Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

DEVE KUŞLARI HAKLI; GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN YOK OLUR 

Ersoy Arslan DEVE KUŞLARI HAKLI;  GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN YOK OLUR  Odanın bir köşesinde ne zamandır dikkatimi çeken toz-tüy karışımı bir öbek vardı. Ha bugün ha yarın temizlerim derken günlerce bakışıp durduk onunla. Ben üşendikçe tüysü yumurcak da büyümeye devam etti, neredeyse dört santime kadar ulaşmıştı çapı. Ve bir gün balkon kapısından esen hayırsever bir rüzgar onu alıp kanepenin altına sürükledi. Ve işte artık yoktu. Sorun kalmamıştı. Deve kuşu gibi başını kuma gömmek, diye bir söz var. Gerçekte korktuklarında başlarını kuma falan gömmüyorlarmış, ama bence ne kadar doğru, ne kadar haklı bir hareket biçimi… Seni rahatsız eden şeyden uzaklaşırsan, onu görmezsen, onu duymazsan o rahatsızlık kendiliğinden yok olur.  Psikologlara göre sorunlarımızın üzerine gitmeliymişiz. Bizi üzen, bize kötülüğü dokunan kişileri kendi içimizde affetmeli, onlarla barışmalıymışız. Yok ya! Benden özür mü dilendi, ayaklarıma mı kapanıldı, durduk yere niye affediyorum abi? Öyle yapacağıma, o kişiyi komple silerim, unuturum, adeta içimde yok ederim. Gözden ırak bir noktaya itersem o da yok olur gider zaten zamanla... Geçenlerde fazla kullanmadığım bir odanın ücra bir köşesinde sağa sola amaçsızca yürüyen birkaç karınca gördüm. Hemen kafamı çevirdim, görmezden geldim. Ne yapsaydım yani, gidip karınca yemi alıp oraya buraya yerleştirerek durduk yere ölmelerine mi sebep olsaydım? Bakışlarımı onlardan uzaklaştırmayı tercih ettim işte, bana ne zararları var ki, evin mutfaktan fersah fersah uzaktaki bir köşesini tercih ettiklerinden ötürü zaten yiyecek bir şey bulamayıp kısa zaman içinde kendi kendine ölüp gidecek zavallılar, niye katilleri ben olayım? Vay efendim neymiş, tozu halının altına süpürmek doğru bir şey değilmiş. Niye ki? Pratik bir çözüm olması açısından halının altı makul bir seçenek, ortada durdukça, onu gördükçe rahatsız olacaksın, süpür halının altına görmezsin, bir süre sonra o tozun varlığını nerede olduğunu tamamen unutursun zaten. Bütün bu söylediklerimden benim ne kadar pasaklı olduğum gibi bir sonuca ulaşabilirsiniz. Bu belki sizce doğru, fakat evrensel realite çerçevesinden bakıldığında ise son derece yanıltıcı, önyargılı bir düşünce tarzı olur. Ben meseleye bilimsel kaideler ışığında, mühendisçe yaklaşıyorum sadece, en az çabayla maksimum faydaya ulaşma gayreti benimki. Siz hiç  Albert Einstein’ın çalışma masasını görmediniz herhalde? Her dahi biraz pasaklı, biraz dağınık, biraz üşengeçtir.  Daha önce pasaklılığıyla övünen birisini hiç görmemiş olabilirsiniz, beni takip etmeye devam edin, daha neler göreceksiniz… -Ersoy ARSLAN  ersoyarslan78@gmail.com ]]>
Ekleme Tarihi: 11 Ekim 2022 - Salı
Sizden Gelenler

DEVE KUŞLARI HAKLI; GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN YOK OLUR 

Ersoy Arslan

DEVE KUŞLARI HAKLI; 

GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN YOK OLUR 

Odanın bir köşesinde ne zamandır dikkatimi çeken toz-tüy karışımı bir öbek vardı. Ha bugün ha yarın temizlerim derken günlerce bakışıp durduk onunla. Ben üşendikçe tüysü yumurcak da büyümeye devam etti, neredeyse dört santime kadar ulaşmıştı çapı. Ve bir gün balkon kapısından esen hayırsever bir rüzgar onu alıp kanepenin altına sürükledi. Ve işte artık yoktu. Sorun kalmamıştı.

Deve kuşu gibi başını kuma gömmek, diye bir söz var. Gerçekte korktuklarında başlarını kuma falan gömmüyorlarmış, ama bence ne kadar doğru, ne kadar haklı bir hareket biçimi… Seni rahatsız eden şeyden uzaklaşırsan, onu görmezsen, onu duymazsan o rahatsızlık kendiliğinden yok olur. 

Psikologlara göre sorunlarımızın üzerine gitmeliymişiz. Bizi üzen, bize kötülüğü dokunan kişileri kendi içimizde affetmeli, onlarla barışmalıymışız. Yok ya! Benden özür mü dilendi, ayaklarıma mı kapanıldı, durduk yere niye affediyorum abi? Öyle yapacağıma, o kişiyi komple silerim, unuturum, adeta içimde yok ederim. Gözden ırak bir noktaya itersem o da yok olur gider zaten zamanla...

Geçenlerde fazla kullanmadığım bir odanın ücra bir köşesinde sağa sola amaçsızca yürüyen birkaç karınca gördüm. Hemen kafamı çevirdim, görmezden geldim. Ne yapsaydım yani, gidip karınca yemi alıp oraya buraya yerleştirerek durduk yere ölmelerine mi sebep olsaydım? Bakışlarımı onlardan uzaklaştırmayı tercih ettim işte, bana ne zararları var ki, evin mutfaktan fersah fersah uzaktaki bir köşesini tercih ettiklerinden ötürü zaten yiyecek bir şey bulamayıp kısa zaman içinde kendi kendine ölüp gidecek zavallılar, niye katilleri ben olayım?

Vay efendim neymiş, tozu halının altına süpürmek doğru bir şey değilmiş. Niye ki? Pratik bir çözüm olması açısından halının altı makul bir seçenek, ortada durdukça, onu gördükçe rahatsız olacaksın, süpür halının altına görmezsin, bir süre sonra o tozun varlığını nerede olduğunu tamamen unutursun zaten.

Bütün bu söylediklerimden benim ne kadar pasaklı olduğum gibi bir sonuca ulaşabilirsiniz. Bu belki sizce doğru, fakat evrensel realite çerçevesinden bakıldığında ise son derece yanıltıcı, önyargılı bir düşünce tarzı olur. Ben meseleye bilimsel kaideler ışığında, mühendisçe yaklaşıyorum sadece, en az çabayla maksimum faydaya ulaşma gayreti benimki. Siz hiç  Albert Einstein’ın çalışma masasını görmediniz herhalde? Her dahi biraz pasaklı, biraz dağınık, biraz üşengeçtir. 

Daha önce pasaklılığıyla övünen birisini hiç görmemiş olabilirsiniz, beni takip etmeye devam edin, daha neler göreceksiniz…

-Ersoy ARSLAN 

ersoyarslan78@gmail.com

]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran