoruz.  Hatta bu konuda dünyanın birçok gelişmiş ülkesini dahi çok gerilerde bıraktığımız söylenebilir.  Ülkemizde sandıklar açıldıktan sonra birkaç saat içerisinde oylar sayılıp, kazananı ilan edilebiliyor.  Bunun aksine 2019 yerel seçimlerine tanık olduk. Biliyorsunuz İstanbul Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarını saymak uzun zaman aldı. Sonra da seçimin yenilenmesi kararı alındı. Evet, saymak önemli! Keşke doğru saymayı öğrenebilsek; hep bana, hep bana dememeyi öğrenebilsek! Keşke: Büyüklerimizi sayıp, küçüklerimizi sevebilseydik, farklılıkların zenginlik olduğunu sayabilsek, demokrasinin kurallarını sayabilsek, hukukun üstünlüğü ilkesini sayabilsek, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini sayabilsek, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesini sayabilsek inanın bugün çok daha farklı bir yerde olabilecektik. Bizim sevgiye, huzura, barışa, birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Bu yüzden bu sayma sorunumuzu bir an önce çözüme kavuşturmamız gerekiyor. Son günlerde en çok tartışılan konu erken seçim olacak mı olmayacak mı?  Oysa daha seçim sonuçlarını saymayı becerememişiz! Bu sayma anlayışıyla erken seçim diye tutturanların saymayla ilgili tedbirlerine gelince: Yerel seçimlerde edindikleri deneyimle sınırlı. Oysa yerel seçim, genel seçim farklıdır… Oysa geçmişte seçim sürecinde seçim kurallarını -mühürsüz oyların sayılması- saymayanları engelleyemediklerini biliyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz sonuç o kuralları saymamanın sonucudur. Varsayalım seçime gidildi. Yaşanacakları düşünelim lütfen: Seçim alanlarından saygıdan sevgiden -saymaktan- yoksun söylevler, karalamalar… Basında medyada bunların yansımaları… Sonrası malum saymak! Doğruluğu, dürüstlüğü ve adaleti öğrenmediğimiz sürece bu saymak konusu düzelir mi dersiniz? Umarım bir gün doğruları saymayı başarabiliriz. O zaman sadece sonucu değil, süreci de sayacağımızdan sonucu etkileyecek etkenler ve elbette sonuçlarımız gerçeği yansıtacaktır.Medya Vatan ]]>
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2022 - Cuma
Sizden Gelenler

Hatice Topçu Yazdı: SAYMAK

Saymayı severiz biz. Para saymayı, üye saymayı, bizden olanı, olmayanı saymayı severiz. Uyuyamadığımızda koyun saymayı, yıldızlı gecelerdi yıldız saymayı severiz…

Türk sinemasında bile sayma konusuna esprili bir biçimde yer verilmiştir. Hepinizin izlemiş olduğunu düşündüğüm 1974 yapımı “Köyden İndim Şehire” filmi sinemamızın unutulmazlarındandır. Filmin altın sayma sahnesi ile mülkiyet duygusunun insana neler yaptırabileceği, kazanmanın söz konusu olması halinde kardeşin kardeşe güvenmediği anlatılmıştır.

Başka türlü sayanlarda var elbette; Okuduğu kitapları sayanlar, yaptığı güzel şeyleri sayanlar ve benzeri…

Bitmesini istediğiniz bir sürecin içindeysek günleri aylar gibi uzundur. Sevdiğiniz biriyle vakit geçirirken de su gibi akar giderler… Karışık iştir vesselam bu saymak konusu.  Sözün kısası saymanın bin türlü hali var.

Ha bir de oy saymak vardır. Kimilerine göre para saymaktan çok çok daha önemlidir!

Sandığa giden herkesin kazanmak istemesi çok doğal bir durum elbette. Demokrasinin kuralları bunun için konulmuştur. Bu kurallar; seçmen listelerinin oluşturulmasından, askıya çıkarılmasına, sandık kurullarının oluşturulmasına, oyların sayılmasına, tutanakların tutulmasına, oy çuvallarının seçim kurullarına intikaline, sayım sonuçlarına itiraz edilmesine ve benzeri bütün süreçleri belirler. Özetle Demokrasinin kuralları kazananı ve kaybedeni adil bir şekilde tespit etmeyi düzenler ve bu kurallar önceden belirlenir. Bu yazımda bu süreçlerde yaşanan doğruları yanlışları anlatmak gibi bir niyetim yok. Benim anlatmak istediğim şey demokrasinin sayılıp, sayılmadığı konusu!

Maalesef herkesin kendini görmek istediği yerde olabilmesi için durumu kendi lehine çevirme çabası demokrasinin kurallarının sayılması konusundaki aşınmaların sebebini oluşturmaktadır.

Demokrasilerde seçilmek ve seçilmemek konusunda demokratik bir hak olan seçmenin iradesini, rakiplerin kazanma arzusunun da sayılması gerekmektedir.  Bu bağlamda belki de en büyük eksiğimiz empati kültüründen yoksun olmamızdır.

Son yıllarda seçim sonuçlarının sayılması ve açıklanması konusunda Türkiye’nin gayet iyi olduğunu biliyoruz.  Hatta bu konuda dünyanın birçok gelişmiş ülkesini dahi çok gerilerde bıraktığımız söylenebilir.  Ülkemizde sandıklar açıldıktan sonra birkaç saat içerisinde oylar sayılıp, kazananı ilan edilebiliyor.  Bunun aksine 2019 yerel seçimlerine tanık olduk. Biliyorsunuz İstanbul Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarını saymak uzun zaman aldı. Sonra da seçimin yenilenmesi kararı alındı.

Evet, saymak önemli!

Keşke doğru saymayı öğrenebilsek; hep bana, hep bana dememeyi öğrenebilsek!

Keşke: Büyüklerimizi sayıp, küçüklerimizi sevebilseydik, farklılıkların zenginlik olduğunu sayabilsek, demokrasinin kurallarını sayabilsek, hukukun üstünlüğü ilkesini sayabilsek, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini sayabilsek, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesini sayabilsek inanın bugün çok daha farklı bir yerde olabilecektik.

Bizim sevgiye, huzura, barışa, birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. Bu yüzden bu sayma sorunumuzu bir an önce çözüme kavuşturmamız gerekiyor.

Son günlerde en çok tartışılan konu erken seçim olacak mı olmayacak mı?  Oysa daha seçim sonuçlarını saymayı becerememişiz! Bu sayma anlayışıyla erken seçim diye tutturanların saymayla ilgili tedbirlerine gelince: Yerel seçimlerde edindikleri deneyimle sınırlı. Oysa yerel seçim, genel seçim farklıdır… Oysa geçmişte seçim sürecinde seçim kurallarını -mühürsüz oyların sayılması- saymayanları engelleyemediklerini biliyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz sonuç o kuralları saymamanın sonucudur.

Varsayalım seçime gidildi. Yaşanacakları düşünelim lütfen:

Seçim alanlarından saygıdan sevgiden -saymaktan- yoksun söylevler, karalamalar… Basında medyada bunların yansımaları… Sonrası malum saymak!

Doğruluğu, dürüstlüğü ve adaleti öğrenmediğimiz sürece bu saymak konusu düzelir mi dersiniz?

Umarım bir gün doğruları saymayı başarabiliriz. O zaman sadece sonucu değil, süreci de sayacağımızdan sonucu etkileyecek etkenler ve elbette sonuçlarımız gerçeği yansıtacaktır.Medya Vatan

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran