Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Açık Mektup

Sayın Kılıçdaroğlu, 4 Ekim 1926 Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinin en önemlilerinden biri olan Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihin 96.yılında, 4 Ekim 2022’de saat 21:00’ de ekran karşısına geçtiniz… Halkın her geçen gün yoksullaştığı, enflasyonun üçlü hanelerde olduğu, sansür yasası olarak bilinen basın yasasında değişiklik içeren 40 maddelik teklifin TBMM’de görüşülmeye başlanıldığı,üstelik İran kadınlarının mollalara karşı türban mücadelesi verdiği bir süreçte, neymiş efendim kadınların başörtüsü sorununu ben çözeceğim dediniz. Aslında başörtüsü değil kastettiğiniz bal gibi de siyasi simge olan türbandı! Ne yapmaya çalışıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu? Anayasa ve devrim yasalarının delinmesinin önünü mü açıyorsunuz? Ana muhalefet partisi lideri olarak iktidar partisinin yapmak istediklerine zemin mi hazırlıyorsunuz? Nitekim, Erdoğan Prag dönüşü yaptığı açıklamayla bu sorumuzdaki haklılığımızı,”Ortada yasal bir düzenlemeyi gerektirecek durum yok. Kılıçdaroğlu farkında olmadan bize bir pas verdi, bizim de golü atmamız lazım.”sözleriyle belli etti. O, “…farkında olmadan…” dedi ama gerçekten farkında değil miydiniz? Fiilli olarak ortadan kalkmış 2013 yılında yönetmelikle düzenlenmiş bir durumu, yönetmelik yetmez kanunladüzenleyeceğim deyip TBMM’ne 3 maddelik bir teklif sunmanız niye? Sayın Kılıçdaroğlu,Sadece kadınlar üzerinden yazılmış bir kanun maddesi nasıl bir anlayışın ürünüdür? 04.10.2013 tarihinde AKP tarafından Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik’in5.maddesinde yapılan düzenleme ile kadınlar ile birlikteerkeklerin de kılık kıyafeti düzenlenmişti. Dolayısıyla bu değişiklik sonrasında türban yargı, emniyet, üniversite ve hatta hatta ilkokul öğrencilerine kadar inmişti. TBMM’ye sunduğunuz yasa teklifinde erkeklere yer vermeyerek şunu mu demek istediniz sayın Kılıçdaroğlu:Erkekler zaten özgür. Her şeyi giyebilirler. Cüppe, şalvar, sarık… Hatta farklı dinlere mensup olanlar kendi dinlerine ait kıyafet ve sembolleri serbestçe kullanabilirler… Sayın Kılıçdaroğlu, yasa teklifinizde sadece kadınların olması kadın kimliği üzerinden siyaset yapmak değil midir? Teklifinizle kadınların kamu kurum ve kuruluşlarında çarşaf, burka, dekolte ve benzeri her türlü giysiyi giyebilmelerinin önünün açıldığının farkında mısınız? Sayın Kılıçdaroğlu, hamleniz için seçtiğiniz tarih cumhuriyetin kurucu partisine uygun bir yaklaşım değildir. Bugüne kadar AKP’nin uygulamalarıyla tanıdığımız bir yaklaşımdır. Kadın ve erkeği eşitleyen, erkeğin birden çok kadın ile evlenmesini engelleyen, “resmi nikah” şartını getiren; miras konusunda kız ve erkek çocuklar arasındaki adaletsizliği kaldıran, özetle şeriata dayalı hükümler yerine laik hükümler getiren Medeni Kanun ile hesabınız nedir? Önce helalleşme dediniz ve partinizin dahil olmadığı konuları tartışmaya açtınız. Parti tabanınız 1950’den beri iktidar olmadık, neyin helalleşmesi bu? diye sordu, dinlemediniz! Tabanınızı daha ne kadar hayal kırıklığına uğratmayı düşünüyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu ve bir sonraki adımınız nedir? Bir sonraki adımınızda hangi cumhuriyet kazanımını hedef alacaksınız? Yoksa bir sonraki adımınız Abdulhamit ile helalleşmek mi olacak? Düzenlemeyi yapma gerekçeniz akıllara durgunluk veren nitelikte değil mi, sayın Kılıçdaroğlu? Ekran yüzlerinizin ve kalemşorlarınızın hep bir ağızdan, hamlenizin AKP’nin elinden kozunu alan bir taktik olduğunu söylemeleriplanlanmış bir durum değil midir? Gelinen noktada hamlenizin bir taktik mi, yoksa tuzak mı olduğunu kamuoyuna açıklayabilecek misiniz? TARİHDE YAŞANANLARA HİÇ Mİ BAKMADINIZ SAYIN KILIÇDAROĞLU? 1946 Recep Peker hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer’di. Sirer Köy Enstitülerine en karşı olan milletvekillerinden biriydi. Önce eğitim programlarını değiştirerek Köy Enstitülerinin içini boşalttı. 1947’de Hasan Oğlan Köy Enstitüsü kapatıldı. Hasan Oğlan Köy Enstitüsü ki Enstitülere öğretmen ve müfettiş yetiştiren okuldu. Yani Köy Enstitülerinin bel kemiğiydi.  İmam hatip kursları açılarak imam hatiplerinin önü açıldı, cemaat ve tarikatlara yol verildi, sermayeye imtiyazlar tanındı. Bu kadar geri adıma rağmen 1950 seçimlerinde demokrat parti oyların yüzde 55’ini alarak 416 milletvekiliyle ezici bir çoğunlukla iktidara geldi. Halk partisini yönetenler mi? Onlar tarihin sayfalarında hak ettikleri yeri aldılar. Sayın Kılıçdaroğlu, kadın üzerinden siyaset yaparak milli mücadelemizin o cesur kadınlarına; Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Emir Ayşe’ye, ismini sayamadıklarım ilecepheye kağnılarıyla silah taşıyan sayısızkadın kahramana, düşmandan iffetini korumak için ölüme seçen genç kızlara, kadınlara ve cumhuriyeti geleceğe taşımayı görev edinmiş cumhuriyet kadınlarına ihanet etmediniz mi? Sayın Kılıçdaroğlu, Siz de tarihin sayfalarında hak ettiğiniz yeri alacaksınız. Tıpkı 1946-1950 arasında teslim olan politikacılar gibi… Cumhuriyetimizin kurucu partisinin türbanı siyasi simge olarak kullanan genel başkanı olarak tarihe geçeceksiniz. TARİH AFFETMEZ…Gazete Medya Siyaset ]]>
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2022 - Pazartesi
Sizden Gelenler

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Açık Mektup

Sayın Kılıçdaroğlu,

4 Ekim 1926 Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinin en önemlilerinden biri olan Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihin 96.yılında, 4 Ekim 2022’de saat 21:00’ de ekran karşısına geçtiniz…

Halkın her geçen gün yoksullaştığı, enflasyonun üçlü hanelerde olduğu, sansür yasası olarak bilinen basın yasasında değişiklik içeren 40 maddelik teklifin TBMM’de görüşülmeye başlanıldığı,üstelik İran kadınlarının mollalara karşı türban mücadelesi verdiği bir süreçte, neymiş efendim kadınların başörtüsü sorununu ben çözeceğim dediniz.

Aslında başörtüsü değil kastettiğiniz bal gibi de siyasi simge olan türbandı!

Ne yapmaya çalışıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu?

Anayasa ve devrim yasalarının delinmesinin önünü mü açıyorsunuz?

Ana muhalefet partisi lideri olarak iktidar partisinin yapmak istediklerine zemin mi hazırlıyorsunuz?

Nitekim, Erdoğan Prag dönüşü yaptığı açıklamayla bu sorumuzdaki haklılığımızı,”Ortada yasal bir düzenlemeyi gerektirecek durum yok. Kılıçdaroğlu farkında olmadan bize bir pas verdi, bizim de golü atmamız lazım.”sözleriyle belli etti.

O, “…farkında olmadan…” dedi ama gerçekten farkında değil miydiniz?

Fiilli olarak ortadan kalkmış 2013 yılında yönetmelikle düzenlenmiş bir durumu, yönetmelik yetmez kanunladüzenleyeceğim deyip TBMM’ne 3 maddelik bir teklif sunmanız niye?

Sayın Kılıçdaroğlu,Sadece kadınlar üzerinden yazılmış bir kanun maddesi nasıl bir anlayışın ürünüdür?

04.10.2013 tarihinde AKP tarafından Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik’in5.maddesinde yapılan düzenleme ile kadınlar ile birlikteerkeklerin de kılık kıyafeti düzenlenmişti. Dolayısıyla bu değişiklik sonrasında türban yargı, emniyet, üniversite ve hatta hatta ilkokul öğrencilerine kadar inmişti.

TBMM’ye sunduğunuz yasa teklifinde erkeklere yer vermeyerek şunu mu demek istediniz sayın Kılıçdaroğlu:Erkekler zaten özgür. Her şeyi giyebilirler. Cüppe, şalvar, sarık… Hatta farklı dinlere mensup olanlar kendi dinlerine ait kıyafet ve sembolleri serbestçe kullanabilirler…

Sayın Kılıçdaroğlu, yasa teklifinizde sadece kadınların olması kadın kimliği üzerinden siyaset yapmak değil midir?

Teklifinizle kadınların kamu kurum ve kuruluşlarında çarşaf, burka, dekolte ve benzeri her türlü giysiyi giyebilmelerinin önünün açıldığının farkında mısınız?

Sayın Kılıçdaroğlu, hamleniz için seçtiğiniz tarih cumhuriyetin kurucu partisine uygun bir yaklaşım değildir. Bugüne kadar AKP’nin uygulamalarıyla tanıdığımız bir yaklaşımdır.

Kadın ve erkeği eşitleyen, erkeğin birden çok kadın ile evlenmesini engelleyen, “resmi nikah” şartını getiren; miras konusunda kız ve erkek çocuklar arasındaki adaletsizliği kaldıran, özetle şeriata dayalı hükümler yerine laik hükümler getiren Medeni Kanun ile hesabınız nedir?

Önce helalleşme dediniz ve partinizin dahil olmadığı konuları tartışmaya açtınız. Parti tabanınız 1950’den beri iktidar olmadık, neyin helalleşmesi bu? diye sordu, dinlemediniz!

Tabanınızı daha ne kadar hayal kırıklığına uğratmayı düşünüyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu ve bir sonraki adımınız nedir?

Bir sonraki adımınızda hangi cumhuriyet kazanımını hedef alacaksınız?

Yoksa bir sonraki adımınız Abdulhamit ile helalleşmek mi olacak?

Düzenlemeyi yapma gerekçeniz akıllara durgunluk veren nitelikte değil mi, sayın Kılıçdaroğlu?

Ekran yüzlerinizin ve kalemşorlarınızın hep bir ağızdan, hamlenizin AKP’nin elinden kozunu alan bir taktik olduğunu söylemeleriplanlanmış bir durum değil midir?

Gelinen noktada hamlenizin bir taktik mi, yoksa tuzak mı olduğunu kamuoyuna açıklayabilecek misiniz?

TARİHDE YAŞANANLARA HİÇ Mİ BAKMADINIZ SAYIN KILIÇDAROĞLU?

1946 Recep Peker hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer’di. Sirer Köy Enstitülerine en karşı olan milletvekillerinden biriydi. Önce eğitim programlarını değiştirerek Köy Enstitülerinin içini boşalttı. 1947’de Hasan Oğlan Köy Enstitüsü kapatıldı. Hasan Oğlan Köy Enstitüsü ki Enstitülere öğretmen ve müfettiş yetiştiren okuldu. Yani Köy Enstitülerinin bel kemiğiydi.  İmam hatip kursları açılarak imam hatiplerinin önü açıldı, cemaat ve tarikatlara yol verildi, sermayeye imtiyazlar tanındı.

Bu kadar geri adıma rağmen 1950 seçimlerinde demokrat parti oyların yüzde 55’ini alarak 416 milletvekiliyle ezici bir çoğunlukla iktidara geldi.

Halk partisini yönetenler mi? Onlar tarihin sayfalarında hak ettikleri yeri aldılar.

Sayın Kılıçdaroğlu, kadın üzerinden siyaset yaparak milli mücadelemizin o cesur kadınlarına; Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Emir Ayşe’ye, ismini sayamadıklarım ilecepheye kağnılarıyla silah taşıyan sayısızkadın kahramana, düşmandan iffetini korumak için ölüme seçen genç kızlara, kadınlara ve cumhuriyeti geleceğe taşımayı görev edinmiş cumhuriyet kadınlarına ihanet etmediniz mi?

Sayın Kılıçdaroğlu,

Siz de tarihin sayfalarında hak ettiğiniz yeri alacaksınız. Tıpkı 1946-1950 arasında teslim olan politikacılar gibi… Cumhuriyetimizin kurucu partisinin türbanı siyasi simge olarak kullanan genel başkanı olarak tarihe geçeceksiniz.

TARİH AFFETMEZ…Gazete Medya Siyaset

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran