Medeniyetlerin oluştuğu ortaya çıktığı yer olarak bilinen, Mezopotamya’da dünya var olduğundan beri kan hiç durmuyor. Duracağa da pek benzemiyor. Kanın durması için parlak beyaz suratlı, masa başında Dünya ve Dünya Politikacılarının yönetildiği şeytani Masa’nın hırslarının bitmesi gerekiyor. Peki bu masa’nın hırsları biter mi? Sorusunun cevabını en baştan vereyim bitmez. Ama kendisini, medeniyetinin beşiği olarak gösteren batının da ikiyüzlülüğünü tarihi kaynakların not ettiğini asla unutmamız gerekmektedir.Sözde Medeniyetin beşiği ve insanlığın en önemli kurucusu olduğunu iddia eden, Girit kaynaklı Yunanistan’a mülteciler savaştan kaçıp, sığınmaya çalıştıkları zaman, mültecilerin botları patlatılıyor, ya da üzerlerine kurşun sıkılarak geri püskürtülüp, Türk Devleti’nin bu göç politaksını sahiplenmesini istiyorlar. Oraya gelen insanların çaresiz bir şekilde hayata tutunmalarını insanlık dışı faaliyetler ile engelleyip, sonra en büyük destekçileri olan Abd ve Avrupa basının da, kendilerinden övgü ile söz ederken, kalemlerini kiralayan kurum ya da kuruluşlardan alkış alarak, parlak beyaz dişlerini göstererek mutlu bir şekilde ayrılıyorlar.Kamuoyunun algıları ile oynama noktasında, dünyanın en mahir olan batı tarafı, Danimarka’lı polisin bir mülteci çocuğa bir pet şişe su vermesini, dünya basınına merhamet abidesi Danimarka olarak rahatlıkla gösterebiliyorlar. Aldıkları mülteci sayısı ise, Türkiye’nin bir ilkokulunda öğrenim gören öğrenci sayısı kadar değil.Yine İspanyol devleti’nin gelen Afrikalı mültecileri kurşun sıkıp öldürmesini ve öldürdükleri insan ve insanoğlunun görmemesi gereken tarihi bir leke olarak, insanlığın tarihinde yer alacağını biliyoruz.Batı denilince Kopenhag kriterleri akla geliyor. Demokrasi, İnsan Hakları, azınlıkların korunması noktasında, yazılı metinler oluşturan çok yüzlü Batı, Ölen insanlar Müslüman ve Batı’dan olmayınca ne hikmet ise, susmayı tercih ediyorlar. Siz susarak, ölen insan ve insanoğlunun şeref ve haysiyetini yerlere sererken, Dünya Türklüğü için mücadele eden Stratejik Akıl Merkezi (SAM) yere düşen insan ve insanoğlu’nun haysiyet ve şerefi için mücadelesini çoktan başlattı ve çoktan yol haritasını belirledi.Aslına bakarsanız çok yüzlü Batı’nın yaptığı yanlışları alt alta yazsak, ansiklopedi külliyatı oluşur, Bu külliyattan bir dünya kütüphanesi oluşur. Bu Kütüphane’nin daha çok olmaması için insanoğlu olduğunu bilen, insan gibi insanlar uyanmaya ve ne oluyor demeye başladılar.Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, asil milleti ödediği vergiler ile, 100 milyar dolardan fazla para harcayarak, insanlığın yere düşen şerefini yerden merhametli bir şekilde kaldırmış, Tüm dünya insanlığına gereken dersi vermiştir. Bununla beraber günü geldiğinde mülteci konusu, Kadim Türk Devleti’nin insanlığa yakışır bir şekilde çözüme ulaştıracağı bir konu olarak sumenin altında ilk sırada beklemektedir.Yine ülkemizde, fondan beslenen sözde gazeteci ve yazarların Türk Milleti’nin sabrı noktasında gerekli hassasiyeti göstermediğini, ısrarla Kadim Türk Devlet yapısının demografisini bozma noktasında, en az yabancı unsurlar gibi çalıştığını görmezden gelmiyoruz.Sözün özü; Batı’nın çok yüzlülüğü, kendi oluşturdukları medya tarafından tek ve temiz olarak gösterilmektedir. Ve fakat biz Türk Milleti olarak o yüzün ne kadar arsız ve utanmaz olduğunu biliyoruz.
Esen KalınStratejik Akıl MerkeziBozkurt GÖKTÜRK.
]]>