Sizden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizden Gelenler
 

Yusuf Yavuz Yazdı: Melendiz sessizce çekip gitti...

Yusuf Yavuz Coğrafya ve kimlik arasında doğrudan bir ilişki vardır… Edip Cansever'in olmalıydı sanırım, "İnsan yaşadığı yere benzer" dizeleri bu ilişkiyi bir çırpıda özetler. Cahit Külebi'nin Benim doğduğum köylerde ceviz ağaçları yoktu/ Ben bu yüzden serinliğe hasretim /Okşa biraz!" dizeleriyle zihinlere kazınan 'Hikaye' şiiri de bir bakıma coğrafyanın insan karakterini nasıl biçimlendirdiğini dillendirir. Anadolu'nun dağları, ırmakları, bozkırları, yaylaları, kıyıları ve koyları binlerce yıldır üzerinde devinip duran insanları biçimlendirip durdu... Orta Anadolu'da Melendiz Dağı'ndan doğup Tuz Gölü'ne dökülen Melendiz Çayı da bu sessiz yürek örücülerden biriydi... Ihlara Vadisini yaratan ve vadinin iki yanında insanlık tarihinin en özgün kültürlerine 'koza' olan Melendiz Çayı'nın antik çağdaki adı Kapadokya Irmağı anlamına gelen 'Kapadukus Potamus'du. Neolitik kültürlerden Selçuklu'ya, Bizans'tan Osmanlı'ya uzanan tarihsel akış boyunca Melendiz Çayı yöreye yaşam vermeyi sürdürdü. Selçuklu döneminde oldukça önemli bir ticaret merkezi olan Aksaray'ın tam ortasından geçen Melendiz Çayı, Karamanoğulları Beyliği'nin bölgede hüküm sürdüğü dönemden Osmanlı'nın son dönemine kadar kente can veren bir su kaynağıydı. Anadolu'nun pek çok yerinde ırmaklara halk 'koca su' derdi. Aksaraylılar da yaşam kaynağı olan Melendiz'e 'ulu ırmak' adını vermişti. Cumhuriyet döneminde de yaklaşık 40 yıl öncesine kadar kent insanının gündelik yaşamındaki yerini koruyan Melendiz Çayı zamanla beton blokların arasında kalarak adeta bir su kanalına dönüştü. Doğal akışını sürdürdüğü alanları saymazsak bugün Melendiz Çayı Aksaray'ın içinde adeta kaybolmuş gibi. Bu kendin içinden bir nehir geçtiğini anlamanız için epeyce bir aramanız gerekiyor. Anadolu Meriç'ten Arpaçay'a, Yeşilırmak'tan Asi Nehri'ne dört bir yanı su yollarıyla süslenmiş uçsuz bucaksız bir halı gibiydi... Kılcal damarlar gibi binlerce dere akıp geçtiği vadilere hem yaşam veriyor hem de insanların öykülerine karışıyordu. Yaşamı başlatan sular, insanı yaşatıp gönendiriyor, sonra da sonsuzluğa alıp götürüyordu... Aksaray'ı iki yanına alıp her canın öyküsüne karışan Melendiz yolculuğunun bu bölümünde aktığı betonların arasında artık suskun. Kimse ona o da kimsenin öyküsüne karışmıyor. Bir zamanlar içinde yüzen mandalarla, üzerindeki taş köprülerden geçen insanlarla ya da kıyısında urbasını yuğan kadınlarla yaptığı şakacı konuşmalar yok artık. Yanı başındaki minarelerden duyduğu ezan sesleri artık artık her damlasına karışmıyor. Nehirlerle birlikte sanki içimizdeki yaşam coşkusu da usulca çekilip gidiyor... Bir kente soluk veren Melendiz, 1907 yılında Aksaray'dan böyle geçiyordu... Şimdi öykülerine karıştığı tüm insanlarla birlikte sessizce çekip gitti... (Yusuf Yavuz, arşiv) Eski Fotoğraflar: (Gertrude Bell Arşivi-1907) *** Melendiz Çayı’nın Aksaray’a ulaşmadan önce doğal akışını sürdürebildiği koruma altındaki Ihlara Vadisi’ndeki yolculuğundan kısa bir bölümü izlemek isterseniz: https://www.youtube.com/watch?v=ri4Lbt3KXp0 https://www.youtube.com/watch?v=k-LeMphhZqY ]]>
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2022 - Perşembe
Sizden Gelenler

Yusuf Yavuz Yazdı: Melendiz sessizce çekip gitti...

Yusuf Yavuz

Coğrafya ve kimlik arasında doğrudan bir ilişki vardır…

Edip Cansever'in olmalıydı sanırım, "İnsan yaşadığı yere benzer" dizeleri bu ilişkiyi bir çırpıda özetler.

Cahit Külebi'nin Benim doğduğum köylerde ceviz ağaçları yoktu/ Ben bu yüzden serinliğe hasretim /Okşa biraz!" dizeleriyle zihinlere kazınan 'Hikaye' şiiri de bir bakıma coğrafyanın insan karakterini nasıl biçimlendirdiğini dillendirir.

Anadolu'nun dağları, ırmakları, bozkırları, yaylaları, kıyıları ve koyları binlerce yıldır üzerinde devinip duran insanları biçimlendirip durdu...

Orta Anadolu'da Melendiz Dağı'ndan doğup Tuz Gölü'ne dökülen Melendiz Çayı da bu sessiz yürek örücülerden biriydi...

Ihlara Vadisini yaratan ve vadinin iki yanında insanlık tarihinin en özgün kültürlerine 'koza' olan Melendiz Çayı'nın antik çağdaki adı Kapadokya Irmağı anlamına gelen 'Kapadukus Potamus'du.

Neolitik kültürlerden Selçuklu'ya, Bizans'tan Osmanlı'ya uzanan tarihsel akış boyunca Melendiz Çayı yöreye yaşam vermeyi sürdürdü.

Selçuklu döneminde oldukça önemli bir ticaret merkezi olan Aksaray'ın tam ortasından geçen Melendiz Çayı, Karamanoğulları Beyliği'nin bölgede hüküm sürdüğü dönemden Osmanlı'nın son dönemine kadar kente can veren bir su kaynağıydı.

Anadolu'nun pek çok yerinde ırmaklara halk 'koca su' derdi. Aksaraylılar da yaşam kaynağı olan Melendiz'e 'ulu ırmak' adını vermişti.

Cumhuriyet döneminde de yaklaşık 40 yıl öncesine kadar kent insanının gündelik yaşamındaki yerini koruyan Melendiz Çayı zamanla beton blokların arasında kalarak adeta bir su kanalına dönüştü.

Doğal akışını sürdürdüğü alanları saymazsak bugün Melendiz Çayı Aksaray'ın içinde adeta kaybolmuş gibi. Bu kendin içinden bir nehir geçtiğini anlamanız için epeyce bir aramanız gerekiyor.

Anadolu Meriç'ten Arpaçay'a, Yeşilırmak'tan Asi Nehri'ne dört bir yanı su yollarıyla süslenmiş uçsuz bucaksız bir halı gibiydi... Kılcal damarlar gibi binlerce dere akıp geçtiği vadilere hem yaşam veriyor hem de insanların öykülerine karışıyordu.

Yaşamı başlatan sular, insanı yaşatıp gönendiriyor, sonra da sonsuzluğa alıp götürüyordu...

Aksaray'ı iki yanına alıp her canın öyküsüne karışan Melendiz yolculuğunun bu bölümünde aktığı betonların arasında artık suskun. Kimse ona o da kimsenin öyküsüne karışmıyor. Bir zamanlar içinde yüzen mandalarla, üzerindeki taş köprülerden geçen insanlarla ya da kıyısında urbasını yuğan kadınlarla yaptığı şakacı konuşmalar yok artık. Yanı başındaki minarelerden duyduğu ezan sesleri artık artık her damlasına karışmıyor.

Nehirlerle birlikte sanki içimizdeki yaşam coşkusu da usulca çekilip gidiyor...

Bir kente soluk veren Melendiz, 1907 yılında Aksaray'dan böyle geçiyordu...

Şimdi öykülerine karıştığı tüm insanlarla birlikte sessizce çekip gitti...

(Yusuf Yavuz, arşiv)

Eski Fotoğraflar: (Gertrude Bell Arşivi-1907)

***

Melendiz Çayı’nın Aksaray’a ulaşmadan önce doğal akışını sürdürebildiği koruma altındaki Ihlara Vadisi’ndeki yolculuğundan kısa bir bölümü izlemek isterseniz:

https://www.youtube.com/watch?v=ri4Lbt3KXp0
https://www.youtube.com/watch?v=k-LeMphhZqY
]]>
Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

18
Mayıs
21
Ağustos
28
Haziran
23
Haziran
16
Haziran